İnsanlık olarak
tam da rahmet iklimine en çok muhtaç olduğumuz bir zaman diliminde ramazan
ayına giriyoruz. Tüm mahzuniyetimizle Kur’an ayına giriyoruz. Hüzünlüyüz, çünkü
beş vakit namazda yöneldiğimiz kıblemiz olan Kâbe’nin müminlerine kapandı.
Hüzünlüyüz, çünkü Kâbe’nin şubeleri olan camilerimiz boynu bükük kaldı.
Hüzünlüyüz, çünkü yediden yetmişe cemaatimizle bir araya gelip tekbir ve
salavatlar ile kıldığımız cumalardan, cemaatten ve teravihlerden mahrum olduk.
Hüzünlüyüz, güzel sesli hafızlarımızın okudukları mukabeleleri takip edemez olduk.
Nasıl üzülmeyelim, birbirine cennet olan insan, birbirine
en büyük risk ve tehlike olarak görülmeye başlandı. Ana babamızı ve
büyüklerimizi ziyaret etmemek, onlardan uzak kalmak, onları korumanın ve onları
sevmenin göstergesi halini aldı. Bir anda gücün, güzelliğin ve paranın aslında
ne kadar değersiz olduğunu, bir kerecik nefes almanın bedelinin olamayacağını
öğrendik.
Ramazan bize farkına varmadığımız bu nimetleri
hatırlatmak için geldi. Ramazanın gerçekten kutlu bir misafir olarak her
birimizin evine misafir olmasını ve bizi değiştirerek, dönüştürerek Rabbimizle,
çevremizle ve bize emanet olarak verilen nimetler ile ilişkilerimizi düzelterek
bizden ayrılmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum.
Rahmet ayı ramazan her yıl bizlere rahmet, mağfiret ve
manevi fırsatlarıyla gelir. İhmal ve imha ettiğimiz bağlarımızı yeniden imar ve
inşa etmeye gelir. Milletçe 'hoş geldin' diyoruz. Ramazan İyi ki geldi diyoruz.
Çünkü yorgun ve bitap düşen yüreklerimizin, manen ve maddeten kirlenen
dünyamızın ramazanın getireceği rahmete çok ihtiyacı var. Tıpkı suya hasret
kalmış çorak toprakların yağmura ihtiyacı olduğu gibi çoraklaşmış
yüreklerimizin de ramazanın rahmet, merhamet ve mağfiret iklimine ve havasına
ihtiyacı var. Her zamankinden çok daha muhtaç olduğumuz bir zamanda ramazan ile
buluştuk havasına eriştik elhamdülillah. Rahmet peygamberi, güzeller güzeli
Efendimiz, her hilali gördüğünde: ‘’Allahım! Bu hilâli bize eman, iman, selâmet
ve İslâm hilâli kıl'' diye dua edermiş. Biz de yalvarıyoruz: “Allahım! bu ramazan ayını ve hilalini rahmet,
selam, güven, iman ve emana vesile eyle.’’
Ramazan her yıl bizleri, iyilerden kılmaya, bize iyilik
getirmeye, iyiliği yeryüzünde egemen kılmamıza yardımcı olmaya gelir. Ey iman
edenler, Allah'ı unutmayın. Allah'ı unutursanız kendinizi unutursunuz. Allah'ı
unutursanız, Allah da size kendinizi unutturur ve sonuçta insanlığınızı
unutursunuz. Kendinizi, Rabbinizi, dostunuzu, kardeşinizi, yetimi, fakiri,
mazlumu unutursunuz. Fıtratı bozarsınız, doğayı tahrip edersiniz, ekini ve
nesli helak edersiniz. İşte Her sene gelen ramazan bize hatırlatmaya gelir.
Bize kendimizi, Rabbimizi, yanı başımızda varlığının farkında olmadığımız
kardeşimizi, annemizi, babamızı, komşumuzu, ailemizi, unuttuğumuz her şeyi bize
hatırlatmaya gelir. Hülasa Ramazan bir hatırlatma ayıdır.
Aynı zamanda Ramazan bize biz olduğumuzu hatırlatır.
Dünyanın faniliğini, gücün servetin faniliğini hatırlatır. İyiliğin,
güzelliğin, erdemin, faziletin, adaletin, ahlakın baki olduğunu hatırlatmaya
gelir. Unuttuğumuz bütün değerleri hatırlatmaya gelir. Ramazan bize yanı
başımızda sürekli kalbini kırdığımız kardeşimizi hatırlatır. Kaybettiğimiz
kardeşlik rüzgârını getirir. Örselenen kardeşliğimizi tamir etmeye gelir.
Kırdığımız gönülleri yeniden yapmaya gelir. Ramazan bize haddimizi ve hukukumuzu
öğretir. Allah her sene Ramazanı bize göndererek, Peygamberimizin kalbine
Kur'an'ı vahyettiği gibi her birimizin ayrı ayrı kalbine Kur'an'ı yeniden
indirir. Sadece midemize değil, dilimize, gönlümüze, aklımıza, gözümüze
tutturduğumuz oruçla bize değişim imkânı sunar.
Öyleyse hepimizin evlerimizde idrak edeceğimiz ramazanın
bizleri değiştirme ve dönüştürme fonksiyonunu icra etmesine bizlerde gayret
edelim. Kur'an'da tarif edilen ve Efendimize tatbik ederek öğrettiği orucu
tutalım. Öyle tutalım ki o oruç da bizi tutsun. Birbirimizi inciterek
tuttuğumuz orucun kime ne faydası var. Ölçüsüz sabırsız öfkelerin dile düştüğü
bir açlık ne zamandan beri oruçtur. Gelin kitaptaki, sünnetteki orucu tutalım.
İnleyen, homurdanan, içeriksiz, donanımsız, verimsiz açlıklar olmasın
Gelin gönüller yaparak oruçlarımıza güç katalım. Gelin
gönüller yıkarak oruçlarımızı bozmayalım. Gelin ramazanın bizi değiştirecek
ruhuna ruhlarımızı teslim edelim.
Bu duygu ve düşüncelerle, şu an içinde bulunduğumuz bu
küresel sıkıntı, illet ve hastalıktan Rabbim milletimize ve âlemi İslama ve tüm
insanlığa bir necat, felah ve çıkış nasip ve müyesser eylesin diye dua ediyor
ve tüm milletimizin Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyorum.
Celal SÜRGEÇ
Kahramanmaraş İl Müftüsü
YORUMLAR