Kahramanmaraş’ın destansı kahramanlık hikayelerinde kesitler
sunan Erdoğan, “Maraş, Maraş, can Maraş. Canlara canan Maraş. Canlara canan
olan kahramanlığını ismiyle tescillendiren Maraş Türkiye'nin sigortasıdır,
garantisidir” şeklinde konuştu ve şöyle devam etti: “Bileklerinin, yüreklerinin
haklıyla düşmanı 97 yıl önce 12 Şubat 1920'de bağırlarından söküp atmış. Sütçü
İmam'ın attığı o ilk kurşunla yanmaya başlayan, Rıdvan Hoca'nın nefes vererek
harladığı hürriyet ateşini vatanına, inancına, bayrağına, ezanına yönelik her
saldırıda yeniden yükseltmiştir Kahramanmaraş. Bugün de eğer ülkemizin,
milletimizin başına bir musibet bela olursa buna ilk ve en güçlü tepkilerden
birisi Kahramanmaraş'tan gelir. Nitekim 15 Temmuz'da İstanbul, Ankara'da,
ülkemizin her köşesinde, sokaklarda meydanlarda Sütçü İmam'dan bayrağı devralan
efeler, zeybekler, seçmenler, uşaklar, gakkoşlar, dadaşlar, kızanlar kol
geziyordu.”
HALK MEYDANLARA
YÜRÜDÜ!
Bir sözüyle 15 Temmuz günü halkın sokaklara döküldüğünü
hatırlatan Cumhurbaşkanı, “15 Temmuz'da günümüzün işgalcilerinin, FETÖ ve
yandaşlarının halkıma silah çekenlerin karşısında aynı mücadeleyi verdik. 248
insanım şehadete yürüdü. Allah Allah diyerek yürüdü. Şehadet diyerek yürüdü.
Çünkü şüheda gövdesi bir baksa da yerler gökler diyerek yürüdü. Eğilmez başlar
diyerek yürüdü ve eğilmedi başlar. Bunlar F-16, tank, helikopterlerle saldırdı.
Benim o gururlandığım milletim, sevgili kardeşlerim, halkım vatandaşım onlara
ta Marmaris'ten hep beraber meydanlara diye haberi gönderdiğimiz anda Facetime'den
halkım meydanlara yürüdü. Benim kardeşlerim tankların karşısına çıktılar.
F-16'lar bomba yağdırdı, helikopterler bomba yağdırdı şehit oldular. Tankların
altında hanım kardeşlerimiz kaldı, paramparça oldular. Ama şehadete yürüdüler,
onlar cennete yürüdüler. 2 bin 194 gazimiz vardı, onlar da şehadet için
yollarda yürüdüler. Böyle bir milletin reisicumhuru olmaktan daha güzel ne
olabilir ki? Kim ne derse desin ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine
çıkaracağız. Kim ne derse desin çıkaracağız. O günler yakındır. Benim
kardeşlerimin karşısında paslı yürekler vardı. Benim milletim mangal gibi yürek
taşıdığını hamdolsun, dosta düşmana göstermiştir. Erdoğan: Böyle bir milletin
reisi cumhuru olmaktan daha güzel ne olabilirdi ki?” ifadelerine yer verdi.
ERDOĞAN: İDAMI
ONAYLAMAK BOYNUMUN BORCU
Halkın sık sık “İdam istiyoruz” sloganlarına; “İdamı
onaylamak benim boynumun borcudur” şeklinde cevap veren Erdoğan, konuşmasına şu
ifadelerle devam etti: “Sana hamdolsun ya Rab! Beni bu edelerle, milletimle
yoldaş ettin, gönüldaş ettin, hamdolsun sana ya Rab! Kahramanmaraş'a eli boş
gelmek olmaz dedim. Hiç merak etmeyin, biz bugüne kadar hep dik durduk. Biz
sadece ve sadece Rabbimin huzurunda rükuda, secdede eğiliriz. Hiç bir gücün
karşısında eğilmedik, eğilmeyiz. Bugün burada 569 milyon; yani 569 trilyon lira
bedeli olan eserlerin resmi açılışını yapıyoruz, hayırlı olsun. Kahramanmaraş'a
hayırlı olsun. Şimdi hedef ilk etapta 16 Nisan'da evet oylarını halletmek.
Bunun arkasından parlamentoda inanıyorum ki, bu konu gündeme gelecektir. Ve
parlamentodan bunun geçeceğine de inanıyorum. Parlamentodan geçmesi halinde
bana geldiğinde ben onu onaylarım. Çünkü bunu onaylamak boynumun borcudur.
Şehitlere, Allah'a bunun hesabını veremem. Çünkü bir katili affetmek devletin
yetkisinde değildir. Onu ancak affederse onun varisleri affeder.”
ÖNEMLİ OLAN MİLLETİN
NE DEDİĞİ
Anayasa değişikliği konusunda dış ülkelerin eleştirilerine
maruz kaldıklarına değinen Erdoğan, şunları kaydetti: “Hans ne derse desin,
Corç ne derse desin, Ahmet ne diyor, Ayşe ne diyor, Mehmet ne diyor, Allah ne
diyor beni o ilgilendirir. Kökleri eskiye dayanan ama hiç bitmeyen yönetim
sistemi anlayışımızda yeni bir yola giriyoruz. Meclis onayına dayalı
parlamenter sistemden millet onayına dayalı Cumhurbaşkanlığı sistemine
geçiyoruz. Artık hükümeti seçtiği Cumhurbaşkanı vasıtasıyla doğrudan kim
kuracak? Millet kuracak. Milli iradenin tecellisinin üzerinde kara bir bulut
gibi dolaşan vesayet güçlerinin devri öyle şahıslara bağlı olarak değil sistem
itibarıyla inşallah tamamen kapanıyor. Birilerinin 16 Nisan'da yapılacak halk
oylamasına bambaşka anlamlar yükleme çalışması kafanızı karıştırmasın. Cumhurbaşkanlığı
sistemi bir mucize değildir. Sihirli değnek de değildir. Bu sistemin en net
özelliği, ülkemizin demokrasisi ve ekonomisi için lazım olan güven ve istikrar
ortamını eskisine göre daha hızlı tesis edecek olmasıdır. Eski sistemin
zayıflıkları nedeniyle Türkiye sık sık ekonomik krizlere maruz kalıyordu. Yeni
sistemde yürütmeyi cumhurbaşkanına bağlayarak 5 yıllık garanti altına alıyoruz.
Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetecek, Meclis kanunları çıkaracak, yargı kanunların
işlemesini sağlayacak. Eski Türkiye'de sık sık şahit olduğumuz kavgaları,
çekişmeleri inşallah yaşamayacağız.”
DÜNYA DEĞİŞTİ,
TÜRKİYE DEĞİŞTİ, MUHALEFET DEĞİŞMEDİ
Muhalefet için “Her seçimde, her halk oylamasında aynı
hezeyanları ortaya saçmaktan geri durmuyorlar” ifadelerini kullanan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Dünya
değişti, Türkiye değişti. O zaman doğan çocuklar artık delikanlı oldu, şimdi oy
kullanacaklar. Genç kız oldular. Ama bunlar yerlerinden 1 milim kımıldamadılar.
Şimdi biz geldiğimizde iktidara 30 yaşında seçilme hakkı vardı. Seçme 18,
seçilme 30. Dedik ki, seçilmeyi 25'e indirelim. Dedik ki, batıda, her yerde seçilme
yaşı 18. Bizde niye olmasın? Bizim gençlerimiz en az onlar kadar akıllı. Son
günlerde ne diyorlar; eski Türkiye bugünden daha iyiydi diyorlar. Onların
hayalindeki Türkiye'yi hatırlıyorsunuz değil mi? 25 günlük hükümetler kuruldu
bu ülkede. Biz gelene kadar tüm hükümetlerin ortalama ömrü 16 ay. 16 aylık
hükümetlerle bir ülke ayakta durabilir mi? O Türkiye bizi bitirmişti. Siyasi
çekişmelerin, sosyal çalkantıların, ekonomik krizlerin adeta anamızı ağlattığı
o kabus günlerini unutmadınız değil mi? Ekmek kuyruklarını unutmadınız değil
mi? Gazyağı kuyruklarını unutmadınız değil mi? Dedelerimizin, ninelerimizin
nüfus kağıtlarındaki o mühre bir baksınlar. O Türkiye tek parti döneminin
Türkiye’sidir.”
HAVADA BULUT ESKİ
TÜRKİYE'Yİ UNUT
Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığı vurgusunu yapan
Erdoğan, “Gençler CHP'li il başkanlarının valilik yaptığını bilir misiniz? Bu
ülkeyi bunlar ileri götürebilir miydi? Ve götüremediler! Ülkemizi patinaj
yaptırmanın ötesinde geri götürdüler. Bunlar o Türkiye'nin özlemiyle yanıp
tutuşuyorlar. Şimdi Meclis'te varlığı pamuk ipliğine bağlı bir hükümet olsun
istiyorlar. Bu puslu havayı kendilerine ikbal devşirmek için kullanmak
istiyorlar. Çocukların tekerlemesi vardır: Havada bulut, sen bunu unut
derler... Biz 14 yıldır Türkiye'yi işte bu alacakaranlık kuşağından uzak tutmak
için çalıştık, mücadele ettik. Birilerinin aklının fikrinin hala eski
Türkiye'de kalmasını engelleyemedik. İnşallah 16 Nisan onların son umut
kapılarını da kapatıyor.”
“BİZ FANİYİZ SİSTEM
KALICI!”
Muhalefet kanadının; “Sistem değişikliğini Erdoğan kendisi
için istiyor” iddialarına karşı konuşan Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz bunlara
gelin Türkiye'ye yeni bir anayasa kazandıralım diye adeta yalvar yakar olduk.
Ama anlatamadık. Her seferinde topu taca atarak bizi ve milletimizi
kandırdıklarını düşündüler. Şimdi yeni anayasa değişikliğiyle getirilen
Cumhurbaşkanlığı sistemi tüm gücü ve yetkiyi milletimize teslim edilince
feverana başladılar. Ayak ısırmaktan, burun kırmaya kadar Meclis'e yakışmayacak
her şeyi arsızca yaptılar. Bunların isyanı sisteme değil millete. Bunlar Tayyip
Erdoğan'a karşı değil millete karşı. Ben bir faniyim. Benim 16 Nisan'a
çıkacağıma elimde bir belge var mı? Yok! Biz faniyiz ama sistem bu noktada
kalıcı. Dolayısıyla biz fani olanı değil baki olanı konuşuyoruz. Benim bu
mücadeleyi şahsi mücadele gibi görecek kadar karaktersiz değilim.”
ERDOĞAN: ATALARIMIZ
BAŞLATTI BİZ YAPTIK
Ülkemizin dört bir köşesinde 19 bin kilometre bölünmüş yolu,
29 yeni havalimanını, hızlı tren hatlarını millet için inşa ettiklerini
bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul'a denizin altından Marmaray yaptık.
Şurada 3 yılda Marmaray'dan 200 milyon insan geçti. Bunu atalarımız mimari
noktada eskizlerini yapmıştı, bitirmek bize nasip oldu. Ardından Avrasya
Tüneli'ni yaptık. Yine denizin altından. Dünyanın denizin altında en derin
tünelidir bu. 106 metre derinliğinde. Elhamdüllilah çift kat. Buralardan
halkımız geçiyor halkımız. Biz vatandaşımız için varız. Onları modern bir
Türkiye'de nasıl yaşatırız onun için varız” diye konuştu. Türkiye’nin eğitim,
sağlık, ekonomi, alt ve üst yapı alanında belli bir noktaya geldiğini ifade
eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunları vatandaşımız, halkımız için yaptık.
Şimdi inşallah 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nü yapıyoruz. 18 Mart'ta temelini
atıyoruz. O da iki kule arasındaki dünyada en uzun köprü. Değeri 12 milyar
dolar. O delikli 2,5 kuruşlar vardı. Ona muhtaç olan Türkiye'den işte bugüne
gelindi. Eski Türkiye 2,5 kuruşa muhtaçtı. Şimdi onlar geride kaldı. Hamdolsun
güvenlik, adalet, enerji, sosyal yardımlara kadar. 81 vilayetin tamamında
üniversitemiz var. Savunma sanayine kadar ülkemize yaptığımız hizmetleri
herhalde cebimize koyup mezara gidecek halimiz yok. Öteki dünyaya giden lazım
olan 9 metre kefen ve 2,5 metreküp mezar. Bu şekilde çalışırken bizim derdimiz.”
“CUMHURBAŞKANLIĞI
SİSTEMİ EVET ŞAHSIMIN PROJESİDİR”
Belediye başkanlığımdan bu yana Cumhurbaşkanlığı Sisteminin
savunduğu ve ısrar ettiği bir reform olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları
kaydetti: “Ülkemize ve milletimize faydalı olacağına inandığım için bu sistemin
mücadelesini verdim, veriyorum. Şayet milletimiz 16 Nisan'da evet derse Türkiye
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçecek. Bundan sonraki ilk seçimlerde de milletimiz
kime teveccüh ederse bu sistemin ilk Cumhurbaşkanı o olacak. Birileri diyor ki,
istediğiniz neyi yapamıyorsunuz da sistemi değiştiriyorsunuz? Bizden önce
gelenler niye yapamadılar? Mesele insan meselesi, bunun yanında sistem de güçlü
olursa insanla sistemi birleştirirseniz o zaman güçlü olursunuz.”
ÜLKENİN GELECEĞİ BİR
SİSTEME BAĞLANMALI
Başbakanlığı döneminde yaşadığı iki başlılığa dikkat çeken
Erdoğan, “Atama isterdin, olmaz derlerdi. Sayın Cumhurbaşkanım ben bu isimle
çalışmak istiyorum, ama olmaz derlerdi. Tutturdu olmaz. Bu isim uluslararası
saygınlığı olan bir isim. Tutturdu yapmadı. Niye? Bir tanesinin başı örtülüydü
ondan. Bir diğerini teklif ettim, hanımının başı açıktı ve Amerikan
vatandaşıydı. Onu da kabul etmedi. Bunlara rağmen buralara geldik. Bu işler
şahıslara bağlı olmasın, ülkenin geleceği kişilerin tercihlerine, gayretlerine
endekslenmesin diye işi bu sisteme bağlamaya çalışıyoruz. Bugün kapı kapı
dolaşıp sistemi engellemeye çalışanlar ilk Cumhurbaşkanlığı seçimde
karşılarından destek isteyeceklerdir. Benim sizlerden ricam o gün geldiklerinde
meydanlarda söylediklerini, Meclis'te yaptıklarını hatırlatınız” şeklinde
konuştu.
CUMHURBAŞKANLIĞI
SİSTEMİ DEMOKRASİ İÇİN ŞART
Cumhurbaşkanlığı sisteminin hızlı karar almada, güven ve
istikrar ortamı sağladığı için önemli olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: “Şimdi
Marmaray'ı, Avrasya'yı en çok onlar kullanıyor. Ellerinden gelse Göksun
Tüneli'ni de engellerdi. Ama şimdi Maraş'a o tüneli kullanarak geliyorlar.
Meclis'ten söz atanlar, gerçeğe yalan katanlar ne bilir elin kıymetini. Tek
vatan için, tek millet için, tek devlet, tek bayrak için Evet. Bundan sonra
milletimi, Türkiye'nin yönetimini kendisinin ve evlatlarının geleceği için
programı olanlara, aşkı, sevdası olanlara teslim edecektir. Ülkenin ve milletin
başına musallat olanlar kendisine yer bulamayacaktır. Cumhurbaşkanlığı sistemi
bir mucize değildir. Sihirli değnek de değildir. Bu sistemin en net özelliği,
ülkemizin demokrasisi ve ekonomisi için lazım olan güven ve istikrar ortamını
eskisine göre daha hızlı tesis edecek olmasıdır. Eski sistemin zayıflıkları
nedeniyle Türkiye sık sık ekonomik krizlere maruz kalıyordu. Yeni sistemde
yürütmeyi cumhurbaşkanına bağlayarak 5 yıllık garanti altına alıyoruz.
Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetecek, Meclis kanunları çıkaracak, yargı kanunların
işlemesini sağlayacak. Eski Türkiye'de sık sık şahit olduğumuz kavgaları,
çekişmeleri inşallah yaşamayacağız. Ekonomide atılması gereken adımları
cumhurbaşkanı ne gerekiyorsa onu yapacak. Terörle mücadelede aynı şekilde. Dış
politikada süratli ve etkili bir yönetim mekanizması işleyecek. Bütçe dışındaki
tüm kanunları teklif etme, görüşme ve kabul etme yetkisi ve meclise,
milletvekillerine aittir. CHP ve hayırcılar diyor ki, parlamento artık
yetkisini kaybediyor. Böyle bir şey yok!”
Yargının son yıllarda epeyce yıpranan prestijinin bu dönemde
yeniden yükselişe geçeceğini belirten Erdoğan, “Bu sebeple kardeşlerim güçlü
Türkiye'ye, büyük Türkiye'ye, evet diyor muyuz? Türkiye'nin köşe taşı olan
Kahramanmaraş kararını verdi mi? Ben inanıyorum ki, 16 Nisan'da gerek MHP'ye
gönül veren kardeşlerim gerek AK Parti'ye gönül veren kardeşlerim, CHP'ye gönül
veren kardeşlerim hepsi bir ve beraber olarak çok daha yüksek bir evet demeye
hazır mı? Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim etsin”
ifadelerini kullandı.
MESELE YETİŞME
MESELESİDİR
Milletvekili seçilme yaşının 18’e düşürülmesiyle ilgili
eleştirilere de cevap veren Erdoğan şunları kaydetti: “Şimdi 550
milletvekilinden 600'e çıkıyoruz. Seçme ve seçilme yaşını 18 yapıyoruz.
İnşallah o günleri de görürüz. Parlamento değil kabinede bakarsınız, tabii
dışarıdan atamayla gelecek böyle 18, 20, 25 yaşlarında bakanlar da atanabilir
mi? Atanabilir. Bugün dünyada dev firmaların başında 25 yaşında CEO'lar var.
Mesele yetişme meselesidir. Eğer iyi yetiştiriyorsanız teslim edersiniz.
Ecdadımız Fatih 21 yaşında bir çağ kapayıp, bir çağ açmadı mı? 5 yılda bir
yapılması bize yeni bir avantaj getirecek. Sık sık seçimler değil, artık
tarihinde. Bizde aman yarabbi! Ne zaman genel seçimler ne zaman yerel seçimler!
Burada istikrar olmaz. Şimdi inşallah bunu Cumhurbaşkanlığı sistemiyle daha da
ileri taşıyacağız. Parlamento içinden de atanabilir ama dışarıdan Bakanlar
Kurulu'na üye alma yetkisini getiriyoruz. Bir diğer adım Meclis Bakanlar
Kurulu'na kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi iptal ediliyor, güven
oylaması kalkıyor, gensoru kalkıyor. Bu gensoru bize neler çektirdi. Gensoruyu
millet verir. Beğeniyorsa devam der, beğenmiyorsa alaşağı eder.”
Anayasa değişikliğine ilişkin yapılacak 16 Nisan’daki
referandum ile yeni bir reformun gerçekleşeceğini bildiren Erdoğan, “100 bin
seçmen isterse Cumhurbaşkanı adayı çıkarabilir. Şimdi Cumhurbaşkanı her suç
sebebiyle, önerge ve ondan sonra Yüce Divan'a gönderilme gibi yetkiyi
parlamento alıyor. Mesele özellikle buradaki birlikteliğimiz, dayanışmamız
inşallah Türkiye'ye yeni bir sınıf atlatacaktır. Kahramanmaraşımıza
sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Şu kalan süre içerisinde 16 Nisan'a kadar
sizler de inanıyorum ki kapı kapı dolaşacaksınız. MHP'li kardeşlerimiz de
inanıyorum ki, dayanışma içerisinde parlamentoda güvenoyu almasını sağlayan tüm
arkadaşlar olarak elele çalışacağınıza inanıyorum. 16 Nisan Türkiye'de bir
reformun gerçekleşeceği bir akşam olacak” dedi.
KAYNAK: CUMHURBAŞKANI
ÜMMETİMİZİN SİGORTASIDIR!
Selamlama konuşması için kürsüye gelen Başbakanvekili Veysi
Kaynak, Cumhuriyet’in 29 Ekim 1923 de hangi niyetlerle ilan edilmişse, 16
Nisan’ında aynı bu ruh gibi bundan sonra milletin iradesini milletten başka hiç
kimsenin ipotek koyamayışı olduğunu söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan’ın tankın, topun karşısında milletin
geleceğine bayrağına sahip çıkan bir Cumhurbaşkanı olduğuna da vurgu yapan
Kaynak, “O Cumhurbaşkanı kendisine bir yunan adasına gitmek teklif edildiğinde
Atası Sultan Mehmet gibi, Ya İstanbul Beni Alır Ya Ben İstanbul’u alırım diyen
atası gibi, Uçağına binip İstanbul’a gidip milletinin geleceğine önderlik etmiş
bir Cumhurbaşkanıdır.
Ümmetimizin Sigortasıdır. O Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir
Maraş sevdalısıdır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta idrak
ettiğimiz 12 Şubat Kurtuluş Bayramımızın aynen bir kez daha milletimize 15
Temmuz da yaşatılmamıza vesile oldu. Milletimiz onun öncülüğünde kendi
geleceğine istikbaline sahip çıktı. Bir anayasa değişikliğini hep beraber
milletimizin huzuruna getiriyoruz. 12 Şubat’ta ecdadımız ne için mücadele
etmişse, TBMM 23 Nisan 1920 de ne için kurulmuşsa, ilelebet baki kalması için
dua ettiğimiz Cumhuriyet 29 Ekim 1923 de hangi niyetler ile ilan edilmişse 16
Nisan aynı bu ruh gibi bundan sonra milletin iradesini milletten başka hiç
kimsenin ipotek koyamayışıdır. 16 Nisan millet egemenliğinin tam hâkimiyetidir.
Gazi Cumhurbaşkanımızın 16 Nisan ile ilgili bu çalışmasını Kahramanmaraş’ta
başlatma şerefini bizlere verdi. Ve diyorum ki Nasıl Maraş İstiklalin
başkentiyse, 16 Nisan da yeni anayasanın en yüksek oyu vererek rekortmeni
olacaktır.“ dedi.
ÜNAL: DOĞRUDAN
TEMSİLİN ÖNÜNÜ AÇIYORUZ!
Kaynak’tan sonra kürsüye gelen Kültür ve Turizm Eski Bakanı
Mahir Ünal ise şöyle konuştu:“12 Şubat günü biz yeniden bir ruhu hatırladık.
Sütçü İmam’ın ruhunu o Sütçü İmam ki Ukkaşe Hazretlerinin bugünkü varisi
bugünkü mirasçısıydı. Biz 15 Temmuz akşamını tekrar gördük Cumhurbaşkanım, O
ruh 15 Temmuz akşamı Ömer Halis Demir’de İzmir de Fethi Sekin de tecelli etti.
Tarihin içerisinden akıp gelen o yüce ruhu üzerinden tecessüm ettiren Sayın
Cumhurbaşkanımız Kahramanmaraş ‘a Hoş Geldiniz Şeref Verdiniz. Recep Tayyip
Erdoğan ile birlikte doğrudan temsilin, milletin iradesinin önünü açıyoruz.”
ÖZKAN: ÜLKEMİZİN
İSTİKLALİNDE DE İSTİBALİNDE DE MARAŞ VAR
Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan da yaptığı konuşmada
Kahramanmaraş’ın tarihe adını altın harflerle yazdırdığını söyledi.
Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunda resmi bir törenden ziyade
halkın milli ve manevi reflekslerinin şekillendiği bir şahlanış olduğunu dile
getirdi.
Kahramanmaraş’ın 12 Şubatta olduğu gibi 15 Temmuzda da en
büyük refleksi gösterdiğini hatırlatan Vali Özkan; “İlimizin istiklali için bu
kadar hassas olan Kahramanmaraş, istikbali için de en büyük fedakârlığı
yapmaktadır. Kamunun yanında özel sektörümüz, istihdamla ilgili çağrınıza büyük
bir destek vererek Başbakan Yardımcımızın koordinesinde işadamlarımız hemen
harekete geçmiş 7 bin istihdam 3 milyar TL yatırım taahhüt edilmiştir.
Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla Anadolu’da en yüksek ve en büyük bu harekete
teşekkür ediyorum. İstihdam, istikballe ilgili koyduğunuz hedefe Kahramanmaraş
en hızlı şekilde gitmektedir” dedi.
ERKOÇ: BAŞKANLIK
SİSTEMİYLE DAHA GÜÇLÜ OLACAĞIZ
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç,
yaptığı konuşma ile hemşerilerini coşturdu. Erkoç; “Yaklaşık bir asır önce
vatanın işgali sırasında bu aziz millet nasıl esaretin zincirini kırıp
ülkemizin üzerindeki karabulutları dağıttıysa, 15 Temmuz günü devletimize
sirayet eden asker kıyafetine bürünmüş emperyalist güçlerin maşası olan alçak
Fetullahçı teröristler aracılığıyla ülkemizi işgal etmeye çalışanlara asil ve
kararlı önderliğinizle tam bir bağımsızlık yolunda bir destan yazıldı” dedi.
Türkiye’nin geçmişte parlamenter sistemin yaşattığı sıkıntılarını
da anlatan Erkoç; “Türkiye’nin Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kefenimizi giydik yola
çıktık’ diyerek göstermiş olduğu cesaret ve ustalıkla çözülerek ülkemiz
istikrara ve güçlü bir ekonomiye kavuştu. İnşallah aziz milletimizin 16
Nisan’da onaylayacağı başkanlık sistemiyle geleceğe daha güçlü yürüyeceğiz.
Çünkü yürütme ülkenin lokomotifidir ve vizyonunu belirler” ifadelerine yer
verdi.
Kahramanmaraş’ın en ücra köşesine kadar hizmet götürme
gayreti içerisinde olduklarını da dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı
Erkoç, şunları söyledi: “Son 3 yılda yaklaşık bin 700 km sati kaplama ve sıcak
asfalt yol yaptık, 2 bin km altyapı, dev parklar yapıyoruz. Şehrimizin atık su
arıtma tesislerinin inşaatlarına başladık. Birçok projelerle kahraman şehri
inşa etme gayretindeyiz. Her alanda bu ruhunu geleceğe taşımak için büyük bir
gayretle çalışıyoruz.”
Konuşmaların sonunda 569 milyon TL tutarındaki eserlerin
toplu açılışı gerçekleştirildi.
Toplu açılış töreni öncesi Elif Sarıgül isimli vatandaşın evinin balkonuna astığı, "Çayımız hazır ede, gel sen de çaya da evet de" yazılı pankarta gözü takılan Erdoğan, açılıştan sonra bu daveti kırmayarak Sarıgül'ün evine çay içmeye gitti. (HABER-FOTO: KENAN ONARAN)
YORUMLAR