Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mustafa Eren, “İdrar kaçırma yani
inkontinans dediğimiz konu aslında hem tedavi hem de tanı anlamında bizim
branşımızda ilgili doğru tanı ve doğru tedavi yapılmazsa bazı noktalarda, bazı
tıbbi noktalarda hastalar içinde sıkıntılı sürecin başlamasına sebep
oluyor.”dedi.
“İSTEMEDİĞİMİZ SONUÇLAR KARŞIMIZA ÇIKABİLİR”
İdrar kaçırmanın tanı ve tedavisine dikkat çeken Üroloji
Uzmanı Op. Dr. Mustafa Eren, şunları söyledi: “Bildiğiniz gibi idrar kaçırmanın
bir sosyal yönü var bir de tıbbi yönü var. Tıbbi yönü dediğimiz şu, hastanın
altta yatan nörolojik veya sistemik bir hastalığı ve yahut ta organik bir
patolojisi varsa buna bağlı bir idrar kaçırma şekli olabilir.
Hastada MS gibi veya alzaymır gibi ve yahut ta prostata
bağlı zamanla bozulması idrar torbasının çalışması veya Meningomyel veya
meningomyelosel gibi omuriliğin etkilenmesine bağlı hastalıklarda idrar
torbasının istem dışı aşırı çalışmasına bağlı tabloyla karşımıza çıkabilir. Ve
yahut ta Flask Mesane dediğimiz idrar torbasına giden sinirlerin fonksiyon
görmemesine bağlı olarak idrar torbası çalışmadığı için, sistemin daha
sonrasında hem böbreklerin hem de zamanla böbrek fonksiyonlarının bozulmasıyla
beraber hastada gelişecek sistemin, hastalıkların gelişmesine sebep olabilir. İdrar kaçırmada doğru tanı ve
doğru tedavi yapılmazsa hastalar açısından tıbbi anlamda ileri süreç içerisinde
istemediğimiz sonuçlar karşımıza çıkabilir. Şimdi tıbbi konular sistemik
hastalıklar veya artıyeten organik patolojiye bağlı gelişen sebeblerle meydana
gelen idrar kaçırmalarda uygun hastaya uygun hastaya uygun tedavi şekliyle
başlamaz. Eren, Özellikle bu konuyu anlatmanın sebebi şu bazı hastalar
özellikle Flask nörojen mesane dediğimiz tabloda daha çok bayan hastalarda, ki
bazende prostat hastalarında oluyor. Farketmeden gece uykuda idrar kaçırıyor.
Bunu normal idrar yaptığını düşünüp tedavi bırakmaya çalışan hastalarımda
oluyor. Biz buna ovi flora
kontaminasyonu yani taşmayan kontaminasyonu diyoruz. Bunun en basit
anlaşılabilir örneği şu bir barajın setini düşünün. Set baraj dolduktan sonra
setin üzerinden suyun taşması gibi. Özellikle ileri yaş grubunda bayanlarda
post menopozal dönemde gördüğümüz stres inkontinans dediğimiz öksürürken veya
hapşırırken idrar kaçırmak veyahutta mesane dediğimiz idrar torbasının istem
dışı çalışmasına bağlı olarak gelişmekte.”
“MEDİKAL TEDAVİ VE
CERRAHİ TEDAVİ ÖNERİYORUZ”
Hastalığın zorluğu hakkında da konuşan Üroloji Uzmanı Op.
Dr. Mustafa Eren, “İdrar torbasının aşırı, istem dışı çalışmasına bağlı gelişen idrar kaçırmalarda, biz
antikolinerjik tedavisi vermekteyiz ve tedaviden sonraki ilaçların genellikle
etkinliği 15 20 gün sonra başlamakta ortalama 6 ay 1 yıl durumuna göre hastanın
ilacı kullandıktan sonra, ilacı ara verince şikayetleri tekrar nüksetmiyorsa 1
yıl, devam ederse belli bir süre daha kullandığımız medikal tedavi
yöntemlerimiz var. Bazı hastalarda ise ikisi kombine olmakta yani hem idrar
kaçırma stresin kontinas olmakta bazılarında ise aşart mesane olmakta. Tabi
onlarda hem medikal tedavi hemde cerrahi tedavi önermekteyiz. İdrar kaçırma bir
kader değildir. Ve yahutta yaşlılığa bağlı bir süreç olarak kabullenilmemesi gerekir.
Özellikle Türkiye de insanlar bunu doğal bir süreç ve olması gereken yaşanan
bir süreç olarak kabul etmekte. Bunların aslında cerrahi anlamda da tedavi
anlamında da tıbbi bir aciliyeti olmayan veya tıbbi hastaya bir zararı olmayan
hastalıklar ama bu en çok hastanın yaşam kalitesini etkilemekte. Yani hasta
otobüse binemiyor, hasta misafirliğe gidemiyor, hasta yola çıkamıyor ve bu
hastanın yaşam kalitesini etkilediği için bunu doğal bir süreç olarak kabul
etmemeleri gerekir ve bu tür rahatsızlığı varsa mutlaka ve mutlaka Üroloji
uzmanlarına gitmesi gerekir. Uygun tedavi zaten ilgili hekim hastanın
şikayetlerine göre analizine göre değerlendirip hastaya sunmaktadır.”
İfadelerine yer verdi.
YORUMLAR