Organ yetmezliğine bağlı ölümler tüm dünyada giderek
artıyor. Organ nakli besleme listeleri ise gün geçtikçe uzuyor. Ülkemizde de 26
bin 742 kişi her an bağışlanabilecek bir organla yaşama yeniden tutunmanın
hayalini kuruyor. Ancak organ bağışının istenen düzeyde olmamasının yanı sıra
Covid-19 pandemisi de organ bekleyen hastaları çok olumsuz etkiliyor. Beyin
ölümü bildiriminde ve buna bağlı olarak organ bağışı sayısında azalma olduğuna
dikkat çeken Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nden İç
Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır ve Acıbadem
International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı ve Genel Cerrahi
Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber pandemi sürecinde virüs bulaşmayla ilgili organ
bağışında bulunacak kişiler kadar organ nakli bekleyen hastaların da endişe
duyduklarını belirtiyorlar. Organ nakli bekleme listesindeki hastaların bir
bölümünün kendilerine virüs bulaşacağı endişesiyle tedavilerini yarıda
kestiklerini ve organ nakli olmaktan çekindiklerini söyleyen uzmanlar, gereken
önlemler alındığı takdirde pandemi sürecinde de nakil ameliyatlarının güvenli
bir şekilde yapıldığını vurguluyorlar. Prof. Dr. Ülkem Çakır ve Prof. Dr.
İbrahim Berber, organ nakli için kadavradan bağışların artması gerektiğine
dikkat çekerek, şu bilgileri verdi:
ORGAN NAKLİ
İSTEĞİ, VASİYETTİR
Tüm dünyada her yıl 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası’nda
organ yetmezliği hastalarına yönelik duyarlılığı ve organ bağışına yönelik
farkındalığı artırmayı amaçlayan etkinlikler gerçekleştiriliyor. Tedavisi
yalnızca doku ya da organ nakli ile mümkün olan hastalıklar ya da kazalar,
nakil gereksinimini oluşturuyor. Organ bağışı kişinin hayattayken kendi özgür
iradesiyle, organlarının bir kısmının veya tamamının, ölümünden sonra başka
hastaların tedavisinde kullanılmasının bir anlamda vasiyet etmesi anlamına geliyor.
Organ bağışı, sadece ülkemizde değil, dünyada da ihtiyacın sağlanamadığı önemli
bir sorun. O yüzden daha çok sayıda bağış yapılması gerekiyor. Peki, kimler
organ bağışçısı olabiliyor? 18 yaşını aşmış, akıl sağlığı yerinde olan herkes
organ bağışında bulunabiliyor. Organ bağışlamak, aynı zamanda başka birine can
bağışlamak anlamına geliyor.
BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞMİŞ
KİŞİLERDEN BAĞIŞ ORANI ARTMALI
Ülkemizde böbrek, kalp, akciğer, karaciğer, pankreas ve
ince bağırsak gibi organlar ile kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve
kemik iliği gibi dokular başarıyla nakledilebiliyor. Nakil için gerekli
organlar, beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin organlarının yakınları tarafından
bağışlanması sonucu ya da gönüllü kişilerin canlı verici olmalarıyla elde edilebiliyor.
Ülkemizde organ nakli bekleme listesinde yer alan 26 bin 742 kişinin bulunacak
organla hayata yeniden başlamanın hayalini kurduğuna dikkat çeken Nefroloji
Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, şöyle devam ediyor:
“2019 yılı rakamlarına göre geçen yıl gerçekleştirilen 5
bin 759 organ naklinin, 4 bin 381 tanesinin canlı vericiden, bin 378 tanesinin
beyin ölümü gerçekleşmiş vericiden yapıldı. Sağlık Bakanlığı verileri de beyin
ölümü gerçekleşen her 4 kişiden yalnızca birinin organlarının bağışlandığını
gösteriyor. Ülkemiz canlı vericili organ nakillerinde oldukça başarılı ancak
organ bağışını desteklemenin en iyi yolun, beyin ölümü gelişen kişilerden
alınacak organların artırılması ile mümkün olabilir.” Zorlaşan yaşam koşulları
ve yaşamak zorunda olduğumuz zor zamanların organ nakline olan hassasiyetimizi
azaltmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ülkem Çakır, sözlerini “Unutmayalım
ki bırakacağımız en güzel miras hayatta iken yapacağınız organ bağışıdır”
çağrısıyla bitiriyor”
HEM HASTA HEM
BAĞIŞÇI ENDİŞELİ!
Organ bağışındaki sorunlara son dönemde Covid-19
pandemisi nedeniyle yenilerinin eklendiğini kaydeden Prof. Dr. İbrahim Berber,
“Mart ayından itibaren pandemiye maruz kalan ülkemizde, yılın ilk 10 ayında
gerçekleştirilen 3 bin 137 organ naklinin, 2 bin 683 tanesi canlı vericiden,
454 tanesi ise beyin ölümü gerçekleşmiş vericiden yapıldı. Yoğun bakım
yataklarının pandemi hastalarına ayrılmak zorunda kalınması beyin ölümü
bildirimini ve dolayısıyla bağış sayılarını azalttı” sözleriyle önemli bir
noktaya dikkat çekiyor. Bekleme listesindeki hastaların bir bölümünün de
kendilerine virüs bulaşacağı endişesiyle tedavilerini yarıda kestiğini ve organ
nakli olmaktan çekindiğini ifade eden Prof. Dr. İbrahim Berber, gerekli
önlemler alındığı takdirde nakil ameliyatlarının da güvenli bir şekilde
yapıldığını vurguluyor. “Gerek canlı vericiden gerekse beyin ölümü gerçekleşmiş
vericiden yapılan organ nakillerinde rutin testlerin yanı sıra, Covid-19
antijen-antikor testlerinin yapılması, izolasyon önlemlerine uyulması, süreci
kontrollü hale getiriyor” diyerek, hastaların operasyon sonrası yakından
takibinin de önem taşıdığını söylüyor.
YORUMLAR