Memur Sen Hizmet binasında yapılan basın toplantısında
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Dilek Konuş, 81 ilde olduğu
gibi Kahramanmaraş’ta da eş zamanlı açıklama gerçekleştirdi.
Konuş açıklamasında; “Milletin iradesinin ve
egemenliğinin, çoğunluğu kadın olmak üzere, kamu görevlilerinin emeğinin,
ekmeğinin, hak ve özgürlüğünün gasp edildiği 28 Şubat darbesinden bugüne, tam
24 yıl geçti. Post modern olarak tesmiye 28 Şubat askeri müdahalesi, o meşum Milli
Güvenlik Kurulu toplantısının tarihiyle anılsa da, 90’lı yılların başında
başlamış, bir “vesayet” sürecidir.
Millete bakan yönüyle vahşi bir toplum mühendisliğinin,
devlete bakan yönüyle de ülke varlığını talan etme yolsuzluğunun adıdır.
Milletin içinden çıkan inançlı kadroların iktidara gelmesini hazmedemeyenlerin,
şuursuz intikam hırsıyla;
6 milyon kişi hukuksuz fişlemelerle sakıncalı ilan
edildi.
Binlercesi haksız soruşturma ve kovuşturmalarla mahkûm
edildi.
Öğrenciler okullarından, kamu görevlileri memuriyetten,
işçiler işlerinden ihraç edildi.
Şirketler, yeşil sermaye kumpasıyla ekmeklerinden edildi.
Sivil toplum kuruluşları kapatıldı. Yöneticileri hapse
atıldı.
Ancak asıl tahribat, değerler üzerinde gerçekleştirilmiş,
milletimizin bin yıllık medeniyet değerlerinden koparılması ve nesillerin
köklerinden habersiz yetiştirilmesi için düşmanca tutum takınılmış ve
hak-hukuk-adalet gibi kavramların ayaklar altına alındığı uygulamalara imza
atılmıştır.
Bin yıl sürecek denen darbe düzeni, çok şükür ki; millet
iradesine çarptı. Millete ayar vermek isteyenlere gerçek ayarı, millet verdi.
Ve çok değil, 7 yıl içinde darbecilere hadlerini bildirdi. Türkiye’de bir ilk
olarak darbecilere ve vesayetçilere yargı eliyle yaptıklarının hesabı soruldu.
21’i müebbet hapisle cezalandırıldı. Tedricen de olsa, vesayet düzeni ve
düzenlemeleri bütün yasaklarla birlikte ortadan kaldırıldı.
Küçümsenmesi imkânsız bir biçimde; Sivil toplumun
mücadelesi, kamu otoritesinin gayretiyle İhraç edilenlerin, istifaya
zorlananların göreve yeniden başlamalarına, ihraç edilen kamu görevlilerinin
açıkta geçirdikleri sürelerin çalışılmış sayılmasına, kazanılmış hak aylığında
ve emekli müktesebinde değerlendirilmesine yönelik düzenlemeler yapıldı.
Belirtilen dönemde kendileri tarafından ödenen primlerin iadesi
gerçekleştirildi.
Kadın çalışanların başörtülü olarak görev yapmalarına,
kız öğrencilerin eğitimin tüm safhalarında okula başörtüsüyle gidebilmelerine
yönelik düzenlemeler yapıldı. Memur-Sen olarak, bu çalışmaları değerli buluyor,
takdir ediyoruz. Fakat yeterli görmüyoruz… Çünkü Güne ve yarına dair sorunlar
giderildi, ancak geçmişteki kayıplar telafi, zararlar tazmin edilmedi. Brifingli yargının neden olduğu
mağduriyetler, tam olarak giderilmedi.
28 Şubat mağdurlarının haklarını tahkim, hukukunu tanzim
ve zararlarını tazmin etme iradesi; adaletin, aklın, inancın, ahlakın
gereğidir. Ve bu irade, 28 Şubat’ın faillerini mahkûm etme iradesinden daha az
önemli değildir. Bizim inancımız ve irfanımız; “Adalet, Mülk’ün temelidir” bakışıyla hareket eder. Bu bakış açısıyla
Doğru olan; adaletsizliğin maliyetine katlanmak değil, adaletin maliyetini
karşılamaktır. Yapılması gereken, yapılması beklenen, mağdurların,
“mağduriyetlerinin görülmesi”, “itibarlarınının iade edilmesi” ve “zararlarının
tazmin edilmesidir. Bütün bunları yapmanın yolu da bellidir, mağdurları
dinlemek, fırsatları tespit etmek, kayıplarını ve zararlarını telafi ve tazmine
yönelik, ortak akıl süreçleri işletmektir.
Bir tek kişi dahi dışarıda kalmaksızın herkesin hakkının
tastamam verilmesi için en yüksek düzeyde çabanın ve hassasiyetin gösterilmesi
gerektiğine inanıyoruz. Bu hassasiyeti göstermek; mazlum ve mağdurlara karşı
borcumuz, tarihe ve geleceğe karşı ortak sorumluluğumuzdur.
Memur-Sen Kadınlar komisyonu olarak; münhasıran ele
alınıp ortak çalışma yapılması teklifiyle aşağıdaki öneri ve taleplerimizi
kamuoyunun ve yetkililerin ilgisine sunuyoruz.
Vesayet dönemindeki “haksız-hukuksuz cezaların”
affedilmesi yerine “yok hükmünde kabul edilmesi” ne dair düzenleme yapılmalı,
mağdurların haklı oldukları, özgürlüklerinin ve onurlarının ihlal edildiği
ortaya konulmalı, hukuki kapsamda iade-i itibar verilmelidir,
Haklarında verilen idari kararlar ile idari yargı
kararlarına yönelik hukuki yollara başvuru nedeniyle yapılan giderler, ödenen
ücretler güncellenmek suretiyle ilgililere ödenmelidir.
Adli ve idari soruşturma ve kovuşturmalarla taciz
edilmeleri dolayısıyla mağdurlara manevi tazminat ödenmelidir,
Eğitim hakkından mahrum edilenlerin maddi ve manevi
zararlarını belirlemeye yönelik komisyon oluşturulmalı, komisyon tarafından
yapılan çalışma sonucunda belirlenecek kişilere “vesayet tazminatı”
ödenmelidir.
Dönem soruşturmalarıyla başörtüsü başta olmak üzere
inanca dair hassasiyetleri nedeniyle devlet memurluğundan çıkarılanların açıkta
geçen sürelere ilişkin maaşları, ücretleri, diğer mali ve sosyal hakları
kendilerine emsalleri esas alınarak hesaplanmalı ve güncelleme yapılarak
kendilerine ödenmeli ve zararları karşılanmalıdır.
Mağdurların zararların karşılanmasına yönelik kamu bütçesinden
karşılanan tutarlar, 28 Şubat darbesinin asli ve fer’i iştirakçilerine rücu
edilmeli ve millet adına kendilerinden tahsil edilmelidir.
Söz konusu dönemde eğitim hakları gasp edilenlerin kamuda
istihdamlarını sağlamak için durumlarına ve mezuniyetlerine uygun
kadrolar-pozisyonlar ihdas edilmelidir.
Görevlerine son verilmesine, devlet memurluğundan
çıkarılmalarına bağlı olarak farklı sosyal güvenlik kurumlarıyla ilişkilenerek
emekli olmak durumunda kalanların emekli ikramiyesi ile emekli maaş kayıpları
hesaplanmalı ve ödenmeli, emekliliklerine ilişkin hukuki konumları
düzeltilmelidir.
Af, göreve dönüş veya sosyal güvenlik primlerinin
ödenmesi ve iadesi gibi iş ve işlemlerle ilgili olarak hak düşürücü süre veya
zaman aşımı süresi uygulanmamalı, söz konusu iş ve işlemler ilgililerin
başvurusuna ihtiyaç olmaksızın doğrudan tesis edilmelidir.
Bunların suhuletle ve hakkaniyetle gerçekleştirilmesi
için sivil toplum örgütlerinin de paydaşı olduğu bir kurul veya komisyon
kurulmalıdır.
Memur Sen olarak, 28 Şubatın hayatlarından çok şey
çaldığı, zarar ve kayıplar ürettiği insanların hukukunu ihya, itibarlarını ibra
etmek noktasında sorumluk vaktidir diyoruz.
Bugün aynı zamanda büyük bir tevafuk da yaşadık. 28 Şubat
mağdurlarının zararlarının tazminini talep ettiğimiz bu toplantıya girmeden az
önce, resmi gazetede 27 Mayıs darbe mağdurlarının zararlarına tazminine ilişkin
cumhurbaşkanlığı kararı resmi gazetede yayımlandığını gördük. Orada ifade
edilenler aslında bizim 28 Şubat mağdurları için yukarıda belirttiklerimize
benzer talepler. Bu şu anlama geliyor ki, dünün kötülükleri bugünün iyilikleri
ile ortadan kaldırılabiliyor. Darbenin zararları hukukun imkanları ile tazmin
edilebiliyor.
Özetle, Memur-Sen olarak diyoruz ki: 28 Şubat
zihniyetinin tarihin çöp sepetinde gerçek anlamda yerini alması sadece
faillerinin mahkûm edilmesiyle değil mağduriyetlerin telafisi, zararlarının
tazminiyle mümkün olabilir. 28 Şubat’ın
bin yıl süreceği iddiasında bulunanların heveslerini kursaklarında bırakan
millet iradesi ve inancı; mağdurların hukukunu koruyan, haklarını sağlayan,
zararlarını karşılayan iradeyi de kayda ve hayata geçirecektir. Bu iradenin
tesisi ve teşkilinde yetkili ve ilgili herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz.”
YORUMLAR