Seminer Okul Müdürü İbrahim Halil KAYMAZ'ın selamlama
konuşması ile başladı. Kaymaz özetle şunları söyledi.
“Özellikle salgın sürecinde velilerimiz ve öğrencilerimiz
evde kalmak suretiyle birbirleri ile daha fazla zaman geçirme imkanı buldular. Bu
süreçte bir takım iletişim kazaları ve aile içi çatışmalarda söz konusu oldu. Bu
program ile bu konuda bir farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz. Programımıza
teşrif eden Hüseyin GEBEŞ hocamıza, veli, öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür
eder, programın hayırlara vesile olmasını temenni ederim.”
Seminer okul psikolojik danışman ve rehber öğretmenleri
Muhammed BULUNTU ile Fatih AKÇAKALE'nin moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Muhammed BULUNTU Hüseyin GEBEŞ’in kısa özgeçmişini okudu.
Psikolojik Danışman Muhammet BULUNTU katılımcıları
selamladı. BULUNTU: “Salgın sürecinde aileler, öğretmenler ve öğrencileri bir
takım sorunlar yaşamıştır.
Hüseyin GEBEŞ sunumunda özetle şunları ifade etti:
“Salgın sürecinde genel olarak toplum çevresel manada bir
daralmaya maruz kaldı. Ailelerimiz ile daha fazla zaman geçirme imkânı bulduk. Eğer
ailelerimizle nitelikli zaman geçiremez isek çatışma yaşamamız kaçınılmazdır.
Akademik manada not eksikliğimiz olabilir. Bu öğrenci ve veli
arasında bir çatışma sebebidir. Aileler notlarımızı yeterli bulmayabilirler.
En büyük sorunlarımızdan biri de etkin aktif bir şekilde
uzaktan eğitime öğrencilerimiz motive olamıyor, dahil olamıyor.
Bir kere şu soruları cevaplamanız gerekir. Ne amaçla
Maarif Anadolu Lisesi'ne kayıt yaptırdık. Çocuğumuz ne amaçla Maarif Anadolu Lisesi'nde?
Okul mimari açıdan çok güzel inşa edilmiş. Konum olarak
da iyi bir konumda. Peki değerli öğrencilerimiz bu okulda bulunma amacınız ne?
Genel olarak öğrenciler 9. Sınıfta tıp ve mühendislik
ister. 12. sınıfa doğru hedefler küçülür.
Peki ne kadar gerçekçi hedefler ortaya koyuyoruz?
ÖSYM her bölüm için belli standartlar oluşturmuş. YKS
sınavında o standartlar çerçevesinde öğrencileri bölümlere yerleştiriyor. Peki
hedeflerimiz için yeterince çalışıyor muyuz?
Unutmayın mazeretlerimiz ÖSYM sınavında bir anlam ifade etmiyor.
Anne, baba çocukları için birtakım kaygılar güdüyor doğru
ama bu kaygılarımızı, öğrencilerimiz ile ilgilenen öğretmenlerimize ve okul
idaresine yeterince yansıtabiliyor muyuz?
İyi bir ders programı çıkarmamız gerekiyor. Gerçekçi
uygulanabilir bir program yapmalıyız.
Eğer planlı programlı çalışmazsak konular yetişmez,
tecrübe yetersizliğinden kaygı oluşur. Bu durum stres yaratır ve çevre ile,
ebeveyn ile çatışmaya neden olur.
Peki gördüğümüz dersleri ne için görüyoruz? Daha yüksek
bir not için mi, kariyer için mi, yoksa gerçekten öğrenmek için mi?
Gün içinde canlı derslere girmemek için önümüze birçok
mazeret(!) çıkıyor. Bunları aşmamız gerekir. Motivasyon kademeli bir şekilde
öğretmene ve aileye olumsuz yansıyabilir.
Öğrencilik profesyonel bir meslektir. İşimizi
profesyonelce yapmalıyız.
Velilerimiz, çocuklarımız ders çalışmıyor diyerek şikâyette
bulunabiliyorlar. Ama yanlışın nedenlerini sorgulamakta yetersiz kalıyoruz.
Öğrencimizin içsel motivasyonu yüksek ise pek sorun
yaşanmıyor. Ama dış denetim ile hareket etmeye alışmış olan öğrenciler, veliler
ile çoğu zaman çatışma yaşayabiliyor.
Ebeveynlerimiz çocuklarına müdahale ederken doğru dili
kullanmak zorundadırlar. Aksi durumda iletişim kopabilir.
Muhammet BULUNTU, anne-babanın öğrencisine sürekli
nasihat etmesi ne kadar doğru bir davranıştır?
Hüseyin GEBEŞ: “Bir kere velilerimizin öğrencilerini
tanıması gerekiyor. Sorunların nedenlerini araştırmaları lazım.
Bir insanın zeki olması yeterli değil aynı zamanda
motivasyonun yüksek olması ve hedefleri için emek vermesi gerekir.
Çok uzun süreli programlar yapmaktan kaçınmalıyız. Kısa süreli
2-3 günü geçmeyecek programlar yapmak lazım.
Velilerimiz iyi niyetli bunda şüphe yok. Ancak çocuğun
hata yapmasından korkmaları çocuk üzerinde baskı oluşturuyor. Çocuklarına çok
büyük hedefler koyup, çok büyük hayaller kurduruyorlar.
Yine çocuklarımız karşılaştıkları sorunları çözmek için
anne babalarına pek açılmıyorlar.
Öyle bir iletişim dili kurmalıyız ki çocuklarımız anne ve
babalarına güvenebilmeli. Çocuğu sürekli eleştirmek yerine oturup onunla
konuşmalı ve daha çok dinlemeliyiz.
Öğrenci görev ve sorumlulukları yerine getirdiğinde hangi
okulda olduğu bir yere kadar etkili oluyor.
Öğrencilerimizin çoğulda şunu görüyoruz: “ara ara kendini
çek ediyor, özeleştiri yapıyor, programlar yapıyorlar. Ama bu plan ve
programlar 2-3 gün, bilemedim bir hafta gidiyor sonra tekrar dağılıyorlar. Bu
çoğu zaman gerçekçi olmayan programlar yapmalarından kaynaklanıyor.
Program velilerden gelen birkaç sorunun ardından sona
erdi.
YORUMLAR