Nezaket yolu anlamına gelen judo, bir dövüş sanatı ve spor dalıdır. Japonlardan çıkmış olan judonun temelleri, Jigoro Kano tarafından 1882 yılında atılmıştır. Asıl çıkış noktası 16. yüzyıl olan judo, sadece bir savunma sporu değil aynı zamanda bir felsefe öğretisidir. Judo eğitimi yıllarca sürebilir. Çünkü iyi bir judocu olmak için, rakibin hareketlerini önceden sezmek ve ona göre karşılık vermek gerekmektedir. Gençlik Hizmetleri ve spor il Müdürlüğü Judo antrenörü Mustafa Karakız judo hakkında Gazetemiz Yazı işleri Müdürü İlker Yiyen’e bilgiler vererek Judo Sporuna ilgi duyan gençlere Judo Nedir? Nasıl Yapılır?, Teknikleri nelerdir konusunda bilgiler aktardı.
“JUDO BİR
SANATTIR”
Gençlik Hizmetleri ve spor il Müdürlüğü Judo antrenörü
Mustafa Karakız açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü; “Judo kökenleri 16 ila
17. yüzyıllar arasına dayanan çok eski bir Japon sporudur. Dünya tarafından
Japonların milli sporu olarak da bilinen judo sadece bir savunma sporu değil
aynı zamanda bir felsefe öğretisidir. Esasında 1650’li yıllarda bir Çinli
tarafından bulunmuş ve geliştirilmiş olsa da Japonlar tarafından benimsenmiş ve
bir gelenek olarak yüzyıllardır sürdürülmüştür. Zaman içerisinde jujutsu
öğretisinden esinlenilerek daha da geliştirilen judo günümüzdeki halini
almıştır. Jujutsu eğitimi yıllarca süren bir savunma ve dövüş sporudur. Asıl
amaç rakibin hareketlerini önceden sezerek, savunma ile (bilek hareketleri,
çeviklik vb.) rakibe en iyi karşılığı verebilmektir. Bu öğretideki hareket
çeşitliliği hem judo hem de aikido sporuna esin kaynağı olmuştur. Judo, bir
dövüş sporu değil bir dövüş sanatıdır. Zaten kelime anlamı olarak bakıldığında
da judo, nezaket yolu demektir. Kaba güç gösterisi olarak değil bir sanat
olarak algılanmasının altındaki en temel sebep öğretinin dayandığı temellerdir.
“TEKME ATMAK
YASAK”
Judonun sanat olarak adlandırılmasının en temel nedeni
rakibe tekme ve yumruk atmanın yasak olmasıdır. Rakibin, sıkarak, boğularak
veya domine edilerek yere serilmesi amaçlanır. Burada bahsedilen domine etmek
işin felsefi öğretisi ile ilgili olan kısımdır. Fiziki güçten ziyade ruhsal bir
güç devreye girer. Rakibe kendisinden daha güçsüz olduğu ve birazdan kendi
kontrolünü karşısındakine teslim edileceği empoze edilmeye çalışılır. Çok üst
seviye judo ilim alimlerinin tek bir bakışla karşılarındaki üzerinde hüküm
kurabildikleri rivayeti vardır. Judonun Tarihçesi Judo sporu, 1600’lü
yıllardaki halinden, günümüzde herkes tarafından bilinen modern haline 1882
yılında Jigoro Kano tarafından getirilmiştir. Geleneksel judonun temellerini
atan Kano, Japonyalı öğretmendir. Jigoro Kano jujutsuya 17 yaşındayken başladı.
Edebiyat öğrenimi için gittiği üniversitede dövüş sanatı hakkında bilgi edindi.
Burada Hachinosuke Fukuda’nın dövüş sanatıyla ilgili öğretilerini benimsedi.
Yıllar içerisinde gönül verdiği dövüş sanatında hem başkalarından etkilendi hem
de kendi stilini yansıttı. Judonun temel ilkelerini ve kurallarını geliştiren
de Kano olmuştur. Dr. Jigoro Kano, 1882 yılında jujutsadan geliştirdiği judoyu
hayata geçiren isimdir” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR