Bazı hastalar çeşitli problemler
yaşamalarına rağmen hastaneye gitmek istemezken, kimileri de tedavi sürecini
yarım bırakıyor. Bu durum da daha ciddi sonuçlara ve hayati riske yol
açabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr.
Koray Acarlı, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası için Covid-19 pandemisi döneminde organ
nakli hakkında merak edilenleri anlattı.
Organ bağışı, kişinin hayattayken kendi
özgür iradesiyle, organlarının bir kısmının veya tamamının, ölümünden sonra
başka hastaların tedavisinde kullanılmasını vasiyet etmesidir. 18 yaşını aşmış,
akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışında bulunabilir. Organ bağışlamak,
aynı zamanda başka birine can bağışlamak anlamına gelmektedir. Ancak ülkemizde
organ bağışı yetersiz kalmaktadır. Ülkemiz bir yandan organ bağışı
yetersizliğiyle mücadele ederken, bir yandan da bu eksikliği canlı vericili
organ nakli gibi başka bir kaynak ile kapatmaya çalışmış ve bunda da çok
başarılı olmuştur.
KORONAVIRÜS
SÜRECINDE NAKILDEN ENDIŞE EDEN PEK ÇOK HASTA VAR
Bu sene diğer yıllara göre rutin giden
organ nakillerinde tüm sağlık sektöründe olduğu gibi koronavirüs endişesi
yaşanmaktadır. Organ nakli yapılacak olanların ağır hasta kabul edildiği ve
naklin onlar için hayat kurtarıcı olduğu bilinmektedir. Ancak nakil aşamasına
gelen pek çok hasta, hastanelerde koronavirüs bulaşacağı endişesini
taşımaktadır. Öte yandan konu bağışıklık sistemi ile ilgili olduğu için, organ
nakli olmuş olanlar da kullandıkları ilaçlar nedeni ile daha fazla risk altında
olup olmadıklarını merak etmektedir. Organ nakli olacak hastalar gerekli
önlemler alındığı takdirde güvenle nakil olabileceklerini bilmedir. Bir yandan
Sağlık Bakanlığı devamlı güncellenen uyulması gereken kuralları belirlerken, hastaneler
ve Organ Nakli Merkezleri aldığı ilave önlemler ile güvenliği en üst düzeye
çıkarmaktadır. Bu süreçte alıcı ve vericinin PCR, antikor testleri yapılarak
yatışları sağlanmaktadır. Bir karantina sürecinin ardından koronavirüse ait
testler yeniden tekrarlanmaktadır ve nakiller bu aşamalarda bir sorun çıkmazsa
gerçekleştirilmektedir. Bu anlamda, canlı vericili nakiller karantina, test ve
önlem açısından daha kontrollü nakiller olmaktadır. Bununla birlikte kadavradan
alınan organlarla da hastalık bulaşabileceğini düşünerek onların da testlerinin
mutlaka yapılmış olması gerekmektedir. Testi negatif olmayan organların
bulaştırıcı olabileceği unutulmamalıdır.
ORGAN
NAKLI OLAN HASTALAR RISK ALTINDA MI, ÖZEL TEDBIR GEREKIR MI?
Nakil olmuş olanların toplumun diğer
kesimlerine göre artmış risk altında olduğunu gösteren bir veri
bulunmamaktadır. Kullanılan bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçların bu konuda
etkisi henüz bilinmemektedir. Ancak bağışıklık sistemini baskılamak için
kullanılan bazı ilaçların (kortizon) aksine hastalığın ağır dönemlerinde (sitokin
fırtınası) olayı baskılamak için kullanıldığını görülmektedir.
EN
BÜYÜK ENDIŞE DAHA FAZLA HASTA OLMAK
Covid-19 sürecinde organ nakli olan
birçok hasta bulunmaktadır. Bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar
kullanıldığı için hastalar koronavirüs nedeniyle daha endişeli olabilmektedir.
Bunun nedeni daha fazla hasta olma kaygısıdır. Teorik olarak böyle olması
beklenirken, yapılan araştırmalarda organ nakilli hastaların daha risk altında
olduğu düşünülmemektedir. Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi
tarafından 584 hasta arasında bir anket yapılmıştır. Haziran ayı itibariyle
merkeze başvuran karaciğer hastalarına koronavirüs geçirip geçirilmediği
sorulmuştur. 584 hastanın sadece 4’ünde yani yüzde 0.7’sinde Covid-19
pozitifliğine rastlanmıştır. Sonuçlarda hiç hasta kaybı olmadığı saptanmıştır.
Dünya üzerinde de bu konudaki araştırmalarda varılan sonuç benzerdir.
İLAÇLAR
DÜZENLI KULLANILMALI, HEKIME DANIŞMADAN HAREKET EDILMEMELI
Nakilli ya da nakil olacak hastalarda da
tedbir anlamında genel görüş maske kullanımı, sosyal mesafeye dikkat edilmesi
ve kişisel hijyen önlemlerinin uygulanması gerektiğidir. Ancak organ nakli olup
Covid-19 enfeksiyonu nedeni ile hastaneye yatırılan hastalarda ilaç doz
ayarlaması gerekebileceğini unutmamak gerekmektedir. Ayrıca Organ Nakli
ekibinin önerdiği ilaçların önerilen saat ve dozda alınması gerekmektedir.
Organ Nakli ekibine danışmadan destek bir ilaç alınmamalıdır. Organ nakilli ya
da organ nakli olacak hastaların ilaçlarını doğru ve önerilen şekilde
kullanması hem Covid-19'a karşı hem de genel sağlığı korumak açısından son
derece önemlidir.
2017’YE
GÖRE ORGAN NAKLI SAYISI YÜZDE 6 ARTTI
Dünya Sağlık Örgütü’nün bildirdiği son
istatistiklere göre 2018 yılında 95 bin 479 böbrek, 34 bin 074 karaciğer, 8 bin
311 kalp, 6 bin 475 akciğer, 2 bin 338 pankreas, 163 ince bağırsak olmak üzere
toplam 146 bin 840 solid organ nakli gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. Bu
sayılar 86 üye ülkenin sayıları olup dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 75’ini
temsil etmektedir. 2017’ye kıyasla sayılarda yaklaşık yüzde 6’lık bir artış
olsa da, bu dünya organ nakli gereksiniminin yaklaşık yüzde 10’unu
karşılamaktadır.
CANLI
VERICILI KARACIĞER NAKLINDE DÜNYADA IKINCIYIZ
Ülkemizde en yaygın yapılan organ
nakilleri karaciğer ve böbrek nakilleridir. 2019 yılı itibari ile ülkemizde 49
karaciğer nakil merkezinde bin 776 karaciğer nakli; 76 böbrek nakil merkezinde
ise 3 bin 863 böbrek nakli gerçekleştirilmiştir. Bu nakillerin yüzde 75-80’i
canlı vericili nakillerdir. Türkiye yıllardır milyon nüfus başına yapılan canlı
vericili karaciğer naklinde Güney Kore’nin arkasından ikinci sırada yer
almaktadır. Memorial Şişli Hastanesi de organ nakli konusunda önemli ilklere
imza atmıştır. Organ nakli yapılan ilk özel
hastane olmasının yanında hem karaciğer hem de böbrekte yüzlerce aileye ümit
kaynağı olmuştur. Karaciğer naklinde 1 yıllık yüzde 86 ve 10 yıllık yüzde 75’lik
sağ kalım oranları ile dünya merceğinde başarılı merkezlerden biridir. Bunun
yanında özellikle çocuk hastalarda 4-5 aylıktan itibaren nakil yapabilen ender
merkezlerden biridir. Çocuk hastalarda 1 yıllık sağ yüzde 85, 10 yıllık sağ
kalım yüzde 80’dir.
YORUMLAR