“Bizim inancımızda insan ‘eşref-i mahlûkat’ yani
yaratılmışların en şereflisidir.” diyen Rektör Can, “Yaratılanı Yaratan’dan
ötürü hoş gören, bütün dünyaya merhamet nazarıyla bakmayı öğütleyen bir inancın,
hangi din, hangi ırk, hangi renge sahip olursa olsun zulme uğrayan her insana
sığınak olan bir milletin fertleri olarak 72 yıl önce İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi’nin BM tarafından kabul edilişini anlamlı ve değerli buluyoruz.”
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin insanların dil,
din, ırk, renk ve cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin yalnızca insan oluşlarından
dolayı başta eğitim hakkı olmak üzere eşit, hür ve onurlu yaşama hakkına sahip
olmalarını garanti altına aldığını hatırlatan Rektör Can, buna rağmen dünyanın
her köşesinde akan kanın durdurulması, zulme uğrayan her topluluğu huzura
kavuşturmak için öznesi insan olan ve insana hizmeti kutsal sayan anlayışın
bütün dünyada hâkim kılınması gerektiğinin altını çizdi.
“Biz Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi olarak bütün
öğrencilerimizi insan haklarına saygılı, hoşgörülü ve duyarlı bireyler olarak
yetiştiriyoruz. Geleceği inşa edecek gençlerimizin attıkları her adımda insanı
önceleyen bir anlayışa sahip olmalarını önemsiyoruz.” diyen Rektör Can, “Güçlü
ve müreffeh bir Türkiye’nin bütün insanlığın insanca yaşamayı sürdürebilmesinin
güvencesi olarak görüyoruz. Üniversite olarak en temel hedefimiz daha güçlü bir
Türkiye için yeni teknolojiler geliştirmek, bu amaca hizmet eden bilimsel
çalışmalara imza atmak ve bu anlayışa sahip nesiller yetiştirmektir.”
ifadelerini kullandı.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle KSÜ
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Hukuk Bilimleri
Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Bayram Doğan da bir bilgilendirme yazısı kaleme
aldı.
“BM tarafından 1948’de İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi’nin kabul edildiği gün, her yıl 10 Aralık’ta İnsan Hakları Günü
olarak kutlanmaktadır. Türkiye’nin BM’nin kurucu üyelerinden biri olarak İnsan
Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ilk onaylayan ülkeler arasında yer alması,
insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için önemli adımlar atması, bu
konudaki hassasiyetini göstermektedir.
Dünyanın en fazla dile tercüme edilen Bildirgesi olarak bilinen
ve 30 maddeden oluşan ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ birçok ülke
anayasasına da ilham kaynağı olmuştur. Birleşmiş Milletlerce kabul edilen, insan hak ve hürriyetlerinin
korunması ve geliştirilmesi için çeşitli ortak değerler ve hedefler belirleyen bu
bildirge ile barışın, kardeşliğin, adaletin ve hoşgörünün egemen olduğu bir
dünyaya ulaşılabilmesi evrensel bir amaçtır.
‘Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma yönelmiş
bir tehdittir.’ ilkesini ortaya koyan Montesquieu, insan hak ve hürriyetlerinin
çiğnenmesinin toplumsal bir infialle sonuçlanacağını öngörmektedir. Oysa
günümüzde devam eden savaşlar, terörizm, mazlum/az gelişmiş ülkelerde insan
haklarından mahrum bırakılmış toplumlar, engellilerin sorunları, kadın
cinayetleri, çocuk sömürüleri, küresel çağda kayıt dışı çalıştırılan
milyonlarca insan, göçmenler gibi başlıklar altında kümelenen sorunlar, sadece
Türkiye’nin değil tüm dünyanın ilgi ve yardımına gereksinim duymaktadır.
Kuşkusuz Dünya devletleri tarafından ortak değerler olarak kabul edilen insan
hakları, sadece belli bir medeniyetin/milletin değil, tek tek her insanın eşit,
hür ve onurlu yaşama hakkına sahip olduğunu garanti altına almıştır.
İnsanlık için yol gösterici belge olmaya devam eden
Bildirge, bütün insanların eşit ve hür doğduğunu, başta yaşama ve güvenlik
hakkı olmak üzere herkesin sığınma, yerleşme, evlenme, çalışma, ücret alma,
seyahat etme, uyruğa sahip olma, özel mülkiyet, özel hayat, eğitim-öğretim,
fikir, vicdan ve din hürriyeti bulunduğunu ve kanunlar önünde herkesin eşit
olduğunu beyan etmektedir.
Umudumuz odur ki; tüm insanlığın daha fazla konuda uzlaşı
içinde olması, yeryüzünde hiçbir insan hak ve hürriyetinin özel veya tüzel
kişiler tarafından ihlal edilmediği, hiçbir insanın şeref ve haysiyetinin
çiğnenmediği, onur kırıcı muamelelere maruz bırakılmadığı eşitlik ve adalet
ilkelerinin hayatın içinde daha fazla görünür ve hissedilir olmasıdır.
Bu bağlamda; dünyayı daha yaşanılabilir bir hale getirmek
için gayret eden, kendine ve başkalarına saygısı gelişmiş, yaşamın değerinin
farkında olan, bilinç, duyarlılık ve sorumluluk sahibi herkesin ‘Dünya İnsan
Hakları Gününü’ tebrik ediyor; tüm insanlık için mutlu, huzurlu, güvenli ve
insanî kaygılardan uzak adil ve yaşanabilir bir dünya temenni ediyorum.”
YORUMLAR