Üç gün sürecek kapsamlı bilimsel etkinlikte 190
konuşmacının yer alacağı 35 oturum gerçekleşecek. Yaklaşık 150 bildiri özetinin yer alacağı sempozyumda
dünyadan ve Türkiye’den birçok üniversitenin iletişim fakültesinden uzmanlar
konuk olarak yer alıyor.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından
düzenlenen 7. Uluslararası İletişim Günleri Dijital Çağda İletişim Eğitimi
Sempozyumu, ülkemizden ve dünyadan iletişim eğitimi alanındaki uzmanları bir
araya getiriyor. Pandemi nedeniyle alınan önlemler kapsamında çevrimiçi olarak
düzenlenen sempozyuma İngiltere’deki Central Lancashire University’den Prof.
Dr. Erik Knudsen, Bournemouth University’den Doç. Dr. Salvatore Scifo, İstanbul
Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu davetli konuşmacı olarak
katıldı.
Prof. Dr. Nazife
Güngör: “Pandemi nedeniyle dijital çağı çok yakından tanıdık”
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Nazife Güngör, açılış konuşmasında içerisinde bulunduğumuz pandemi koşulları
nedeniyle dijital dünyanın artık hayatımızın her alanında yer aldığını söyledi.
Dijital eğitim sempozyumunu düzenlemek istedikleri dönemde pandemiyi
beklemediklerini kaydeden Güngör, “Birkaç ay içesinde kendimizi pandeminin
içerisinde bulduk. Bir anda online eğitime geçtiğimizde dijital çağın evrimsel
değil, tam anlamıyla devrimsel olarak geldiğini gördük. Bir anda hayatımızın
içine dahil oldu. Zaten dahildi, kuşak farklılıklarını konuşuyorduk. Z
kuşağından söz ediyorduk. Onların farklılıklarından, tavır ve davranışlarından
söz ediyorduk. Dijital teknolojilerin bireyi, insanı toplumu
farklılaştırmasından söz ediyorduk. Kültür üzerinde, toplum üzerinde, hayatın
her boyutu üzerinde yarattığı etkilerden zaten söz ediyorduk. Ancak bir anda
hayatın ortasına öyle bir dalış yaptı ki biz eğitimden ev içindeki hayata kadar
bütün hayat tarzımızı bir anda dijital teknolojiye göre formatlamaya ve
değiştirmeye başladık. Çok daha güçlü anladık ki dijital çağın içerisindeyiz ve
dijital teknolojiler bizi etkiliyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Nazife
Güngör: “İletişim eğitimi de bu değişime ayak uydurmalı”
İletişim eğitimi veren kurumlar olarak dijital çağın
dokunuşlarını çok daha fazla hissettiklerini ve iletişim eğitiminde de
değişimin kaçınılmaz olduğunu belirten Prof. Dr. Nazife Güngör, “İletişim
sektörüne öncelikle meslek insan yetiştiriyoruz. Medya sektörünün hızla
evrilişine tanık oluyoruz. Bizim öğrencilik dönemimizde geleneksel basın vardı.
Matbaalardan söz ediyorduk. Matbaaların çalışma biçimlerini izliyorduk bugün
geldiğimiz noktada onlardan eser kalmadı. Fotoğraf basımı için karanlık
odalardan söz ediyorduk artık sanal dünyanın hakim olduğu bir medya sektörüyle
karşı karşıyayız. Dolayısıyla çalışma şekli değişince, mesleğin yapılış şekli
değişince, o zaman o sektöre yetişecek elemanı yetiştirme tarzının da bu işin
eğitimini veren kurumlarda da hızla değişmesi gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Nazife
Güngör: “Teknolojiyi iyi kullanmak için ihtiyaçlar iyi belirlenmeli”
“Madem ki iletişimin formları değişiyor o zaman
iletişimin eğitim tarzını da değiştirmek gerekiyor” diyen Prof. Dr. Nazife
Güngör, “O zaman iletişim eğitiminde de hızla değişikliklere ihtiyaç var.
İletişim fakültesi müfredatlarının değiştirilmesi, eğitim kadrolarının
yönlendirilmesi, dijital teknolojiyle iletişim eğitim biçiminin baştan aşağı
değişmesine ihtiyaç var. Dünyada da ülkemizde de bu değişim yaşanıyor. Ancak bu
değişimin anlamlı bir şekilde programlanması bütün dinamikleri ve boyutuyla ele
alınıp akılcı bir biçimde doğru bir şekilde bu sürece uyumlanabilmesi için
iletişim eğitimini veren kurumların bu platformlarda tartışılması gerekiyor. Bu
bilimsel kongre ve sempozyumlarla bu tür platformlarda neler yapılacağının
konuşulması ve tartışılması gerekiyor. Eğer biz bu ihtiyaçları iyi saptamazsak
eğer teknolojinin gidişatını saptamazsak ve ona göre eğitime yön vermezsek o
zaman birey olarak toplum olarak teknolojinin öznesi değil, kendimizin icat
ettiği geliştirdiği teknolojinin nesnesi haline geliriz. Teknoloji bize
hükmeder. Teknolojinin altında dünya ve insanlık ezilir. Dolayısıyla insanın
kendi üretimi olan teknolojiyi kendi yararları doğrultusunda kullanabilmesi
için eğitim programlarının doğru dürüst yapılması lazım” dedi.
Prof. Dr. Mehmet
Zelka: “Pandemi döneminde 500 bin dolarlık ek yatırım yaptık”
Üsküdar Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet
Zelka, her zamankinden daha hızlı değişen dünyada dijital dönüşümün günümüzün
en dikkat çekici konularından biri olduğunu söyledi. 90’lı yıllardan itibaren
gerçekleştirilmeye çalışılan dijitalleşme için dünyada 2019 yılında yapılan
harcamaların toplamı 1.25 trilyon dolar iken 2020 yılında 2.2 trilyon dolara
çıkmasının beklendiğini kaydeden Prof. Dr. Mehmet Zelka, “Bu rakamlar dijitalleşmenin öneminin ciddi bir
göstergesi olarak ifade edilebilir. Bununla birlikte yaşanmakta olan pandemi
süreci dijitalleşmenin hayatımızda ne kadar müthiş bir etkiye sahip olduğunu
gösterdi. Bu sürecin başlangıcında biz Üsküdar Üniversitesi olarak alt
yapımızın müsait olmasına rağmen daha iyi bir şekilde süreci yürütebilmek için
500 bin dolarlık ek yatırım yapma ihtiyacı hissettik. Üniversitemizin bu alanda
değişken giderlerimiz yılda 1 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmektedir” dedi.
Üç gün sürecek kapsamlı bilimsel etkinlikte 190 konuşmacının yer alacağı 35
oturum gerçekleşeceğini belirten Prof. Dr. Mehmet Zelka, sempozyumun kapsamlı
ve iletişim açısından zengin içerikte bir sempozyum olduğunu sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Halil
Nalçaoğlu: “İçerik üretmenin özünde hikaye var”
Açılış konuşmalarının ardından davetli konuşmacıların
sunumları gerçekleşti. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr.
Feride Zeynep Güler’in moderatörlüğünü yaptığı bölümde konuşan Bilgi
Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu “Dijital Çağda
İletişim Eğitiminin Geleceğini Düşünenlere İpuçları” başlıklı sunumundan önemli
detaylar paylaştı. Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu, “Hikaye anlatma gerçekten çok
önemli bir konu. İçerik üretmenin özünde de hikaye anlatma var. Hikaye anlatma
teknolojilerinin çağımızdaki radikal dönüşümü ile sadece hikaye içerikleri
değil ama aynı zamanda hikayeleri anlatan zihinsel yapılanmalarda da bir
dönüşüm olabileceğinin dikkate alınması gerekiyor. Kendisini gelecekte iletişim
eğitimin içinde görenler, özellikle gençler iletişim eğitimin önümüzdeki
yıllarda neye evrileceğini düşünüyorlardır. 30 yılı aşkın bir süredir iletişim
eğitiminin içerisinde olan biri olarak bu kadar hızla değişen bir dünyada
özellikle dijital transformasyon dünyasında vereceğimiz eğitimin geleceği ne
olmalı diye çok düşünüyorum. Tabii ki 30 küsur yılın avantajıyla geçmişe bakma
şansım da oluyor. Nelerin yapıldığını, nelerin yapılmadığını, nelerin
yapılamadığını görme fırsatım da oluyor” dedi.
Prof. Dr. Halil
Nalçaoğlu: “İletişim eğitimi yol ayrımında”
Son 2 yıldır başkanlığını üstlendiği İletişim Eğitimi
Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulu deneyiminin kendisine Türkiye’de bugünkü
iletişim eğitiminin yapısı hakkında güçlü bir fikir verdiğini söyleyen
Nalçaoğlu, “Bütün bu perspektif içinde bugün bir iletişim eğitimcisi olarak
açıkçası bir yol ayrımında olduğumuzu düşünüyorum. Bu yol ayrımı şöyle bir şey;
ya her şeyi olduğu gibi bırakacağız ve hayatın bizi sürüklediği yere doğru
olağan akışında gideceğiz, ya da stratejik bir karar alıp vermeye devam ettiğimiz
eğitim hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapacağız ve bu eğitime yeni bir yön
vermek için çaba sarf edeceğiz. Benim idari deneyimim de mevcut kalıpları ve
yapıları dönüştürme çabası ile geçti” diye konuştu.
Doç Dr. Salvatore
Scifo: “’Pandemide çevrimiçi dersler önem kazandı”
Bournemouth Üniversitesi’nden Doç Dr. Salvatore Scifo ise
“2020’li Yıllarda Bağlantılar ve Disiplinlerarası İletişim ve Medya” başlıklı
konuşmasında medya iletişiminde gündemde olan kavram ve konseptleri ele aldı.
Pandemide dijital eğitimin ve çevrimiçi derslerin önem kazandığını ve bu
paylaşımların sadece öğrenciler tarafından değil toplumun belli bir kesimi
tarafından hatta dünyanın farklı yerlerinden de takip edilebildiğini belirten
Doç. Dr. Salvatore Scifo, eğitimin daha geniş kitlelere ulaşabildiğini
örneklerle aktardı.
Doç Dr. Salvatore
Scifo: “’Pandemi Sonrası Üniversite’ kavramı ortaya çıktı”
Doç Dr. Salvatore Scifo, şunları söyledi: “Pandemi
sayesinde insanların neler yaşadığını videolar, çevrimiçi mesajlar, karikatürlerle
daha çabuk öğrenme imkânına sahip olduk. Bu sayede de müfredat da değişti ve
zenginleşti. Ayrıca bu sayede insanların iletişim ağları gelişti, daha farklı
uzmanlara, konuşmacılara küresel bir ağ üzerinden ulaşabildiler. Ekran üzerinden yapılan bu eğitimler,
zihniyet değişikliği sağladı ve bir sınıf, kampüs mantığını unutarak öğrenme
tasarımının ortak paylaşımı daha da önem kazandı. Dinamik uygulamalar ve
karşılıklı paylaşımlarla eğitimde yeni bir sistem tasarımı gerçekleşti. Bu da
Pandemi Sonrası Üniversite kavramını ortaya çıkardı. Bu kavram kimseyi geride
bırakmama hedefine ulaşmak için dijital ortamda, eşitsizliklerin ve
yetersizliklerin o kadar da güçlü olmadıklarını ortaya koydu. “Ayrıştırma,
Demokratikleştir ve Çeşitlendir-(Decolonize, Democratize-Diversify)”
amaçlarının meydana getirdiği 3D pedogojisi ve Birleşmiş Milletlerin
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile küresel bilgi ağlarını ve açık bilgi
depolarını üniversitelerde ve dışında da bu sayede tekrardan tasarlama imkânı
bulunuyor ve öğrenme ortamlarını çeşitlendirme fırsatı var.”
Prof. Dr. Erik
Knudsen: “Hikaye anlatıcılığını kullanarak insanlara yardımcı olabiliriz”
İngiltere Central Lancashire Üniversitesi Kültür ve
Yaratıcı Endüstriler Fakültesi Medya Uygulamaları Profesörü ve Araştırma
Fakültesi Direktörü Prof. Dr. Erik Knudsen de "Film Yapımında Kişisel Sesi
Bulmak" başlıklı konuşmasında; kişisel ses konusunu ele aldı. Prof. Dr.
Erik Knudsen, “Yaptığınız filmde elbette dilin önemi çok büyük. Ben buna film
anlatımcılığında katılımcı his diyorum. Histen duygudan geçerek hikayelerimizi
anlatıyoruz. Klasik öyküler artık bu duyguları anlatmıyor. Hikaye anlatıcı
yapının önemi çok daha büyük. Bunu katılımcı duygularla bezemek gerekiyor. Ait
olmak, özlemek ya da sevmek gibi. Bir noktada hikaye anlatıcılığı insanların
iyileşmesi için çok büyük rol oynayabilir. Bir hikaye anlatıcısı olarak kendi
ifade sesinizi nasıl bulacaksınız? Film yapımcılığı sadece bir eğlence aracı,
değil aynen yazılı dünya gibi bir değişme içinde kullanılabilir daha iyi bir
dünya için yardımcı olabilir” dedi.
Dijital eğitimde
iletişim eğitimi her yönüyle konuşuldu
Sempozyumun ilk gününde “Dijital Çağda Gazetecilik
Eğitimi ve Akreditasyon”, “Dijital Çağda İletişim Eğitimi ve Sektör
Gereksinimleri”, “Salgın Krizi ve Online Eğitim”, “Sanat, Teknoloji ve
Dijitalleşme”, “Dijital Çağın İletişimcisi”, “İletişimde Yeni Yaklaşımlar,
Haber ve Etik”, “Yeni Medya Eğitimi”, “İletişim Eğitimi”, “Dijital Çağda
Reklamcılık Eğitimi”, “televizyonun Dönüşümü”, “Dijital Dönüşüm ve Sinema İlişkisi”,
“Djital Çağda Kişilerarası İlişkiler” başlıklı oturumlar gerçekleştirildi.
Sempozyumun ikinci gününde Prof. Dr. Maureen Ellis ve
gazeteci araştırmacı Emre Kızılkaya davetli konuşmacılar olarak yer alacak.
“Gazetecilikte Uzmanlaşma”, “Medya Okuryazarlığı”, “Dijital Çaüda Sanat ve
Sanal Gerçeklik”, “Sosyal Medya, İletişim ve Toplum”, “Sosyal Medya Kullanımı”,
“Dijitalleşme, Medya, Dil ve Yeni Gerçeklik”, “Sinema ve İdeoloji”,
“Dijitalleşme, Reklamcılık ve Halkla İlişkilerde Yeni Yaklaşımlar”, “Reklam, Marka,
Tüketim”, “Dijital çağda Reklamcılık ve Pazarlama Uygulamaları”, “Basın, Yayım
ve Habercilikte Dönüşüm”, “İletişim Eğitiminde Yeni Dijital Mecralar”
oturumları gerçekleşecek.
Sempozyumun son gününde ise Üsküdar Üniversitesi İletişim
Fakültesi Prof. Dr. Süleyman İrvan moderatörlüğünde İstinye Üniversitesi’nden
Prof. Dr. Peyami Çelikcan ve Ankara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Oya Tokgöz birer konuşma yapacak. “Dijital Oyun”, “Dijitalleşme ve Kültür
Endüstrisinin Dönüşümü”, “Halkla İlişkiler Eğitimi ve Akreditasyon”, “Dijital
Çağda Halkla İlişkiler Uygulamaları”, “Dijitalleşme ve Medyanın Dönüşümü”,
“Dijitalleşme ve Yeni Jenerasyon”oturumlarının yer alacağı sempozyum, Üsküdar
Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın kapanış konuşması ile
tamamlanacak.
YORUMLAR