‘Enflasyon yüzde 5’in altını görebilir’

‘Enflasyon yüzde 5'in altını görebilir’

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun yüzde 5'in altını görebileceğini söyledi.

13 Ocak 2015 - 01:58

Maliye Bakanı Şimşek, NTV'de ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şimşek, "2014'te enflasyonu etkileyen faktörler vardı. 2014 son yılların en kurak yılıydı. Bu da gıda fiyatlarını etkiledi. Geçen sene lirada önemli bir değer kaybı yaşandı. Onun da etkisi var. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, yüzde 8,2 tek hane. Başlangıç hedefinin üstünde ama makro ihtiyati adımlar enflasyonun daha da yükselmesini engelledi. 2015 yılında görünüm oldukça olumlu. Petrolde önemli bir düşüş var. Orta Vadeli Program'a göre oldukça aşağıda olur. 50-60 dolara inerse petrol fiyatları, enflasyon yüzde 5'in bile altına inebilir" dedi.

ÇOCUK YARDIMININ BÜTÇEYE ETKİSİ
Şimşek, ekonomide dönüşüm programı kapsamında çocuk başına yardımların maliyetinin 404 milyon lira olduğunu açıkladı.

Şimşek, '2014'ün ekonomik karnesi belli olmaya başladı ve enflasyon ilk olarak netleşen rakam. Tüketici fiyatları endeksi yüzde 8.17 ile kapattı yılı. Bu hem orta vadeli programdaki resmi hedefin hem de merkez bankasının son tahminlerinin adlında. Bu tabloyu neye bağlıyor sunuz?' sorusuna, "2014'te enflasyonu etkileyen çok temel iki faktör vardı. Birisi 2014 yılı son 13 yılın en kurak yılıydı. Bu da gıda fiyatlarını olumsuz etkiledi. Bir ara yıllık gıda fiyatları yüzde 14'ün üzerinde çıktı. Gıdanın sepetteki payı yüksek olduğu için enflasyonu olumsuz etkiledi. Bir de yine geçen sene lirada önemli bir değer kaybı yaşandı neredeyse yüzde 20 civarında. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen tek hane. Yüzde 8.2'lik geçen seneye ait geride kaldı. 2015 yılına baktığımız zaman görünüm oldukça olumlu. Kısmen bu faktörlerin baz etkisi rakamlardan çıkacak. İkinci olarak petrol fiyatlarında önemli bir düşüş var. Orta vadeli programda çok ihtiyatlı bir rakam kullanılmış 101.9 dolar varil başına. 50 civarına filan inerse enflasyon çok rahat yüzde 5'in altını dahi görebilir" cevabını verdi.

'Son dönem Mart-Nisan ayı için tahminler geliyor, siz katılıyor musunuz bu görüşlere?' sorusu üzerine, "Eskisi gibi aylık tahminlerle uğraşmıyorum ama makul bir öngörü gibi geliyor bana" dedi.
'Enflasyon için bir soru işareti olarak duran veya risk olarak gördüğünüz noktalar var mı?' sorusuna Şimşek, "Çok önemli bir risk faktörü sayılabilir o da doların değer kazanması. Gelişen ülkeler için Amerikan merkez bankasının parasal sıkılaştırmaya başlaması ve doların değer kazanmasının etkisi ben fiyatlardan çok kur etkisinden bahsediyorum. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkar sermaye çıkışı yaşanır. Bu Türkiye'ye özgü değil küresel anlamda bir risk. Öngörülemeyen bir Amerikan merkez bankası faiz artışı veya şu andakinden çok daha yüksek doların değer kazanması gündeme gelirse fon akışını olumsuz etkiler. Ama bunlarda geçici olur. Geçici bir takım şoklarla kalıcı şokları ayırmamız lazım. 2015'te böyle risk olsa bile yine enflasyon aşağı yönlüdür" cevabını verdi.

Gelir vergisi reformunun seçim sonrasına kalması gerektiğini belirten Şimşek, "Gelir vergisi tasarısının seçim öncesi ele alınmasını çok gerçekçi görmüyorum. Takdir Meclisin. 17 Aralık sonrasında Türkiye'nin karşısına birçok sorun çıktı. Bu sorunlar içinde vergi reformu gecikti. Vergiyi tabana yaymamız lazım. Yeni tasarı bunu öngörüyor. Seçim sonrası ilk sıralarda gelir vergisi reformu gündeme gelecek. Sadece şehir rantlarını vergilendireceğiz" dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı. Maliye Bakanı Şimşek, petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle enflasyonun yüzde 5'in altına inebileceğini ifade ederek "2014'te enflasyonu etkileyen çok temel iki faktör vardı. Birisi 2014 yılı son 13 yılın en kurak yılıydı. Bu da gıda fiyatlarını olumsuz etkiledi. Bir ara yıllık gıda fiyatları yüzde 14'ün üzerinde çıktı. Gıdanın sepetteki payı yüksek olduğu için enflasyonu olumsuz etkiledi. Bir de yine geçen sene lirada önemli bir değer kaybı yaşandı neredeyse yüzde 20 civarında. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen tek hane. Yüzde 8.2'lik geçen seneye ait geride kaldı. 2015 yılına baktığımız zaman görünüm oldukça olumlu. Kısmen bu faktörlerin baz etkisi rakamlardan çıkacak. İkinci olarak petrol fiyatlarında önemli bir düşüş var. Orta vadeli programda çok ihtiyatlı bir rakam kullanılmış 101.9 dolar varil başına. 50 civarına filan inerse enflasyon çok rahat yüzde 5'in altını dahi görebilir" dedi.

ÇOCUK YARDIMININ BÜTÇEYE ETKİSİ 404 MİLYON LİRA
Bakan Şimşek, ekonomide dönüşüm programı kapsamında çocuk başına yardımların maliyetinin 404 milyon lira olduğunu açıkladı.
Şimşek enflasyonla ilgili olarak "2014'te enflasyonu etkileyen çok temel iki faktör vardı. Birisi 2014 yılı son 13 yılın en kurak yılıydı. Bu da gıda fiyatlarını olumsuz etkiledi. Bir ara yıllık gıda fiyatları yüzde 14'ün üzerinde çıktı. Gıdanın sepetteki payı yüksek olduğu için enflasyonu olumsuz etkiledi. Bir de yine geçen sene lirada önemli bir değer kaybı yaşandı neredeyse yüzde 20 civarında. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen tek hane. Yüzde 8.2'lik geçen seneye ait geride kaldı. 2015 yılına baktığımız zaman görünüm oldukça olumlu. Kısmen bu faktörlerin baz etkisi rakamlardan çıkacak. İkinci olarak petrol fiyatlarında önemli bir düşüş var. Orta vadeli programda çok ihtiyatlı bir rakam kullanılmış 101.9 dolar varil başına. 50 civarına filan inerse enflasyon çok rahat yüzde 5'in altını dahi görebilir" ifadelerini kullandı.

Enflasyon için risk olarak gördüğü noktalar hakkında Bakan Şimşek, "Çok önemli bir risk faktörü sayılabilir o da doların değer kazanması. Gelişen ülkeler için Amerikan merkez bankasının parasal sıkılaştırmaya başlaması ve doların değer kazanmasının etkisi ben fiyatlardan çok kur etkisinden bahsediyorum. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkar sermaye çıkışı yaşanır. Bu Türkiye'ye özgü değil küresel anlamda bir risk. Öngörülemeyen bir Amerikan merkez bankası faiz artışı veya şu andakinden çok daha yüksek doların değer kazanması gündeme gelirse fon akışını olumsuz etkiler. Ama bunlarda geçici olur. Geçici bir takım şoklarla kalıcı şokları ayırmamız lazım. 2015'te böyle risk olsa bile yine enflasyon aşağı yönlüdür" dedi.

BÜYÜME
2014 büyümesi ile ilgili olarak bir öngörüsünün Maliye Bakanı olduğu için olamayacağını belirten Şimşek, "En büyük ticaret ortağımızla uzun süredir devam eden bir durgunluk var. Avrupa Birliği'ndeki sıkıntıların Türkiye'ye yansıması çok büyük. İkincisi, geçtiğimiz yılın ortasından karşımıza bir IŞİD sorunu çıktı ve bu bizim en büyük ihracat pazarımız Irak'ı vurdu. Jeopolitik gerginlikler Türkiye'nin büyüm performansını olumsuz etkilemiştir. Aslında Türkiye iyi bir büyüme performansı ortaya koydu diyebilirim bunların ışığında. İlk 9 ayda Türkiye yüzde 2.8 büyümüş, 3.çeyrek beklentimizin altındaydı. Onunda en büyük sebebi tarımdaki daralmanın bizim öngördüğümüzden fazla oldu. Kuraklık sadece enflasyonu değil aynı zamanda büyümeyi de olumsuz etkiledi. Muhtemelen son çeyrekte büyüme yüzde 3'ün altına düşmezse ki biz onu görmüyoruz. Latin Amerika ülkelerinin ortalamasına baktığınızda büyüme yüzde 1.3. Gelişmekte olan Avrupa'da Polonya gibi Macaristan gibi yüzde 2 buçuk. Aslında Türkiye'nin performansı o kadar da kötü değil. Ama Türkiye'nin standartlarına göre hele 2002 sonrası yüzde 5 ve üstü büyümeyi dikkate alırsanız mütevazi bir büyüme" dedi.

BÜTÇE HEDEFİ
Bütçede hedeflere uyum açısından 2014'te de sürpriz yapmadıklarını ifade eden Bakan Şimşek, "Öngördüğümüz bütçe açık hedefinin oldukça altında bir açıkla kapatmayı muhtemelen başardık. Biz yıla başlarken bütçe açık hedefini yaklaşık 33 buçuk milyar lira ve milli gelire oranını da yüzde 1.9 olarak belirledik. Yıl sonunu muhtemelen 24 buçuk milyar lira civarında belki kapatabiliriz. Bu da milli gelire oran olarak yüzde 1.4. Uluslar arası karşılaştırmalar için Türkiye'nin açığının milli gelire oranı yüzde 0.8. Bu oran Avrupa Birliği ortalamasının 3'te 1'inden az, gelişmekte olan ülkelerine ortalamasının yarısından az bir açıktır. 2009 yılı hariç Türkiye hemen hemen her sene bütçe açık hedefinin altında bir açıkla bu işi götürmüştür. 2017 yılında Türkiye ilk defa uzun bir süre sonra nominal bir bada bütçe fazlası verecek ilk defa. Biz her sene bütçeyi ihtiyatlı yaptık. Yatırımlara ciddi şekilde ilave kaynak aktardık ama yine de bütçe açık hedefinin çok altında bir açıkla kapattık" dedi.

Gelir vergisi tasarısının seçimden önce yasalaşabilme olasılığıyla ilgili olarak Bakan Şimşek, "Gönül ister ki gelsin fakat gündeme bakarsanız bir de Mart sonunda seçimler nedeniyle meclisin çalışmayacağını dikkate alırsanız çok gerçekçi görmüyorum. Ben uzun süredir bu tasarının bir miktar önceliklendirilmesi konusunda çok çaba gösterdim. Ama maalesef sıra gelmedi. Bu 17 Aralık sonrasında Türkiye çok badireler atlattı karşımıza bir çok yeni sorun çıktı. Bütün bu sorumlarla maalesef Türkiye bu alandaki önemli bir reforma yeterinde zaman ayıramadı. Ama bu reform paketinin altında sayın cumhurbaşkanımızın imzası var. Hükümetimiz arkasında. Seçim sonrasında mutlaka en öncelikli konulardan birisi olacak. Vergi sistemini daha adil yapmamız lazım. Ne gelir vergisi oranları ne kurumlar vergisi oranlarında bir artışa gitmeyeceğiz. Sadece vergiyi tabana yayıyoruz yasayı basitleştiriyoruz. Bir miktar gayrimenkul rantlarını vergilendireceğiz. Zaten adalet açısından bu da gerekiyor. Ama maalesef gündem oldukça yoğun" dedi.

DÖNÜŞÜM PROGRAMLARINDAKİ YENİ HAKLARIN MALİ BOYUTU
Ekonomide öncelikli dönüşüm programlarında çeşitli toplum kesimlerine yeni haklar ve bu paketlerin mali boyutuna ilişkin Bakan Şimşek, "Bu reformlar çok önemli. 90 yıllarda Türkiye'nin çok temel makro problemleri vardı. 2000'li yıllarında başında hükümetimizin çok güçlü vurgulamalarıyla siyasi istikrar sayesinde biz bu sorunları kökünden çözdük. Genel olarak makro istikrar sağlandı. Şimdi sorun nedir diye sorarsanız Türkiye'de verimlilik düşük, rekabet düşük, katma değer zincirinde yükselmesi Türkiye'nin bunlar önemli konular. Biz uzun bir süredir bu reform paketi üzerine çalıştık. Bu reform paketi 1300 eylemin üzerinde reform var ve bunların tamamı kim ne zaman yapacak, sorumlu kim, ne yapılacak ve mali portresi ne hepsi hesaplanmış. Çocuk başına ilave yardımların etkisi tam olarak 404 milyon lira olmasını bekliyoruz. TÜİK'in rakamları ortada her yıl birinci ikinci üçüncü çocuk olarak doğan rakamlar var. Bence bu nüfus hususu çok önemli. Türkiye'nin önündeki en uzun vadeli risk biz zenginleşmeden yaşlanma riskimiz var. Türkiye'nin nüfusu hızlı bir şekilde yaşlanacak eğer biz tedbir almazsak" ifadelerini kullandı.
Diğer maddelerde bütçeye yük getireceğini hesaplanan uygulamaların olup olmadığı ile ilgili olarak Bakan Şimşek, "Çok. Ama bir kısmı zamana yayılıyor bunların. Mesela ısı yalıtımı. Türkiye'de milyonlarca konut ve işyeri eski. Isı yalıtımına biz bir teşvik vereceğiz ve ısı yalıtımını sağlamaya çalışacağız. Belki 2017'ye kadar yapmayanları vergi politikası ile cezalandıracağız. Enerjide hep üretimi konuşuruz ama en önemli kaynak enerji tasarrufudur. Bu reform paketi çok önemlidir ve bu reformlar hızlı bir şekilde seçim öncesinden başlayarak uygulanmalı" dedi.

KAYIT DIŞI İLE MÜCADELE
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun özel olarak açıkladığı kayıt dışılıkla mücadele ile ilgili Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Sayın Başbakanımız kayıt dışılıkla mücadeleyi çok önemsediği için ben açıklayayım dediler. Kayıt dışı ile mücadele sadece maliye bakanlığı hatta sadece devletin tek başına becereceği bir konu değildir. Onun için biz 79 kamu ve STK ile görüşerek bu yeni eylem planını hazırladık. Şu anda 66 ilgili ve sorumlu kurum ve kuruluş olacak. Biz bir restorana veya doktora gittik sizin ödediğiniz ücrette aslında vergide var. Siz fiş istemeyince o para satıcının cebinde kalıyor. Halbuki o belge sistemini iyi oturttuk ama da had iyileşebilir. Hazineye gelen her 100 liralık vergi gelirinin yaklaşık 23 lirası eğitime gidiyor, 21 lirası sağlığa gidiyor, 20 lirası sosyal güvenliğe gidiyor. Aslında kendi paramıza sahip çıkarsak sorun kalmayacak. Aslıdan Türkiye mükellef sayısında da ve vergi artışında da çok önemli bir performans ortaya koymuştur. 2002 yılında kayıt dışı istihdam oranı yüzde 52'ydi. Bugün biz bunu 35'e düşürdük. Yine Avrupa Birliği ülkeleri arasında kayıt dışılıkla mücadele konusunda en hızlı mesafe alan ülkeyiz. Bu yeni eyleme planı ile önümüzdeki 3-5 yıl içinde Avrupa Birliği'nin şu andaki milli gelire ortalaması olan yüzde 18.4 civarlarına yaklaşmak" dedi.

PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN EKONOMİMİZE ETKİSİ
Petrol fiyatlarındaki düşüşün ekonomimize etkisiyle ilgili olarak Şimşek, "Bu seneye kadar petrol fiyatlarından çok çektik. Bizim enerji ithalatımız 2002'de 9 milyar dolarken geçtiğimiz bir iki yıla kadar 60 milyar dolara dayandı. Eğer petrol fiyatları 50 dolar civarında kalırsa Türkiye çok olumlu etkilenecek. Dünyada en olumlu etkilenecek ülkelerine başında Çin var sonrada Türkiye gibi ülkeler geliyor. Her 10 dolarlık düşüş cari açığımızı 4 buçuk milyar dolar civarında iyileştiriyor. 4 buçuk milyar dolar milli gelirin yüzde 0.5-6'sına denk geliyor. Dolayısıyla eğer petrol fiyatları 50 dolarda kalırsa cari açık belki 25-30 milyar dolar aralığına iner o da milli gelirin yaklaşık yüzde 3-3 buçuğu demektir. İkinci olarak enflasyon her 10 dolarlık düşüş enflasyonu 0.4 puan aşağı çekiyor. Dolayısıyla 100 dolardan 50 dolara inmemiz enflasyonu yüzde 5'in altına çekebilir. Türkiye'de taşıt sayısı neredeyse 19 milyona ulaşmış. Vatandaşımızın birkaç ay öncesine göre her hafta benzine ödediği para ile bu hafta ödediği aynı değil. Cebine daha çok para kalıyor ve büyümeyi de muhtemelen yüzde 0.1 ile 2 arasında olumlu etkiliyor" ifadelerini kullandı.

DÜŞÜŞ POMPAYA NEDEN YANSIMIYOR?
Petrol fiyatlarındaki düşüşün akaryakıt fiyatlarına birebir veya tamamen yansımadığı eleştirileriyle ilgili olarak Maliye Bakanı, "Doğru. Bunun birinci sebebi vergiler. Bizdeki verginin önemli bir boyutu maktudur. Maktu olunca fiyata bir esnekliği yok. İkincisi Avrupa'ya göre rafineriden başlayıp bayiye kadar olan kar marjı Avrupa'nın oldukça üzerinde. Petrol ithal ettiğimiz üründür sadece dolar cinsinden petrol fiyatı ile ilişkili değildir. Bir de kur boyutu var. 2002'de litre başına fiyat ile bugünkü litre başına fiyata bakarsanız petrol fiyatı ve dolar kurunu da dikkate alırsanız hala 2002'nin altındayız. Nitekim vergi yükü hala 2002'nin altında. Fakat buna rağmen Türkiye'de biz belli ürünleri yüksek dozda vergilendiriyoruz. Ben bunun doğru bir politika olduğu kanısındayım. Ciddi biçimde enerjide dışa bağımlıyız cari açık diye bir sorunumuz var, çevre diye bir sorunumuz var dolayısıyla bu yüksek fiyatlara rağmen taşıt artışını görüyorsunuz. Onun için bizim vergi yükünü ithal ettiğimiz akaryakıt ürünlerinde yüksek tutmamız lazım" dedi.

VERGİ ARTIŞLARI
Alkollü içkiler ve sigaradaki vergi artışı hakkında Bakan Şimşek, "Aslında bu sene çok tedbir aldığımız yani vergi artışı yaptığımız söylenemez. Bu seneki tedbirler biraz farklı. Sigaradaki tedbirin amacı 4.çeyreğe gidin bazı firmalara sigara fiyatlarını düşürerek bizim vergi gelirlerimizi aşındırdı. Ben o zaman uyardım kendilerini gereken tedbiri alırız diye. Bizde Avrupa Birliği'ndeki sistemi getirdik. Bir asgari maktu var bir de maktu var bir de oransal bir vergi var. Yüksek fiyatlı sigaralarda oransal vergi yüzde 65.25. Bunlar fiyatı düşürerek daha düşük vergi vermeye yönelik bir çaba içine girdi. Bizde sadece ÖTV'ye 5 kuruşluk bir artış yaptık bunun paketlere yansıması yüzde 5 ile 9 arasında. Geçen seneki yeniden değerleme oranına bakın zaten Ekim ayı itibariyle yüzde 10.1'di. Dolayısıyla onu bir zaman olarak bir vergi artışı olarak değerlendirirsiniz ama bizim maktu vergileri en az enflasyon kadar arttırmamız lazım. Alkollü içkilere gelince oradaki artış biraz daha yüksek. Sebebi biz Avrupa Birliği'ne bir taahhütte bulunduk 2018 yılına kadar biz ithal içkilerle yerel içkilerle pariteyi bunu eşitleyeceğiz dedik. Dolayısıyla ya ithal içkilerine vergilerini düşürebilirdik ya da tamamının vergilerini arttırabilirdik. Biz tamamını arttırma yolunu seçtik. Tüm bu tedbirlerin etkisi 1.8 milyar lira. Yani bütçe için yapılan bir şey yok" ifadelerini kullandı. (İHA)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x