Bu 4 belirti bir
aradaysa…
“Parkinson hastalığı; hareketlerin yavaşlaması, istirahat
halindeyken ortaya çıkan kol ve bacaklarda titremeler, kaslarda katılık ve
sertlik ve postür reflekslerinde azalma gibi 4 temel bulgusu olan ancak
bunların yanında birçok diğer sistem bulgularının da olabildiği yavaş
ilerleyici bir beyin hastalığıdır” diyen Dr. Cem Ortaçbayram, hastalarda
bulguların büyük oranda tek taraflı başladığına ve yıllar içinde vücudun diğer
tarafında da görülmeye başlayabileceğine dikkat çekiyor.
Yürüyüşünüzde
değişiklikler olabilir
Parkinson hastalığındaki en önemli 2 belirtinin ellerde
titreme ve hareketlerdeki yavaşlama olduğunu söyleyen Dr. Ortaçbayram, hastalık
nedeniyle kişinin yürümesinin etkilenebileceğini ve yavaş yürüme ile beraber
hastalığın ağırlıklı olduğu taraftaki kolu kullanmada da sıkıntı
görülebileceğini belirtiyor.
Yüzünüz
donuklaşabilir
“Aynı bulgular yüzde olduğunda mimik hareketlerinin ve
ifadelerin azaldığı ‘donuk yüz’ görünümü ortaya çıkar” diyen Dr Cem
Ortaçbayram, titremelerin özellikle ellerde ve hasta istirahat halindeyken
görüldüğünün; ayaklarda, çene ve dudaklarda ise titremeye daha az
rastlandığının altını çiziyor. Ancak titreme çok önemli bir belirti olmasına
karşın Parkinson hastalarının tümünde ortaya çıkmayabiliyor.
Hastalığın şiddeti
kişiden kişiye değişiyor
Ailede Parkinson hastasının varlığı, kırsal alanda
yaşama, tarım ile uğraşma, sık kafa travmasına maruz kalma gibi durumlar
Parkinson hastalığı için önemli risk faktörleri arasında yer alıyor.
Parkinson’un kalıcı bir hastalık olduğunu ve bulgularının süregelen tedavide
bile zamanla şiddetlenebileceğini belirten Dr. Cem Ortaçbayram, bu durumun
kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini vurguluyor. Bazı hastalar yatağa
bağımlı hale gelirken, bazı hastalar hafif semptomlarla günlük hayatını
sürdürebiliyor. Hastalığın hangi hastada hızlı hangi hastada daha yavaş
seyredeceğini önceden bilmek ise genelde mümkün olmuyor.
Yaşam kalitesini
korumak öncelikli hedef
Parkinson yaşam süresini kısaltan bir hastalık değil ve
hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yöntemi de henüz bulunmuyor. Hastalığın
tedavisindeki öncelikli hedef de hastanın yaşam kalitesini korumak. Uzman hekim
tarafından nörolojik muayene sonrası hastalığın tanısının konulabileceğini
belirten Dr. Ortaçbayram, bu tanı işleminde herhangi bir laboratuvar tetkiki
yapılmadığını ancak ihtiyaç görülmesi durumunda hekim tarafından belirlenecek
bazı tetkiklerin tedaviyi destekleme amacıyla yapılabileceğini belirtiyor.
YORUMLAR