Her
yaşta görülebilen ve giderek artan bu hastalığın ortaya çıkmasında en büyük
etken, yanlış beslenme alışkanlıkları olarak gösteriliyor. Reflü tedavi
edilmediğinde yaşam kalitesini düşürüp, iş hayatını olumsuz etkilemekle
kalmıyor, yemek borusuna zarar verip kansere giden yolu bile açabiliyor.
Memorial Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Musa Aydınlı,
reflü ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Yemek yiyememekten
kansere kadar pek çok sonuçla karşılaşılabilir
Mide suyu; asit, mide enzimleri ile bazen safra içerir ki
bunlar eritici ve yıkıcı etkilere sahiptir. Yenilen yemekler bu sayede
sindirilir. Bunu yaparken sindirim organlarımız mide suyundan kendilerini
korumak zorundadır ve bunun için de etkin savunma sistemlerine sahiptir. Ancak
savunma sistemlerinin yetersiz kalması durumunda reflü hastalığı ortaya çıkar.
Dengesiz ve düzensiz beslenme, şişmanlık, sigara, alkol, stres vb. faktörler
savunma sitemlerini olumsuz etkiler. Mide suyu zamanla yemek borusunun içini
döşeyen dokuyu zedeler ve asit serbest sinir uçlarına ulaşır. Bu da ağrı gibi
yakınmaların ortaya çıkmasına neden olur. Hastalık göz ardı edilir ve kontrol
altına alınmaz ise ağrı ve yanmanın ötesinde tehlikeli boyutlara ulaşabileceği
unutulmamalıdır.
Bazen hasta kalp
krizi geçirdiğini bile sanabiliyor
Yemeklerden sonra olan bazen gece uykudan uyandırabilen
göğüs ortasında yanma ve ağrı, ağıza acı su gelmesi bu hastalığın tipik
yakınmalarıdır. Ağrılar bazen o kadar çok şiddetli olabilir ki hasta kalp krizi
geçirdiğini bile sanabilir. Mide suyu ve gıdalar boğaza, hatta ağza kadar
ulaşabilir. Bu durumda boğaz ağrısı, ses kısıklığı, öksürük, ağız kokusu ve
özellikle çocuklarda ağız-diş sorunlarına sebep olabilir. Öte yandan hastalığın
nadir de olsa tipik yakınmalara yol açmadan kanama, yemek borusunda darlık veya
kanser ile karşımıza çıkabileceği de unutulmamalıdır.
İlerleyen aşamada
yemek borusu kanserine neden olabilir
Reflü çoğunlukla doğrudan hayatı tehdit edici sonuçlara
yol açmaz, yakınmalara yol açıp hayat kalitemizi bozar. Ancak hastaların bir
kısmında yemek borusunda ülserler, kanama ve darlıklara yol açıp hayati risk
dahi oluşturabilir. Seyrek olarak yemek borusu yıllar süren reflü ile
mücadelesinde kendisini korumak için bir başkalaşıma uğrar. Reflüye karşı
kendisinden daha dayanıklı olan bağırsak iç dokusunu taklit etmeye çalışır. Bu
başkalaşım bazı hastalarda, net bilinmeyen genetik özelliklerin de etkisiyle,
Barrett özofagusu oluşturabilir. Barrett özofagus gelişen hastalarda ise yemek
borusu kanseri için kanıtlanmış bir risk artışı mevcuttur. Bu kanser gelişimi
özellikle batı toplumlarında daha dikkat çekici boyutlardadır.
Reflüden korunmak
için öneriler
1) Dengeli, düzenli ve sağlıklı beslenme en önemlisidir.
Doğal ürünler tercih edilmelidir. Öğün saatleri düzenli olmalı, öğünler
atlanmamalı, akşam öğünleri biraz hafif olmalı ve geç saatlere kalmamalıdır.
2) Yemekten sonraki 3 saat içinde uzanıp yatılmamalı,
yatmadan önce midemizin yediklerimizi hazmetmesi için beklenmelidir. Geç
saatlerde, uyumadan önce atıştırma yapılmamalıdır, yatmadan önce mutlaka
midenin boş olması gereklidir.
3) İhtiyacımızdan fazla yemek yemekten, zor hazmedilecek,
yağlı, etli ağır yemeklerden, kızartma, hamur işi ve mayalı gıdalardan uzak
durulmalıdır. Gaz yapacak baklagiller, sebzeler ve meyveler kararınca
tüketilmelidir.
4) Hazır ve katkılı gıdalar, asitli gazlı içecekler,
aşırı acı, turşu, tuzlu, baharatlı, soslu gıdalardan uzak durulmalıdır.
Çikolata, kahve, sıcak içeceklerin çok sıcak içilmesi reflüyü arttırır.
5) Orta uzun vadede fazla kiloların verilmesi, şişmanlık
ile mücadele, egzersizin arttırılması, gerekirse bu konuda uzmanlardan yardım
alınması önemlidir.
6) Sigara ve alkolden kaçınılmalıdır.
7) Stres, aşırı yorgunluk, gerginlik ve uykusuzluktan
kaçınılmalıdır
Yaşam tarzı
değişiklikleri ve diyet uygulanacak ilk tedavi
Diğer hastalıklarda olduğu gibi reflüde de detaylı öykü
ve muayene esastır. Gerekli görüldüğünde reflü tanısında yapılması gereken ilk
işlem; yaygınlığı ve ulaşılabilirliği nedeniyle endoskopidir. İşlem ayaktan
günlük olarak yapılır, 10 dakika kadar sürer. Çoğunlukla hasta uyutularak
yapılır, aynı gün kişi evine gidebilir. Endoskopi sırasında gerekirse Barrett
özofagus için biyopsi alınabilir. Bazı hastalarda yemek borusunun ilaçlı filmi
ve tomografi gibi görüntüleme tetkikleri, 24 saatlik pH monitorizasyonu,
impedans ölçümü, manometri gibi ileri tetkikler gerekebilir. Hastaların
çoğunluğunda yaşam tarzı değişiklikleri ve diyet önerileri tedavinin asıl unsurunu
teşkil eder. Bunun yanı sıra ilaç tedavileri ile birlikte reflü hastalığı büyük
oranda kontrol altına alınabilir. Ancak bazı hastalarda bunlar yeterli
olmayabilir ve hastaların endoskopik veya cerrahi tedavisi yapılması gerekli
olabilir.
YORUMLAR