Kahramanmaraş Ülfet Vakfı Kurucusu ve Başkanı Abdullah
Taylan Hocaefendi Kudüs’ün Yahudilerin eline bırakılmaması gerektiğini,
Müslümanlar için Kudüs’ün iman, onur, şeref ve ümmetin kalbi olduğunu belirtti.
MEKKE VE
MEDİNE’DEN SONRA ÜÇÜNCÜ HAREMİMİZ
Kudüs’ün tarihi hakkında bilgiler de veren Taylan
Hocaefendi Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs’ün Mekke ve Medine’den sonra
üçüncü haremi olduğunu vurguladı. Taylan Hocaefendi yaptığı yazılı açıklamada
şöyle dedi; “. İsra ve Miraç vakıasından dolayı İslam’da itikadi bir değerdir.
Tüm Müslümanların sorumluluğunu taşıdığı kutsallarımızdandır. Dolayısıyla
Kudüs, ümmet olarak var olmanın izzetidir.
Kudüs’e ilk ayak basan, efendimiz (s.a.v.)dir. Oradan
sıdretülmüntehaya uruc (yükselmişlerdir) etmişlerdir. Bizi Allah’la buluşturan
ilk mukaddes beldedir Kudüs. Bize kul olmanın izzetini veren, namaz ibadetinin
mekânıdır. Orada tüm peygamberler efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e iktida
etmişlerdir. Efendimiz (s.a.v.’)in Kudüs’ü, peygamberlerden bize emanettir.
KUDÜS BARIŞ
BELDESİ OLARAK BİLİNMEKTEDİR
Onu ilk fetheden Adalet timsali Hz. Ömer El Faruk
(r.a.)dır. Bu fethin adı “ Ömeriy Fethi “ olarak adlandırılmıştır. Yani bu
mukaddes belde, kansız ve savaşsız bir suretle İslam beldesine ilhak olmuştur.
Bu fetih dünyaya hoşgörü, kerem, barış ve güven konusunda benzersiz bir örnek
sunmuştur. Bundan dolayı Kudüs beldesi selam ( barış ) beldesi olarak
bilinmektedir.
Kudüs’ün fethi, siyasi ve askeri bir sürecin sonucunda
değil, sahabenin 23 yıl boyunca Resulullah (s.a.v.)'tan almış olduğu eğitim ve
terbiye sonucunda meydana gelmiştir. Sahabe 16 ( on altı ) ay kıble olarak
Kudüs’e yönelmiş ve onun hasretiyle namaz kılmışlardır. Hayber, Tebük ve Müte
savaşları Kudüs için efendimiz (s.a.v.) tarafından bizzat yapılmış, Efendimiz
(S. A. V. ) Kudüs’te Rumlar’la savaş için, Hz. Üsame (r.a.) komutasında bir
ordu hazırlatmıştır. Yine Efendimiz (s.a.v.)in sekretül mevt halinde mübarek
gözlerinin, Mescidülaksaya dönük olduğunu tarih bize bildirmektedir.
HZ. ÖMER EL FARUK
(R.A.) KUDÜS’Ü HİCRİ 15 TE MİLADİ 636 YILINDA FETHETMİŞTİR
Maalesef Miladi 1099’da Kudüs Haçlılar tarafından
kuşatılmıştır. Şöyleki yahudilerden önce Mescidülaksayı kuşatan ve orada ciddi
bir zülümle ve vahşetle Müslümanların kanına geçen Hristiyan Haçlı ordusu
olmuştur. Bu vahşet ve zulüm 88 ( seksen sekiz ) yıl sürmüştür. İkinci Kudüs Fatih’i Tikritli bir Kürt Komutan
SELAHEDDİN EL EYYÜBİ’dir. (Radiyallahu Anhu) Bu komutan, Kudüs hasretiyle rahat
uyumamış ve yüzü hiç gülmemiştir. Onun için bütün her şey KUDÜS olmuş, 2 Ekim
1187 Cuma günü Miraç Kandili'nde Kudüs’ü fetheden Sultan Selahattin El Eyyübi,
Haçlıların tahrip ettiği İslam’ın ilk kıblegahı Mescidi Aksa’yı bizzat
elleriyle temizlemiş ve imar etmiştir.
HAYATINDA
ARKASINDA BIRAKTIĞI TEK MİRASI KUDÜS OLMUŞTUR
Asrı Saadet, Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı yadigârı
olan Kudüs, ne yazıkki 1917 ‘de Yahudilerin ayaklarıyla kirlenmiştir. Osmanlılar gözbebeği gibi 400 ( dört yüz ) yıl
Küdüs’e Şeref’le hizmet etmiş, kanlarıyla korumuşlardır. Şimdi tarihe bakalım;
1917 - 2017 yılları arası 100 yıldır Yahudilerin kirli postalı altında olan bu
mükaddes belde 88 ( Seksen sekiz ) yılda Hristiyan Haçlıların kirli postalları
altında kalmıştır. Öyleyse Mukaddes KUDÜS 1200 ( Bin İkiyüz ) yıl İslam’ın
izzetini taşıyan selam ( Barış ) beldesi olmuştur. Haçlı ve Yahudilerin ikiyüz
yıllık Kudüs tarihi korku, panik, gözyaşı ve kandan ibarettir.
YENİDEN BİR FETİH
ZARURİ OLMUŞTUR
Bugün zaman artık dolmuştur, izzet artık iade olmalıdır.
Yüz yıl sonra tekrar bir fetih zaruri olmuştur. Bu fetih sadece Kudüs fethi
olmayacaktır, bu fetih ümmet olmanın fethi olacaktır. Kudüs’ün fetih seyrine
baktığımızda, samimi bir azim arkasında ZAFER getirir.
Efendimiz s.a.v.’in, Hz. Ömer El Faruk r.a.’ın, büyük
komutan Selaheddin El Eyyubi’nin ve Ulu Hakan Abdulhamid Han’ın mirası olan
Kudüs, artık o kirli ellerden ve esaretten kurtulmalıdır.
Biz kimin kurtarmasını bekliyoruz?
Kudüs bize, Osmanlı’ya emanetti ve biz onu kaybettik.
Bugün Kudüs tekrar bizi bekliyor. Bu İZZET Osmanlı bakiyesi Asil Millet Türkiye
Milletine ait olmalıdır. Bizim azimli, vakur duruşumuz ve kardeşlik
ruhumuz, bu izzeti iade edecektir. Kürt
Komutan Selaheddin El Eyyübi’nin torunları ve Türk Komutan Fatih Sultan
Muhammed’in torunları, omuz omuza vererek, yürekli bir direnişle Haçlıları ve
Yahudileri topraklarından def edebilirler.
KUDÜS ARTIK O
KİRLİ POSTALLARDAN KURTULMALIDIR
Korkmayalım biz
azim edersek ZAFER bizimdir. Allah’ın vadi var, “ Biz kâfirlerin kalplerine
korkuyu yerleştirdik.” İnanan ve yaşayan bir millet olarak, birbirimizi sevelim
ve KARDEŞ olalım. Aramızdaki ırksal ve sınıfsal ayrıcalığı kaldırmadığımız
müddetçe ümmet olamayız. Ümmet olmadığımız müddetçe hür olamayız. Hür
olmadığımız müddetçe mabetlerimiz esaretten kurtulamaz. Mabedsiz bir ümmet
İslami şahsiyet üzere olamaz.
İşte bugün Kudüs Yahudilerin, Ayasofya Hristiyanların
baskısıyla ve istilasıyla maalesef esir düşmüşlerdir. Mekke ve Medine
idareleriyle hain bir yönetimin esaretindedir. Bu iki mabed ( Kudüs ve Ayasofya
) ümmetin içinde bulunduğu prangalardan kurtuluş anahtarlarıdır. Bu anahtarlar
cesaretle derhal kullanılmalıdır. Bu gün buna hazır olan tek ülke hamd olsun
Türkiye’dir. Devlet, Hükümet ve Millet olarak buna öncülük edecek bir ruh ve
güce sahip tek milletiz. Bu öncülük tüm İslam aleminin birliğine vesile
olacaktır.
TÜM MAZLUMLARIN
GÖNLÜNÜ FETHEDEN ÜLKEYİZ
Tüm İslam topraklarında, bütün mazlumların gönlünü fetih
eden, tek ülke Türkiye’dir. Buda bizim için en büyük sermayedir. Yürekleri ve
duaları kazanan bir millet hiç bir zaman kaybetmemiştir. Tarih bunun en büyük
şahididir.
Yakın tarihimizde kendi topraklarımızda bunu birebir
yaşadık. 15 TEMMUZ DIŞ MİHRAKLI HAİN DARBE GİRİŞİMİ bizim için
başarabileceğimizin bir provası oldu. Uçaklar, tanklar ve tüm teknolojik güç o
gün iflas etti. Buna da inanmalıyız ki Kudüs’ün savunmasında süper güçler bu
inançlı millet karşısında iflas edecektir. Kuran’ı Kerim onları korkak olarak
tarif eder, yeterki biz cesaretli olduğumuza inanalım.
ABD KENDİ ÖLÜM
İPİNİ KUDÜS’E GETİRMİŞTİR
Artık Yahudilerin miadı dolmuştur. ABD kendi ölüm ipini
Kudüs’e getirmiştir, onun çekmek bugün bize bir fırsat olarak doğmuştur. Gelin
bu ipi cesaretle çekelim, böylece tüm dünya Müslümanları huzura kavuşacaktır.
Irak, Libya, Tunus, Yemen, Afganistan, Pakistan, Mısır ve SURİYE, bütün bunları
birer haber olarak geçiştirdik. Ancak Kudüs bizim için artık son olacaktır.
İsrail’in 1917 - 1948 - 1980 hamleleri Kudüs’ün tamamen Yahudi
hâkimiyeti altına alınması için çok ciddi hamleler olmuştur. Ancak Filistin
Halkının mukavemeti onlara hiç rahatlık vermemiştir. Bu son hamle 2017 de
Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasına imkân verilmesi, Filistin
Halkının mukavemetini tamamen ortadan kaldırmaktır. Kudüs’ün İsrail’e başkent
olarak tanınmasına seyirci kalınması, İsrail’in arz-ı mevudu başarması anlamına
gelir. İsrail’in bunu başarması, zayıf, dağılmış ve yorgun düşmüş orta doğuyu
ele geçirmesi demektir ve Yahudi zaferidir. Şu halde Ümmetin TEK umudu
Türkiye’dir. Allah cc. ne güzel buyuruyor;
“Eğer Allah size yardım ederse, size galip gelecek hiç bir güç yoktur.” Kudüs
imandır, onurdur ve şereftir. Kudüs bu ümmetin kalbidir.”
YORUMLAR