KSÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Perihan Öztürk ve Plastik Rekonostrüktif ve Estetik
Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bekerecioğlu tedavi yöntemine
ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
Günümüz tıbbı araştırmalar ve tedavilerin giderek kök
hücreler üzerine yoğunlaştığını belirten Plastik Rekonostrüktif ve Estetik
Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bekerecioğlu, KSÜ Tıp’a
kazandırılan yeni cihaz sayesinde yağ dokusu kaynaklı kök hücrelerin el ve yüz
gençleştirme (kırışık giderme), saç dökülmesinin tedavisinde, yumuşak doku
defektlerinin yanı sıra iyileşmeyen kronik yara iyileşmesinde (diyabetik
yaralar gibi) ve yanık izlerinin tedavisinde, periferik damar hastalıklarında
(Burger, iskemik ayak gibi), tümörlü bir dokunun çıkarılması sonrası meydana
gelen doku çevresi hasarlarında (mastektomi sonrası meme dolgusu gibi),
kullanılabileceğini söyledi.
Kök hücre konusunda bilgilendirmelerde bulunan Deri ve
Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Perihan Öztürk, “Kök
hücreler kendini yenileme ve farklılaşma özelliğine sahip hücrelerdir.
Dokularda ölen ya da hasarlanan hücrelerin yerine yenileri üretilir. Kemik
iliği, kas, deri, yağ ve kan gibi hemen her dokuda kök hücre bulunmaktadır, fakat
kök hücrelerin dokularda miktarları değişim göstermektedir. En fazla kök
hücrenin bulunduğu dokulardan biri de insan yağ dokusudur. Yağ dokusu, vücudun
hemen hemen her bölgesinde bulunur ve bol miktarda kök hücre içerir. Kök
hücreler, hastadan lipoaspirasyon işlemi sonrası lipoaspirat olarak
adlandırılan atık yağ dokusundan elde edilir. Bu nedenle, tekrarlanabilirliği
yüksek, işlemin riski düşüktür. İnsanlardan alınan yağ doku belli işlemlerden
geçirilerek kök hücreden zengin hale getirilir.” diye konuştu.
Kök hücrelerin sahip oldukları güçlü yeni damar oluşturma
kapasiteleri ve salgıladıkları birçok koruyucu faktör nedeniyle kanlanmanın
azalmasına bağlı dokunun ölümüne kadar gidebilen süreçleri geri-döndürme
kapasitelerinin birçok bilimsel çalışma ile gösterildiğine dikkat çeken Öztürk,
“Yağ kaynaklı kök hücre sadece dermatolojik hastalıklarda ve plastik cerrahide
değil ortopedi, üroloji, kadın doğum gibi birçok klinik branşta da kullanımı
mümkündür. Bunun yanı sıra kolay elde edilebilir bir kaynak ve dokunun özelliği
gereği fazla sayıda elde edilebilmeleri nedeniyle günümüzde Kemik İliği
Kaynaklı Kök Hücre’lere alternatif bir kök hücre kaynağı özelliği taşımaktadır.
Yağdan kök hücre elde etme işlemi poliklinik şartlarında genel anestezi almadan
sadece bölgesel anestezi ile yaklaşık 1 saat içinde sağlanmaktadır. İşlem sonrası hastalar hemen normal
hayatlarına devam edebilmektedirler.” dedi.
YORUMLAR