Covid-19 pandemisi nedeniyle hastanelerden uzak durmak,
toplumda sıklıkla görülen bazı hastalıkların da erken tanı almasını engelliyor.
Ülkemizde de her 8 kadından birinde görülen meme kanseri, geç tanı nedeniyle
tedavisinde büyük sorunlar yaşanan hastalıklardan biri olarak dikkat çekiyor.
Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Didem Öncel
Yakar, “Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara verilmesi, bazı
kadınların meme kanserinde erken tanı olanağını elinden aldı. Ayrıca tedavisi
süren bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu” uyarısında
bulunurken kadınları meme taramalarını rutin olarak yaptırma konusunda hassas
olmaya çağırdı.
Taramalar
durdurulmuştu
Ülkemizde her yıl yaklaşık 18 bin kadına meme kanseri
tanısı konuyor. Hastalık, “memede elle hissedilen sertlik ya da kitle, iki meme
arasında ortaya çıkan görüntü farklılığı, meme başında ya da ciltte içe doğru
çekilme, memede kızarıklık, yara, çatlama, meme cildinde portakal kabuğuna
benzer görünüm, meme başında şekil ve yön değişikliği, meme başında akıntı ya
da koltuk altında sertlik ve şişlik” gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu
belirtilerin çok erken fark edilebilmesi için de kadınların her ay düzenli
olarak elle meme ve koltuk altı kontrolü yapmasının hayati öneme sahip olduğunu
kaydeden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde
en kısa sürede doktora başvurmaları gerekiyor” diyor. Normal süreçte hekimler
muayenede hasta öyküsünün ardından mamografi ve ultrason gibi tetkikler ya da
biyopsi ile tanıyı koyuyor. Ancak içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde
Covid-19 bulaşma riski nedeniyle pek çok kadının rutin muayenelerini, kanser
taramalarını ve ameliyatlarını ertelediğini ifade eden Doç. Dr. Didem Öncel
Yakar, şöyle devam ediyor:
“Covid-19 pandemisi sürecinde rutin taramalara ara
verilmiş olması, bazı kadınlarda erken tanı imkanını ellerinden alırken, halen
tedavi altında olan bir grup hastanın da tedavisinde gecikmeye neden oldu.
İngiltere’den yeni yayınlanan bir çalışmada, istatistiksel modelleme ile meme
kanseri dahil bir grup hastalığa bağlı 5 yıllık hayat beklentisinde yüzde 5 ile
16 oranında bir azalma öngörüldüğü bildirilmiştir.”
Yıllık tetkikleri
aksatmayın
Sağlık Bakanlığı genelgesi ile Haziran ayından itibaren
rutin poliklinik muayenelerin ve planlı cerrahi girişimlerin başladığını
belirten Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Rutin taramanın bir dönem ertelenmesinin
bir grup kadının tarama, muayene ve mamografi çekimlerini tamamen atlamasına
yol açacağı endişesi bulunuyor. Mamografi gibi yıllık tetkiklerin aksatılmaması
gerekiyor. Covid-19 hastalığının riskleri ile rutin aşılama, tarama ve
muayenelerin ertelenmesinin getirebileceği riskler her hasta için ayrı
değerlendirilmeli, genellemeler yerine kişiye özel yönlendirme yapılmalıdır”
diyor.
40 yaş sonrası her yıl muayene
Memeleriyle ilgili hiçbir şikayeti olmasa da her kadının 20-40 yaş arasında üç yılda bir, 40 yaşından sonra da yılda bir klinik meme muayenesi için bir genel cerraha başvurması gerekiyor. Muayenede uzman hekimin gerek görmesi halinde görüntüleme yöntemleri de kullanılıyor. Teknolojik gelişmelere ve özellikle tarama mamografisinin yaygın kullanımına paralel olarak elle hissedilmediği halde görüntüleme yöntemleri ile saptanabilen meme kanseri olgularında belirgin bir artış olduğuna işaret eden Doç. Dr. Didem Öncel Yakar, “Meme kanseri gibi erken tanısı ile tedavisinde yüz güldürücü sonuç almanın mümkün olduğu bir hastalıkta taramaların ihmal edilmemesi gerekiyor. Kadınlarımız bu konuda ne kadar bilinçlenirse meme kanserinin de hayata mal olan bir hastalık olmaktan çıkması o kadar kolay olur” diye konuşuyor.
YORUMLAR