Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beslenme ve
Diyet Uzmanı Dr. Gizem Köse, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde özellikle kurban
etinin tüketilmesi ve saklanması konusunda yapılan yanlış uygulamaların önemli
sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekti.
Kesilen kurban etini hemen tüketmenin bir gelenek olduğunu
belirten Dr. Gizem Köse, bu alışkanlığın sindirim problemlerini beraberinde
getirdiğini hatırlattı. Köse, şunları söyledi:
“Kurbanlık hayvan satın alınmadan önce mutlaka veteriner
kontrolünden geçmiş olmalıdır. Helal kesim noktalarından temin edilen etler en
sağlıklı tercih olacaktır. Kurban eti kesildikten hemen sonra tüketilmemelidir.
İlk 24 saat ölüm katılığı (rigormortis) denilen durum ortaya çıkar. Bu katılık
proteinin sindirimini zorlaştırır. Bu yüzden et dinlendirilmeli ve bir gün
sonra tüketilmelidir. Aksi halde sindirim problemleri ve pişme zorluğu ile
karşılaşılabilir.
Etin depolanmasında bazı hatalar yapılıyor. Büyükbaş hayvan
etleri soğuk ortamda birkaç gün bekletildikten sonra tüketilmeli. Büyükbaş
hayvan etleri, 0 derecede 7–10 gün bekletildikten sonra tam yumuşamakta ve etin
lezzeti, kıvamı yerine oturmaktadır. Zamanınız dar olduğu için hiç değilse 12
saat buzdolabında dinlendirmenizde fayda var.”
Kahvaltıda
kurban eti tüketilmemeli!
Kurban Bayramı sabahlarındaki bir başka alışkanlığı da
hatırlatan Dr. Gizem Köse, özellikle kahvaltıda kurban eti tüketiminden
kaçınılması gerektiğini belirterek şu tavsiyelerde bulundu:
“Bayram sabahlarına 2 bardak ılık su ve söğüş sebze içeren hafif
bir kahvaltı ile başlangıç yapılmalıdır. Böyle bir başlangıç sindirim
sorunlarını ortadan kaldıracak ve öğünlerinizi dengeli tüketmenizi sağlayacak.
Kurban eti sabah tüketilmemelidir. Bekleyen et daha lezzetli, kıvamlı olur ve
çiğnemesi daha kolay olur. Ete uygulanan pişirme yöntemi, etin lezzeti,
görüntü, kıvam, koku ve vücuttaki yararlılığını doğrudan etkiler. Az pişirim yapılması etin kalitesini ve besin
değerini düşürür. Kurban etinin pişirilmesinde ızgara-fırında ya da haşlama en
uygun yöntemlerdir.
Kırmızı et görünmez doymuş yağ içermektedir. Dışındaki beyaz
yağ katmanı görünür yağdır, kolesterol oranı yüksek olan bu yağları ayırmanızda
fayda var. Özellikle kalp-damar hastalığı, hipertansiyon ve kan yağ yüksekliği
olan kişiler et tüketiminde görünür yağlardan uzak durmalıdır. Kırmızı etin
günlük tüketim miktarı 90–120 gr (3–4 köfte kadar) olmalıdır.”
Mangal
yapıyorsanız bunlara dikkat
Bayramlarda mangalda pişirme yönteminin de sıklıkla
kullanıldığını belirten Dr. Gizem Köse, etin yanmaması gerektiğini belirterek
önerilerini şöyle sıraladı:
“Türk geleneği olarak mangalı seviyoruz ve Kurban Bayramı’nda
da sıkça pişirme yöntemi olarak kullanıyoruz. Ancak bazı noktalara değinmek
isterim ki etin ateşe yakın olması hem kanserojen öğe oluşumuna neden olur hem
de A, B1, B12 ve folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol açar. Etin ateşten
15cm kadar uzakta pişirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde etin dışındaki
protein yakın ateş sebebiyle katılaşacak ve protein vücutta kullanılamayacaktır.
Aynı zamanda yanmış etlerin kanserojen olduğunu unutmamak gerekiyor. Eğer et
çok pişmişse hiç değilse yanında bol C vitamini içeren taze ve kesilmemiş yeşilbiber
tüketerek kanserojen etki azaltılabilir.
Etin
yanında C vitamini tüketilmeli!
Kurban bayramında et tüketimi sebebiyle sebze tüketimi
azalır. Hâlbuki etin içerisindeki protein ve demirden faydalanmamız için
mutlaka yanında yeşillikli sebze ya da salata tüketimi olmalıdır. Demir
emiliminde de C vitamini yardımcıdır. Bu yüzden tabağınızın yarısını et
yarısını sebze ya da salata ile doldurarak tüketin.
İçecek seçiminde de dikkatli olunmalıdır. Meyve suyu, asitli
içecek yerine bitki çayı, maden suyu tercih edilmelidir. Kırmızı etin
sindiriminde su önemli bir öğedir. Kurban etinin bulunduğu masada mutlaka su
bulundurulmalı ve mümkünse yemek öncesinde, sırasında toplam 2 bardak su
tüketilmelidir.”
Kurban Bayramı’nda beslenme alışkanlıklarının değiştiğini
belirten Dr. Gizem Köse, “Beslenme düzenindeki değişikliklerde dikkatli
olunmadığında hazımsızlık, bulantı, kabızlık, mide ağrısı, kalp çarpıntısı ve
yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalma riski artıyor. Bu
neden sık sık azar azar beslenmek bu dönemlerde daha da önem kazanıyor” dedi.
Bayramlarda şekerleme ve tatlı ikramlarının da arttığını
belirten Köse, şeker yerine kuru meyve şerbetli tatlılar yerine de sütlü tatlı
ikram edilmesinin ve tüketiminin daha sağlıklı olacağını söyledi. Havaların da
sıcak olmasıyla beraber şerbetli tatlıların kan şekerindeki etkisinin daha
hızlı olacağını bu yüzden sade dondurmanın tercih edilmesi gerektiğini
belirtti.
Kırmızı
et saklanmasında önemli noktalar
Kırmızı etin proteinden zengin bir besin olduğundan çabuk
bozulma riski olduğunu belirten Dr. Gizem Köse, bu nedenle saklama koşullarına
özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak “Buzdolabı poşetinde en fazla 3 gün,
buzlukta -4 derecede en fazla 7 gün, derin dondurucuda -32 derecede en fazla 3
ay saklanmalıdır. Et küçük parçalarda birer yemeklik olacak şekilde poşet ve
yağlı kâğıda sarılarak derin dondurucuda saklanması en uygun koşul olacaktır.
Böylece çözdürme işlemi de kısa sürecek bu da bakteri oluşumunu engelleyecek.
Çözdürme işlemi kalorifer üzerinde, açıkta ya da sıcak suda bekletilerek
olmamalı! Buzdolabında ya da mikrodalgada çözdürme uygun seçenekler arasında
gösterilebilir” dedi.
YORUMLAR