Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanserdir.
Ancak diğer kanser türlerinin aksine daha yavaş seyrettiği için kansere bağlı
ölüm sıralamasında daha aşağı sıralarda yer alıyor. DoktorTakvimi.com
uzmanlarından Op. Dr. Osman Çelik, her 12 erkekten birini etkileyen prostat
kanserinin oluşumunu şöyle özetliyor: “Prostat mesane (idrar torbası) ve penis
arasında bulunan bir salgı bezidir. Prostat bezi üreme için gerekli olan
salgılar üretir ve spermin dölleme yeteneğinin gelişmesini sağlar. Yaş aldıkça
testeron (erkeklik hormonu) etkisiyle hacmen büyür. Bu büyüme prostatın daha
çok iç yüzünde işeme borusunu kapatacak şekilde meydana gelir ve işeme
sorunlarına neden olan BPH (iyi huylu prostat büyümesi) gelişir. Prostatın dış
zarında ise yine testesteron etkisiyle prostat kanseri gelişir.”
Herhangi bir
şikayetiniz olmasa bile düzenli kontrole gidin
Kendine has bir belirtisi olmayan prostat kanserinin
diğer idrar yol hastalıklarıyla ortak belirtiye sahip olduğunu söyleyen Op. Dr.
Çelik, hastalara genellikle rutin üroloji kontrolleri esnasında tanı
konulduğunu ve bu nedenle erkeklerin 45 yaşından itibaren herhangi bir
şikayetleri olmasa bile düzenli kontrole gitmesi gerektiğini belirtiyor.
Prostat kanserinin tanısının öncelikle yapılan parmakla rektal muayene
esnasında ele gelen bir kitleyle konulabileceğini anlatan Op. Dr. Çelik,
“Ayrıca yapılan rutin PSA tetkikinde bir şüphe olması durumunda prostat
biyopsisi yapılarak patolojik olarak prostat kanserinin tanısı konulabilir”
diyor.
Prostat kanseri
nasıl tedavi edilir?
Op. Dr. Osman Çelik, düşük ve orta riskli prostat
kanserinde tedavi seçeneklerinin aktif izlem, brakiterapi, radikal
ptostatektomi veya radyoterapi olduğunu söylüyor. Bu evrede prostat kanserinin
kesin ve kalıcı tedavisinin mümkün olduğunun altını çizen Op. Dr. Çelik, şöyle
devam ediyor: “Yüksek riskli hastalık eğer prostatı aşmamışsa yani prostatla
sınırlıysa tek tedavi seçeneği mevcut bu da radikal prostatektomi , pelvik lenf
nodu eksizyonudur. Prostat kanseri ilk lenf nodlarına, ardından kemiklere
metastas, sonrasında ise diğer organlara metastas yapar. Böyle bir durum söz
konusu olduğunda standart başlangıç tedavisi, hormal tedavisi ve kemoterapi
uygulanır. Bu tedavilere yanıt alınamazsa hedefe yönelik tedaviler ve nükleer
tıp yöntemleri devreye girer. Aynı zamanda yaşam konfronu arttırmak ve kemik
ağrısını azaltmak için ilave tedaviler uygulanır.”
YORUMLAR