Tekin, CHP Kahramanmaraş İl Başkanlığının referandum öncesi
düzenlediği ‘Hayır’ kampanyasında konuştu. Milletvekili Gürsel Tekin,
Gazetecilerin evet hayır kampanyası yapılmadan referanduma gidilemez mi
sorusuna şu cevabı verdi: “Medeni ülkeler gibi bu kadar lüzumsuz gereksiz
masraflara ihtiyaç duyulmadan televizyonlarda Hayır kampanyasını veya Evet
kampanyasını yürüten siyasiler, kendilerini ifade edebilirlerdi. Mesela
devletin Televizyonu TRT’nin 17 tane kanalı var. Eğer bu televizyon kanalları
şu an Amerika'da, Avrupa'da, Asya'da olduğu gibi farklı görüşleri ekrana çıkartsalar
hiç sorun olmaz.”
Devletin kanallarında da özel kanallarda da Hayır
kampanyasını yürütenlere yer verilmediğine değinen CHP İstanbul Milletvekili
Gürsel Tekin, “Evet kampanyası yürütenler çıkar 18 maddenin ne kadar şirin
olduğunu anlatır; Hayır kampanyası yürütenler de çıkar 18 maddenin nasıl tuzak olduğunu
anlatır” ifadelerine yer verdi.
Kitle İletişim Araçlarında kendilerini anlatmalarına izin
verilmediği için sokaklara çıktıklarını kaydeden Tekin, “İş başa düşüyor. İman
gücüyle sokaklara düşmüşüz. Yine iman gücüyle bu meseleyi halledeceğiz” dedi.
MHP'li muhalif milletvekillerine yapılan saldırıları çok hoş
bulmadığını aktaran CHP’li Vekil Tekin,
şöyle konuştu: “Türk siyasi tarihimizde elbette yarışları oluyor. Birbirimizde
hoşnut olmayan sözler söyleyebiliriz; ama böyle saldırılar kabul edilebilecek
bir durum değildir. Ve tüm bu sürece ciddi gölge düşürür. O konuda ben herkesin
sağduyulu olmasını istiyorum. Hele hele önümüze bu paketi getirenlerin daha
fazla hoşgörülü olması lazım. Çünkü bu paketin sahibi ne bizleriz ne Milliyetçi
Hareket Partisinden ayrılan arkadaşlarımızdır; ne de Saadet Partisi'dir. Kim
getirdi? Getiren iktidardır. Ne dediniz? Milletin iradesine saygı duyacağız!
Koyverin. Milletin kararına saygı duyun.” MHP’den ihraç edilen Milletvekilleri
ve partililerde olduğu gibi bazen Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerine de
birtakım engellemelerin olduğunu kaydeden Tekin, ilk olarak Türkiye ile Almanya
arasındaki krize değindi. İktidarın CHP gibi onurlu davranması gerektiğini
ileri süren Tekin, "CHP olarak tavır koyarken bir tarafta Sayın
Cumhurbaşkanı, Başbakan Hitler olarak suçlarken, öbür tarafta bir başka Bakanın
Almanya'ya teşekkür ettiğini görüyoruz. Bu rezil manzarayı hiç görmemiştik"
sözlerine yer verdi.
SİYASETÇİLER HALA
MERKEL’İN ARABALARINA BİNİYOR
Başbakan Binali Yıldırım'a Almanya menşeili araçlara
binmeyin çağrısı yapan Gürsel Tekin, şu açıklamalarda bulundu: “Halen Merkel ve
Almanya ile de kavganız var. Bütün siyasetçilerin bindiği arabalar Merkel'in
arabaları. Yani Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, saray ve bakanlıklara
baktığınızda tamamı bu araçları kullanıyor. Referandum döneminde sizi vicdanlı
olmaya davet ediyorum en azından bu dönem araçlarınızı bırakın. Hem adil bir
yarış açısından çok önemli. Devletin arabalarını kullanarak 80 milyon
yurttaşımızın ödemiş olduğu vergilerle benzin, mazotunu kullandığınız araçları
en azından bu kampanya süreci içerisinde kullanmayın. Kullanırsanız hiç kimse
hakkını helal etmese bile Gürsel Tekin olarak ben haram ediyorum.”
ANAYASA PAKETİ MİLLİ
DEĞİL
Referanduma oylanacak paketin sahibinin olmadığını ne
muhalif partilerinin ne de iktidar partisi arasındaki bazı vekillerin pakete
sahip çıkmadığını öne süren Tekin, şunları kaydetti: “Son 5 yıldır yerli ve
milli bir araba beklentisi içindeyken önümüze yerli ve milli olmayan bir paket
geldi. İçinde 18 madde ve tamamına baktığınızda iktidar mensupları bile
anlayabilmiş değil. O kadar zorlanıyorlar ki o zorlanmadan derdini ve meramını
da anlatamıyorlar. Bu 18 madde ne millidir, ne de yerlidir. Kim elinize
sıkıştırdı, kimler verdi doğrusu biz de çok merak ediyoruz. Niye yerli ve milli
değildir diyorum? Osmanlı dönemi dâhil bin yıllık tarihimizin tamamına bakın,
böyle ucube bir 18 madde göremezsiniz. Sayın başbakan başta siz sormak
istiyorum, frensiz ve balatasız bir arabaya biner misiniz? Frensiz ve balatasız
bir arabaya nasıl binilmiyorsa bu 18 maddeye de oy verilmeyecek. Bu 18 madde,
fireni ve balatası olmayan adeta tam gazla giden ve bu aracın nerede hangi
kazayı yapıp başımıza hangi belayı getireceğini kestirmemiz mümkün değildir?”
15 TEMMUZ İÇİN 2010
REFERANDUMU MİLATTIR
Başbakan Binali Yıldırım'ın, CHP Genel başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun 2010'daki referandumda oy kullanamadığını gündeme getirdiğini
belirten Tekin, bunun sorumlusunun iktidar olduğunu öne sürdü. Yıldırım'a 2010
referandumunu gündeme getirdiği için de teşekkür eden Tekin, şöyle devam etti:
“15 Temmuz'daki depremin temel atma töreni' 2010 yılında yapıldı. Altını
çizerek söylüyorum ki 2010 yılında o referandum geçmemiş olsa bu ülkede asla ve
asla darbe olmayacaktı. Darbenin temel atma töreni 2010'da yapıldı. Nasıl oldu?
Türk yargı sistemini bir gruba, bir cemaate, bir kişiye teslim ettiler.
Uyarılar yapmadık mı, defalarca yaptık. Sayın Başbakana sorum şu: 2010'da
referandumdan önce Sayın Genel başkanımızın ikametgâhını polisler niye kontrol
eder? Hadi polis kontrol edip karakola getirdi. O ilçe emniyetine o da ilçe
seçim kuruluna gönderiyor. Oradan da önce ile daha sonra Yüksek Seçim
Kurulu'na. Be vicdansızlar, bu devletin beş tane kurumu koskoca Türkiye
Cumhuriyeti ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismini fark edemediler
mi? Kim bu tuzağı kurdu? İşte bugünkü iktidarın suç ortakları bu tuzağı kurdu.
Şimdi Sayın Başbakan sizden rica ediyorum 2010'da bu tuzağı kuranlar ve bu
tuzağa talimat verenlerin kim olduğunu soruşturun savcıya talimat verin ya da
ben savcılara suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Ortaklarınızla siyasi parti
liderlerine tuzak kuracaksınız, bunu da utanmadan bir siyaset malzemesi haline
getireceksiniz. Ne zaman bu duruma düştünüz, yazık günah size.”
REFERANDUM YÜZDE 65
HAYIR ÇIKACAK!
Referandum sürecinde insanların ekmeğiyle de oynanmaya
başlandığını iddia eden Tekin, insanların kendi görüşlerini açıkça beyan
etmekten korktuğunu söyledi. CHP İstanbul Milletvekili Tekin, referandumun
nasıl sonuçlanacağına yönelik görüşlerini paylaştı. Tekin, açıklamalarını şu
ifadelerle sürdürdü: “O kadar zavallı duruma düşüyorlar ki, insanların
ekmeğiyle oynanmaz. Hani 'Biz zenciyiz' demiyor muydunuz? Allah aşkına size ne
oldu, ne içtiniz de bu hale geldiniz? Milletin ekmeğiyle oynanır mı kardeşim?
Geçici işçi alıyorsunuz ve tehdit ediyorsunuz 'Köyünüzde şu çıkmasa yarın kapı
dışarı ederiz' diye. Bu ne zalimliktir, bu ne zavallılıktır? Yarın seçim olsa
şundan emin olarak söylüyorum yüzde 65 hayır çıkar, yüzde 35'inin de neye
'Evet' dediğini vallahi ben de bilmiyorum. İnanın onlar bilmiyor. Ben Bakanlar
Kurulu'nun yarısının hayırcı olduğunu biliyorum ve bu son derce doğal. Yani akıbeti
olmayan, nereye gittiği belli olmayan bir arabaya binilir mi Bakan olsam ben de
binmem.”
Büyük Birlik partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin referandum
için 'evet' diyeceklerine yönelik açıklamasını da değerlendiren Gürsel Tekin,
Destici’nin sağ gösterip sol vurduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi: “Rahmetli
Muhsin Yazıcıoğlu Türk siyaset tarihinde önemli bir şahsiyettir. Ama sonra onun
yol arkadaşlarının böyle sek sek durumuna düşmesi çok üzücü. Bugün sayın
başkanın da demeci var; 'Ben sarayla görüştükten sonra karar verdim' demesi bir
siyasi partinin otomatikman kendisini reddetmesi demektir.”
Basın toplantısına CHP İstanbul milletvekili Enis
Berberoğlu, CHP Meclis Üyesi Ali Öztunç, eski dönem milletvekilleri ile beraber
çok sayıda partili katıldı. (HABER-FOTO:
KENAN ONARAN)
YORUMLAR