AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş
Milletvekili Ünal, konuk olduğu programda CHP’li yetkililerin ‘satıldı’ dediği
Tank Palet Fabrikası’nın satılmadığı, konunun büyük oranda saptırıldığını dile
getirdi. Ünal, “Tank Palet Fabrikası ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı 2019’da
bir açıklama yaptı. Buranın satılmadığını, buranın yönetiminin ve mülkiyetinin
Milli Savunma Bakanlığı’nda olduğunu, buranın işletmesinin bir özel sektöre
verildiğini ve buranın burada bir satışın söz konusu olmadığını açıkladı.
17.11.2019’da Milli Savunma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada, ‘Fabrika
işletimindeki mal ve hizmet üretimin mülkiyeti MSB’de kalmak üzere ve fabrikada
iş kanunu çerçevesinde çalışan tüm personelinde her türlü özlük haklarını
korunması kaydıyla devri gerçekleşmiştir’ denildi” dedi.
“BİZ TÜRKİYE’YE
YATIRIMCI ÇEKMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Katar’ın Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırımlar hakkında
da konuşan Ünal, şunları dile getirdi: “Katar’ın Türkiye’deki yatırımlarının
miktarı 2 buçuk milyar dolar bile değil. Peki, Katar’ın dünyadaki yatırımları
yaklaşık 400 milyar dolar. Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip olan
Almanya’da Katar, bazı şirketlere 20 Milyar Euro’dan fazla yatırım yapmış.
İngiltere’nin en saygın banları Katar’ın yatırım yaptığı şirketler arasında. Yine
Katarlı yatırımcılar Rusya’nın en önemli petrol üreticisinin yüzde 18, 93
bölümlük hissesini 11 milyar dolara satın almış. Dünya genelinde Katar 400
milyar Dolarlık yatırım yapmış. Bunun sadece 2,5 milyar dolarını da Türkiye’ye
yapmış. Şimdi bütün ülkeler yatırımcı çekmeye çalışıyor. Biz de doğal olarak
Türkiye’ye yatırımcı çekmeye çalışıyoruz. Ama CHP ısrarcı bir şekilde bütün
dünyaya ülke ülke gezerek tüm dünyaya Türkiye’yi şikayet ederek Türkiye’de can
ve mal güvenliği yoktur diyerek Türkiye’ye yatırım gelmemesi için elinden
geleni yapıyor. Ana muhalefet partisinin liderinin Türkiye’de can ve mal
güvenliği yoktur diye bağırdığı, bir büyükşehir belediye başkanının Türkiye’de
demokrasi yoktur diye bağırdığı ve Türkiye’ye yatırımcı gelmemesi ve Türkiye’deki
yatırım ikliminin zehirlenmesi için içerde adeta siyasi bir uzantı şeklinde
hareket ediyorlar. Bağımsızlık mücadelesindeki Türkiye’nin kuşatılmışlığını
içeriden ve dışarıdan konuşmak ve bunları doğru analiz etmek gerekiyor.”
“BAZI ÇEVRELER
KARA PROPAGANDA YAPIYOR”
Türkiye aleyhine televizyonda ve sosyal medyada kara
propaganda yapıldığını dile getiren Mahir Ünal, “2009’da başlayan, 2010 ve
2011’de ise yükselmeye başlayan 2013’te ise kara propaganda aygıtına dönüşen
bir yapı var. Mesela bunların televizyonları, sosyal medyadaki trolleri ve
gazetecilerine birer cümle veriliyor. Bunlara deniliyor ki bu hafta 5 maske
bile dağıtamadılar. Bu hafta bunları konuşacağız. Bir hafta boyunca gündeme
kulaklarını tıkıyorlar, onları sürekli bir hafta boyunca kara propagandayı
konuşuyorlar. Bunlar bizimle ilgili her türlü hakikate kapalılar. Ama sağduyulu
insanlar, vicdanlı ve merhametli insanlar bir haber duyduklarında haklı olarak
gerçeği arıyorlar” diye konuştu.
“TÜRKİYE
ÇEVRESİNDE OLUŞAN SORUNLARIN ÇOĞUNLUĞUNU BERTARAF ETTİ”
Yaşanan salgından dolayı tüm ülkede oluşan sıkıntıları
Türkiye’de çektiğini ifade eden AK Partili Ünal, sözlerini şu cümlelerle
sürdürdü: “Bütün ülkeler pandemiden kaynaklanan sıkıntılar yaşıyorlar. Tabi bu
sıkıntılardan Türkiye de Nasibini alıyor. Türkiye şimdi hem yatırım ortamını
iyileştirmek hem yabancı yatırımcı için güven iklimini daha da pekiştirmek
adına şu anda doğru adımlar atıyor. Türkiye bölgesinde Doğu Akdeniz’deki
riskleri bertaraf etti. Türkiye Suriye’deki riskleri bertaraf etti. Türkiye’yi
ilk başta kendi çevresinde oluşturulmak istenen bir çember vardı. Mısır’daki
darbe ile birlikte Türkiye’yi kuşatma süreci vardı. Türkiye’yi yalnızlaştırma,
bölgenin istikrarsızlaştırılması ve çatışma alanlarının artması ile birlikte
Türkiye’ye karşı oluşturulan tehditler öyle bir duruma gelmişti ki, Doğu
Akdeniz’de birçok ülke bizim ayağımızı denize sokacak alan bırakmayacaklardı.
Dolayısı ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hak kaybına yönelik ciddi riskleri
vardı. Türkiye bu tehditleri büyük oranda bertaraf etti. Şimdi kaçınılmaz
olarak Türkiye kendi içerisinde bu süreçte oluşan Türkiye’nin uluslararası
algısı ve Türkiye’nin iç stabilizasyonu ve güven ikliminin oluşması yönünde
Türkiye şu anda sağlam ve emin adımlar atıyor.
YORUMLAR