İhaleye açılan 766 saha hakkındaki belirsizlikleri
hatırlatan Öztunç, “Müdürlüğün ihaleye açtığı bu sahalarda hangi madenlerin
aranacağı ya da işletileceği belirsiz. Yine bu sahaların mera mı, orman mı,
tarım alanı mı, doğal ya da arkeolojik sit alanları ya da su havzaları olup
olmadıkları hakkında hiçbir bilgi bulunmuyor” yorumunda bulundu.
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali
Öztunç tarafından yapılan açıklama;
BÜTÜNCÜL ETKİ
DEĞERLENDİRMESİ YAPILMALIDIR.
İklim kriziyle mücadelenin daha acil olduğu bir dönemde,
krizi daha da derinleştirecek eylemler sergileniyor. 68 ilde 766 maden sahası
için yapılması ihale yapılıyor. Bir çok ilde birden fazla sahada arama ya da
işletme faaliyetleri yapılacak. Hali hazırda bu illerde faaliyette olan maden
tesisleri ve diğer kirletici tesisler mevcut ve bir çok şehir kuraklık,
kirlilik vb. etkenlerle uğraşırken, yeni sahaların bütüncül çevresel etki
değerlendirmesi, sağlık etki değerlendirmesi yapılmadan ihaleye açılması,
ruhsatlandırılması hukuka aykırıdır. Ayrıca, doğanın sonu demektir.
İKLİM KRİZİNE
KARŞI ACİL ÖNLEMLER ALINMALIDIR
Maden arama sürecinde yapılacak olan sondajların da maden
işletme kadar kirletici bir işlem olduğu bilinmektedir. İhalelerin; içinde
sodyum, potasyum, lityum, iyot, bor tuzları gibi 100’ e yakın endüstriyel ham
madde, linyit ve taş ömürü gibi enerji üretim hammaddeleriyle, altın, gümüş,
alüminyum gibi metalik madenlerin yer aldığı 4. Grup Maden Grubunda olduğu
ifade edilmektedir.
Ekolojik Mücadele ve Salgın ortamında iklim değişikliğine
ve fosil yakıt kullanımına bağlı olarak solunum yolu hastalıkların arttığı bir
ortamda madencilik faaliyetlerinin bu ölçüde yaygınlaştırılması tarım
topraklarının temiz su kaynaklarının korunması ile çelişmektedir.
Artan insan nüfusunu besleyebilmek için doğal kaynaklar
üzerindeki aşırı yük önümüzdeki 20 yılda iklim değişikliği, yeni bölgelerde
yeni hastalıkların ortaya çıkmasına neden olan en önemli sorun olacak.
İklim değişikliği, aynı zamanda hastalık taşıyıcı mikrop
ve virüslerin de mutasyonuna yol açmaktadır.
Sonuç olarak tüm Dünya’nın salgınla baş etmeye çalıştığı
bir zamanda doğal değerlerimizin korunmasına özel bir önem verilmesi kanısındayız.
YORUMLAR