Bakan Koca, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi'nde düzenlenen
Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamada bulundu.
Vaka sayılarındaki artışa ilişkin Koca, "Vaka
sayıları bir süredir yükselişte, son 1,5 ayın en yüksek hasta sayısına
ulaştık." dedi. Koca, hasta sayısının 1 Temmuz'da 1192 iken bu sayının dün
1263 olarak gerçekleştiğini bu nedenle her artışın uyarıcı olduğunu dile
getirerek bu artışların yılgınlığa, yenilgi duygusuna yol açmaması gerektiğini
söyledi.
12 Haziran'da tespit edilen yeni hasta sayısının ise 1592
olduğuna dikkati çeken Koca, "Güç birliği ile bunu 1000'in altına
çektiğimizi unutmayın. Salgın bir süreçtir, bu tür değişkenlikler tüm dünyada
görülmektedir. Gereken, başarıda ısrardır. Çeşitli sebeplerle zaman zaman, vuku
bulacak artışlar, eğer bizi yıldırırsa zafer uzar, alacağımız yara büyür. Bunun
için sizleri dirayetli, inançlı olmaya davet ediyorum. Geçmiş güne değil,
yarınlara bakmaya davet ediyorum." dedi.
Koca, salgınla mücadelenin başarıyla sürdüğünü ifade
ederek, bundan kimsenin kuşkusunun olmaması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin salgınla mücadelesine başarısızlık etiketi
yapıştırmaya çalışan varsa, salgının ne anlama geldiğini ya bilmediğini ya da
bildiği kadarını da siyaseten unutmayı tercih ettiğini aktaran Koca, "Tarihte,
düz çizgi halinde seyreden salgın olmamıştır. Vakaların azalması,
yükselmeyeceğine güvence teşkil etmemiştir. Önemli olan mücadelede
istikrardır." diye konuştu.
Bakan Koca, koronavirüse karşı gelinen noktaya ilişkin,
şu bilgileri paylaştı: "Günlük tabloda bugünkü test sayısı, yeni hasta
sayısı, ağır hasta sayısı öne çıkan başlıklardan üçüdür. Yeni hasta sayılarının
tekrar 1000'in üzerine çıkmasından sonra, 3 Ağustos'ta 41 bin olan günlük test
sayımız, dün 82 bin olarak gerçekleşti. Bu sayı, birkaç gün içinde 100 binin
üzerine çıkabilecek. Kronik rahatsızlığı olmayan, yaşı genç, hastalığı hafif
belirtilerle geçiren kişiler, evlerinde diğer kişilerden izole olarak istirahat
etmekte ve kendileri için planlanan tedaviyi uygulamaktadırlar. Sağlık ekiplerimiz,
hastalığı hafif geçiren bu kişilerle, tedavi ve izolasyonun birinci, üçüncü,
yedinci ve on dördüncü gününde irtibat kurmakta, kendilerini takip
etmektedir."
"EVDE TEDAVİ EDİLEN HASTALARI HEKİMLER "TELETIP" İLE TAKİP EDECEK"
Bakan Koca, evde tedavi edilen hastalarla ilgili de yeni
bir çalışmaya geçeceklerini bildirerek, şöyle devam etti: "Evde tedavi
edilen hastalarımız için önümüzdeki günlerde yeni bir uygulamaya geçeceğiz.
Hekimlerimiz, 'Teletıp' denilen sistem sayesinde, hastalarıyla doğrudan görüşme
yapacak. Hasta takibinde, teknolojinin yardımıyla yeni bir adım atmış
olacağız.
Türkiye, hastaların Kovid-19 tedavisini erken aşamada
başlatmaktadır. Tedaviye erişim çok kolaylaşmıştır. Böylece riskli gelişmelerin
önü alınmaktadır. İlaç tedarikinde herhangi bir sıkıntımız yoktur. Antiviral
ilacın yerli üretimine dört firma tarafından başlanmıştır. Tanı testlerinde
olduğu gibi ilaç giderleri de devlet tarafından karşılanmaktadır. Tedavi
giderlerinin devlet tarafından karşılandığı nadir ülkelerden biriyiz."
Bakan Koca, salgının sonuçları açısından en önemli
göstergenin ağır hasta sayısı olduğunu vurgulayarak, dün ağır hasta sayısının
686'ya ulaştığını hatırlattı. Bu gruptaki hastaların çoğunlukla, kronik
hastalığı olan kişiler ile büyüklerden oluştuğunu aktaran Koca, "En üzücü
sonuçları bu hasta grubunda görmekteyiz. Tedavileri gerçekten büyük zorluklarla
gerçekleşiyor. Bizim farkında bile olmaksızın alıp verdiğimiz nefeslerin biri
için, onlar her şeyden vazgeçecek aşamaya geliyorlar." dedi.
Vaka tablosunda her gün yer alan vefat sayılarının
arkasında, sağlıklı bir insanın asla bilemeyeceği çırpınışlar olduğunun altını
çizen Koca, "Bu durum, çoğu hastanın Kovid-19'u hafif yaşadığı gerçeğini
bize unutturacak kadar sarsıcıdır. Temas ve bulaşma zincirlerinin, hastalık
karşısında güçsüz kişiler için bir sebepler zinciri olmasına izin vermemeliyiz.
Kontrollü sosyal hayatın üç basit kuralı olan maske, mesafe, temizlik kuralına
uyarken, bizler sadece hastalığın yayılmasını önlemiyoruz, ağır hasta sayısını,
vefat sayılarını azaltıyoruz. Çekilmesi muhtemel acı ve ıstırapları
önlüyoruz." diye konuştu.
"YOĞUN BAKIM YATAĞINDA SORUN YOK"
Bakan Koca, Türkiye'nin, salgınla mücadelede filyasyon
çalışmasının çok büyük yararlarını gördüğüne dikkati çekerek, filyasyon ekiplerinin
dünya televizyonlarına konu olduğunu, bu başarının devam ettiğini söyledi. 1
Temmuz'da, 7 bin 507 olan filyasyon ekibi sayısını 9 bin 344'e çıkardıklarını
belirten Koca, her filyasyon ekibinde bir hekim görevlendirdiklerini, temaslı
zincirinde olduğu bilinen kişilere ulaşma oranının son 45 gün içinde yüzde 98,9
olduğunu kaydetti.
Koca, "Sivas ve Urfa'da kısa bir süre yaşanan yoğun
bakım yatak doluluğu dışında, bir sorunla karşılaşılmamıştır. Kovid-19 ve diğer
tüm hastalıklar dahil olmak üzere servis yatağı doluluk oranı yüzde 51,3, yoğun
bakım yatağı doluluk oranı yüzde 64,8, ventilatör doluluk oranı yüzde 31,7.
Sağlık çalışanlarımız, sağlık sistemimiz, hastanelerimiz ihtiyaca cevap verecek
güçtedir." diye konuştu.
Günler geçtikçe tanı konulan toplam kişi ve temaslı
sayısının arttığını belirten Koca, süreçte her bölgenin kendisine has
özellikler gösterdiğini, zaman içinde salgınla bölgesel şartlar içinde mücadele
yöntemini seçtiklerini, salgınla mücadelenin yerel mücadele özelliği
kazandığını söyledi.
İl hıfzıssıhha kurullarının, her şehirde valilerin
başkanlık ettiği kurullar olduğunu ve o şehrin kendi şartlarının gerektiği
kararları aldığını anlatan Koca, bu kararların yaptırım gücü olduğunun altını
çizdi. Vaka artışlarının dikkat çektiği illerin kurullarıyla ortalama haftada
iki toplantı düzenlediğini dile getiren Koca, alınan kararlar sonucunda 10
şehirde vaka sayılarının düştüğünü, 12 şehirde stabil hale geldiğini, 7 ilde
ise mücadelenin devam ettiğini aktardı.
"HES UYGULAMASI TÜRKİYE GENELİNDE DEVREYE GİRECEK"
Sağlık Bakanı Koca, Kovid-19'la mücadelede teknolojinin
gücünden yararlandıklarını belirterek, şunları kaydetti: "Ülke genelini
ilgilendirecek, Kovid-19'la mücadelede teknolojinin gücünden yararlanmak
isteyen her yurttaşımızın heyecan duyacağı bir haber vereceğim. Bakanlığımız,
HES adlı bir mobil uygulama geliştirmişti. Bu uygulamaya 'Riskli alan'
özelliğini kazandırdık. Şu anda pilot bölge olan Kırıkkale'de denenen bu
özellik, ay sonuna kadar tüm yurtta hizmete girecek. Mobil uygulamadaki 'Riskli
alan' özelliği, gittiğiniz toplu mekanlarda, karekod okumasıyla size bilgi
verecek. Yakın tarihte orada bir Kovid hastası, bir temaslı bulunmuş mu, bunu
öğreneceksiniz. Geliştirdiğimiz HES mobil uygulamasından bugüne kadar büyük
yararlar gördük. HES kodu üreten vatandaş sayısı 25 milyonu geçti.
Hastalığı veya teması sebebiyle izolasyonda olması
gereken 95 binden fazla kişinin, izolasyon kuralını ihlal ederek uçak, tren ya
da otobüse binmeye çalıştığını bu uygulamayla tespit ettik ve engelledik.
Kolluk kuvvetleri, şehirler arası ulaşımda yaptıkları denetimlerde, yolcular
için riskli kişilerin seyahatini bu uygulama sayesinde önlemektedir. Ev
izolasyonları da yine HES adlı bu mobil uygulamayla denetlenmektedir."
Mükemmelin var olan değil aranan şey olduğunu,
eksikliklerin, yanlışların olabileceğini dile getiren Koca, "Geçen
haftalar içinde bazı şehirlerimizde hatalardan kaynaklanan şikayetler aldık. Bu
savaşı insanlar veriyor. İnsanlar yorulabilir, insan kaynaklı sorun tespit
ettiğimiz yerlerde değişikliklere gittik, altyapımızı güçlendirdik."
ifadesini kullandı.
Koca, "Sağlık ordumuz insanımız için fedakarlığını
göstermeye devam ediyor. Sağlık çalışanlarımızdan hizmet alırken onlara
güvenimiz, saygımız tam olsun. Altına girdikleri yük taşınması kolay bir yük
değildir. Hastaları için mücadele ederken birçoğu hastalığa yakalanıyor. Başka
bir meslekte bunu göremezsiniz." diye konuştu.
Salgınla mücadelenin bir görev dağılımı içinde
yürütüldüğüne, toplum olarak bir mutabakat sağlandığına işaret eden Koca,
amaçlarının insan sağlığını korumak, bu süreci en az acı ve ıstırapla atlatmak
ve normal hayata dönmek olduğunu söyledi.
"BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ, MÜCADELE DOSTLUĞUMUZU BOZMAYALIM" ÇAĞRISI
Bu amaçtan vazgeçilmemesi gerektiğinin altını çizen Koca,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zayıflama işaretleri veren birlik ve
beraberliğimizi, mücadele dostluğumuzu bozmayalım. Hayatın akla gelmeyecek kadar basit sebeplerle nasıl
altüst olabildiğini yaşayıp görüyoruz. Nefes almanın mucizevi bir tecrübeye
dönüşebileceğini keşfediyoruz. Birbirimizi korumayı ahlak ediniyoruz. Savaşın
kayıpları karşısında kazandırdıkları da var. Gelişen insanlık
hassasiyetlerimizi, ödev duygularımızı aramızda kalıcı kılalım. Bizi salgına
karşı başarılı kılacak olan bu ahlak, diğerkamlık, başkasının hayatına
saygıdır.
Bu savaşta her birimiz ailemiz ve çevremizdeki yaşam için
ne kadar gerekli ne kadar değerli olduğumuzu görüyoruz. Bizim için
endişelenenler var. Aynı endişeyi biz diğer insanlar için yaşıyoruz. Her
insanın biricik olduğunu hatırlıyoruz. Salgınla mücadele unutulmuş, ihmal
edilmiş bazı hasletleri geri getiriyor. Yara alıyoruz ama öğreniyoruz. Savaşı
yeniden öğrenip sarıldığımız hasletlerle kazanacağız. Bizler sağlık ordunuz
olarak sizler için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.
Asla bir geri adım olmayacak. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da
yapacağımız her hasbihalde devletimizin, bilim insanlarımızın, Bakanlığımızın
çalışmalarının bir konuşmaya sığmayacağını göreceksiniz."
"KORONAVİRÜSLE GRİBİN BULAŞMA YOLLARI AYNIDIR"
Bakan Koca, bu çabaların karşılığında vatandaşlardan da
salgınla mücadelenin kurallarına bağlı olmalarını beklediklerini ifade etti.
Maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine herkesin uymasının
beklendiğini vurgulayan Koca, şunları kaydetti: "Mücadeleyi kazandığımız
güne kadar ki hayat tarzımız kontrollü sosyal hayat olmalıdır. Sizleri
tedbirlerde yeniden dayanışmaya davet ediyorum. Birlikte vaka sayılarını
azaltmayı, çocuklarımıza daha sağlıklı sosyal ortam sunmayı ödev olarak öneriyorum.
Bunu yasak, kısıt, ceza olmadan, bunlara olabildiğince az başvurarak daha uygar
yollarla yapabileceğimize inanıyorum.
Okullarda yüz yüze eğitime geçilecek tarih başka
açılardan da önem arz ediyor. Sonbahara girmiş olacağız, tıp dilinde 'influenza'
dediğimiz grip vakaları artmış olacak. Çok dikkatli olmanızı rica ediyorum.
Eğer salgın tedbirlerine uyarsanız işimiz çok kolaylaşacak. Koronavirüsle
gribin bulaşma yolları aynıdır. Aynı tedbirlerle ikisini de
önleyeceksiniz."
"KURALLARDAN ASLA TAVİZ VERMEMELİYİZ"
Sağlık Bakanı Koca, bilim dünyasının Kovid-19'un zaman
içerisinde zayıflayarak grip gibi bir hastalığa dönüşeceğini dillendirmeye
başladığını belirterek, "Sayıları fazla olmasa da bazı bilimsel makaleler
virüsün değişime uğradığı, daha hızlı yayıldığı ama hastalığın şiddetinin
düşüşe geçtiği görüşünü dile getirmektedir. Bunlar temkinle karşılanması
gereken iyi haberlerdir." değerlendirmesinde bulundu.
Hastalığın şiddetinin azalmasıyla yayılımın artmasının
bir arada düşünülmesi gerektiğini aktaran Koca, yayılım arttıkça direnci düşük
olan insanlara virüsün kolay bulaşacağına, kayıpların artacağına dikkati çekti.
Koca, "Bu haberleri hastalığı yeneceğimizin
işaretleri olarak kaydetmeli fakat kurallardan asla taviz vermemeliyiz."
ifadesini kullandı.
"TARİHTE SON BULMAMIŞ BİR SALGIN, SON BULMAMIŞ SAVAŞ DA YOKTUR"
Vatandaşlara seslenen Bakan Koca, "Zaman zaman
yorulduğunuzu, çaresizlik hissine kapıldığınızı biliyorum. Bu hisse kapılan
insan dünyada kendini yapayalnız bulur. Şimdi bütün insanlık benzer duygular
içinde. Şunu lütfen unutmayın, tarihte son bulmamış bir salgın, son bulmamış
savaş da yoktur." şeklinde konuştu.
Bakan Koca, en son 100 yıl önce İspanyol gribinin
yaşandığını, bu salgında ilk vakaların 1918 yılının mart ayında ABD'nin New Mexico
eyaletinde görüldüğünü, bu tarihte 1. Dünya Savaşı'nın da devam ettiğini
anımsattı.
Savaşa katılmak üzere Avrupa'ya giden ABD askerleriyle
salgının dünyaya yayıldığını, o dönemden kalan fotoğraflarda da maske takan
insanların görüldüğünü, bu virüsün de insandan insana aynı koronavirüs gibi
bulaştığını anlatan Koca, şöyle devam etti:
"İspanyol gribi insanlığı etkiledi ama 18 ay sürdü.
İnsanlığın 100 yılda gösterdiği ilerlemeye ve bilime güvenin. Virüsler aklı,
hastalığı yayma stratejisi olan varlıklar değildir. Virüsü riskli ortamlarda
tedbirsiz davranarak birbirimize bulaştıran sonuçta bizleriz. Tedbirleri
titizlikle uygular, virüse yayılma şansı tanımazsak salgını şimdi kontrol
altına alır, yarın tehlike olmaktan çıkarabiliriz."
Bugünkü koronavirüs sayılarını açıklayan Koca, zatürre
oranının son dönemde giderek azaldığını, bunun önemli sebeplerinden birisinin
bir antiviral ajan olan Favipiravir'in Türkiye'de üretilmesi olduğunu söyledi.
Bu ilacın üretilmesi için 4 firmanın ruhsat aldığını
belirten Koca, sabit bir rakam üzerinden bu firmaların tedarikte katkı
sağlamasının planlandığını kaydetti.
Koca, bu anlamda, Türkiye'de yeterli miktarda ilacın
olduğunu dile getirerek, Bilim Kurulu'nun tavsiyesiyle, tedavi rehberinin içine
bu ilaca erken dönemde başlanmasının da girdiğini ifade etti.
Erken dönemde Hidroksiklorokin ile Favipiravir'e
başlanmasıyla pnömani oranının giderek azaldığının görüldüğünü belirten Koca,
şöyle konuştu: "Konya'da geçen ay yüzde 27,06 olan pnömani oranı, son
hafta yüzde 12,51'e, son 3 gün 10,42'ye kadar düştü. Özellikle ilaç kullanımı
bayramdan bu yana artış gösterdiği için... İzmir'de son ay pnömani oranı yüzde
13,7 idi, son hafta yüzde 7,78'e, son 3 gün yüzde 6,17'ye indi. Burada da ilaç
kullanımı giderek artmış oldu. İstanbul'da son ay 6,83, son hafta 4,28, son 3
gün 3,67'ye kadar pnömani oranı düşmüş oldu. Ankara'da ise son ay yüzde
12,1'di, son hafta yüzde 5,61'e indi, son 3 gün ise yüzde 4,57'ye kadar düşmüş
oldu. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte Türkiye'deki zatürre oranını ne kadar
aşağıya doğru indirebilir, ne kadar erken dönemde ilaçlara başlayabilirsek, o
oranda hastaneye yatışların da azalacağını düşünüyoruz. Burada önemli olanın
sağlık kuruluşlarımızın hasta yükünün bir şekilde sürdürülebilir olmasını
sağlamak olduğunu düşünüyoruz."
Koca, ağır hasta sayısının arttığına dikkati çekerek,
ağır hasta sayısının azalıyor olmasının önemli olduğunu, erken dönem tedavi
yaklaşımıyla bunun azalmasını beklediklerini aktardı.
"MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE NETLEŞTİRECEĞİZ"
Bakan Koca, açıklamasının ardından basın mensuplarının
sorularını yanıtladı. "Okulların ne zaman açılacağının" sorulduğu
Koca, "Milli Eğitim Bakanlığımız ile Bilim Komisyonumuzun özellikle
eğitimle ilgilenen halk sağlığı ekibi sürekli iletişim halindeler, çalışıyorlar.
Biz, 21 Eylül'de okulların temelde açılmasından yana bir yaklaşım
içerisindeyiz." yanıtını verdi.
Eğitim konusunu gelecek haftalarda Milli Eğitim Bakanlığı
ile netleştireceklerini dile getiren Koca, "Genel anlamda 21'inde eğitimin
temelde başlaması esas ama eğer salgındaki seyir farklı seyrederse,
kademelendirme yöntemiyle de Milli Eğitim Bakanlığımızla bu konuyu konuşarak
Bilim Kurulumuzun önerisi doğrultusunda bir noktaya gelinmiş olur." dedi.
Koca, gerektiğinde eğitimde uzaktan, online, hibrit
yöntemlerin de uygulanabileceğini kaydetti.
"KİTİN ARKASINDA KÜRESEL OYUNLAR VAR"
"CHP Ankara Milletvekili Murat Emir'in, 'yerli tanı
kitlerinin Sağlık Bakanlığına 4 ay arayla 6 kat fiyat farkıyla satıldığı'
iddiası var. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Bakan
Koca, şunları ifade etti: "Pandemi döneminde ne olursunuz 83 milyon bir
olalım. Siyaseti, pandemiye bulaştırmayalım. Sağlık Bakanlığı yurt dışından
alınan 8,75 dolarlık kit dışında, Devlet Malzeme Ofisi'nin yaptığı ihalede
ortaya çıkan rakam olan 9,8 liranın üstünde bir fiyat uygulaması yapmamıştır.
İnsanları yanıltmayalım. Bu fiyattan başka 12 tane üretici de vermedi. Ben,
kitin arkasında nasıl küresel oyunların oynandığını çok iyi biliyorum. Emin
olun kitap yazılır. Lütfen vatandaşımızı yanıltmayalım. Kimler nerede, nasıl
konuştuğunu, arkasından neleri hesap ettiğini de ben çok iyi biliyorum."
"SMA hastası çocukların tedavisinde kullanılan
ilaçların temini için çağrılar var. Bu konuda ne demek istersiniz?"
sorusunu Bakan Koca, "SMA Tip-1, Tip-2, Tip-3 ilaçlarına erişimde hiçbir
sorun yaşanmayacak. Bunu çok rahat söyleyebilirim." diye yanıtladı.
Türkiye'nin, dünyada SMA Tip-1, Tip-2, Tip-3 hastalığında
vatandaşından hiçbir ücret almayan nadir ülkelerden olduğunu vurgulayan Koca,
bunun dışında son dönemde benzer bir ilacın daha ruhsat aldığını, bununla
ilgili de hem Maliye hem SGK hem de Sağlık Bakanlığının devrede olduğunu
söyledi.
"TOPLAM 13 AŞI ÇALIŞMASI VAR"
Koca, "Rusya, Hindistan ve Çin koronavirüs aşı
çalışmalarının tamamlandığını açıkladı. Türkiye, aşı çalışmalarında ne durumda?
Bu ülkelerden aşı alınması planlanıyor mu?" sorusu üzerine, Türkiye'de
toplam 13 aşı çalışmasının olduğunu, 3'ünde hayvan çalışmasının bittiğini,
preklinik çalışmaların ise devam ettiğini aktardı.
Aşı çalışması yapanlara her türlü kolaylığı
gösterdiklerini vurgulayan Koca, dünyada Rusya, Çin, Almanya ve İngiltere'nin
çalışmalarının olduğunu kaydetti.
Rusya aşı grubu ile Türk bilim insanlarının iletişim
içinde olduğunu belirten Koca, "Biz, Faz-3 çalışmasının Türkiye'de
yapılması şeklinde konuştuk ve iletişim halindeyiz. En son bununla ilgili bir
sözleşme taslağı da hazırlandı. Faz-3 çalışmasına geçmeden önce de preklinik
çalışmaları görerek başlatmayı uygun görüyoruz." dedi.
Koca, Çin ve Almanya'nın Faz-3 çalışmasını Türkiye'de
yapmak için müracaatta bulunduğu aktararak, bununla ilgili de görüşme halinde
olduklarını, bu anlamda da kolaylık göstereceklerini söyledi.
Koca, uzmanların grip ve zatürre aşısı yaptırılması
yönündeki tavsiyelerine ilişkin soru üzerine, herkesin aşı olması gibi bir
durumun dünyada söz konusu olmadığını ve bunun önerilmediğini söyledi.
Dünyada böyle bir üretimin de söz konusu olmadığına
işaret eden Koca, "Bilim Kurulunda bu konu gündeme geldi. Özellikle
kimlere aşı yapılma zorunluluğunun olduğunu genel olarak biliyoruz ama Kovid
döneminde kimler daha riskli olabilir, bununla ilgili çalışma yapılıyor olacak.
Zannediyorum bu bir iki hafta içerisinde netleşmiş olur." diye konuştu.
Grip aşısının kimlere uygulanacağının genel kriterlerinin
bilindiğinin altını çizen Koca, "Bu yıl Kovid'in yaygın görüleceğini
bildiğimiz için Kovid nedeniyle daha çok risk taşıyan hangi hasta grubu
olabilir, bununla ilgili Bilim Kurulumuz bir çalışma yapıyor. "
ifadelerini kullandı.
Zorunlu hastalık durumlarında Bakanlığın grip aşısını
ücretsiz yaptığını anımsatan Koca, her yıl grip aşısı alındığını, bu yıl da
aşının temin edileceğini belirtti.
Koca, bu yıl aşının daha fazla tüketileceği bilindiği
için yetecek kadar aşıyı temin noktasında da yoğun bir gayret içerisinde
olduklarını söyledi.
Teletıp sistemine ilişkin soru üzerine Koca, sistemi
Kovidli hastalardan başlamak üzere yaygınlaştırmak istediklerini aktararak
"Bu konuda SGK ve Çalışma Bakanlığı ile yakın görüşme halindeyiz. Bir
noktaya getirdikten sonra hangi hastalara özellikle açılması gerektiğiyle
ilgili onun duyurusunu yapmış olacağız. Öncelikle Kovid'li hastalardan
devamında kronik hastalarla ilgili olacak." dedi.
Bazı illerde 65 yaş üstü ve kronik hastalara kısıtlama
getirildiğinin anımsatılması ve bunun diğer illere yaygınlaşıp
yaygınlaşmayacağının sorulması üzerine Koca, 65 yaş üzeri vatandaşları virüse
karşı korumak için kısıtlama getirildiğini vurguladı. Bakan Koca, şunları
kaydetti:
"65 yaşla ilgili genel anlamda kısıtlama yok, özel
anlamda il bazında, riskli bulunan bölgelerde, illerde il hıfzıssıhha kurulları
tarafından bu kararlar alınabilir. Sadece bir ili söyleyeyim. Dün konuştuğumuz
bir ilin, verilerini ille paylaştığımız bir ilden bahsediyorum, hastanede yatan
hastaların yüzde 42'si 65 yaşın üzerindeydi. Yani ilin 65 üzeri oranı yüzde 6,
hasta olanlar yüzde 40'ın üzerinde. Şimdi bu il için risk değil mi? Bu il için
bir önlem almanız gerekmez mi? Bunu büyüklerimizi korumak için aldığımızı
bilelim. 65 yaşla ilgili genel anlamda
kısıtlamanın olmadığını, bunun illere bırakıldığını, illerde alınması gereken
bir kısıtlama olacaksa ve bu nasıl olacaksa il hıfzıssıhha kurullarının bunu
aldığını ve 20'ye yakın ilimizde de alındığını biliyorsunuz."
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA EK ÖDEME
Sağlık çalışanlarına ek ödeme yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Koca, şu açıklamalarda bulundu:
"Özellikle Kovidli hastalarla ilgili poliklinik,
servis, yoğun bakım ve benzeri yoğun ilgilenen branş veya branş dışı hekimler
ve sağlık çalışanları olmak üzere bir ek ödemenin 1 Ağustos'tan itibaren 3
aylık bir zaman diliminde ödeneceğini buradan söylemek istiyorum. Ayrıca
Kovidli hasta grubuyla daha çok uğraşmayan hekimlerimiz veya sağlık
çalışanlarımızla ilgili de ocak ayı esas alınarak ayrıca düzenleme yapılarak,
ek ödeme planlanıyor."
Aile hekimlerinin de bu dönemde özverili çalıştığına
dikkati çeken Koca, Kovidli hastaların semptom takibi için sürekli devrede
olduklarını aktardı.
Sağlık Bakanı Koca, "Aile hekimlerimize de 1 Ağustos
itibarıyla Kovidli hasta takibi esas alınarak bir ek ödeme olacağını söylemek
istiyorum." diye konuştu.
Sağlık çalışanlarının eforunun, gayretinin, özverisinin
parayla ölçülemeyecek kadar önemli olduğunu vurgulayan Koca, imkanlar ölçüsünde
gayret ve çaba içinde çözüm getirildiğini ifade etti.
Koca, bu noktadaki gayretlerinden dolayı Hazine Ve Maliye
Bakanı Berat Albayrak'a teşekkür etti.
Vaka sayılarının artışına ilişkin iddiaların
anımsatılarak koronavirüs vaka tablosuna "entübe hasta" yerine
"ağır hasta" ibaresinin eklenmesine ilişkin soruyu yanıtlarken Koca,
yurt dışı ile Türkiye arasında hasta gruplaması arasında farklılık bulunduğunu
anlattı. Koca "Bu, yurt dışı ile literatür eşitliği, yakınlığını sağlamak
içindi." diye konuştu.
Yurt dışında Türkiye'deki gibi hastaların takip
edilmediğini aktaran Koca, hastaların solunum sıkıntısı yaşamadıkça hastaneye
gitmediğine ve hastalara test yapılmadığına işaret etti.
Türkiye'deki gibi filyasyon yapılan başka bir ülke
olmadığını kaydeden Koca, semptomu olan kişilere de test yapıldığının altını
çizdi.
Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenler için düzenleyeceği
seminer için ne gibi tedbirlerin alındığı sorusu üzerine, Koca, "Özellikle
alınması gereken tedbirlerle ilgili zaten hazırlanmış bir rehber var. Bu
anlamda o kurallara uyum göstererek bu eğitimin tamamlanmasının sorun
olmayacağını düşünüyoruz." dedi.
Koca, hafif belirtileri olan hastaların tedavisine evde
devam edilmesi sonrasında bu durumun hastanelerin yetersiz olduğu şeklinde
yorumlandığı iddiasına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bizim özellikle filyasyonda yaptığımız, pozitif
olan hastanın temas ettiği kişileri bulabilir olmak. Temas edilen kişilerde
eğer semptom gelişmiş ise yani ateşi, öksürüğü, ishal ve benzeri bir semptom
gelişmiş ise o durumda 'örnek alınmalı' diyoruz. Testi yapılıyor eğer pozitifse
zaten erken dönemde ilacı başlama hedefimiz olduğu için de erken dönemde ilaca
başlasın istiyoruz."
Bakan Koca, temaslı kişileri pozitif olma ihtimali yüksek
olan hastane şartlarına getirmenin doğru olmadığına dikkati çekerek, "Evde
doktor eşliğinde bu tedaviyi pozitif ise başlamak en doğru olanı değil mi? Bu
hizmeti yapan hangi ülkede hekim arkadaşlarımız var? Bu sunulan önemli bir
hizmet. Bize özgü bir hizmet." diye konuştu.
Hastaların tedavi sürecini aktaran Koca, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Hastaların eğer pozitif ise evde izalasyonu, izalasyonu olan
kişilerin filyasyonu, temas takibi erken dönemde yapılmalı diyoruz. Onun için
riskli olan illerimizde her geçen gün filyasyon ekiplerinin sayısını
arttırıyoruz. Sadece Ankara'da şu an filyasyon yapan ekip sayısı 800'e çıktı.
Kişi demiyorum, 800 araçlı 800 ekipten bahsediyorum. Bu temaslı kişileri bir an
önce tespit edilip bir başkasına bulaştırmasını önlemek, kendisinde de pozitif
ise erken dönemde ilacını başlayabilir olup zatürre gelişimini önlemek istiyoruz."
Takipli hastaların ayrıca 1'inci, 3'üncü, 7'inci ve
14'üncü günde çağrı sistemi ile semptom takibinin de yapıldığını belirten Koca,
bu sistemi özellikle riskli illerde iki haftadır daha yoğun takip etmek üzere
oluşturduklarını kaydetti.
Bakan Koca sözlerine şöyle devam etti: "Semptom
değişikliği varsa o durumda hekim arkadaşımızın evde ziyareti veya telemedicine
devreye girmesiyle muayenesi eğer hastaneye gelişi söz konusu ise bu durumda da
112 ile hastayı hastaneye getirme şeklinde bir yaklaşım geliştirdik. Bu
yaklaşımı emin olun dünyada birçok ülkede bulamazsınız. Hastayı izole etmek
üzere de birçok kimseyi bulamazsınız dünyada."
Bakan Koca, vatandaşların da izolasyona fazlasıyla önem
vermesi ve erken dönemde ilacını alma noktasında çaba içerisinde olması
gerektiğini vurguladı.
Bakanlığın da erken dönemde temaslıları tespit edip eğer
pozitif ise yine ilacı vererek izolasyonlarını güçlü kılması gerektiğine işaret
eden Koca, "Birlikte bu mücadeleyi yaparsak başarılı olabiliriz."
dedi.
"VİRÜS MUTASYONA UĞRADI"
Koca, virüste mutasyonun olup olmadığı sorusu üzerine
"Bizde yapılan çalışma dahil olmak üzere bugüne kadar yapılan çalışmalarda
mutasyona uğradığını hem de çok kez mutasyona uğradığını biliyoruz. Ama bu
mutasyonun virülansını etkileyecek tarzda bir mutasyon olmadığını şu an
biliyoruz." ifadesini kullandı.
Yer yer farklı yaklaşımların varlığını dile getiren Koca,
şu değerlendirmeyi yaptı: "Virüs virülansını daha kaybetmedi, etkisi devam
ediyor. Yaz olması sebebiyle herhangi bir virülans değişikliği olmadı. Bunu biz
mart, nisan ayında da hatırlarsanız söylemiştik. 'Yazın bu virüsün etkisini
kaybedeceğini düşünüyorsanız, düşünmeyin. Yazın sadece şu etkisi olabilir'
demiştim. Kışın kapalı ortamlarda daha fazla bir arada bulunduğu için viral
enfeksiyonlar kolay bulaşır. Yazın da açık havadan dolayı bu bulaşıcılık az
olabilir ama virüs yazın da kışın da temas içinde olduğunuzda bulaşığını devam
ettirir."
Koca, Diyarbakır'da testi pozitif çıkan ancak hastanede
yer olmadığı gerekçesiyle eve gönderilen bir vatandaşın hayatını kaybettiği
yönündeki haberin hatırlatılması üzerine hayatını kaybeden vatandaşa Allah'tan
rahmet, yakınlarına da sabır diledi.
Yoğun bakımda Şanlıurfa ve Sivas'ta da bir takım
sıkıntıların yaşandığını belirten Koca, şunları kaydetti: "Diyarbakır'da
kısmen oldu. Bu dönemde Sivas'a gelen 2 milyona yakın insan oldu. Yani biz
sağlık kuruluşunu yani hastaneyi inşa ederken yatak sayısını planlarken nüfusa
göre planlama yapıyoruz. 10000/27 şeklinde Türkiye ortalaması. Sivas bunun
altında değil ama 2 milyon kişinin bir zaman diliminde oraya gelmiş olması
hastanelerdeki doluluk oranını yükselten bir unsur olarak karşımıza
çıkabiliyor. Urfa'da vaka sayısının arttığını biliyoruz. Bu nedenle de yoğun
bakım sayılarımızı her geçen gün artırıyoruz."
Bakan Koca, şu an yoğun bakım sorunu olmadığının altını
çizerek, "Yer yer yaşanmadı değil yaşandı. Ama şu an bir sorunumuzun
olmadığını önümüzdeki en fazla 2 hafta içinde peyderpey devreye girmek üzere
121 yatağında Urfa'da devreye gireceğini söylemek istiyorum." diye
konuştu.
YORUMLAR