"MİLLETİN
İRADESİNE SAHİP ÇIKMASI İÇİN DARBELERİ UNUTMAMASI GEREKİYOR"
Türkiye'de birilerinin son dönemde darbe iması yaptığını,
milletin oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanına "sözde"deme cesareti gösterdiğini belirten Ünal, şöyle konuştu: "O halde bizim verdiğimiz millet iradesine sahip çıkma
mücadelesini daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Bu siyaseti daha güçlü şekilde
yapmamız gerekiyor. Unutmamız gerekiyor. Unutursak, irademizi ve özgürlüğümüzü
bir anda elimizden alırlar. Bizim 1960'ı, 12 Mart muhtırasını, 12 Eylül 1980'i,
28 Şubat'ı, 27 Nisan'ı unutmamamız gerekiyor. Biz bunları hatırlamak istedikçe bakın
kimler rahatsız oluyorsa, o zihniyet darbeci zihniyettir. Çünkü bu milletin
iradesine sahip çıkması için bu darbeleri unutmaması gerekiyor."
Siyaset kurumunun, milletin iradesinin temsilcisi olarak
güçlü olması gerektiğini vurgulayan Ünal, şöyle devam etti: "Bizim bir şeyi unutmamamız gerekiyor.
Bu kavga, kuru bir iktidar kavgası değil. Sanki bu kavga sadece Recep Tayyip
Erdoğan'ın kavgasıymış gibi kasıtlı olarak birileri sürekli Recep Tayyip
Erdoğan'a saldırarak, Recep Tayyip Erdoğan'a 'tek adam' diyerek Recep Tayyip
Erdoğan'a 'sözde cumhurbaşkanı' diyerek Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde
verilen millet mücadelesini perdelemeye çalışıyorlar. Burada bulunan her bir
kardeşimin verdiği mücadele millet iradesini, kendi iradesini koruma
mücadelesidir. Bu siyaset, bu milletin iradesine sahip çıkma mücadelesidir.
Özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, birilerinin insafına, vicdanına bırakmak
yerine kendi ellerimizle tutmanın mücadelesidir. O yüzden bu salondayız,
siyaset yapıyoruz."
"ONLAR BU MİLLETİN KENDİLERİNİ İKTİDAR YAPMAYACAĞINI BİLİYORLAR"
"Kongrelerimizin
ne anlama geldiğini unutmayalım." diyen Ünal, şunları kaydetti: "Unutursak 15 Temmuzlar olur, 28 Şubatlar,
12 Eylüller, 12 Martlar, 27 Mayıslar olur. Unutmayacağız. 2003 yılı Cumhuriyet
Gazetesi'nin manşeti, 'Genç subaylar rahatsız.' Hatırlayın... Arkasından
Cumhuriyet Gazetesi'nin 'Tehlikenin farkında mısınız' kampanyası. Arkasından
'Ordu göreve' pankartları. Arkasından 'Ordumuzun karşısında saygıyla
eğiliyoruz' açıklamaları. Peki, darbe yapmasını istedikleri ordunun karşısında
saygıyla eğilenler, bugün Libya'da, Suriye'de, Azerbaycan'da tarih yazan
ordumuza neden 'satılmış' diyorlar. Ordu darbe yaptığı zaman saygıyla
eğiliyoruz ama Ordu Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Suriye'de, Azerbaycan'da gerçek
görevini yaptığı zaman bunlar ne diyorlar, 'satılmış ordu' diyorlar. O yüzden
bu yılanları, bu çıyanları iyi tanıyın. Bunları unutmayın. Bunların kim olduğu
unutulursa, bunların koyun postuna girmiş kurt oldukları, çakal oldukları
unutulursa, yeniden 15 Temmuzları yaşarız. Biz siyaseti millet iradesine sahip
çıkmak ve egemen kılmak için yapıyoruz. Onlar siyaset yapmıyorlar. Onlar bu
milletin kendilerini iktidar yapmayacağını biliyorlar. Bunların derdi
demokrasiye müdahaleye zemin hazırlamak, huzursuzluk çıkarmak, meşruiyet
tartışması çıkarmak."
Ünal, her bir AK Partilinin yaşananları unutmaması
gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"17-25
Aralık'tan sonra hatırlayın ne dediler? 'Bizim başaramadığımızı Fethullahla
ekibi başardı' dediler. Bunlar 17-25 Aralık'tan sonra '17-25 Aralık'ı yapanlara
devletin vicdanı bu operasyonu yaptı' dediler. 17-25 Aralık'ta bunların bir
terör örgütü olduğu ortaya çıktığında devlet bunlarla mücadele etmeye
başladığında Kemal Kılıçdaroğlu 'bu yaşanan bir sivil darbedir' dedi. Türkiye
Büyük Millet Meclisi darbecilerle mücadele etmek için olağanüstü hal kararı
aldığında Kemal Kılıçdaroğlu ne dedi, 'sivil darbe' dedi. Kemal Kılıçdaroğlu
darbeye de 'tiyatro', 'kontrollü darbe' dedi. O yüzden bizim verdiğimiz
mücadele bir kuru iktidar mücadelesi değil. Verdiğimiz mücadele milletimizin
iradesini emanet alan bizlerin Cumhurbaşkanımızın dediği gibi iradeyi ölümüne
koruma mücadelesidir. Her bir AK Partili bu bilinçte olmak zorundadır. Çünkü
millet, ona emanet etmiştir iradesini. O iradeye de ölümüne sahip çıkmak
gerekir."
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dava arkadaşı
Erol Olçok'un 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul'da oğluyla birlikte şehit
düştüğünü hatırlatan Ünal, "Erol
Bey 15 Temmuz gecesi beni arayıp, 'Hocam, ben çıkıyorum' dedi. Bizim diyecek
bir şeyimiz yoktu. Çünkü biz de sokaktaydık. Erol Bey 'Bu gece uzun olacak,
bizim meydanlarda olmamız gerekiyor.' diyordu. Biz unutursak 15 Temmuz gecesi
çıplak elleriyle bu devleti tutan Erol Olçok ve arkadaşlarına nasıl hesap
verebiliriz? Onlar o gece millet iradesinin tecelli etmiş haliydi. Onlar o gece
canları pahasına meydanlara çıktılar, özgürlüklerini, iradelerini ve millet
iradesini korumak için canlarını, kanlarını meydana döktüler." diye
konuştu.
YORUMLAR