Genel Başkan Yardımcısı Ünal, Habertürk TV'nin canlı
yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
"FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in iadesi için usulüne
uygun başvuru yapılmadığı" iddialarına yönelik Ünal, yaklaşık 85 koli
belgenin ABD'ye gönderildiğini, eski ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'ın bu
belgelerin gerekli değerlendirme ve incelemeden sonra mahkemeye iletileceği
bilgisini paylaştığını, ancak bunun gerçekleşmediğini hatırlattı.
Ünal, 15 Temmuz gecesi "Şu anda arkadaşlarımız
yönetimin değiştirilmesine dönük mücadele veriyor" diyen ABD'li
generallerin olduğuna işaret ederek, "Amerika'nın nükleer silahların
önemli bir kısmı İncirlik'te ve İncirlik gibi önemli bir üs Türkiye'deyken sizce
Türkiye'de 15 Temmuz benzeri bir olayın gerçekleşmesi, bu kadar kritik bir
durumda Amerika'daki bazı birimlerin bunun bilgisine sahip olmaması gibi bir
şey söz konusu olabilir mi?" diye sordu.
CHP'nin seçim beyannamesini incelediğini anlatan Ünal,
"CHP, Türkiye'den bir sesle konuşmuyor. Amerika'dan ve Avrupa'dan bir
sesle konuşuyor." dedi.
"TOPTAN BİR
SİYASETLE KARŞI KAŞIYA DEĞİLİZ"
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin iddialarına
ilişkin Ünal, "Burada aslında ciddiye alınacak ve siyasetin gündemine
taşınacak bir siyasi argümanı konuşmuyoruz. Doldur, boşalt, atış serbest misali
konuşan bir cumhurbaşkanı adayını konuşuyoruz." ifadelerini kullandı.
ABD içerisinde bazı yapıların FETÖ'yü koruduğunu belirten
Ünal, "Toptan bir siyasetle karşı karşıya değiliz. Orada da bir çok
seslilik, parçalı bir siyaset hatta kimi zaman siyasetsizlik, kendi içinde
mücadele eden, Suriye konusunda farklı düşünen yapılar var. Durum böyleyken,
belli konularda ilişkilerimizi de sürdürüyoruz, belli konularda açık bir
şekilde tavrımızı ifade ediyoruz. Sonuçta bir diplomasi yürüyor. Hiçbir şey tek
başına siyah ya da beyaz değil." dedi.
Her şeyin çok belirgin, net olduğu, aktörlerin
pozisyonlarının belirgin olduğu bir dünyada bulunulmadığını vurgulayan Ünal,
muhalefetin eski Türkiye'yi vadettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın şu anda "küresel ölçekte oyun kuran ve sistemin içerisinde
dengeler arasında gidip gelebilen önemli bir aktör" durumuna geldiğine
dikkati çeken Ünal, Kudüs ve Suriye meselelerinde bunun görüldüğünü ifade etti.
"SANKİ
TÜRKİYE DEĞİŞİYOR, ETRAFINDAKİ HER ŞEY SABİT"
Erdoğan'ın İngiltere ziyareti, Almanya Başbakanı Angela
Merkel'in Erdoğan'a daveti gibi son günlerde Batı'dan gelen sıcak mesajların
hatırlatılması üzerine Ünal, "Sanki Türkiye değişiyor, etrafındaki her şey
sabitmiş gibi bakamayız. Her şey hızla değişiyor. 2006 yılındaki Almanya mı
bugünkü Almanya, Hollanda mı Hollanda, kısaca AB? Yükselen ırkçılığı nereye
koyacağız?" diye konuştu.
AK Parti seçim beyannamesinde gelecek 10 yıla Türkiye'nin
nasıl hazırlandığı, bu konuda neler yapılacağının anlatıldığına işaret eden
Ünal, buna karşın ana muhalefetin eski sistemi, eski Türkiye'yi vadettiğini
kaydetti.
"SİYASİ
PARTİLERİN İTTİFAK OLUŞTURMASINDAN NEDEN RAHATSIZLIK DUYALIM"
"Cumhur İttifakı'nın, muhalefetteki ittifaktan
rahatsız olduğu"na ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine Ünal,
"İttifak yasasını, siyasi partiler ittifak yapsın diye hazırladık.
Geçmişte olduğu gibi birtakım siyasi hülleler olmasın, gizli kapalı pazarlıklar
yapılmasın, her şey milletin gözü önünde olsun diye ittifakı yasal bir zemine
taşıdık. İttifakı, yasal bir zemine taşıyan siyasi parti olarak, diğer siyasi
partilerin ittifak oluşturmasından neden rahatsızlık duyalım? Anayasa Mahkemesi
bunu gündemine almışsa, almıştır." şeklinde konuştu.
"TAYYİP BEY,
'VAKİT TÜRKİYE VAKTİ' KONSEPTİNİ BEĞENDİ"
"AK Parti'nin seçim kampanyasını yürüten ajansın
değiştiğinin" hatırlatılması ve "Bunun Erol Olçok'un rahmetli
olmasıyla alakası olup olmadığının" sorulması üzerine Ünal, şöyle devam
etti:
"Bununla bir ilgisi yok. Geçtiğimiz iki yıl boyunca
biz zaten Arter ile çalışmaya devam ettik. Arter ile beraber 15 Temmuz yıl
dönümünü, partimizin 14 Ağustos etkinliklerini yaptık. Arter ve Erol Olçok ile
Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin ilişkisi kurumsal bir ilişki olmadı
zaten. Cumhurbaşkanımız da Erol Bey'in cenazesinde 'Yol arkadaşım o benim'
dedi. Bu birliktelik bir yol arkadaşlığıydı. Dolayısıyla bizim Erol Bey ile
hatırasıyla geride bıraktıkları evlatlarıyla olan hukukumuzda herhangi bir
sorun söz konusu değil."
AK Parti tarafından her seçim öncesinde farklı konseptler
üzerinden kampanyanın kurulduğunu anımsatan Ünal, "Arter, bir sunum yaptı.
Farklı bir ajans bir sunum yaptı. Tayyip Bey, 'Vakit Türkiye Vakti' konseptini
beğendi. Bu defa 'Biz, konsept üzerinden gidelim' dedi. Arter ve Erol Bey'le
olan hukukumuzda, yol arkadaşlığımızda herhangi bir şekilde bir eksiklik ya da
hukukuna zarar verecek bir durum söz konusu değil." şeklinde konuştu.
"81 İLDE
MİTİNGLERİMİZİ YAPMIŞ OLACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın miting sayısında azalma olduğuna
yönelik tespit üzerine Ünal, AK Parti tarafından kongrelerin yeni
tamamlandığını, bu sürede 51 ilde Erdoğan'ın miting yaptığını hatırlattı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, "Şu anda
yaptığımız planlamalarda tekrardan 51 ilin üzerine yaklaşık 30'a yakın ile
gidiyoruz. Dolayısıyla biz yine 81 ilde mitinglerimizi yapmış olacağız.
Herhangi bir eksiklik söz konusu değil." bilgisini paylaştı.
"BU KRİZİ
DEMOKRASİNİN KENDİSİ ÇÖZECEK"
Türkiye'de 1940'ların, 1950'lerin, 1960'ların sistemiyle
16 yıl boyunca AK Parti'nin yoluna devam etmeye çalıştığını kaydeden Ünal, bu
sistem her tıkandığında halkın desteğe çağrıldığını söyledi.
Ünal, Türkiye'nin daha esnek, daha hızlı, karar verme
mekanizmaları daha açık ve rahat yeni bir sistemle yoluna devam edeceğinin
altını çizdi.
Demokrasinin kendi krizlerini çözmesine geçmişte imkan
verilmediğini, her krizde bir darbe olduğunu anımsatan Ünal, "Bugün
demokrasi kriz yaşayacaksa bu krizi demokrasinin kendisi çözecek." dedi.
Ünal, "Birilerinin gelip 'Ben siyaseti tatil
ediyorum, oyun bitti' demeyeceği bir Türkiye olacak artık." yorumunu
yaptı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parlamentoda çoğunluğun
yakalanamadığı takdirde A, B, C planlarının olacağını, bu planların neler
olacağının" sorulması üzerine Ünal, "Her siyasi partinin geleceğe,
yaşayacağı krizlere dönük senaryo planları vardır. Hangi çerçevede hareket
edersek edelim, nihayetinde bu çerçevenin demokratik çerçeve, hukuk devletinin
çerçevesi olması, anayasal çerçevede sorunların çözülmesidir aslolan."
dedi.
Seçimlerin psikolojisini etkilemek için sahaya pompalanan
bazı fikirler olduğunu belirten Ünal, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumu
Tayyip Erdoğan'a vereceğim ama genel seçimlerde AK Parti'ye oy
vermeyeceğim", "AK Parti, 1 Kasım'ın gerisine düşmüş durumda"
gibi birtakım söylentiler yayıldığını anlattı.
"AK PARTİ 1
KASIM'DAKİ POZİSYONUNU KORUYOR"
Partisinin, son genel seçimlerin yapıldığı 1 Kasım
2015'teki pozisyonunu koruduğunu vurgulayan Ünal, "1 Kasım'daki pozisyonun
yanına da Cumhur İttifakı'nın, MHP ve BBP'nin oylarını da koyduğunuzda, Meclis
ile ilgili herhangi bir sorun gözükmüyor." diye konuştu.
Muhalefetin, cumhurbaşkanlığı seçimlerini
kazanamayacağını fark ettiğinde Meclis'e odaklandıklarını kaydeden Ünal, Millet
İttifakı'nın temel motivasyonunu bunun oluşturduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı
Muharrem İnce'yi muhatap alarak kampanya yürüttüğüne yönelik iddia üzerine
Ünal, "Hayır, kampanyaya bu zaviyeden baktığınızda, sadece kampanyanın bir
bakış açısıdır. Nihayetinde, siyaset yapıyorsanız, siyasette muhatabınız olması
gerekir." ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, 16 yıl içinde AK
Parti'ye alternatif olabilecek bir muhalefetin çıkmadığını belirtti.
"KARŞIMIZA
ÇIKANLAR DERSLERİNE ÇALIŞSINLAR"
Manifestoyu yapılmayanlar üzerinden değil, yaptıklarının
üzerine ne konulacağı üzerinden yazdıklarını aktaran Ünal, "AK Parti'nin
arkasında 16 yıl boyunca hatasıyla sevabıyla yaptıkları var. Karşımıza çıkanlar
da lütfen hazırlıklı bir şekilde çıksınlar, derslerine çalışsınlar." yorumunda
bulundu.
Olağanüstü hal (OHAL) ile ilgili bir soruyu yanıtlayan
Ünal, "Bu OHAL, geçmişteki OHAL'ler gibi vatandaşa karşı ilan edilmedi,
teröre ve Türkiye'ye dönük terörist faaliyetlere karşı ilan edildi. O bizim
kaldırdığımız OHAL, teröristle vatandaşı birbirinden ayırmıyordu. Bugünse
vatandaşa karşı son derece dikkatli, vatandaşın temel hak ve özgürlüklerini
güvence altına alan, huzurunu, güvenini koruyan ama öbür taraftan da teröre ve
terör olaylarına karşı son derece dikkatli bir devlet var." değerlendirmesini
yaptı.
Mahir Ünal, terör örgütleri DEAŞ, PKK/PYD ve FETÖ'ye
dönük son derece etkin bir mücadele yürütüldüğünü vurguladı.
Ana muhalefetin terörle ilgili söylemine değinen Ünal,
şöyle devam etti: "Neden özellikle ana muhalefet ağzını doldura doldura
DHKP-C, FETÖ, PKK/PYD'ye dönük açık, sert ifadeler kullanmak yerine her
seferinde hükümeti suçlayıcı ve Türkiye düşmanlarının söylemi, ağzıyla
konuşuyor? Biz diyoruz ki ne olur söyleminizi ve dilinizi Türkiye
karşıtlarının, düşmanlarının dilinden ayrıştırın. Şu terör örgütlerine karşı
milli ve yerli bir duruş sergileyin."
OHAL'in gerekçesine ilişkin bir soruya Ünal,
"Olağanüstü halin ne seçimle ne AK Parti ile bir ilgisi yok. Bugün
Türkiye'nin güneyinde bir terör koridoru oluşturulmak isteniyorsa, Türkiye'nin
çok ciddi bir sınır güvenlik tehdidi söz konusuysa ve diğer taraftan bir PKK ve
FETÖ sorunu varsa." yanıtını verdi.
"TÜRK YARGI
SİSTEMİNE DÖNÜK BİR ALGI OLUŞTURUYOR"
FETÖ'nün en başarılı olduğu konuları sabotaj ve
manipülasyonlar olarak niteleyen Ünal, buna karşı dikkatli olunması gerektiğini
söyledi.
Ünal, FETÖ yargılamalarına ilişkin şunları kaydetti: "FETÖ
yargılamaları çok sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Biz uluslararası hukuktan
kaynaklanan sorumluluklarımızı sonuna kadar yerine getiriyoruz, mahkemeler son
derece şeffaf bir şekilde bunları yargılıyor, hakim ve savcılar bu konuda son
derece titizler, AİHM'ye yarın başvurulduğunda herhangi bir sorun çıkmasın diye
büyük bir hassasiyet gösteriliyor. Ama ana muhalefet partisi her ağzını
açtığında FETÖ'yü yargılayan yargı sistemimizle, hakim ve savcılarla,
mahkemelerle ilgili öyle ifadeler kullanıyor ki bunlar Avrupa'da ve AİHM
nezdinde çok ciddi anlamda Türk yargı sistemine dönük bir algı
oluşturuyor."
"ADETA
DEVLETİN İÇERİSİNDEKİ BİR ŞEYTAN ÇIKARILMIŞ"
FETÖ ile mücadeleye değinen Ünal, "Adeta devletin
içerisindeki bir kanser hücresi, bir şeytan çıkarılmış ve bütün bunlar
iyileşsin diye devlete kemoterapi uygulanmış. Bunun birtakım semptomları ortaya
çıkmış. Bu semptomları ortadan kaldırmak için şu anda ciddi bir mücadele
veriliyor." dedi.
Bu mücadele verilirken Meclis'te, kulislerde CHP'li
milletvekillerinin kendilerini tebrik ettiğini ve "Bunlarla olan
mücadelenizde sakın ola geri adım atmayın." dediklerini aktaran Ünal,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama kameraların önüne çıktığında bize ağızlarına
geleni söylemekten geri durmuyorlar. Ne olur bir kere de dönsünler bir öz
eleştiri yapsınlar ve bu mücadeleyi bir kere de takdir etsinler.
'Siz bunlarla kol kolaydınız.' Biz bunlarla kol kola
falan değildik. Biz demokratikleşmenin, sivil toplumun önünü açarken, bunlar da
sivil toplum örgütü görünümlü bir yapıydı. Nihayetinde bunların bir maskesi
vardı ve bunların maskesi düştü. Mesele bunların maskesi düştükten sonra onlara
karşı nasıl bir tutum ve tavır içinde olduğunuzdur. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur'
diye bir muhalefet olmaz."
ANKETLERDE
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE AK PARTİ'NİN OY ORANLARI
Ünal, anketlere göre, 24 Haziran'da yapılacak
Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın oy oranının yüzde 54, AK Parti'nin yüzde 46-47 göründüğünü
dile getirdi.
AK Parti'nin seçim beyannamesinde "devlet, siyaset,
din" ilişkilerini ele alan bölüme ilişkin bir soru üzerine Ünal, din ve
devlet ilişkilerini 2014 Cumhurbaşkanlığı siyasi vizyon belgesinde uzun uzun
anlattıklarını anımsatarak, "Şimdi tekrardan özellikle 15 Temmuz sonrası
bu konunun bir kez daha böyle efradını cami ağyarını mani bir şekilde
açıklanması gereği vardı." diye konuştu.
YORUMLAR