Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Uzman Psikoloğu - Çift ve
Aile Terapisti Melis Tümer Süyür, birçok insanın zaman zaman çeşitli konularda
evham, endişe ve takıntılara kapılabileceğini, ancak çoğu kez günlük yaşam
içinde ortaya çıkan bu duygularla baş edebileceğini ve sorunların yaşamı
etkileme noktasına varmadan çözüme ulaştırabileceğini söyledi.
Melis Tümer Süyür, “Takıntılı düşüncelerin günlük
yaşamımızı etkileyecek, günlük aktivitelerimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi
durumunda Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) adı verilen ruhsal hastalık akla
gelmelidir” dedi.
“Mantıksız düşüncelerin ve korkuların (takıntılar) insanı
sürekli tekrar eden davranışlar sergilemesine zorlayan psikolojik bir hastalık
olan Obsesif Kompulsif bozukluğun kadınlarda görülme olasılığı daha yüksektir” diyen
Melis Tümer Süyür, bu hastalığın tanımı, kişilerde nasıl oluştuğu, kendini
hangi belirtilerle gösterdiği gibi konulara açıklık getirdi.
OKB
Çok sıkıntı yaratan, gündelik işlevleri kısıtlayan bu
hastalığın aklın ısrarlı ve kontrol edilemeyen düşüncelerle dolduğu ya da
kişinin bazı davranışları tekrar tekrar yapmaya zorunlu hissettiği bir kaygı
bozukluğu olduğunu belirten Melis Tümer Süyür, şöyle devam etti:
“OKB toplumun yüzde 2 ile 3’ünü etkilemektedir ve
kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre daha yüksektir. Genellikle,
hamilelik, doğum, aile çatışması, işte güçlükler gibi stres yaratan bir olaydan
sonra erken yetişkinlikte başlar. Erken başlangıç erkeklerde daha sık gözlenir
ve kontrol etme kompulsiyonları şeklindedir. Geç başlangıç kadınlarda daha
sıktır, temizlik kompulsiyonları tarzındadır.”
OBSESYON:
Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden
uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerin obsesyon olarak tanımlandığını
kaydeden Melis Tümer Süyür, “Bu düşünceler kişinin isteği dışında gelirler,
kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve
huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar” diye konuştu.
KOMPULSİYON
(TEKRARLAYICI DAVRANIŞ):
Melis Tümer Süyür, tekrarlayıcı davranışları “Obsesyonların
neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak
üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemler” olarak tanımladı.
DEPRESYONLA- OKB
ARASINDAKİ İLİŞKİ:
Depresyon dönemi sırasında, hastalarda bazen OKB gelişebileceğini
anlatan Melis Tümer Süyür, “Obsesif- Kompulsif hastaların çoğunun anlamlı derecede
depresyonu vardır. Ayrıca Obsesif Kompulsif Bozukluk diğer kaygı
bozukluklarıyla, özellikle panik ve fobilerle ve çeşitli kişilik
bozukluklarıyla birlikte görülebilir” ifadelerini kullandı.
OKB BELİRTİLERİ
NELERDİR?
Obsesyon ve Kompulsiyonların toplumdan topluma, kültürden
kültüre değişiklik gösterebileceğini vurgulayan Melis Tümer Süyür, şu
değerlendirmeyi yaptı: “Ülkemizde ve tüm
dünyada en sık görülen obsesyon ve kompulsiyon türleri; bulaşma obsesyonu ve temizlik
kompulsiyonu, cinsel içerikli obsesyonlar, simetri/düzen obsesyon ve
kompulsiyonları, dokunma kompulsiyonları, biriktirme ve saklama kompulsiyonları
vs. obsesyonların bazı türlerindendir. Örneğin bulaşma obsesyonu ve temizlik
kompulsiyonunu şu şekilde gözünüzde canlandırabilirsiniz: 38 yaşında ev kadını,
eve gelen misafirlerin dışarıdan mikrop taşıyacağı şeklindeki obsesyonlarından
dolayı evdeki tüm halıların ve koltukların kirlendiği düşüncesiyle misafirler
gittikten sonra gece saat kaç olursa olsun hepsini silmeden uyuyamıyordur.”
HER TAKINTILI
DÜŞÜNCE YA DA DAVRANIŞ OKB MİDİR?
“Yukarıdaki örneği okuduğunuzda aklınızdan ‘temiz,
tertipli ve düzenli olmanın, güvenlik amacı ile kapıları, pencereleri kontrol
etmenin ne zararı var, bunlar hastalık mı sayılmalı’ şeklinde düşünceler
geçiyor olabilir” diyen Melis Tümer Süyür, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elbette bu davranışları günlük yaşamımızda yapıyoruz ve
hastalık olarak sayılmamalıdır. Ancak tıbbi açıdan bu şekildeki düşünce ve
davranışların hastalık sayılabilmesi için günlük işlevlerimizi olumsuz yönde
ketlemesi ve kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olması gerekir. Örneğin, bir ev kadınının temiz ve düzenli
olması doğal olarak hastalık sayılmaz ama hemen her gün, günün her saatinde
temizlik yapıyor, her gün çamaşır yıkıyor ve bu davranışları nedeni ile de
çocukları ve eşi ile sağlıklı zaman geçiremiyorsa hastalık olarak
düşünülmelidir.”
OKB’NİN NEDENLERİ
NELERDİR?
Melis Tümer Süyür, genetik, beyin işlevlerinde bozulma,
serotonin maddesinin işlevlerinde bozukluk, çocukluk çağı travmaları, kişilik
özellikleri gibi nedenlerin OKB oluşumunda etkili olabileceğini bildirdi.
OKB NASIL TEDAVİ
EDİLİR?
İlaç Tedavisi - Bilişsel-Davranışçı
Tedavi:
“Davranışçı görüşe göre, OBK sonuçlarının pekişmesiyle
öğrenilen davranışlardır” diyen Melis Tümer Süyür, şunları kaydetti: “Korkuda
azalma, sonuçlardan biridir. Hastalar genellikle kaygı verici düşüncelerden
kaçmaya çalışırlar, kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmaktadır. Hasta
yüzleşmekten korktuğu kaçındığı düşünce (obsesyonlar) ile karşı karşıya
getirilir, bu karşılaşmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için devreye giren
tekrarlayıcı davranışları engellemektir. Amaç rahatsızlık veren düşüncenin
oluşturduğu kaygıyı söndürmek ve alışma durumunun oluşmasını sağlamaktır. Bu
şekilde yapılan tedaviye alıştırma tedavileri adı verilir. Bilişsel hataların
belirlenmesinden sonra yeterince işlevsel olmayan bu düşüncelerinin (ellerinin
kirli olduğunu düşünme vs.) daha gerçekçi ve işlevsel olanları ile yer
değiştirmesi sağlanır.
Düşüncelerinin bir felaketle sonuçlanacağını düşünen
hastalardan bu düşünceleri durdurmak yerine özellikle akla getirmeleri istenilir.
Ardından korkulan sonuçların oluşmadığını görmeleri, tedaviye uyum
sağlamalarında önemli yararlar oluşturmaktadır. İlaç tedavisi ile kombine olan BDT
ile hastalığın nüksetmesi de önlenebilmektedir. İlaç tedavisi için psikiyatr
gözetimi altında olan hastaya psikoterapi için uzman bir psikologdan destek
alması istenebilir. Takıntılar yaşamı herkes için çekilmez hale getirir.
Takıntılarınızdan kurtulduğunuzda yeni bir yaşama merhaba demiş olursunuz.”
YORUMLAR