Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüsle
(Kovid-19) mücadelede her yeni gün daha iyi ve daha ilerde olunduğunu, salgının
kontrol altında bulunduğunu belirterek, "Pandemiye rağmen şu anda bile
gerek servis gerek yoğun bakım odalarımız pandemiden önceki kadar bile dolu
değil." dedi.
Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde video konferansla
gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın
toplantısında açıklamalarda bulundu.
"Ne gerçekten azı ne gerçekten fazlası. Bize bu
mücadelede gerekli olan gerçeğin kendisidir. Bugüne kadar her basın
toplantısına karşınıza bu ilkeyle çıktım." diyerek sözlerine başlayan
Koca, gazetecilerin, salgına karşı Bakanlığın adına verdiği bilgilere itimat
ettiğini söyledi.
Koca, "Mücadele gücünüzü bu bilgilerden aldınız. Ne
sizin ne de 83 milyon adına mücadeleyi sürdüren sağlık çalışanlarımız için
gerçeğe dayanmaktan başka yol düşünülemez. Çünkü bir salgınla mücadelede
bilgiyi örtmek salgının kendisi gibi tehlikeli bir eylemdir. Güven yoksa
böylesine büyük bir salgının üstesinden gelinemez." dedi.
Bakan Koca, bu mücadelenin şeffaflıkla yürütüldüğüne
inananlara teşekkür ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Bilmenizi
istiyorum ki ilaç bakımından tıpki bugünkü gibi imkanlarımız yine olsa sağlık
sistemimiz tıpkı şu an olduğu gibi olsa, fakat güven eksik olsa biz bu noktaya
gelemezdik. Mücadelenin görünmeyen kahramanları bu mücadeleye güven
duyanlardır.
Bu mücadeleyi yürüten sağlık ordusuna güveniyorsunuz, bu
mücadelenin sonucuna güveniyorsunuz, paylaştığımız bilgilerin sağlam olduğunu
biliyorsunuz. Eğer bunlara güvenmeseydiniz ısrar ettiğimiz tedbirlere itimat
etmezdiniz. Bu güveni zedeleyecek sözlerin, iddiaların sahipleri ise bilerek
bilmeyerek bu tedbirleri tehlikeye atıyor. Sizlerden bu noktaya dikkat etmenizi
bekliyorum. Bugün sizinle sağlık çalışanlarımıza, Bilim Kurulumuza, mücadele
stratejimize güveninizi her gün tekrar doğrulayan konulardan bazıları hakkında
konuşacağım. Hastalığın bazı aşamaları ve ilgili tedavileri konusunda önemli
bilgiler vereceğim. Bu bilgiler tedavideki başarılarımızın nesnel dayanaklarını
da ortaya koyacak. Ölüm oranlarıyla ilgili bazı karşılaştırmalar da
yapacağım."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, mücadele sürecine ilişkin
bilgi vererek, "Koronavirüsle mücadelede her yeni gün daha iyiyiz, daha
ilerideyiz. Elimizdeki veriler, bize salgının kontrolümüz altında olduğunu
gösteriyor. Ancak bu kontrol siz tedbirleri esnetirseniz bir anda boş bir umuda
dönebilir. Açık şekilde paylaştığımız bilgiler size bu iş bitti dedirtmesin, ne
yaparsak ne sonuç alıyoruz kesin olan sadece budur. Tedbirleri uygularsak ölüm
oranları düşüyor, kesin olan budur. Tedbirleri uygularsak yeni hasta sayımız
azalıyor, kesin olan budur. Hiçbir iyimser cümle hiçbir umut sizi rehavete
sürüklememelidir, mücadele azmi vermelidir." diye konuştu.
"BUGÜN DÜNE
GÖRE ÖNEMLİ ORANDA HASTA SAYISI DÜŞTÜ"
Son 24 saatte koronavirüs verilerini paylaşan Koca, bugün
37 bin 535 testin sonucunu aldıklarını bildirdi. Koca, şu bilgileri verdi: "Bu
sonuçlara göre 3 bin 83 yeni hasta tespit edildi. Yani bugün düne göre önemli
oranda hasta sayısının düştüğünü görüyoruz. Toplam vaka sayımız 98 bin 674'e
ulaştı. Son 24 saat içinde 117 hastamızı kaybettik. Düne göre yine bir
düşüşümüz var. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum. Gelmesini en çok umut
ettiğimiz günler hiç vefat haberi vermeyeceğimiz günlerdir.
Yoğun bakımdaki hasta sayımız bugün 1814. Bunların
985'inin solunumu yapay yolla sağlanıyor. Hem yoğun bakım hastalarımızda hem de
entübe hastalarımızda belirgin azalma görülmüştür. Hastalığı yenen 1559
vatandaşımızla birlikte iyileşen hasta sayımız bugün 16 bin 477'ye
ulaştı."
"YOĞUN BAKIM
YATAK DOLULUK ORANIMIZI YÜZDE 60'LARA İNDİRDİK"
Konuşması sırasında servis yatağı, yoğun bakım yatağı ve
ventilatör doluluk oranlarını gösteren bir grafik paylaşan Bakan Koca,
"Salgın başlar başlamaz tedavileri daha sonrada yapılması mümkün
hastalarımızın, acil olmayan hastalar için söylüyorum, tedavilerini o dönem
ertelemiştik. Bu sayede hastanelerimizde ciddi bir rahatlama sağlayarak salgına
yani pandemiye hazırlık yapmıştık." dedi.
Koca, bu dönemde yatak doluluk oranlarının yüzde
70'lerden yüzde 30'lara çekildiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Yüzde 80'lere yakın seyreden yoğun bakım yatak doluluk oranlarımızı da şu
an yüzde 60'lara indirmiş durumdayız. Pandemiye rağmen şu anda bile gerek
servis gerek yoğun bakım odalarımız pandemiden önceki kadar bile dolu değil. Bu
sayısal bilgiler hastanelerimizin salgınla mücadeleye nasıl hazırlandığını
ortaya koymaktadır.
Avrupa ülkelerinin, Amerika'nın karşılaştığı dramatik
sahneleri yaşamamışsak sebebi açıktır. Türkiye'deki hiçbir sonuç arka planı
bilen için sürpriz değil. Dünyanın pek çok ülkesinde ise hastaların maalesef
stadyumlarda, AVM'lerde, fuar alanlarında tedavi edilmeye çalışıldığını gördük.
Üstelik dünyada özellikle OECD ortalaması Türkiye'deki yatak sayısının 2 katına
yakın. Bu dönemde yatak sayımız OECD ortalamasının neredeyse yarısına yakını
olmasına rağmen yüzde 30 dolulukla bu hizmeti sürdürüyoruz. Bu hastenelerdeki
yükü ne kadar hafiflettiğimizi ve tedavide ne kadar başarılı bir sonuç elde
ettiğimizi göstermesi için son derece önemli."
Avrupa'daki yoğun bakım yatak doluluğu ile Türkiye'deki
yoğun bakım yatak doluluk oranını karşılaştırmanın ilginç bir sonuç ortaya
koyduğunu dile getiren Koca, "Genel yatak doluluk oranı için söylüyorum,
ülkemiz çok iyi durumda. Yani Türkiye'de her üç servis yatağından sadece bir
tanesi doludur, iki tanesi boştur. Avrupa'da bütün yatakların dolu halde
olduğu, stadyumlarda, AVM'lerde, fuar alanlarında hasta bakıldığı
düşünüldüğünde aradaki fark çok net görülmüş olacaktır. Hatta huzurevlerinde ve
palyatif bakımda olan hastaların hastaneye alınmadığını da biliyoruz. Biz ise
huzurevlerinde olan hastalarımızı pozitif olan dışında temaslı olan
huzurevindeki vatandaşımızı da hastane ortamına alarak tedavi ediyoruz."
değerlendirmesinde bulundu.
'TÜRKİYE'DE
VAKALARIN ZATÜRRE OLMA ORANI HER GEÇEN GÜN AZALDI'
Türkiye ve dünyadaki Kovid-19 vakalarıyla ilgili
grafikleri paylaşan Koca, Türkiye'deki vakaların pnömoniye (zatürre) dönüşüm
oranlarına ilişkin bilgi vererek, şunları söyledi:
"Türkiye'de vakaların pnömoni yani zatürre olma
oranı her geçen gün azaldı. Yüzde 60'tan yüzde 12'ye kadar vakaların zatürreye
dönüşüm oranı düştü. Hastalarımızdaki tablo artık çok daha az oranda pnömoniye
dönüşmektedir. Bu da hastalığı erken teşhis edip hızlı ve erken başarılı bir
tedavi uyguladığımızı gösteren önemli bir tablo."
Kritik durumun pnömoninin gelişmesi olduğuna dikkati
çeken Koca, bu oran ne kadar düşürülürse ölüm oranının da yoğun bakımda entübe
edilen hasta oranının da o derece azaldığını anlattı.
"TÜRKİYE
YÜZDE 2,3 İLE EN DÜŞÜK ÖLÜM ORANINA SAHİP ÜLKELERDEN"
Bakan Koca, zatürreyle doğrudan ilişkili, ülkelere göre
ölüm oranlarına ilişkin grafikleri de göstererek, şunları kaydetti:
"ABD'de ölüm oranları yüzde 5,3, İspanya'da yüzde 10,5, İtalya'da yüzde
13,2, Almanya'da yüzde 3,5, Birleşik Krallık yüzde 13,5, Fransa yüzde 17,3, Çin
yüzde 5,5, Belçika yüzde 14,7, Türkiye yüzde 2,3. Burada gördüğünüz oranlar ne
kadar yüksekse hastalar o kadar geç farkedilmiş demektir. Bu tabloda
Türkiye'nin yüzde 2,3 ile en düşük ölüm oranına sahip ülkelerden biri olduğunu
görüyorsunuz. Bu, bizim hastalığı belirtiler ilerlemeden kontrol altına
aldığımızı ve etkili bir tedavi uyguladığımızı kanıtlamaktadır."
Koca, dünyada ortalama ölümlerin seyrine bakıldığında
Türkiye'nin Çin'e benzer bir seyir izlediğini söyledi. "Dünyada giderek
artan ama Türkiye'de stabilleşen bir tabloyu çok net görüyoruz." diyen
Koca, tablo üzerinden Türkiye'de Kovid-19'un görüldüğü ilk bir, iki hafta
içerisinde yükselen bir seyir olduğunu ama algoritmayı değiştirerek tedaviyi
erken dönemde devreye aldıktan sonra ölüm oranlarının giderek azaldığını ve
stabilleştiğini anlattı.
Farklı ülkelerdeki örnekleri de aktaran Koca, şöyle
konuştu: "İngiltere'nin dünya ortalamasının ne kadar üstüne çıktığı daha
net görülmüş oluyor. Kontrolsüz olarak dünya ortalamasını da yükseltmeye devam
etmekte. Almanya, başta düşük seyrederken giderek son haftalarda dünya
ortalamasına nasıl paralel seyrettiğini görüyorsunuz. İtalya ise dünya
ortalamasını yükselten dramatik artışa sahip. Sağlık altyapısı çöktüğü ve yaşlı
nüfusu yüksek olduğu için burada vefat oranlarının çok yükseldiğini ve dünya
ortalamasını yükselttiğini görüyoruz. İspanya da İtalya ile benzer şekilde
dünya ortalamasının çok üstüne çıkan ve ortalamayı yükselten bir ölüm grafiği
var. ABD ise diğer bütün ülkelerden farklı seyretti. Dünya ortalamasının aniden
üstüne çıkıp ortalamayı yükseltti. Sonra ortalamanın altına düştü ve bunun
sonrasında yeniden bir yükseliş içinde olduğunu görüyoruz."
"ENTÜBE
EDİLENLER YÜZDE 58'DEN YÜZDE 10'A KADAR DÜŞTÜ"
Dünyadaki ölüm oranları ve Türkiye'deki bu ölüm
oranlarının nasıl bir seyir içinde olduğunun tablolarda görüldüğünü dile
getiren Koca, yoğun bakımlardaki vefat oranlarına da değindi. Koca, erken
teşhis ve tedavideki başarı ile yoğun bakıma girenlerin ve solunum cihazına
bağlananların vefat oranlarının düştüğünü vurguladı.
Bakan Koca, yoğun bakım hasta sayısında son günlerde
yaşanan düşüşe özellikle dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer
bu derece hazırlıklı olmasaydık, tedbirleri zamanında almış olmasaydık riskli
grupların bir çoğunda çok yüksek vefat oranları olurdu. Bugünkü tablomuz ABD ve
Avrupa'dakinden pek farklı olmazdı. Şu anda belki on binleri bulan vefat
sayısından bahsediyor olurduk.
Bu dönemde yoğun bakımda vefat edenlerin oranının yüzde
74'lerden, entübe edilenlerin oranının yüzde 58'lerden yüzde 14'e hatta yüzde
10'a kadar düştüğünü görüyoruz. Bu da tedavide ne kadar başarılı bir sonuç elde
ettiğimizin çok çarpıcı bir örneği. Dünyada halen entübe edilen vakaların yüzde
50 oranında kaybedildiğini de özellikle söylemek istiyorum."
"HAYATINI
KAYBEDENLERİN YÜZDE 8'İ 60 YAŞINDAN KÜÇÜK"
Bakan Koca, kimsenin, "Bu salgında bana bir şey
olmaz" deme gücüne sahip olmadığını vurgulayarak, "Hayatını
kaybedenlerin yüzde 8'i 60 yaşından küçük ve başka herhangi bir hastalığı
olmayan kişilerdir. Koronavirüs bu sağlıklı bünyeleri de yenmiştir. Dolayısıyla
bu anlamda tedbiri her yaş grubunda elden bırakmamak gerekiyor."diye
konuştu.
Koca, şunları kaydetti: "Sayın Cumhurbaşkanımızın da
belirttiği gibi kademeli bir şekilde normalleşmemiz, en başta kurallara uyma ve
tedbirlere uygun hareket etme sayesinde olacaktır. Yaptığımız matematiksel
modellemeler ve yıllarla karşılaştırmalı olarak yaptığımız hareketlilik
haritalarımıza dayanarak hazırladığımız simülasyona göre strateji belirliyoruz.
Türkiye'de hastalığın seyri öngördüğümüz şekilde devam ediyor. Tedbirlerimizi
de bu yönde sürdürüyoruz.
Kurallara uymamız ve bilinçli hareket etmemiz ölçüsünde
normalleşme takvimi gecikmeyecektir. Bayram ve sonrasında kademeli olarak
normalleşme sürecine geçebilmemiz, ilan edilen tedbirleri sıkı uygulamamıza
bağlıdır. Umut, şu anki koşullarda hepimiz için en doğru kelimedir. Fakat
hiçbir umut tehdide dönmemelidir."
"SOKAĞA ÇIKMA
YASAĞINI HARFİYEN UYGULAMALIYIZ"
Bakan Koca, virüsün ve hastalığın her gün daha iyi
tanınmasının, mücadelede bilinç kazanılmasının önemine vurgu yaparak,
hastalığın nasıl seyrettiği, en ağır tabloları konusunda bilgi sahibi olunması
gerektiğini aktardı.
Öğrenilen her bilginin tedbir için de bir gerekçe
olacağına işaret eden Koca, "İzolasyondan, sosyal mesafe kuralından taviz
vermemeliyiz. Sokağa çıkma yasağını harfiyen uygulamalıyız. Bu yasak değil,
fırsattır. Salgının bu noktadan sonra nasıl seyredeceğine uyguladığımız
tedbirlerle bizler karar vereceğiz. Salgının nasıl seyredeceği tedbirlerimize
sıkı sıkıya bağlı olmamızla mümkün olacaktır." ifadelerini kullandı.
"RAMAZANI
TEDBİRLERİ GEVŞETMENİN BAHANESİ OLARAK GÖRMEMELİYİZ"
Sağlık Bakanı Koca, cuma günü başlayacak ramazan ayına
ilişkin de vatandaşlara şu çağrıda bulundu:
"Ramazan, kendine has canlılığı ve sosyal
yaşantıları beraberinde getirir. Ama öyle sanıyorum ki getirdiği en özel ve
asıl şey; insana onu günlük alışkanlıklarının dışına çıkaracak bir gücü
vermesidir. Bir karara uyma veya onu bozma sınavı olmasıdır. Bu, bizlerin şu
günlerde tam olarak ihtiyaç duyduğu şeydir. Oruç tutanlar açısından ramazan
günlerinin önerdiğimiz tedbirlerin çok daha sıkı şekilde uyma konusunda eğitici
olacağına umuyorum. Ramazanı tedbirleri gevşetmenin bahanesi olarak
görmemeliyiz. Kalabalık iftarları, sosyal ortamları, ramazan sohbetlerini
lütfen gelecek yıla erteleyelim. Bu rahmet ayı hastalıklarla
sonuçlanmasın."
"TÜRKİYE
İNGİLTERE'YE İKİNCİ KEZ YARDIM ETME NOKTASINDA ADIM ATMIŞ OLDU"
Bir basın mensubunun, "Çin'de yapılan yeni bir
araştırmada koronavirüsün geçen yıldan bu yana onlarca kez mutasyona uğradığı
ve şiddetleri değişken en az 30 farklı türe yayıldığı ortaya konuldu. Avrupa'da
da en ölümcül türün olduğu belirtildi. Buna istinaden şu anda dünyayı saran
koronavirüs ülkelere göre mutasyona uğrayarak değişiklik mi gösteriyor eğer
böyleyse Türkiye'de virüsün görüldüğü tür nedir?" sorusu üzerine Bakan
Koca, farklı mutasyonların değişik bölgelerde olduğunu ve bu mutasyonun
hastalığın virülansını ve bulaşıcılığını şu an çok etkilemediğini bildiklerini
söyledi.
Bakan Koca, ilerleyen günlerde mutasyonla ilgili daha detaylı
çalışmalar geldiğinde gerekli açıklamayı yapacaklarını belirtti.
Bir basın mensubunun, Almanya'nın Kovid-19 aşısı için ilk
klinik çalışma yapma onayını verdiğini ve İngiltere Sağlık Bakanı'nın da Oxford
Üniversitesince geliştirilen aşının yarından itibaren insanlar üzerinde
deneneceğini açıkladığını hatırlatarak, bu çalışmaları nasıl değerlendirdiğini
ve Türkiye'deki aşı geliştirme çalışmalarının nasıl ilerlediğini sorması
üzerine Bakan Koca, Türkiye'deki aşı geliştirme çalışmalarının 6 merkezde devam
ettiğini, 3 merkezde virüsün izolasyonunun sağlandığını ve bu noktadaki yeni
gelişmeler oldukça da bilgilendirme yapacaklarını ifade etti.
Aşının insanlara uygulanmasıyla ilgili İngiltere'nin yol
aldığına dikkati çeken Koca, bugün İngiltere Sağlık Bakanı ile görüştüğünü, iki
ülkenin geldiği genel durumu ele aldıklarını ve tecrübe paylaşımında
bulunduklarını belirtti.
Koca, İngiltere'nin koruyucu ekipmanla ilgili bazı
taleplerinin olduğunu ve dün o konuyla ilgili izni verdiklerini belirterek,
şöyle devam etti: "Türkiye İngiltere'ye ikinci kez yardım etme noktasında
bir adım atmış oldu. Bundan sonraki süreçte de hem İngiltere'nin hem bizim
bilim insanlarımızın karşılıklı bilgi alışverişi ve özellikle tecrübe paylaşımı
içinde bir yaklaşımları olacak. Aşı ile ilgili konuyu sorduğumuzda bunun yarın
için uygulanacağını ama bu aşının hemen genel anlamda her şey iyi giderse ne
zaman kullanılabilirliğini sorduğumuzda da her şey iyi giderse eylülden önce
kullanımının şu an söz konusu olmadığını ifade ettiler."
"DOĞRUSU YENİ
BİR DALGAYI BEKLEMİYORUZ"
Vatandaşların tedbirlere uyması ve her şeyin planlandığı
şekilde ilerlemesi halinde normalleşmenin ne zaman başlayacağı ve ikinci dalga
tehlikesinden endişe edilip edilmediği sorusu üzerine Koca, temas, mesafe ve
izolasyon kurallarına harfiyen uyulması halinde önlerindeki takvimi daha rahat
söyleme imkanları olduğunu söyledi.
Koca, şunları belirtti: "Ramazanın kendine has
hareketliliğini fırsata çevirerek bu dönemi özellikle bu kurallara, tedbirlere
uyma noktasında bir gayret içinde geçirelim diye söylüyoruz. Eğer bu çerçevede
olmaya devam ederse biz yeni bir dalgayı doğrusu beklemiyoruz. Yani yeni bir
dalga tedbirlere uymamız ile doğru orantılı bir durum. Fakat bazı illerimizin
yer yer daha riskli olduğunu biliyoruz. O nedenle de önümüzdeki dönemde bazı
illerimizde daha farklı yaklaşımlar içinde olabiliriz. Bu da tamamen bundan
sonraki süreçte o bölgelerdeki, illerdeki vaka sayısının dağılımı
yapacaklarımızı belirlemiş olur."
Bir basın mensubunun, New York Times gazetesinin bir
haberinde İstanbul'da son iki yıla göre bu yıl ölüm sayılarında ciddi bir artış
olduğunu, Türkiye'nin de verilerini gizlediğini öne sürdüğünü, özellikle 9
Mart-12 Nisan arasında geçen senenin ortalamasına kıyasla 2 bin 100 daha fazla
ölüm yaşandığı iddiaları ile özel sağlık kurumunda çalışan bir kısım hekimin
ücretsiz izne çıkarıldığı haberlerine yönelik sorusuna Koca, "İzne
çıkarıldığı konusunu bilmiyorum, ben olduğunu tahmin etmiyorum çünkü bu dönemde
yoğunluğun olduğunu biliyoruz." diye yanıtladı.
Bakan Koca, New York Times'ın iddialarına ilişkin de
"Söz konusu haber Türkiye karşıtlığı üzerine özellikle kurgulanmış bir
haber. Biz bugüne kadar şeffaf bir şekilde bütün bilgilendirmeleri DSÖ'ye,
DSÖ'nün istediği şekliyle verdik, vermeye devam ediyoruz." dedi.
Dünya Sağlık Örgütünün iki kodundan bahsedildiğini ve bu
iki kodun iki hafta öncesine kadar olmadığını söyleyen Koca, şunları kaydetti:
"Yani salgının 5. ayına giriyoruz ve bu dönemde dünya bu iki kodla
bildirim yapmıyordu. Peki neyle bildirim yapıyordu. Dünya, doğrulanmış korona
koduyla bu bilgilendirmeyi yapıyordu. İki hafta öncesinde niye bir değişiklik
oldu. Giderek yayıldığı için PCR testini yapamayan ülkelerin olduğu, bu
ülkelerin bu bildirimi nasıl yapacağı sorusu gündeme geldi. PCR testinin
yapılamadığı yerler için ikinci bir kod tanımlaması yaptı. Dünya, iki haftadan
bu yana iki tane kod tanımlamasıyla Dünya Sağlık Örgütüne bildirmiyor. Yani PCR
testinin doğrulanmış tanıyı bütün dünya iki hafta öncesi verdi, bu değişiklik
sonrası da aynı şekilde vermeye devam etti. PCR testini yapamayan ülkeler için
diğer kodu açmış oldu. Dolayısıyla bu anlamda hiçbir sorun yok."
Koca, İstanbul özelinde ise Hıfzıssıhha Kurulunun 30
Mart'ta, İller İdaresinin ise 26 Mart'ta ölüm raporu olanların il dışında defnedilmemesi
kararını aldığını anımsatarak, İstanbul'da vefat edenlerin memleketleri yerine
İstanbul'a defnedildiğini, bu nedenle de bazı mezarlıklarda kalabalıkların
olabileceğini söyledi.
Bakılması gerekenin Türkiye'deki ölüm oranları olduğunu
belirten Koca, şöyle dedi:
"2019 yılında toplam Türkiye'de ölüm sayısı 152 bin
289. Son 5 yıl içinde yıllık ölümde artış oranı ise her yıl 2,89. Yani son 5
yılda 2019 dahil olmak üzere yüzde 2,89 oranında ölümlerde artış gördük.
2019'da 152 bin 289 olan ölüm sayısını baz aldığımızda 2020'de bu ortalama
yıllık ölümdeki artış oranıyla baktığımızda, 156 bin 684 beklenen ölüm. 1
Ocak-20 Nisan arasını söylüyorum. Hem 2019 hem 2020 için söylüyorum. 2019'da
152 bin 289 iken 2020'de beklenen 156 bin 684, artış oranı ilave ederek
söylüyorum. Peki gerçekleşen ölüm sayısı 153 bin 766. Beklenen 156 bin 684, 1
Ocak-20 Nisan arası gerçekleşen 153 bin 766. Nerede artış?"
"BELGEYİ
DÜZENLEYEN, HEPİMİZİN GÜVENECEĞİ HEKİMLERİMİZ"
"Ölüm belgesini düzenleyen o kurumda çalışan hekim.
Bakanlık buradan o tanıyı koymuyor. Belgeyi düzenleyen, hepimizin güveneceği
hekimlerimiz." ifadelerini kullanan Koca, şöyle konuştu:
"Dünyada yatak sayısı boyutuyla Avrupa bizim iki
katımıza yakın yatağa sahip ve bu yataklarında şu an yer bulamıyor. Fuarlarda,
AVM'lerde, stadyumlarda yeri geldiğinde hasta takip ediyor, huzurevlerindeki,
palyatif hastalarını hastanelere yatırmıyor. Biz ise hem huzurevlerindeki hem
palyatif bakımdaki hastalarımızı sonuna kadar hem de temasları dahil olmak
üzere hastanelerimizde takip ediyoruz ve yatak doluluk oranımız yüzde 30."
"Yatak doluluk oranı bu kadar düşük olan bir
Türkiye'de ölüm oranlarını nasıl yüksek bekliyorsunuz?" diye soran Koca,
bunun Türkiye'deki sağlık sisteminin ve bir milyon 100 bin sağlık çalışanının
başarısı olduğunu vurguladı.
"BİZ AMERİKA
DEĞİLİZ, BİZ İNGİLTERE DEĞİLİZ, BİZ ALMANYA DEĞİLİZ"
Koca, sağlık çalışanlarına güvenilmesi ve Türkiye'nin
sağlık sistemiyle gurur duyulması gerektiğini belirterek, "Sağlık
çalışanlarımızın özellikle hekimlerimizin bu dönemde destan yazdığından emin
olunuz." dedi.
Gelecek haftalarda yayınlarla bunu kanıtlayacaklarını
aktaran Koca, "Halen Amerika, halen Avrupa, halen İskandinav ülkeleri
belirtisi olan, öksürüğü, semptomu olan hastayı sağlık kuruluşunda tedavi etmiyor.
14 gün evde kalmasını ve solunum sıkıntısı olduğunda hastaneye müracaat etmesi
şeklinde bir yaklaşım içinde ama biz hastalarımıza, 'Bizim sağlık
kuruluşlarımızda yükümüz fazla değil, bu anlamda herhangi bir semptomunuz varsa
lütfen evde beklemeyin erken bu kuruluşlarımıza müracaat edin, biz Amerika
değiliz, biz İngiltere değiliz, biz Almanya değiliz, bu anlamda Türkiye'nin
sağlık sistemine ve hekimlerine, çalışanlarına lütfen güvenin ve gurur duyun.'
diyoruz."
'BÜYÜKLERİMİZ VE
GENÇLERİMİZE, 'BİRAZ DAHA SABIR' DİYORUZ'
İlk etabı hizmete giren Başakşehir Şehir Hastanesi ile
İstanbul'da yapımına devam edilen hastaneler için sağlık personeli alımı olup
olmayacağına ilişkin soruya Bakan Koca, yakın bir zaman önce yaklaşık 37 bin
sağlık personelini istihdam ettiklerini, bunların kısa bir süre sonra görev
yerlerine dağıtılacağını söyledi.
Bakan Koca, Başakşehir Şehir Hastanesi'nin 20 Mayıs'ta
tam kapasite hizmet verdiğinde 3 bin 750 sağlık personeli ve 480 doktorun
burada hizmet vereceğini de bildirdi.
Sokağa çıkma kısıtlaması bulunan 65 yaş üstü ve 20 yaş
altı kişilerin belirli günlerde dışarı çıkıp çıkamayacaklarına ilişkin soruya
da Bakan Koca, şu cevabı verdi: "Gençlerimiz ve büyüklerimiz, bu dönemde
büyük fedakarlıkta bulundu. Sokağa çıkma kısıtlamasıyla 65 yaş üzeri pozitif
vaka oranı yüzde 38'lerden yüzde 17'lere düştü. Bu sonuç, alınan tedbirlerde ne
kadar başarılı olduğumuz ve büyüklerimizi nasıl koruduğumuz açısından
önemlidir. Bu konu Bilim Kurulunda gündem oldu ama önemli bir döneme girdik.
Vaka sayısının azalış gösterdiği bugünlerde yoğun bakım, hastaneye yatış ve
entübe edilen hastaların azaldığını birçok hastanede görüyoruz. O nedenle
kurulda, 'Bir kaç haftayı daha sabırla geçirelim' diye genel anlamda düşünüldü.
Büyüklerimiz ve gençlerimize, 'Biraz daha sabır' diyoruz. İnşallah yakın
zamanda bahara hızla geçmiş oluruz."
Bakan Koca'ya, salgın nedeniyle mezuniyetlerine birkaç ay
kalan hekim adaylarına sahada görev verilip verilmeyeceği de soruldu.
Salgın nedeniyle bütün dünyada hekim ihtiyacının ortaya
çıktığını, Türkiye'de de olası bir durum karşısında neler yapabileceklerini
virüsün yayıldığı ilk günlerde gündemlerine aldıklarını aktaran Koca, "Çok
rahatlıkla söyleyebilirim ki bu dönemde sağlık kuruluşlarımızdaki yatak doluluk
oranı yüzde 30 civarındadır. Hekim açığımız genel olarak var ama salgına
yönelik ciddi bir sorunumuzun olmadığını görüyoruz. Bu nedenle bütün dünyada
yapıldığı gibi hekim adaylarının erken mezun edilmesi ve bir an önce onlardan
istifade edilmesi yaklaşımını, bizde ihtiyaç olmadığı için, düşünmüyoruz."
diye konuştu.
Soru üzerine Bakan Koca, gelecek haftalarda vaka
sayılarındaki düşüşün devam etmesinin yanı sıra ramazanda alınacak tedbirlere
ne kadar uyulduğunu gördükten sonra okulların açılmasına yönelik değerlendirme
yapabileceklerini aktardı.
Okulların erken dönemde açılmasının söz konusu olmadığını
belirten Koca, gelecek haftaların seyrine göre konunun Bilim Kurulunun
gündemine gelebileceğini söyledi.
İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyelerinin sokağa
çıkma kısıtlaması nedeniyle ulaşım seferlerini azalttıklarının ifade edilmesi
üzerine de Bakan Koca, "Burada esas olan sosyal mesafenin korunabilir
olmasıdır. Bunun için de sefer sayılarını azaltmak değil arttırmak gerekiyor.
Sefer sayılarının azaltılmasının doğru olduğuna inanmıyoruz." dedi. (AA)
YORUMLAR