İttifak yasasının içeriğine ilişkin açıklama yapan Genel
Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ünal, mühürsüz oyların geçerli sayılması
konusuna Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) nasıl yaklaştığını anlattı.
"Seçim kazanamayan CHP'nin güreşi geçersiz saymaya çalıştığını" vurgulayan Ünal, şöyle konuştu:
"Seçim, sandık güvenliği sağlanmış. Gelen bu zarfların ve pusulaların YSK'ye ait olduğu sandık kurulları tarafından belirlenmiş ama sandık kurulunun ihmaliyle bazı zarfların da mühürsüz olduğu fark edilmiş. Peki, bunlarda YSK'nin filigranı var mı? Var. YSK'nin mührü var mı? Var. Bunların YSK'den geldiği, farklı siyasi partilerin oradaki temsilcileri tarafından ve başkan tarafından tespit edilmiş mi? Edilmiş. YSK'nin söylediği şey şu; 'benim filigranım, benim mührümün ve oradaki benim yetkilimin belirlediği fakat sandık kurulunun ihmaliyle mühürlenmemiş zarflar da geçerli sayılsın. Ben, her defasında bu konuda karar almak durumunda kalmayayım.' Dolasıyla burada herhangi bir hukuksuzluk söz konusu değil."
"Seçim barajının korunması ile ittifak arasında nasıl bir ilişki kuruluyor?" diye soran Ünal, muhalefetin bu konudaki açıklamalarını dinlediğinde şaşkınlığa kapıldığını söyledi.
Ünal, ittifakın koalisyon olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yönetimde istikrar ilkesi zaten burada 50 artı 1 ile sağlanıyor. Aynı zamanda bu, öncesinden bir planlama olduğu için siyasete bir imkan olarak sunulmuş bir düzenlemeden bahsediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kaçınılmaz olarak ittifakların önünü açacak. Biz de bunun hukuki altyapısını hazırladık. Bunun ne bir siyasi partinin baraja takılmasıyla ne bir siyasi partinin barajı geçmesiyle ilgisi yok. Tam tersine bunun siyasetle siyasetin ortak hareket etmesiyle birbirine yakın projesi, programı olan siyasi partilerin bu konuda bir seçim iş birliğine gitmesiyle ilgisi var. Bizim yaptığımız düzenleme öncelikli olarak ittifakların önünü açmak ve bunun hukuki altyapısını hazırlamak."
"İttifak ile koalisyonun ne farkı var?" sorusu üzerine Ünal, ısrarla bir şeyin söylendiği takdirde algıda gerçek hale geleceğinin düşünüldüğünü söyledi. "Israrla ittifak ile koalisyonun aynı şey olduğunu söylüyorlar" diyen Ünal, ittifakla koalisyonun aynı anlama gelmediğini vurguladı.
Hollanda'da 13, Belçika'da 18 ay koalisyon görüşmeleri sürdüğü için hükümet kurulamadığını anımsatan Ünal, şunları söyledi:
"Ama seçimden önce eğer siyasi partiler bir araya geliyor, güç birliği oluşturuyor ve daha sonrası için neler yapacaklarını, sorunlarını nasıl çözeceklerini kamuoyuna deklare ediyorlarsa bunu koalisyonla nasıl benzeştirebilir veya özdeşleştirebiliriz? İttifak başka bir şey, koalisyon başka bir şey. Koalisyon, kaçınılmaz olarak istikrarsızlığı getiriyor, 50 artı 1'e dayalı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin oluşturduğu ittifaklar ise kaçınılmaz olarak daha ilk günden itibaren istikrarı sağlıyor."
Ünal, "Pusulada cumhur ittifakının altında AK Parti ve MHP'yi göreceğiz. Bir yandan başka görüşmeler de devam ediyor. BBP ve Saadet Partisi ittifaka dahil olacak mı?" soruna şu cevabı verdi:
"Pusulalarda siyasi partiler daha önce nasıl bulunuyorlarsa aynı şekilde bulunacaklar. Sadece bu sütunlarda ittifak yapan partilerin sütunları yan yana olacak ve üzerlerinde de ittifakın unvanı olacak. Sadece fark bu. Onlar için ayrıca bir tasarım yapılmayacak. YSK, pusuladaki yerlerini belirlemek için yine kura çekecek. İttifak da siyasi parti gibi kuraya bağlı olacak yani oda kurayla belirlenecek."
Milli mutabakat komisyonunda MHP ile yürüttükleri çalışmalar kapsamında ittifakın hukuki altyapısını hazırladıklarını ve dün Meclise teslim ettiklerini söyleyen Ünal, ittifakın hukuki olarak Mecliste yasalaştıktan sonra siyasi partilerin ittifak oluşturmak için görüşmelere başlayacağını, ondan sonrasının da ittifak protokolüyle belirleneceğini kaydetti.
"GÖRÜŞMELER
BELİRLEYECEK"
Ünal, "Zaten BBP ile görüşmeler yapıyorsunuz?" ifadesi üzerine de "Şu anda henüz daha yasalaşmadı. Yasalaştıktan sonra resmi olarak ittifak protokolünü oluşturacak görüşmeler başlayacak." diye konuştu.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un dün BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu bilgilendirdiğini belirten Ünal, şöyle devam etti:
"Yasal düzenlemeden sonra siyasi partiler görüşmelerine başlayacaklar. Bu görüşmeleri hem kendi yetkili kurullarıyla yapacaklar hem de ortak görüşmeler yürütecekler ve nihayetinde bir ittifak protokolü çıkacak. Bu ittifak yapacak partiler, 'AK Parti, MHP, BBP, Saadet Partisi' şeklinde mi yoksa başka şekilde mi olacak? Bunları görüşmeler belirleyecek."
Ünal, milli ve yerli unsurların kaçınılmaz olarak bir birlik ve beraberlik siyaseti etrafında bir araya geleceklerini ve ittifakın da aslında bir nevi bunun zeminini kaçınılmaz olarak oluşturduğunu belirtti.
"Yani hala BBP ve Saadet Partisi netleşmiş değil, ikisi de bu ittifakta yer alabilir?" ifadesine de Ünal, "Evet" karşılığını verdi.
"Karşı bir ittifak bekliyor musunuz?" sorusu üzerine Ünal, CHP ile HDP arasında resmi olarak bir ittifak olup olmayacağı konusunu bu iki partinin bileceğini, ancak iki parti arasında uzunca bir süredir gayri resmi, doğal bir ittifakın söz konusu olduğunu söyledi.
Ünal, "Sadece HDP'nin siyasi ayağıyla değil, aynı zamanda HDP'nin terör uzantılarıyla da PYD ile de YPG ile de PKK ile de CHP'nin içerisinde bunlara sempatiyle bakan, bunlara destek açıklaması yapan, bu terörist örgütlerin cenazelerine katılan, gösteri yapan CHP'lileri biliyoruz." diye konuştu.
Ünal, bunun bir analiz ya da gizli bir durum olmadığını, kamuoyunun da bildiğini ifade etti.
"Bu ittifak karşı ittifakı da zorunlu kılar mı?" sorusuna Ünal, "Bu tamamen onların bileceği bir husus. Çünkü bunu resmiyete dökecekler mi, dökmeyecekler mi sadece işin o tarafı var geride." yanıtını verdi.
ÇOCUK İSTİSMARI
KONUSU
Ünal, çocuk istismarıyla ilgili çalışmaya ilişkin soru üzerine, kendisinin bir baba olarak böyle bir vahşeti duyduğunda her insan gibi kanının donduğunu söyledi. Ünal, "Kaçınılmaz olarak bir an o anne ve babanın yerine kendinizi koyduğunuzda bu kabul edilebilir bir şey değil." dedi.
Bunun bir istismar olarak değerlendirilemeyeceğini, doğrudan vahşet olduğunu vurgulayan Ünal, "Özellikle son 3 olay doğrudan bir vahşet." diye konuştu.
Bu meseleyi bir kimlik, bir kültür ve bir inanç üzerinden değil, insan ve insanın sorunları üzerinden değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Ünal, siyasilerin de bu tür meseleleri siyasetin malzemesi haline getirmesinin son derece yanlış olduğuna işaret etti.
CHP'nin kongresine gelirken otobüste bir CHP'linin 14 yaşındaki bir çocuğa tacizi sonucunda tutuklandığı haberlerine değinen Ünal, şunları söyledi:
"Şimdi bunu CHP üzerinden konuşamazsınız. Bu sorunu bir siyasi parti, bir kimlik, bir inanç üzerinden değil, toplumsal doku, sosyal yapı ve sosyal yapının sorunları üzerinden konuşabilirsiniz. İnanç, siyaset ve benzer şeyler üzerinden konuştuğunuz zaman sorunu çözemezsiniz, doğru tespit edemezsiniz. Meselenin hukuki, yani cezai yaptırımı ve müeyyidesi ayağı var, bir de tedavi ayağı var. Yani her ikisini de dikkatle ele almak ve değerlendirmek gerekiyor."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Bu tür meselelerin iyi hali olmaz" açıklamasını anımsatan Ünal, TBMM'de cinsel istismar konusunda kurulan komisyonun sonuç raporunun da son derece önemli bulgular, veriler içerdiğini söyledi.
İlgili kanun maddesinde değişiklik olup olmayacağı sorusuna Ünal, "Kaçınılmaz olarak." yanıtını verdi.
Ünal, "Tamamen kaldırılması söz konusu mu?" sorusu üzerine ise "Teknik olarak meselenin hukuki düzenlemesi nasıl olacak, buna Adalet Bakanlığımızın yapacağı çalışmanın TBMM'ye gelmesiyle birlikte hemen hızlı bir şekilde bakacağız." dedi.
YORUMLAR