Özetle; bu
kanser türü hem sık görülüyor, hem de hastanın yaşamını ciddi anlamda tehdit
ediyor. İşte bu sorunlardan yola çıkan tıp dünyası, prostat kanserinin tanı ve
tedavisi üzerine yaptığı çalışmalarla, hastaların yüzünü güldüren dev adımlara
imza atıyor. Prostat kanserinin tanı ve
tedavisindeki gelişmeleri aktarmak amacıyla, 12-14 Nisan tarihlerinde, Dünya
Endoüroloji Derneği, Society of Urologic Robotic Surgeons ve Acıbadem
Üniversitesi’nin işbirliği ile İstanbul’da, “Prostat Kanseri’nde Robotik
Cerrahi ve Yeni Teknolojiler Sempozyumu” düzenlendi. 14 ülkeden yaklaşık 250
katılımcının yer aldığı uluslararası katılımlı sempozyumda prostat
hastalıklarının tedavisi hakkında en yeni bilgiler A’dan Z’ye ele alındı, robotik cerrahideki yenilikler ve yeni
teknolojik gelişmeler aktarıldı.
Sempozyumda canlı ameliyat sunumları, paneller, karşıtlık tartışmaları
ve uzmanlarından güncel bilgi paylaşımları yer aldı. Klinikte robotik
tedavilerin güncel bilgilerinin yanı sıra, işin mutfağı ve robot konusundaki en
güncel gelişmeler de toplantıda katılımcılara anlatıldı.
Fokal tedavide
kanserli hücreler ısıtılarak yok ediliyor
Sempozyumda konuşan Dünya Endoüroloji Derneği Başkanı
Prof. Ali Rıza Kural erken tanı konulduğunda prostat kanserinin artık tedavisi mümkün
olan bir hastalık haline geldiğini belirtti. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza
Kural sempozyumda yaptığı konuşmasında erken teşhis edilen prostat kanserinde
uygulanabilen “fokal tedavi” yöntemine dikkat çekti. Çok erken yakalanan prostat kanserinde fokal
tedavi, bir başka deyişle yüksek şiddette odaklanmış ultrason tedavisinin
giderek yaygınlaştığına işaret eden Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “Fokal tedavide kanser hücreleri ya
dondurularak ya da ısıtılarak imha ediliyor. Biz yüksek ısı ile kanser hücrelerini
yok etmeyi tercih ediyoruz ki Dünya’da da genel tercih bu yönde. Bu yöntemde
önce hastadan MR görüntüsü alınıyor, ardından kanserli bölge işaretleniyor veya
akıllı biyopsi tekniğiyle yeri tam olarak tespit ediliyor. Daha sonra kanserli
bölgeye yüksek yoğunlukta ultrason dalgaları verilerek kanser hücreleri yok
ediliyor. Fokal yöntemiyle sadece prostatın hastalıklı bölgesi tedavi ediliyor,
bu sayede de organın sağlıklı bölgeleri korunabiliyor” dedi.
İdrar kaçırma ve
cinsel fonksiyon kaybına son
Günümüzde erken prostat
kanserinin tedavisinde standart yöntem; tümör gelişen prostat dokusunun
cerrahi yöntemle tümüyle çıkarılması. Ancak prostat dokusu çıkarıldığında,
düşük oranda da olsa yan etkiler oluşabiliyor. Hastaları en çok kaygılandıran
yan etkiler ise idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon bozukluğu oluyor. Üroloji
Uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza Kural fokal tedavi sayesinde prostat kanseri
ameliyatı sonrasında idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon kaybı riskinin en aza
indiğini vurguladı. Fokal tedavide hasta seçiminin de çok önemli olduğuna
değinen Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “Eğer hasta bu yönteme uygunsa, ameliyatın
olası riskleriyle hemen hemen hiç karşılaşmıyor ve son derece yüz güldürücü
sonuçlar alınıyor” diye konuştu.
İlaç gibi yutulan
kapsül robotlarla biyopsi
Sempozyumda tıbbi robotların geleceğiyle ilgili konuşan
Max Planck Enstitüsü Akıllı Sistemler Bölüm Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti de
günümüzde teknoloji alanında çok önemli gelişmeler kaydedildiğine dikkat
çekerek, “Bunlardan biri, robotların daha da küçülmeye başlaması. Günümüzdeki
robotlar santimetre boyutlarındalar, endoskop boyutundalar. Artık robotlar milimetrik, hatta milimetrenin
altındaki boyutlara doğru küçülmeye başladılar” dedi.
Bunun yanı sıra
kablosuz denilen, insan vücudu içinde kablo olmadan dolaşan robotlar
üzerinde de çalışmalar yapıldığını ve bunların 10-15 yıl içinde kullanılmaya
başlanacağını belirten Prof. Dr. Metin Sitti,
“Kablosuz cihazlar çok yeni bir gelişme ve bunların bir örneği kapsül
dediğimiz robotlar. Bunlar ilaç kapsülleri boyutlarında olan ve yutulabilen
robotlar. Bu robotların içinde kamera ve birçok değişik cihazlar var. Bu
kapsülleri midede, bağırsak sisteminde,
prostatta ve böbreklerde daha da küçük
boyutlara indiriyor, dışarıdan manyetik alanlarla çok kolay hareket
ettirebiliyoruz. Bu sayede bugüne dek girilmesi çok zor olan, hatta
ulaşamadığımız bölgelerde görüntüler elde edebiliyoruz. Görüntü almanın yanı sıra kapsül robotlarla
kanser teşhisi için biyopsi de yapabiliyoruz ki bu da çok önemli bir gelişme.
Bunların yanı sıra ilaç verebiliyoruz aktif olarak. Diyelim ki kanama veya
kanser var, kapsül robot orada çok daha yüksek dozda ve daha yan etkiyi
azaltıcı bir şekilde ilaç verebiliyor. Bu robotlar sayesinde kanser erken
teşhis edilebiliyor ve ameliyat gerektiren durumlarda bile
hastanede yatmaya gerek kalmıyor, hasta hemen günlük hayatına dönebiliyor.”
Robotlar doktorun
yerini almayacak
Prof. Dr. Metin Sitti robotların doktorların yerini alıp
almayacağı yönündeki bir soru üzerine de, “Tıbbi robotlarda amaç doktorun
yerini almak değil, doktorlara yardımcı olmak. Bir doktorun, bir cerrahın
zekasını, tecrübesini bilgisini bir robotun devralması en azından yakın zamanda
mümkün değil. Dolayısıyla doktor ve cerrah her zaman ameliyathanede olacaklar.
Doktor her daim robotun başında olacaktır. İnsanın robotu kontrol etmesi ve
onun başında olması çok önemli” dedi.
Erken teşhis çok
önemli
Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Bakırköy Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Veli
Yalçın’da prostat kanserinde erken teşhisin önemine değinerek şunları söyledi:
“ Prostat kanserinde kullanılan yöntem ne olursa olsun,
hastalık erken teşhis edilirse başarılı sonuçlar alınabiliyor. Kan tahlilinde
PSA değerine bakılarak prostat kanseri
teşhis edilebiliyor. Dolayısıyla 40 yaşından sonra, özellikle ailesinde kanser
öyküsü olanların prostat açısından muayene olmaları yaşamsal önem taşıyor”
Tedavide 3 hedef
var
Dünyada laparoskopik ve robotik cerrahi konusundaki
duayenlerden olan Dünya Üroloji Robotik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ashok
Hemal’de robotik cerrahi ile hastaların daha az kanama, daha az hastanede yatış
süresi olduğuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: “Prostat kanseri
tedavisinde 3 önemli amacımız var. Birincisi kanser hücrelerini kontrol altına
almak, ikincisi idrar kaçırmayı önlemek, üçüncüsü de cinsel fonksiyon kaybını
engellemek. Operasyon robotik cerrahi ile yapıldığında, bu 3 hedefe de
başarıyla ulaşıyoruz”
Fokal tedavi
konusunda ülkemizde bir ilk
Sempozyumun ardından 14 Nisan Cumartesi günü de Acıbadem Maslak Hastanesi’nde prostat kanseri
tanısında artık yeni standart olan prostat MR görüntülemesi, MR görüntüsü ile
yapılan hedeften akıllı biyopsi teknolojisi ve prostat kanseri tedavisindeki en
son yeniliklerden biri olan, cerrahiye
gereksinim olmadan hastalığın ortadan kaldırılabildiği, fokal tedavi
konularının ele alındığı bir kurs gerçekleştirildi. Fokal tedavi konusunda da
ülkemizde bir ilk gerçekleşti ve kurs katılımcıları işlemi canlı olarak ekrandan
izleyebildiler.
YORUMLAR