Anayasa değişikliğine ilişkin yapılacak olan referandumda
niçin hayır dediklerini anlatmak için dün Kahramanmaraş’a gelen Özdağ, özel bir
kafede basın mensuplarıyla bir araya gelerek açıklamalarda bulundu. Milletvekili
Özdağ, yaptığı açıklamada; “Daha önce hayır diyenleri terör örgütleriyle yan
yana koydular. Verilen oyların, Kandil’e gittiğini ifade ettiler; ama bugün El Bap’ta
terör örgütleriyle savaşan kahraman mehmetçiğin, annesi ve babası içinde Evet
diyenler de var, Hayır diyenler de var. Evet diyenler de bu milletin aziz bir
parçası, Hayır diyenler de bu milletin aziz bir parçası! Nasıl bazı
kardeşlerimizin Evet demek hakkı ise bazı kardeşlerimizin de Hayır demek öyle
hakkıdır” dedi.
Kahramanmaraş'a, 16 Nisan'da yapılacak anayasa referandumu
çerçevesinde demokratik çalışmalar yürütmek amacıyla geldiğini belirten
Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, çalışmalarını antidemokratik bir ortam
içerisinde yürütmek zorunda kaldıklarını ifade etti.
Konuşmasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hayır cephesine ilişkin
konuşmalarına değinerek başlayan Özdağ, “Hayır diyenler, hayır derken; oylarını
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yolluyorlar. FETÖ'nün 15 Temmuz gecesi
bombaladığı, Gazi meclise… Kimin, kimi, niçin Kandil’e yolladığını biz gayet
iyi biliyoruz. Kimin, kimi niye İmralı Adası'na yolladığını, biz gayet iyi
biliyoruz” dedi.
Referandumda Hayır diyenlerin susturulduğunu kaydeden
Milletvekili Özdağ, şöyle konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan,
Almanya'da konuşturulmayan Sayın Adalet Bakanı, bu milleti ayrıştırmaktan
vazgeçin. Hayır diyenler de sizin yönettiğiniz şu anda Türkiye'nin saygıdeğer
yurttaşlarındandır. Nasıl biz, Evet diyenleri kardeşimiz olarak görüyor ve
onlara saygı duyuyorsak siz de Hayır diyenlere saygı duyun ve onları düşmanlaştırmayın.
Bu arada Sayın Adalet Bakanı Almanya'da size konuşma hakkı verilmemesinden
dolayı gerçekten üzüldüm. Keşke siz de biz Hayır diyenlere, Türkiye'de konuşma
hakkı verilmemesine üzülseydiniz. Ama siz buna üzülmek yerine biz Hayır
diyenleri terörist olmakla suçladınız. Terör örgütleriyle yan yana durmakla
suçladınız. Allah'tan size Almanlar konuşma hakkı vermedi; Türkiye'de de siz bize
konuşma hakkı vermiyorsunuz.”
ÖZDAĞ: HALKA HAYIR’I
ANLATIYORUZ!
Şehir şehir gezerek halkla buluştuklarını ve neden hayır
dediklerini anlattıklarını dile getiren Özdağ, şu açıklamalarda bulundu: “AK
Partili belediyelerden hiç bir tanesi bize salonlarını tahsis etmiyor. Devletin
salonları sadece Evet için kullanılıyor. Sayın Atilla Kaya Denizli'de bir
konuşma yapacaktı. Kaymakam izin vermişti; fakat Hayır diyeceğini duyunca salon
için verilen izni iptal edildi. Sayın Adalet Bakanı onun için Almanlara kızarken;
biz onlara gerçekten kızabiliyoruz ama siz kızarken ölçülü olmak zorundasınız.
Çünkü esas yasakçı sizin temsil ettiğiniz, esas baskıcı sizin temsil ettiğiniz
zihniyettir. Bu baskılara rağmen bu dışlamalara rağmen; biz hayır diyen Türk
milliyetçileri, Milliyetçi Hareket Partisi'nin gerçek fikrini duruşunu temsil eden
Türk milliyetçileri… Ben Sayın Meral Akşener Hanımefendi, Sayın Sinan Okan Bey,
Sayın Koray Aydın Bey ve 1965’ten bu yana Türk milliyetçi hareketinin önde
gelen siyaset ve fikir dünyasının isimleri, şimdi Anadolu'yu dolaşıyoruz. Halkla
bir araya geliyoruz. Kendimizi anlatıyoruz. Neden hayır dediğimizi anlatıyoruz
ve bundan sonra da bütün bu baskılara rağmen böyle anlatmaya devam edeceğiz. Anlatırken
de bir şeyin altını öncelikle çizeceğiz. Biz Türk milliyetçileri, yüzde 50
değil, yüzde 100 Türkiye'ye talibiz.” Ülkede kardeş kavgasına izin
vermeyeceklerini belirten Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, “Biz Türk
milliyetçileri, Evet diyenleri de hayır diyenleri de öz kardeşlerimiz olarak
görüyoruz ve ülkede kardeş kavgasına İzin vermeyeceğiz. Bu ülkede iç
karışıklığa izin vermeyeceğiz. Bu ülkede iç savaş tehditlerine pabuç
bırakmayacağız. İzin vermeyeceğiz ve bu iç savaş tehditlerini gündeme getirenlere
de haddini vereceğiz. Hiç kimse bu ülkeyi Suriyelileştiremez. Hiç kimse bu ülkeyi Iraklaştıramaz. Bu coğrafyanın
adı Türkiye'dir ve bu coğrafyada yaşayan insanlar birbirinin öz kardeşleridir. Buradan
Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimini uyarıyorum. Bu tür hadsizlere gereken en
ağır dersi verin. Türk milletini bu şekilde tehdit etmelerine izin vermeyin” şeklinde
konuştu.
CAMİLER REFERANDUM
ALANI DEĞİLDİR
Bazı imamların camileri referandum alanına çevirdiklerini
kaydeden Özdağ, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’e yüklendi. Özdağ, şu
eleştirilerde bulundu: “Camiler, milletimizin her türlü siyasi, sosyal, ekonomik,
sıfatlarını kapının önünde bırakarak Allah'ın kulu olarak toplandıkları ve
Allah’a ibadet ettikleri yerlerdir. Burada siyasi parti yoktur. Burada referandum
yoktur. Burada seçim yoktur. Burada sadece Allah’a ibadet vardır. Eğer camileri
referandum yerine çevirirseniz; hepiniz Hz Osman'ı şehit eden suikastçıların
durumuna düşersiniz. Ümmetin içine nifak sokarsınız; her yerden sesleniyorum, buradan
da sesleneceğim: Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez, sizi artık görmeye davet
ediyorum. Soyadınız gibi görmüyorsunuz, görmemezlikten geliyorsunuz. Camilerde
yapılan bu propagandaların önünü açıyorsunuz. Bu görmez tavrınız, bu bulunduğunuz
makama da yakışmıyor. Ayın 16’sına kadar ve ondan sonra eğer camiler bu şekilde
kullanılmaya devam eder ve referandum alanına döndürülürse; milletimiz buna
olumsuz tepki vermeye devam edecektir. Allah korusun camiler, huzursuzluk
yerlerine dönecektir. Ve bir millet, camisinde bölünürse; her yerde bölünür.
Buna müsaade edilmemeli!”
MHP’DEN BAŞKA PARTİ
YOK
Gazetecilerin MHP’den ihraç edilen isimlerin referandum
sonrası yeni bir parti kurup kurmayacakları yönündeki sorusuna Özdağ, MHP’den
başka bir partide siyaset yapmayacaklarını söyledi. Özdağ, şu açıklamalara yer
verdi: “Benim kişisel olarak gündeminde Milliyetçi Hareket Partisi dışında hiç bir
siyasi parti yok. Diğer arkadaşlarımızı da tanıdığımı düşünüyorum. Onların da
gündeminde böyle bir şey olmadığını tespit ettim. Onların da gündeminde sadece
Milliyetçi Hareket Partisi var. Ben bu referandumdan çok güçlü bir hayır çıkacağına
eminim. Bugün evet diyen kardeşlerimizin de çok büyük bir bölümü, Evet derken;
sisteme Evet demiyor. Onların Evet’i daha çok bir kişiye yönelik Evet! Ama onlarla
konuşmamızda bunun bir kişi ile ilgili değil bir sistem meselesi olduğunu; yani
bir başka benzetme ile oyladığımız şeyin şoför değil de araba olduğunu
anlatıyoruz. Siz, bu şoför iyi şofördür, diyerek oy verebilirsiniz; ama oylananın
şoför değil araba olduğu için yarın hiç düşünmediğiniz bir şoför direksiyona
geçtiğinde ortaya çıkacak sonuç herkesi üzer, diyoruz. Ve bu gittikçe daha
fazla anlaşılıyor.” (HABER-FOTO: KENAN
ONARAN)
YORUMLAR