Muhsin Yazıcıoğlu, yerel seçimler öncesi partisinin
Çağlayancerit mitinginin ardından Yozgat'a gitmek üzere bindiği helikopterin 25
Mart 2009'da Kahramanmaraş'taki Keş Dağı'na düşmesi sonucu BBP Sivas İl Başkanı
Erhan Üstündağ, İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Sivas Belediye Meclis
Üyesi adayı Murat Çetinkaya, pilot Kaya İstektepe ve gazeteci İsmail Güneş ile
beraber hayatını kaybetti.
Vefatının ardından Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismi, başta
memleketi Sivas olmak üzere Türkiye'nin birçok şehrinde cami, cadde, park ve
okul gibi çeşitli yerlerde yaşatılıyor.
Bu yıl düzenlenecek anma etkinlikleri, yeni tip
koronavirüs tedbirleri kapsamında iptal edilirken, sevenleri Yazıcıoğlu'nu
dualarla anıyor.
Soruşturma ve
davalar devam ediyor
Helikopterin düşmesinin ardından Kahramanmaraş Cumhuriyet
Başsavcılığınca görevlendirilen savcılar, soruşturma başlattı ve kaza kırım
ekibi oluşturuldu.
Eski BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ile Yazıcıoğlu'nun
eşi Gülefer Yazıcıoğlu ve aile fertleri, 16 Şubat 2011'de Kahramanmaraş
Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak, olayla ilgili "özel yetkili savcı ve
özel yetkili mahkeme" talep etti.
Devlet Denetleme Kurulu raporuna göre helikopterin
düşmesinde ihmali, hatası olanlar hakkında suç duyurusunda bulunan ailenin
talebini de dikkate alan Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı
içeriğinin incelenmesi için Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına
gönderdi.
Özel yetkili mahkemeler kaldırıldıktan sonra da
soruşturma dosyası tekrar Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına döndü. Bu
süreçte 2014 ve 2016'da ana soruşturma dosyasına iki kez takipsizlik kararı
verildi. Mahkemenin incelemesi sonucu takipsizlik kararları kaldırıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Göksun Cumhuriyet
Başsavcılığında da olaya ve ilgili kişilere ilişkin soruşturma sürüyor.
FETÖ hükümlüsü
"görevi kötüye kullanmaktan" yargılanıyor
Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesinde olaya ilişkin,
hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan dava açılan, FETÖ üyeliği
suçundan da hüküm giyen eski emniyet amiri Dursun Özmen'in de yargılanmasına
devam ediliyor.
Olay tarihinde Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat
Şube Müdürlüğünde görevli olan Özmen, olay sonrasında "Muhsin
Yazıcıoğlu'nun bacağı kırık, ambulansla hastaneye götürülüyor" yazılı
bilgi notunu hazırladığı, bu nedenle arama kurtarma çalışmalarının aksamasına
neden olduğu gerekçesiyle yargılanıyor.
Olaya ilişkin 132 şüphelinin yer aldığı "ana
soruşturma dosyası" hakkında ise 20 Haziran 2016'da takipsizlik kararı
verildi. BBP'nin ve Yazıcıoğlu ailesinin avukatları, 13 Temmuz'da takipsizliğe
karşı itirazda bulundu. İtirazın, Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Mahkemesinde
incelemesi tamamlandı.
Mahkeme, 10 Nisan 2018'de, şüpheliler A.O.Ç, A.K, A.P,
A.A, A.Ö, D.U, D.Ö, İ.D, M.K, M.S.Ç, M,Y, M.K, M.G, M.A, N.M, O.Ö, T.B.D, Y.Y,
Y.Ç. ve Z.Ö. yönünden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına,
kararda adı geçen diğer şüpheliler yönünden yapılan itirazların reddine
hükmetti.
Helikopterdeki
"GPS hırsızlığı" davası
BBP'nin kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5
kişinin 25 Mart 2009'da hayatını kaybettiği helikopterin düşmesinin ardından
GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili 10 sanığın yargılanması ise
Kahramanmaraş'ın Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde devam ediyor.
Davada, başka bir soruşturmadan tutuklu olan sanıklar
Davut Uçum, Aydın Özsıcak ve Yusuf Yiğit ile tutuksuz sanıklar Ebubekir Semih
Yüksekkaya, Halil İbrahim Açan, Bekir Çerikçi, Cemal Şahin, Suat Kaplan, Nedim
Bakırhan ve Nusret Memiş yargılanıyor.
Sanıklardan eski yarbay Davut Uçum, FETÖ'nün darbe
teşebbüsü sırasında Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast
girişimi ve iki polisin şehit edilmesi davasında ağırlaştırılmış müebbet, eski
astsubay Aydın Özsıcak ise müebbet hapisle cezalandırıldı.
9 üst düzey kamu
görevlisi de yargılanıyor
BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve
beraberindeki 5 kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili 9 üst düzey kamu
görevlisinin "görevi kötüye kullanmak" suçundan ilk derece mahkemesi
sıfatıyla Yargıtay 5'inci Ceza Dairesinde yargılanmasına da devam ediliyor.
Davanın iddianamesinde, sanıklar, dönemin Kahramanmaraş
Valisi Mehmet Niyazi Tanılır, eski vali yardımcısı Servet Güngör, eski İl
Jandarma Komutanı Sezai Akgün, eski İl Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek, eski
Kahramanmaraş Sivil Savunma Müdürü Hüsamettin Bulut, Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Şube Müdürü Gürsel Aktepe, Emniyet Genel Müdürlüğü Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı (TİB) Temsilcisi Hüseyin Keskinkılıç, Jandarma Genel
Komutanlığı TİB Temsilcisi Yaşar Kalkan ve Jandarma Genel Komutanlığı Bilgi
Sistemleri Teknisyeni Süleyman Akdoğu'nun planlama, örgütleme, personel
yönetimi ve yönlendirme ile raporlamada, koordinasyonlu bir şekilde etkin bir
çalışma yürütemedikleri iddia ediliyor.
İddianamede, bu şekilde tüm şüphelilerin görev ve yetki
alanlarına giren işleri yerine getirirken ilgili mevzuat ve yönetmelik
hükümlerine aykırı şekilde görevlerinin gereklerine uygun davranmayarak,
kişilerin mağduriyetlerine neden olmak suretiyle görevlerini kötüye
kullandıklarının anlaşıldığı belirtiliyor.
Yargıtay 5. Ceza Dairesince görülen yargılama 5
Haziran'da devam edecek.
Yazıcıoğlu'nun
ölümündeki FETÖ izinin ortaya çıkartılması talebi
Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ve oğlu
Furkan Yazıcıoğlu ile gazeteci İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş'in de
aralarında bulunduğu aileler, olayla ilgili FETÖ bağlantılarının ortaya
çıkartılması için Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu.
Yapılan başvuruda önceki yıl Kahramanmaraş Emniyet
Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne tanık
olarak ifade veren bir FETÖ üyesinin etkin pişmanlıkta bulunduğunu
hatırlatıldı.
Tanığın ifadesinde, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5
kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili FETÖ'nün bağlantılarını anlattığını
belirten aileler, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında tutuklama ve iade
başvurusunda bulundu.
Ailenin avukatı
süreci anlattı
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Muhsin Yazıcıoğlu'nu anma programlarının bu
yıl koronavirüs tedbirleri nedeniyle iptal edildiğini ancak onu sevenlerin
evlerinde dualarla andığını belirtti.
Davayla ilgili birçok gelişmenin yaşandığını hatırlatan
Yavuz, süreç içinde Ankara'da başlatılan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü,
Devlet Hava Meydanları ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına
(TİB) dair şikayetlere konu soruşturmanın Kahramanmaraş'taki ana dosyaya
gönderilmesinin önemli bir gelişme olduğunu anlattı.
Genelkurmay Askeri Başsavcılığında asker kişilerle ilgili
yürütülen soruşturmanın jandarmanın İçişleri Bakanlığına bağlanmasıyla gönderildiği
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, buna ilişkin yapılan
soruşturmada, işlem yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini dile
getiren Yavuz, "Bu karara karşı Danıştay'a itirazda bulunduk. Danıştay
verilen karara karşı iptal kararı verdi. Dosya Adana Valiliğine yönlendirildi.
Orada İl İdare Kurulu bir karar verdi ve soruşturmaya izin vermedi. Biz yetkili
olan Konya İdare Mahkemesine itiraz ettik. Burada da yargılanmasına yer
olmadığına dair kararı kaldıran bir karar verildi. Dolayısıyla bu dosya da
tekrar ana dosyada birleşti." dedi.
İzmir'de bir asker kişiyle ilgili şikayetlerinin de
soruşturması yürütülen ana dosyayla birleştiğini ifade eden Yavuz, Kayseri'de
de bir soruşturma yürütüldüğünü, bunun da ana dosyayla birleştirilmesini
beklediklerini söyledi.
"Bir karar
verileceğini umuyor ve bekliyoruz"
Önemli ölçüde soruşturma dosyalarının Kahramanmaraş'ta
ana dosya üzerinde birleştiğine dikkati çeken Yavuz, şunları kaydetti:
"Şimdi geriye kalan Göksun'daki Muhsin Yazıcıoğlu'nun
helikopterindeki 'GPS hırsızlığı' davası var. Bize göre bu delil karartmadır ve
ana dosyadan ayrılamaz. Bir suç varsa bir yargılama olması gerekir. Bir hata
vardı. Bu hatanın düzeltilmesini bekliyoruz. Ana soruşturma dosyasında dava
açılır kovuşturmaya dönüşürse Göksun'un da bu dosyayla birleşmesini bekliyoruz.
Hakkında 'görevi kötüye kullanmak' suçundan dava açılan, o dönem İstihbarat
Şube Müdürlüğünde görevli eski emniyet amiri Dursun Özmen'in Kahramanmaraş 1.
Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmasında da benzer bir sonuç bekliyoruz.
Bütün soruşturmaların dışında bir tek yüksek dereceli memurlarla ilgili
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen soruşturma var. Bu soruşturma da
Yargıtay takipsizlik vermişti. Biz buna itiraz ettik. Yargıtay ilgili dairesi
itirazımızı kesin olarak reddetti. Biz bu defa olağanüstü yargı yoluna gittik.
Olağanüstü yargı yolunu da Bakanlık kabul etti. Bakanlığın kabulü üzerine Ceza
Genel Kurulu çok harika bir karar verdi. O karar da soruşturmaya dair yeterli
deliller olduğunu, kuvvetli suç şüphesinin varlığının sabit olduğunu, bu
çerçeve içerisinde dava açılması gerektiğine dair karar verdi. Buna bağlı
olarak da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden dava açtı. Yargıtay 5. Ceza
Dairesi bir yargılama yürütüyor. Bu yürütülen yargılamada 6 Mart'ta duruşma
vardı, 5 Haziran'a ertelendi. Karar aşamasına geldi. Deliller toplandı. Bir
karar verileceğini umuyor ve bekliyoruz."
Yavuz, bu dosyanın da konusunun örgütlü bir yapı
tarafından gerçekleştirilen bir suikast ve cinayet olayı olduğunu, bunda da
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin değil 16. Ceza Dairesinin yetkili
olduğunu, ona bağlı olarak diğer alt mahkemelerde yapılan yargılamaların
tamamının da Yargıtay ilgili dairesinde tüm dosyaların tek dosya olarak
birleştirilerek yargılamanın devamına karar verilmesi gerektiğine ilişkin
taleplerinin bulunduğunu belirtti.
"Kamu vicdanı
bunu bekliyor"
Devam eden adli sürece ilişkin beklentilerinin yüksek
olduğunu vurgulayan Yavuz, şöyle devam etti:
"Soruşturmalar yürüyor. Araştırmaların derinleştirildiğini,
son zamanlarda daha da hız kazandığını, etkin bir araştırma yapılma
beklentimizi ve kısa zamanda sonuçlandırılarak kamuya açık bir kamu davasının
açılmasını, açılan bu davayla da faillerin tespitiyle cezalandırılmalarını
adaletten bekliyoruz. Gecikmiş adalet adalet değildir. Biz adalet istiyoruz. 11
yıl da geçse adalet istiyoruz. Gecikme olabilir ama etkin bir soruşturma,
gerçek anlamda faillerin bulunmasını umuyoruz ve bekliyoruz. Bütün aileler ve
yine merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun sevenleri, tüm Türkiye, kamuoyu, kamu vicdanı
bunu bekliyor." (AA)
YORUMLAR