Kurban
Bayramı’nı diğer günlerden beslenme şekli olarak ayıran en temel özelliğin,
kırmızı et tüketimi miktarı ve sıklığının artması olduğunu belirten Fakılı, “Bayramlar,
tüm aile bireylerini bir araya getiren, sevgi ve mutluluğun göstergesi olarak
simgelenen geniş sofraların kurulduğu günlerdir. Bugünlerde tüketilen et
miktarı kadar etlerin saklanma, hazırlanma ve pişirme yöntemleri de aynı öneme
sahiptir” dedi.
Doymuş yağ oranı
yüksek olan hayvansal gıdaların, kalp ve damar hastalıklarına davetiye
çıkardığını anımsatan Fakılı, Kurban Bayramı’nda et tüketilirken görünen yağ
kısımlarının mutlaka temizlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
ETİ 24 SAAT BEKLETMEDEN TÜKETMEYİN
Kurban
Bayramı’nda en sık yapılan hatanın bayram günü kesilen hayvanın etinin
bekletilmeksizin birkaç saat içinde pişirilerek tüketilmesi olduğunu kaydeden
Fakılı, “Yeni kesilen hayvanın etindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde
sıkıntı yaşatır. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur.
Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler, eti 24 saat bekletmeden
tüketmemelidir” diye konuştu.
ET NASIL SAKLANMALI
Fakılı, daha
sonra tüketilmek üzere ayırılan etlerin saklanmasına yönelik şu önerilerde
bulundu:
“Daha sonra tüketilmek
üzere ayırılan et büyük parçalar şeklinde değil; kıyma, kuşbaşı gibi küçük
parçalara ayrılıp, tek pişirimlik miktarlara bölünüp, buzdolabı poşetlerine
koyularak buzdolaplarının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır.
Buzdolabında -2
santigrat derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede daha
uzun süre et saklanabilmektedir.
Pişirmek için
buzluktan veya derin dondurucudan çıkartılan et, yine buzdolabının alt
raflarına indirilerek çözdürülmeli ve hemen pişirilmeli, tekrar
dondurulmamalıdır.”
PİŞİRME YÖNTEMİ
Et hazırlamada
kullanılan kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyveleri doğrama işleminin
yapılmaması gerektiğini vurgulayan Fakılı, pişirme yöntemlerine değinerek, “Pişirme
yöntemi olarak haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli,
kızartma ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır. Et mangal yapılacaksa;
kömürleşecek şekilde kızartılmamalı. Kömürleşen etler her zaman kanser riski
taşır” uyarısında bulundu.
Etin ateşe yakın
olmasının B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol açtığının altını
çizen Fakılı, şöyle devam etti: “Kurban Bayramı’nın geleneksel yemeği haline
gelen kavurma, içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, kendi suyunda,
kısık ateşte pişirilmeli. Kavurma ve kırmızı et öğle öğününde tüketilmeli,
akşam öğününde ise sebze, kuru baklagil gibi posa içeriği yüksek yemekler
tercih edilmelidir.
Et yanında
asitli/gazlı içecekler yerine ayran, yoğurt, cacık, salata, piyaz tüketilmeli.
Sebze ve meyve tüketimi artırılmalı, mangal yapılan etin yanında beyaz ekmek
yerine tam tahıllı ekmek tüketilmeli.”
ŞEKERE DİKKAT
Bayram
ziyaretlerinde şeker, çikolata, hamur tatlıları ve beraberinde tüketilen etin
hem kolesterolün yükselmesine hem de kilo alımına neden olduğuna işaret eden Fakılı,
ev ziyaretlerine gidilirken düşük kalorili çorba, yoğurt, meyve, salata gibi
yiyecekler yenerek evden çıkılmasının ikramlara “hayır” deme şansını doğurduğunu
bildirdi.
Şerbetli hamur tatlıları yerine sütlü tatlıların tercih edilebileceğini anlatan Fakılı, çay ve kahvenin, yağ ve şeker içermedikleri için bayramın en masum ikramlarından görülse de içerdikleri kafein miktarından dolayı bayramda sağlığı olumsuz etkileyebileceğini kaydetti.
Aşırı kahve
tüketiminin kalbin ritmini olumsuz yönde etkileyeceğini, kahvenin içerdiği
kafein nedeniyle, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebileceğini ifade eden
Fakılı, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu da düzensiz kalp atışlarına, kalp
çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Kahve
tüketimini günde 2 fincandan, çay tüketimini ise 3-4 fincandan fazla olmamalıdır.
Bayram süresince
diyette olacak kişiler, zeytinyağlı sebze yemeği veya ızgara et ile bol
yeşillikli salata ve yoğurt/ayran içeren bir menü tercih edebilir.
Sağlıklı
yaşamanın temel koşullarından biri olan fiziksel aktivitenin bayram süresince aksatılmamalı.
Sıcak yaz günlerinde her gün en az 2-2,5 litre su tüketiminin ihmal edilmemesi
gerekir.”
YORUMLAR