Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi'nden Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “okul reddi”nin, çocuğun okula gitmeye ya da gittiğinde okulda durmaya ikna edilememesi ve bu nedenle okul devamsızlığı bulunması ile seyreden bir durumun adı olduğunu söyledi.
Okul reddi her yaşta görülebilir!
Okul reddinin okula ilk başlandığı ilkokul dönemlerinde daha sık görülmekle beraber ergenlik dönemi dahil her yaştan çocukta görülebileceğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Çocuklarda okula gitme vakti yaklaştığında ya da okula gittiklerinde baş ağrısı, mide bulantısı, karın ağrısı gibi fiziksel şikayetler ya da öfke nöbetleri, ağlama, korkular vb. meydana gelir. Bu şikayetlerin çocuğun okula gitmediği belli olduktan sonra evde geçirilen zaman içerisinde görülmemesi aileleri yanıltabilir. Örneğin aileler çocuklarının gerçekçi olmayan ifadelerde bulunduklarını varsayarlar ve bu duruma inanmayarak, bir hastalık olarak değerlendirmeyip yardım almakta gecikirler” diye konuştu.
Altında farklı sorunlar yatıyor olabilir
Okul reddinin altında çok farklı sorunların bulunabileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, şunları söyledi:
“Okul reddinin altında çok farklı hastalıklar ya da nedenler yatabilir, bu nedenle okul reddini heterojen bir rahatsızlıklar grubu olarak ele almak daha doğru olur. Poliklinikte en sık karşılaştığımız nedenlerden biri sosyal anksiyete bozukluğudur. Arkadaşlarının bulunduğu ortamda çocukların kaygıları artar ve evde kalmak isterler. Ayrılık kaygısı bulunan çocuklar sevdiklerinin ya da kendisinin başına bir şey geleceğine inanır ve sevdiklerinin yanından ya da güvenli ortamı olan evinden ayrılmak istemez. Bununla beraber akran zorbalığına maruz kalan bir çocuk travma yaşadığı yerden ya da kişiden kaçınabilir. Performans kaygısı bulunan çocuk başarılı olmasına rağmen bu kaygı ile başedemeyebilir ve sınanacağını düşündüğü yerden uzak durmayı tercih edebilir. Ayrıca derslerde zorlanan, öğrenme bozukluğu ya da dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bir çocuk derslerde zorlanması gerekçesiyle okula gitmeyi reddedebilir. Depresyondaki bir çocuk ise hayatın tüm alanlarında olduğu gibi okul konusunda da motivasyon kaybı yaşıyor olabilir.”
Çocuk okula gitmesi için teşvik edilmeli
Bu süreçte ailelerin mümkün olduğu kadar çocuğu okula gitmeye teşvik etmesi, kısa süreli de olsa okula gitmesinin sağlanmaya çalışılması gerektiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Çocuk gitmediği zamanlarda okul ile bağ koparılmamalı, her gün iletişimde bulunmalı, ödevlar alınmalı ve yapılmalıdır. Aileler çocuklarıyla bu konu hakkında konuşarak sebepler üzerine beraber düşünebilirler. Öğretmenler durumdan haberdar edilmeli ve işbirliği yapılmalı. Okul içinden arkadaşları ve öğretmenleri ile okul dışı paylaşımlar yaratılabilir” diye konuştu.
Çocuk ciddiye alınmalı ve bir uzmana danışılmalı
Her okul reddi gelişen çocuğun ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Bu nedenle okul reddi geliştiğinde ve hatta eğer bir çocuk okula isteksiz gidiyorsa aile bir çocuk-ergen psikiyatristinden yardım almalıdır. Muayene ve görüşme sonucunda hekim çocuğun altta yatan nedenine göre tedavi uygulayacak veya aileye önerilerde bulunacaktır. Unutulmamalıdır ki okula gidilmeyen her gün rahatsızlığın tedavisini zorlaştıracaktır. Okul reddi tedavisinde, altta yatan nedenin de tedavisini gerektirdiğinden çoğu zaman çocuk için ileri dönemde yaşayabileceği başka problemler de önlenmiş olur” uyarısında bulundu.
YORUMLAR