Mevlevihane’ye olan tarifsiz aşkı kitap yazdırdı
Reklam

Mevlevihane’ye olan tarifsiz aşkı kitap yazdırdı

Kahramanmaraş’ın tarihi ve kültürü üzerine yazılı olarak pek fazla kaynağa ulaşmamak mümkün değildir. Araştırmak, uğraşmak, yoğunlaşmak ve bıkmadan usanmadan devam etmek gerekiyor.

17 Ekim 2017 - 02:30

Bir ipuçundan yola çıkarak Faruk Nafız Çamlıbel’in şiirinde ki Maraşlı Şeyh oğlu Satılmış’ın kim olduğunu araştırıp, Osmanlıca kaynak bularak bunun çevirisi için emek Harcayan ve Kahramanmaraş’ın kültürel mirasına bir roman kazandıran Araştırmacı Yazar Ali Avgın ile romanı üzerine uzunca konuştuk. İşte ‘’Han Duvarları Kalbe Düşen Kor’’ romanın hikayesi…

 

Roman yazma fikri ne zaman doğdu?

Edebiyatımızın müstesna şairlerinden Faruk Nafiz Çamlıbel’in meşhur Han duvarları şiirine konu olan, Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın kim olduğunu her zaman merak etmişimdir. Maraşlı Şeyhoğlu kimdi? Şeyh kimdi, hangi dergahın şeyhiydi, meşrebi neydi? Satılmış’ın aşık olduğu Aslı kimdi? Tüm bu suallerin cevabını her zaman merak konum olmuştur. Roman yazma fikri de bu suallerin cevaplarının öğrenilmesiyle başladı. Bir ipucu ile yola çıktık. İpucu şiirde kahraman olan ‘’Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’’ oldu. 

 

Soruların Cevaplarını Ararken Neler Yaşadınız?

KSÜ öğretim görevlisi Mesut Bilginer Bey ile birlikte uzun süreden beri Maraş Mevlevihanesi üzerine araştırmalar yapmaktayız ve hala devam ediyoruz. Temin ettiğimiz bilgi ve belgeler arasında, Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın Maraş Mevlevihanesi ile irtibatının olduğunu, Mevlevihane’nin son şeyhi, Selim Dede’nin ikinci hanımından oğlu olduğu bilgisini edindiğimizde çok heyecanlandık. Daha sonra nüfus bilgileri ve hadiselerin geçtiği mekanlar üzerinde yaptığımız geniş araştırmalarla, Şeyh Selim Dede’nin ailesi, hayattaki torunlarından, konuya vakıf olanlar ile yaptığımız görüşmeler ve yazdıkları konu ile ilgili yazıları, bir araya getirdiğimizde Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın bu toprakların bahtsız bir evladı olduğunu tespit ettik. Osmanlı el yazması yazıları okuttuk, üzerinde çalıştık. Tabii burada romanı yazarken bizimde çocukluğumuzun geçtiği mahaller olması ile yaşadığım duyguları anlatamam.   

 

Şeyhoğlu Satılmış’dan Bahseder misiniz?

Satılmış Efendi, kendini tarif ederken “Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben” diye tarif ediyor. Onu verem eden aşk, bu topraklarda, Kahramanmaraş’ta yaşanmıştır. O sebeple Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ımıza Kahramanmaraşlılar olarak sahiplenmemiz gerekir. Ayrıca şehrimizin tanıtımlarında, turizminde kullanmamız gerektiğine inanıyorum. Eser de zaten bu minvalde kent kültürüne katkı sağlaması gayesiyle kaleme alındı.

 

Maraş Mevlevihanesi sizin özel ilgi alanınız. Bu konu hakkında bir çok köşe yazınız var. Bu araştırmalar içinde de Şeyh Oğlu Satılmış’ın geçmişine ulaşmak şehrin tarihine ayrı bir katkı. Mevlevihane hakkında biraz bilgilendirme yapar mısınız?

Mevlevihane denince orada durmak gerekiyor. Derdim, gayem, bir zamanların en önemli mevlevihaneleri arasında yer alan Maraş Mevlevihanesini Kahramanmaraş’a yeniden kazandırılmasını sağlamak. Şimdi hali içler acısı ve bu konu üzerine de yakında kitabımız Dulkadiroğlu Belediyesi işbirliğiyle çıkacak. Maraş’ta bir zamanlar önemli bir Mevlevihanenin var olduğunu yakın zamana kadar çoğumuz bilmiyorduk. Şu anda Mevlevihane mevcut mu? Derseniz, tabiî ki değil, yerinde yeller esiyor. Maraş Mevlevihanesi, Kahramanmaraş Kapalı Çarşı külliyesi içinde, Saatçılar Garajı olarak bilinen yerdeydi. Dulkadiroğullarının son hükümdarı, Alaüddevle Bozkurt Bey’in en önemli Vakıflarındandı. 1510 yılında Yum Dede Zaviyesi ismiyle inşa ettirmiş ve masraflarının karşılanması için de; Kapalı Çarşıda 10 adet dükkan, Ardıl Nahiyesinde bir Değirmen ve Seki Çınarında bir mezra da vakfetmişti.

 

Mevlevihane’nin günümüze taşınan tarihi seyrinden de biraz bahseder misiniz? 

Ne yazık ki bu vakıfların akıbeti meçhuldür. Bu sebeple tarihçilerimize ve hukukçularımıza büyük görev düşmektedir. Dergâh, 18. yüzyılın sonlarında Mevlevihane olarak faaliyet sürdürmeye başlamış, ta ki 1 Şubat 1920 de Fransızlarca yakılana kadar. 1941 yılında ise; “tarihi niteliği yoktur” gerekçesiyle Vakıflarca şahıslara 781 Liraya satılmış. Bir dönem köy garajı olarak kullanılmış. 1965 yılında ise yerine betonarme dükkânlar yapılarak şimdiki Saatçılar Pasajı ismiyle bilinen manifaturacılar çarşısı olmuş.  410 yıllık dergâhtan geriye, pasajın kuytu bir köşesinde, sadece Yum Dede ya da Abdulgaffar Baba diye anılan mütevazı bir türbe kalmış.

 

Biraz da kitabın yazılma aşamasından bahseder misiniz? 

Şeyhoğlu Satılmış’ın Maraş Mevlevihanesi ile irtibatı olduğu tespit edildikten sonra, zihnimizde roman fikri oluşmuştu. Bu araştırmalarımızla bir taşla iki kuş vurmak istedik. Yazacağımız romanda hem Maraş Mevlevihanesi’nin tarihi geçmişini, hem de Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın hayatı, yaşadığı dramatik aşk macerası, roman üslubuyla kaleme alındı. Kitaptaki yazılanların, neredeyse yüzde sekseni, tarihi hakikatler çerçevesinde kaleme alındı, diğer kısımlar ise hadiselere uygun şekilde roman örgüsüne münasip şekilde kurgulandı.

 

Roman yazmanın meşakkatli bir iş olduğunu biliyorum. Bu süreç sizin için zor olmadı mı? mı? .

Haklısınız, roman yazmanın zor bir iş olduğunu biliyordum. Bilhassa tarihe mal olmuş iddialı bir konuda yazmanın, daha da zor olacağının farkındaydım. Ancak bu romanı; ben ya da bir başkası yazmalıydı. Kahramanmaraş’ın kültürel mirasına kazandırılması gerekiyordu. Hamdolsun bu görev bu fakire nasip oldu. Fikren beslendiğimiz kurumların dualarını da yanımıza alarak, konuya vakıf dostlarımızın da desteğiyle, üç yıla yakın bir zamanda yazma sürecimizi tamamlamış olduk.

 

Romanın kapağında ki ‘’Aşkın iki kapısı vardır ve ikisi de hakikate açılır’’sözü çok etkileyici. Gerçekten, mecazi aşkı, yani insani aşkı yaşamayanlar, ilahi aşkta yol alamazlar mı?

Sualinizin cevabını Selim Dede’den vermek isterim “Haaa!. Ancak bu menzilde fazla beklememeli. Zira mecâzi aşk bir merdivendir. Basamaklarında eğleşmeden basıp geçmelidir. Sen hiç merdivene ve köprü üzerine ev yapanı gördün mü?” sanırım mesele anlaşılmıştır.

 

Kitabınız, ilgi görmüş olmalı ki kısa sürede ikinci baskısını yaptı. Neler söylersiniz?

Hamdolsun, Kahramanmaraş Kitap Fuarını göremeden kitabımı ikinci baskıyı yaptı. Okuyucularımıza çok teşekkür ediyorum. Kitabı temin edemeyenler için Kitap Fuarında YEDİVEREN/EFTALYA yayınları standında kendilerini bekliyoruz. Fuar süresince tüm dostlarımızı çay ve kitap muhabbetimize beklediğimizi bu vesileyle iletmek isterim.

 

İlk eseriniz olmasına rağmen, kitabınız okuyucusundan  büyük ilgi gördü. Bu çalışmaların devamı gelecek mi?

Allah nasip ederse gelecek. Mesut Bilginer Hocamla birlikte hazırladığımız yeni kitabımız “Hz.Mevlana, Mevlevilik ve Maraş Mevlevihanesi” isimli araştırma kitabımız Dulkadiroğlu Belediyemizce yayınlanacak. Buradan Dulkadiroğlu Belediye Başkanımız Sayın Necati Okay Beyefendiye kültürümüze verdiği destek için teşekkür ediyorum. Kahramanmaraş Kitap ve Kültür Fuarında da inşallah bu eserimiz okuyucuları ile buluşacak. Ayrıca hazırlık aşamasında olan “Maraş Bohçası” isimli çalışmamız da vaktini beklemektedir.


Bizleri kırmayarak sorularımızı samimice cevapladınız. Son olarak başka söyleyecekleriniz var mı?

Bu kitabın meydana gelmesinde, yolumuza ışık tutan gönül insanlarına buradan teşekkür ediyorum. Ayrıca kitabımıza gösterdikleri teveccühten dolayı, okuyucularımıza ve Kahramanmaraşlılara çok teşekkür ediyorum.  

Biz teşekkür ederiz efendim.

 

ALİ AVGIN KİMDİR?

1958 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketi Kahramanmaraş’ta tamamladı. 1980 yılında Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Maliye Muhasebe Bölümü’nden mezun olarak meslek hayatına başladı. Hâlen, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir olarak Kahramanmaraş’ta çalışma hayatına devam etmektedir.

Türk müziği ve tasavvuf kültürüne duyduğu özel ilgi sebebiyle birçok dernek ve kültürel oluşumlarda yer aldı. Kahramanmaraş Klasik Musiki Derneği ve Kahramanmaraş Hz. Mevlana Kültürünü Türk Tasavvuf Musikisi Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Derneği mensubu olarak, dernek faaliyetlerinde neyzen olarak faaliyet göstermektedir..

Kahramanmaraş’ta yerel gazete ve dergilerde, internet haber sitelerinde, çeşitli makaleler ve araştırma yazıları yazmaktadır.

Eftalya Yayınlarından çıkan  “Han duvarları Kalbe Düşen Kor” ismiyle 2017 yılında yayınlanan ilk romanı büyük bir ilgi gördü.

İkinci eseri “Hz.Mevlana Mevlevilik ve Maraş Mevlevihanesi” araştırma kitabıdır. KSÜ Öğretim Görevlisi Mesut BİLGİNER ile birlikte hazırladılar. Kahramanmaraş Dulkadiroğlu Belediyesince tarafından yayınlandı.

Kahramanmaraş’ın sosyal ve kültürel tarihi üzerine yazdığı makalelerin bir kısmını, basım aşamasında olan “Maraş Bohçası” isimli çalışması kitap çalışması devam etmektedir.

Maraş Mevlevihanesi üzerine yaptığı araştırmalarını, 2017 yılında Uluslararası Milli Mücadele Döneminde Maraş Sempozyumu’nda bildiri olarak sundu.

Yazar Ali Avgın, evli ve üç çocuk babasıdır.

Kaynak: Kahramanmaraş'ta Bugün Gazetesi

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Büyükşehir, İhtiyaç Sahiplerinin Yanında
Büyükşehir, İhtiyaç Sahiplerinin Yanında
Müzikte Buluşalım, Engelleri Aşalım
Müzikte Buluşalım, Engelleri Aşalım