3 Mart 1847 tarihinde İskoçya’da dünyaya gelen Alexander
Graham Bell’in doğum tarihi tüm dünyada ‘’3 Mart Dünya Kulak Ve İşitme Günü’’
olarak kutlandığını belirten Prof. Dr. İsrafil Orhan, “Graham Bell, işitme
engelli olan annesi ve eşi için bir işitme cihazı icat etmeye çalışırken
tesadüfen telefonu icat ederek her an milyonlarca kişinin aradaki mesafelere
takılmadan birbirleri ile iletişim kurmalarını sağladı.” dedi.
Alman filozof Immenual Kant’ın ‘Görmemek insanı eşyadan
ayırır, duymamak ise insanı insandan ayırır.’ sözlerini hatırlatan Prof. Dr.
Orhan, “Alman filozof Immenual Kant’ın da belirttiği gibi çevremizle iletişim
kurabilmek için hem görmeye, hem de işitmeye ihtiyacımız vardır. İşitme duyusu
insanları psikolojik, akademik ve sosyal yönden geliştiren; topluma adapte eden, bulunduğu ortamlarda
kendini ifade etmesini ve karşısındakini anlamasını sağlayan bir duyudur.
Kısaca insanların birbirleriyle normal ve doğru bir iletişim kurabilmesi için
öncelikle sağlıklı bir işitme duyusu gereklidir. İletişimin gerçekleşebilmesi
için ise öğrenilebilen bir davranış olan konuşmaya ihtiyaç vardır. Konuşmanın öğrenilebilmesi
de ancak sağlıklı bir işitme ile mümkündür. Sağlıklı bir işitme duyusuna sahip
olan çocuk, iletişim metotlarından en kolay öğrenilen davranış olan konuşma
yetisini, çevresindeki bireylerden özel bir çaba sarf etmeden öğrenir. Çocuk
doğduğu andan itibaren çevresindeki bireyler farkında olmadan çocuğa konuşmayı
öğretirler.” diye konuştu.
İşitme kaybının işitme bozukluğunun bir sonucu olduğunu
ifade eden Prof. Dr. Orhan, “İşitme duyusunun kaybı bireyin özellikle bebeklik
döneminde konuşmayı öğrenebilmesi açısından çok ciddi bir problemdir. İşitme
engeli neticesinde doğru ve etkili bir konuşmaya sahip olamayan, konuşmayı
öğrenemeyen bireyler çevreleriyle iletişim kurmakta zorluk yaşarlar. İşitme
kaybı olan çocuklarda akademik başarısızlıklar, psikolojik ve sosyal gelişim
sorunları görülebilir.” dedi.
Türkiye’de dünyaya gelen her bin bebekten 1 ila 3’ünün
işitme kaybı ile karşılaştığını kaydeden Prof. Dr. İsrafil Orhan, “Çocukluk
döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan bazı
ilaçlar nedeniyle bu oran binde 6’ya çıkmaktadır. Yeni doğan döneminde
ülkemizde büyük bir başarı ile yürütülen ulusal yeni doğan işitme taramaları
ile erken dönemde işitme kayıpları tespit edilen çocuklar, işitme cihazı ya da ‘koklear
implant’ adaptasyonu neticesinde yaşıtları gibi normal gelişim
gösterebilmektedir. Okul dönemi işitme taramaları ile de özellikle çocukluk
çağında kazanılmış işitme kayıplarının önüne geçilmesi hedeflenmektedir.” şeklinde
konuştu.
KSÜ Tıp Fakültesi Hastanesinin her geçen gün teknolojik cihazlar ve güçlenen kadrosuyla vatandaşlara hizmet sunduğunun altını çizen Prof. Dr. İsrafil Orhan, “Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Kliniği, yeni doğan işitme tarama referans merkezi olup bünyesinde bulunan tıbbi cihaz ve alt yapısıyla bölgeye hizmet vermekte, işitme kayıplarının her türlü tanı ve tedavisini mümkün kılmaktadır. Ayrıca doğuştan işitme kaybı olan çocuklar erken tanıyla tespit edilip gerekli cihazlar veya ‘koklear implant ‘ ameliyatı yapılarak topluma kazandırılıyor.” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR