“Üniversite olarak toplumun ve dünyanın gündeminde olan her konu ile ilgileniyoruz.” diyen Rektör Can, “Üniversitelerin eğitim, öğretim, bilim üretme sorumlulukları yanında, toplumsal sorumlulukları da vardır. Bu sorumluluğumuzun çok farkındayız. Kalp Sağlığı Haftasında birimlerimiz, kalp sağlığı teşhis ve tedavisiyle uğraşan sağlık elemanlarımız hem kendilerini yeniliyor, hem de toplumu her vesileyle bilgilendiriyorlar. Kalp sağlığı ile ilgili fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, kötü alışkanlıklardan kaçınma, hep güzellikler düşünme gibi hususlara dikkat etmemiz gerektiğine inanıyor, herkese sağlıklı günler temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.
KSÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah Sökmen de, “Kalp Sağlığı Haftası” münasebetiyle bilgilendirmelerde bulundu.
Ülkemizde her yıl Nisan ayının ikinci haftası toplumu bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak için “Kalp Sağlığı Haftası” olarak çeşitli toplantılar ve aktiviteler ile kutlandığını hatırlatan Prof. Dr. Abdullah Sökmen, tüm Dünya’yı ve ülkemizi etkileyen koronavirüs salgınında hayatını kaybedenlerin önemli bir bölümünün, kalp ve damar hastası olan bireylerden oluştuğunu söyledi.
Prof. Dr. Abdullah Sökmen, sağlıksız beslenmenin yanı sıra kolesterol yüksekliği, sigara, yaş, obezite, stres, fiziksel aktivite azlığının kalp ve damar sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.
“Kalp ve damar hastalıklarının gelişmesinde diyabet, hipertansiyon, genetik yatkınlık, kolesterol yüksekliği, sigara, yaş, obezite, stres, fiziksel aktivite azlığı ve sağlıksız beslenme gibi pek çok risk faktörüne bağlı olarak gerçekleşiyor. Hastalık oluşmadan önce koruyucu tedbirlerin alınması hem toplum sağlığı hem de ekonomik yük açısından çok önemlidir. Bu nedenle risk faktörlerinden çoğu kontrol altına alınabilmekte olup, kalp ve damar hastalığı gelişimi ve ölüm oranları önemli derecede azalmaktadır.” diyen Prof. Dr. Abdullah Sökmen, “Toplum sağlığını önemli derecede etkileyen bu hastalıklardan korunma için yaşam tarzı değişiklikleri ve risk faktörlerinin kontrol altına alınması büyük önem arz etmekte olduğunu söyleyerek, kalp sağlığımızı korumak için çocukluk yaşlarından itibaren sağlıklı beslenme, egzersiz ve tütün ürünlerinden uzak durma gibi alışkanlıkları kazanmaya gayret göstermeliyiz ve çocuklarımızı da bu yönde bilinçlendirmeliyiz.” şeklinde konuştu
Sökmen, kalp ve damar hastalıklarının önünde geçilmesinde yaşam tarzı değişikliklerini şu önerilerle paylaştı:
Fiziksel aktivite; Haftada 5 gün en az 30 dakika yürüyüş gibi bir egzersiz yapmak, kan basıncı, kolesterol, kan şekeri ve kilo kontrolünü sağlayarak kalp ve damar hastalıklarının gelişiminde risk azalması sağlar.
Sağlıklı beslenme; Tuz, şeker ve doymuş yağlardan kaçınılmalı, özellikle sebze, meyve ve balık tüketimini artırmalıyız. Bu şekilde sağlıklı beslenerek hipertansiyon, diyabet kolesterol yükselmesinden belirgin olarak korunuruz ve dolayısıyla kalp ve damar hastalığı gelişme riskini azaltırız.
Sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımından ve içilen ortamlardan uzak durmalı ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. Böylece hem kalp ve damar hastalığı hem de çeşitli kanserlerin gelişimi riskini azaltmış oluruz.
Fazla kilo alımından kaçınmalıyız; Sağlıklı beslenmeye dikkat ederek ideal kilo aralığına inmeliyiz. Diyabet, hipertansiyon, obezite veya kolesterol yüksekliği varsa; Kan şekeri, kan basıncı, kilo ve kolesterol düzeylerini takip ederek, hekimlerin önerileri doğrultusunda normal değerlere ulaşılmaya çalışılmalı ve kontrol altında tutulmalıdır.
Prof. Dr. Abdullah Sökmen, “Sonuç olarak bu önerilere dikkat edip yaşam tarzımızda yapacağımız bazı değişiklikler başta kalp sağlığımız olmak üzere tüm vücut sağlığımız açısından büyük önem taşımaktadır.” dedi.
YORUMLAR