"Rusya, Esed rejimi için Türkiye’yi feda etmeyi göze...

"Rusya, Esed rejimi için Türkiye’yi feda etmeyi göze alıyorsa diyecek bir şey yok"

Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Kanal 7 canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

03 Mart 2020 - 02:28

"Suriye'de ne işimiz var?" şeklindeki ifadelerin hatırlatılması üzerine Ünal, Türkiye'nin bölgede verdiği mücadelenin sadece İdlib üzerinden okunmasının yanlış olacağını söyledi. 

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridorunu parçaladığı dönemde de benzer şeylerin söylendiğine işaret eden Ünal, "Bugün bunları söyleyenler herhangi bir şekilde bugüne kadar bir kere olsun kendi devletlerinin yanında durmadılar." diye konuştu.

Bu tür ifadeleri kullananların, "Biz siyasi muhalefet yapıyoruz." dediklerini aktaran Ünal, bu kişilerin devletin öncelikleri ile siyasetin önceliklerini bilinçli olarak birbirine karıştırdıklarını belirtti. Ünal, "Bunlar için devlet bir vesayet aracı tarafından yönetilmesi gereken bir aygıt. Bunlar hiçbir zaman devletin seçilmiş meşru hükümet tarafından idare edilmesine rıza göstermediler." dedi. 

Terörün kendi kaynağında karşılanması ve kurutulması gerektiğini vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:

"Eğer biz bugün Allah korusun İdlib'den herhangi bir şekilde geri adım atarsak Afrin'den, Cerablus'tan geri adım atmış oluruz, Telabyad'dan, Rasulayn'dan, sağladığımız sınır güvenliğinden geri adım atmış oluruz ve bir süre sonra dün Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi namluların tekrardan Türkiye'ye çevrilmesi ve tekrardan terörün Antep'i, Urfa'yı, Diyarbakır'ı, Cizre'yi, Şırnak'ı, Hatay'ı vurması anlamına gelir. Eğer siz bölgede güçlü, kudretli, dirayetli değilseniz, bugün muhalefetin bize söylediği 'teslim ol ve kurtul' anlayışıyla hareket ederseniz sizin bu bölgede yaşamanız ve bu bölgede tam bağımsız bir şekilde varlığınızı sürdürmenize müsaade etmezler." 

Kılıçdaroğlu'nun "Şehitler tepesi" açıklamalarına eleştiri

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Millet İttifakı'nın iktidarında şehitler tepesi boş kalacak." şeklindeki ifadelerine ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Ünal, şöyle konuştu:

"Kemal Kılıçdaroğlu bunu nasıl yapacak? Yani şunu mu söylemek istiyor, 'Biz Türkiye'nin haklarını korumayacağız, mavi vatan için mücadele etmeyeceğiz, terörle mücadele etmeyeceğiz, sınır güvenliği, toprak bütünlüğü, bölgedeki terör örgütleri bizim umurumuzda değil ya da biz terör örgütleriyle anlaşacağız ya da bölgede vekalet savaşı sürdüren ve Türkiye'nin diz çökmesini ve haklarından vazgeçmesini isteyen ülkelere biz haklarımızdan vazgeçiyoruz' mu diyecek Kemal Kılıçdaroğlu. Yani şunu açıklaması gerekiyor; ne yapacak da Türkiye'nin şehit vermesini engelleyecek." 

Bir haber sitesinde Hatay ile ilgili verilen habere dikkati çeken Ünal, "Biz bu duruma sessiz kaldığımızda Hatay'ı koruyabilecek miyiz? Biz bu duruma sessiz kaldığımızda Güneydoğu'yu koruyabilecek miyiz? Bu millet kendi vatanına aşık bir millettir." ifadesini kullandı.

Kurtuluş Savaşı döneminde milletin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde büyük bir mücadele verdiğini dile getiren Ünal, "Eğer Kemal Kılıçdaroğlu o günde hayatta olsaydı herhalde 'bu mücadeleyi niye veriyoruz' diyecekti." değerlendirmesinde bulundu.

Vatana karşı herhangi bir tehdit söz konusu olduğunda herkesin bir Mehmetçik olacağını söyleyen Ünal, bu zihniyetin bunu anlamasını bekleyemeyeceklerini söyledi.

Mahir Ünal, "Kemal Kılıçdaroğlu Esed'e tek bir kelime ediyor mu? Etmiyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'ye saldıran terör örgütlerine karşı bugüne kadar tek bir cümlesini duydunuz mu? Duymadınız. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Yunanistan, İsrail, Mısır bunların beraber yürüttüğü Doğu Akdeniz'deki oyuna dönük, bu ülkelere dönük 'siz Türkiye'nin doğu Akdeniz'deki haklarına karşı böyle bir kumpasın içerisine giremezsiniz, Türkiye haklarını koruyacaktır' dediğini duydunuz mu? Duymadınız. Peki bölgedeki bütün bu tehditlerin, risklerin oluşmasını sadece Erdoğan ve AK Parti sağladığı gibi bir dil kullanıyor ama bizim dediğim gibi bu milletin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak bu milletin haklarını sonuna kadar korumamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

Ünal, "Siz de dün Esed'le görüşüyordunuz" şeklindeki ifadeleri hatırlatarak, kendilerinin Esed'le görüştükleri dönemdeki şartlarla bugünkü şartların aynı olmadığına dikkati çekti.

Esed'in kendilerinden yapmak istediği reformlara yönelik destek istediğini Türkiye'nin de o dönemde buna olumlu cevap verdiğini anlatan Ünal, "Esed kendi insanlarını katletmeye başladığı anda biz Esed'in kanlı elini bıraktık ama Esed'in kanlı elini biz bıraktığımızda Esed'in kanlı elini kim tuttu? CHP tuttu, tıpkı FETÖ'nün, sivil toplum örgütü görünümlü bu yapının bir terör örgütü olduğu ortaya çıkınca FETÖ'ye sahip çıktığı gibi aynı şekilde Esed'e de sahip çıkmaya başladı." dedi. 

Bütün bunların sistematik ve bilinçli bir şekilde yapıldığını söyleyen Ünal, "2010'da göreve geldiği günden bugüne kadar Kemal Kılıçdaroğlu'nun sistematik ve bilinçli olarak yaptığı bir şey var. O da şudur; bu ülkenin, bu milletin, bu devletin bütün kurumlarını, teamüllerini, kavgasını, davasını itibarsızlaştırmak ve meşruiyetini sorgulamak." şeklinde konuştu. 

Bundan sonraki döneme ilişkin Türkiye'nin yol haritasının ne olacağına ilişkin soruyu da yanıtlayan Ünal, Türkiye'nin hem sahada hem masada güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini bildirdi.

Ünal, Türkiye'nin halihazırda çok boyutlu ve çok katmanlı bir müzakere süreci yürüttüğünü anlattı.  

Avrupa Birliği'ne "Suriye ve mülteci sorununun sadece Türkiye'nin sorunu değil genel bir sorun olduğunu" defalarca dile getirdiklerini belirten Ünal, "Dün 'mülteciler neden Türkiye'de' diyenler şimdi bugün 'kapıları neden açtınız' diyor. Biz kimseyi zorla göndermiyoruz." diye konuştu.

Mahir Ünal, Türkiye'nin şu anda bir var olma, tam bağımsız ülke olma mücadelesi verdiğine işaret etti.

Bugün artık Türkiye'nin bölgesinde kilit taşı durumunda olduğunun altını çizen Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğu Akdeniz'de ayağımızı sokacak deniz bırakmayacaklardı. Libya ile yapılan anlaşmayla şu anda mavi vatan 179 bin kilometrekareye çıktı. Yani bir ülkenin sadece toprağını değil deniz varlığını da konuşmanız gerekiyor. Yaklaşık 200 yıllık enerji kaynağımızı sağlayacak mavi vatanda Türkiye'nin hidrokarbon kaynakları var, hakları var. Bu geleceğimizin, çocuklarımızın enerji sorunu yaşamaması demek. Oradaki mücadeleyi de anlamak, iyi anlamak gerekiyor Bütün kavgayı İdlib'e indirgemek istiyorlar. Bu kavga İdlib'den ibaret değil. Rusya'nın burada aldığı pozisyonu Libya'daki pozisyonundan farksız okumamak gerekir. Bütün bu bölgedeki kavgayı sadece İdlib'e indirgerseniz, Türkiye'nin bölgedeki haklarını koruma mücadelesini sadece İdlib üzerinden okumaya kalkışırsanız bu birilerinin konuyu perdelemeye kalkıştığı anlamına gelir."

Ünal, Türkiye'nin doğu Akdeniz'de mavi vatandaki haklarını, Suriye'de sınır güvenliği ve toprak bütünlüğünü koruma mücadelesi verdiğini hatırlattı.

Genel Başkan Yardımcısı Ünal, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 5 Mart'ta yapacağı görüşmede sorun çözülür mü?" sorusuna, şu cevabı verdi:

"Türkiye'nin Rusya ile ilişkileri, bölgesel ortak çıkarları ve her bir ülkenin çıkarları değerlendirilecek. Rusya bugün Türkiye ile olan ilişkisini Esed rejimi için feda etmeyi göze alıyorsa buna da diyecek bir şey yok. Böyle bir tercihi, seçimi varsa ya da olacaksa Rusya'nın seçimini, tercihini konuşmak gerekiyor. İçerideki o zihniyet dönüp yine Türkiye'yi konuşuyor. Rusya böyle bir tercihte bulunacaksa bu Rusya'nın sorunudur. Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları hazırlıklarını yaptı. Liderler seviyesinde masaya oturulacak. Süreç tekrar değerlendirilecek."

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x