Meydanda toplanan kalabalığa seslenen AK Parti Kahramanmaraş
İl Başkanı Ahmet Özdemir, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın
hukuksuz Kudüs açıklamasının, insanlık vicdanını yaraladığını ve bölgemizdeki
sorunları derinleştirdiğini söyledi. Özdemir, “Sayın Cumhurbaşkanımızın kesin
şekilde ilan ettiği üzere Kudüs, tüm Müslümanların kırmızı çizgisidir. Bu,
bölgemizde barışı ve istikrarı tehdit etmeye yönelik bir adımdır. Alman kararın,
İsrail ve Filistin toplumları arasındaki husumeti arttırmaktan başka sonucu
olmayacaktır. Asla kabul edilemez gördüğümüz bu karardan en kısa sürede
dönülmelidir. İslam’ın sesini susturmak, kendi kurguları olan terör örgütlerini
bahane ederek Müslümanların iradelerini esir etmek isteyenler, tarihte
defalarca olduğu gibi yine hüsrana uğrayacaklardır. İslam’ın harem-i izzeti
olan Kudüs’ü tacize teşebbüs edenler, Türk’üyle, Arap’ıyla, Kürt’üyle tüm
Müslümanlarda Selahaddin Eyyubi ruhunun dirilip karşılarına dikildiğini
göreceklerdir” dedi.
“KUDÜS DAVASININ
SONUNA KADAR TAKİPÇİSİYİZ”
İslam dünyası üzerindeki gizli oyunların ancak Müslümanların
birlik ve beraberlik içinde hareket etmesiyle bozulacağını ifade eden Özdemir,
şöyle konuştu: “Türkiye’nin, İnsanlığın silueti olan Kudüs’ün mahremiyetine
yönelik bu saldırı karşısında Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya koyduğu
güçlü tepkinin sonuna kadar arkasındayız. Dünyadaki tüm Müslümanların, İslam
İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olan Türkiye’nin çağrısına kulak
vererek Kudüs’e sahip çıkacağına inanıyoruz. Diğer taraftan, Amerika Birleşik
Devletleri’nin bu kararı, dünyada yaşanan adaletsizliğin yeni bir tezahürüdür. Bu
hadise, Cumhurbaşkanımızın, küresel sistemin çarpıklıklarına ve adaletsizliklerine
karşı uzun zamandır dile getirdiği “Dünya 5’ten büyüktür” itirazının
haklılığını teyit etmiştir. İslam’ın kalbine saplanmaya çalışılan bu hançere,
ancak tüm Müslümanların iki elin parmaklarının kenetlenmesi gibi
bütünleşmesiyle engel olabiliriz. Biz Müslümanlar olarak Kudüs davası ve
ümmetin birliği için her türlü çabayı göstermeye, her türlü fedakârlıkta
bulunmaya hazırız. Kudüs davasının sonuna kadar takipçisi olacağız.
Eski kent meydanında toplanan kalabalığa hitap eden
Kahramanmaraş Platformu Dönem Sözcüsü M. Yusuf Bülbül, günün, Kudüs için eyleme
geçme günü olduğunu ifade etti.
Bülbül, “Bugün burada; ilk kıblemiz Kudüs'ü İsrail'in
başkenti ilan eden ABD'yi kınamak için toplanmadık. Bugün kınama günü değildir,
bugün Kudüs için ağıt yakma günü değildir. Bugün Ümmetin 15 Temmuz'udur. Bugün
Kudüs için eyleme geçme günüdür. Bizler Sütçü İmam'ın torunları olarak buradan
tüm dünyaya haykırıyoruz: Ey Kudüs! Sütçü İmamın, Rıdvan Hocanın torunları
olarak sana söz veriyoruz; seninle özgürleşip, seninle dirilinceye kadar senin
soluğun ve senin haykırışın olacağız” dedi.
ABD'nin bu kararının; İsrail'in, bütün Filistin'i işgal etme
planının bir parçası olduğunu dile getiren Platform Dönem Sözcüsü Bülbül, şöyle
konuştu: “Bu plan yeni değildir. ABD bu kararı 1995'te almıştır. Kudüs'ün
Müslümanların elinden çıkmasının 100. yıldönümünde bu karar bilinçli olarak
uygulamaya konulmuştur. İsrail Filistin'i işgal sonrasında, işgal topraklarını
Suriye ve Türkiye ekseninde genişletmeyi amaçlamaktadır. Bu planı uygulamak
için de ABD ile işbirliği yapmaktadır. ABD İsrail'le birlikte işgalin tarafı
olduğunu açıkça ilan etmiştir. Ancak İsrail'in Kudüs'ü ilhak karar nasıl hiçbir
zaman kabul görmemişse, ABD'nin bu kararı da aynı şekilde vicdan, hukuk ve
tarih önünde hükümsüzdür. Bu kararı asla tanımıyoruz.”
İSRAİL'İN VARLIK
SEBEBİ İŞGALDİR
İsrail’in varlık sebebinin işgal olduğunu bildiren Bülbül, İsrail'in
işgalinin ulusal ve uluslararası hukukta onaylanmadığını, onaylanmasının da
mümkün olmadığını ifade ederek şu açıklamalarda bulundu: “Kudüs'ün statüsü
konusunda BM’nin kararları nettir. 1967 sınırları sonrasında yapılan ve
yapılacak bütün işgaller, yerleşkeler, utanç duvarları illegal olarak
tescillenmiştir. Ancak ABD uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymakta,
tüm dünyaya meydan okumaktadır. Şimdi önümüzde iki seçenek var: Ya dünyadaki
tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak ya da BM
başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar ABD ve İsrail'in hukuka
uymasının gereğini yapacak. Bu da BM Genel Kurulunun Filistin özel gündemi ile
toplanması ve caydırıcı kararlar alıp uygulaması ile sağlanabilir. Cılız da
olsa dünya liderlerinden gelen tepkiler ümit vericidir. Herkes için barış,
ancak İsrail işgali sona erdiğinde ve Filistinliler kendi yurtlarında özgür
olabildiğinde mümkün olacaktır.”
İSRAİL’E BOYKOT VE
AMBARGO
İslam Dünyasının Filistin'e ve Filistin'in Başkenti Kudüs'e
sahip çıkması; siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlaması gerektiğini
aktaran Bülbül, şöyle devam etti: “İsrail ve İsrail destekçisi tüm ülkelere
siyasi, ticari, ekonomik her türlü boykot ve ambargo uygulanmalı, İsrail ile
siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik ilişkiler kesilmelidir. Bizim şer
bildiğimiz şeylerde hayır, hayır bildiğimiz şeylerde şer olabilir. Biz
bilemeyiz, ancak Allah bilir. İşte bizim şer olarak gördüğümüz bu kararda,
üzerine ölü toprağı serpilen Ümmetin uyanışına ve dirilişine vesile olacak
inşallah. İsrail'le ve ABD'yle dost olan Arap ülkeleri belki de kendilerini
tekrar sorgulayacaklar. Dünya ülkelerinden gelen tepkilerle ABD ve İsrail
dünyada yalnızlaşacak ve Allah'ın izniyle Kudüs özgürlüğüne kavuşacak. Hz
Ömer'lerin, Selahattin Eyyubi'lerin, Yavuz Sultan Selim ve Abdülhamit Han'ların
tükendiğini ve bu zulmün payidar olacağını sananlar er veya geç ne kadar
yanıldıklarını anlayacaklardır. Tüm dünya bilsin ki; her Müslüman genç, yeni
bir Selahaddin Eyyubi olmaya adaydır. Nasıl ki, Hz. Ömer'in fethiyle,
Selahaddin Eyyubi'den bu yana Kudüs'ü Haçlılara karşı yüz yıllarca savunduysak;
nasıl ki, Yavuz Sultan Selim Han'ın hilafetiyle Kudüs'ü bütün inançların barış
adalarından biri haline getirdiysek; nasıl ki, Abdülhamid Han'ın mücadelesiyle
Siyonizmi Filistin ve Kudüs'ten uzak tuttuysak; şimdi de Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde emperyalizme ve siyonizme karşı aynı şuurla
mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu konudaki inancımız ve kararlığımız tamdır. Şimdi
bu inancı ve kararlılığı fiiliyata dökme vaktidir.”
Onurlu ve azimli mücadelesinden dolayı Filistin halkını selamlayan
Bülbül, şunları kaydetti: “Bundan sonra da maddi ve manevi olarak yanlarında
olduğumuzu ilan ediyoruz. Ama Kudüs davası sadece bir avuç Filistinlinin değil,
İslam ümmetinin ve insanlığın davasıdır. Filistin ve Kudüs'ün müdafaası
hepimizin mesuliyetidir.
Kudüs; maddi bir mekanın değil, manevi coğrafyamızın
ismidir. Sezai Karakoç'un mısralarıyla; "Gökte yapılıp yere indirilen
şehirdir Kudüs". Kudüs bitmeyen duamızdır. İstanbul Kudüs'ündür, Kudüs
İstanbul'un. Kudüs emanettir bize. Kudüs barışın başkentidir. Kudüs insanlığın
vicdanıdır. Kudüs Ümmetin göz bebeğidir. Kudüs Müslümanların kutsalıdır. Kudüs
bizim kırmızı çizgimizdir. Kudüs bizim namusumuzdur. Kudüs bizim
özgürlüğümüzdür. Kudüs özgür değilse dünya tutsaktır. Kudüs düşerse Mekke
düşer, Medine düşer, Maraş düşer, İstanbul düşer. Kudüs düşerse hepimiz
düşeriz. Biz inanıyoruz ve biliyoruz ki, Kudüs Filistin'in başkentidir ve
inşallah hiçbir zaman İsrail'in başkenti olmayacaktır. Sözü İsmail Heniye'nin
cümlesiyle bitirelim: "İsrail diye bir Devlet yok ki başkenti olsun".
Kahrolsun Siyonizm. Yaşasın Özgür Kudüs. Yaşasın başkenti Kudüs olan özgür ve
bağımsız Filistin.”
YORUMLAR