"Osteoporotik kemik kitlesini kaybetmiş ve kırılganlığı artmış bir kemiktir. 50 yaş üzerindeki her 3 kadından birinde ve her 5 erkekten birinde
görülüyor” diyen Acıbadem Adana Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı
Dr. Coşkun Akalın, kaybedilen kemiği yerine koymanın oldukça zor ve pahalı bir
yöntem olduğunu bu nedenle risk faktörlerini belirleyerek önleyici tedbirler
almanın tercih edilen bir yöntem olduğunu vurguluyor. Dr. Coşkun Akalın, yaşam
tarzında değişiklik yaparak düşmeyi azaltacak önlemler amayı, sigara ve alkol
tüketiminin azaltılmasını, günlük kalsiyum ve D vitamini ihtiyacının
karşılanmasını ve egzersiz yapılmasını bu tedbirler arasında sayıyor.
Belirti vermeden
ilerliyor
Osteoporozun ileri yaşlarda ortaya çıkan bir sağlık
sorunu olmasına karşın temelinin çocukluk çağındaki yanlış beslenme ve yaşam
biçimine bağlı olduğunu belirten Dr. Coşkun Akalın, şöyle devam ediyor: “Osteoporoz
belirti vermeden uzun süre sessiz kalır ve genellikle ileri yaşlarda açığa
çıkar. En sık görülen belirtisi ise sırt ağrısıdır. Bu ağrının sebebi omurlarda
oluşan küçük kırıklardır. Omurlarda bir süre sonra çökmeler oluşur, ardından
boyda kısalma ve kamburluk gelişir. Osteoporoz omur kemiklerinin yanı sıra
kalça ve ön kolda da kırıklara neden olabilir.”
Sigara içmek riski
artırıyor
Kemik erimesine yol açan risk etmenler arasında “kadın
olmak, 50 yaş üstü olmak, menopoz veya yumurtalıkların cerrahi olarak
çıkarılması, erkeklerde erkek cinsiyet hormonu olan testosteronun azalması, her
iki cinsiyet için de düşük kalsiyum içeren besinlerle beslenmek ve D vitamini
eksikliği, fiziksel aktivite azlığı, ailede osteoporoz öyküsü olması, sigara
içmek, kortikositeroid ya da tiroit hormonları gibi bazı ilaçların uzun süre
kullanımı” olarak sıralanıyor.
Kaybedilen kemiği
yerine koymak zor
Omurganın çökmüş ya da kırılmış bir omurundan kaynaklanan
bel ağrısı, kamburluk ya da boy kısalması, doktora gelme nedenlerini
oluşturuyor. Kemik yoğunluğu ölçümü, kan ve idrar tahlilleri sonucuna göre
osteoporoz tanısı konduğunu anlatan Dr. Coşkun Akalın, tedavi konusunda
“Kaybedilen kemiği yerine koymak oldukça zor, pahalı ve uzun zaman alan bir
yöntemdir. Osteoporoz tedavisinde kemik yıkımı yapan hücrelerin faaliyetlerini
baskılayan ilaçlar kullanılıyor” diyor.
Kalsiyum ve D
vitamini ihtiyacını karşılayın
İlaçların yanı sıra “non-farmakolojik” yani ilaç kullanılmayan,
yaşam tarzını düzenlemeye yönelik tedbirler de tedavide destek olarak
kullanılıyor. Bu tedbirleri “yaşam tarzında değişiklikler yaparak düşmeyi
azaltacak önlemler almak, sigara alkol tüketimini azaltmak, günlük kalsiyum ve
D vitamini ihtiyacını karşılamak, fiziksel aktiviteyi yaşam boyu sürdürmek,
özellikle denge ve kas kuvvetini artıran egzersizleri uygulamak” olarak
özetleyen Dr. Coşkun Akalın, sözlerini şöyle bitiriyor:
“Tedavide en önemli faktörlerden biri yeterli kalsiyum ve D vitamininin alınmasıdır. Günlük 1000-1500mg kalsiyum ve 800-1000IU D vitamini önerilmektedir. Kalsiyum mümkün olduğunca beslenme yoluyla alınmalıdır. Günümüzde tek başına kalsiyum içeren takviyelerin yanı sıra D vitamini ile kombine preparatlar da bulunuyor. Ayrıca kemik yıkımı yapan hücrelerin faaliyetlerini baskılayan ilaçlarda kullanılıyor.”
YORUMLAR