BEE'O'dan yapılan açıklamaya göre, Bursa’da BEE’O UP
sponsorluğunda Arı Ürünleri ile Doğal Beslenme Semineri gerçekleştirildi.
BEE’O Propolis, Gıda Yüksek Mühendisi Propolis Uzmanı
Aslı Elif Tanuğur Samancı, balın kovandan alındığı hali ile tüketilebilen,
bozulmayan doğal bir gıda olduğunu, pastörize edilmesi gerek bulunmadığını
belirterek, "Pastörizasyon yani yüksek sıcaklıklara ısıtma işlemi balın
içerisinde doğal olarak bulunan enzimler, vitaminler ve antioksidan özelliğe
sahip bazı ve fenolik ve flavonoid yapıdaki değerli bileşenlerin azalmasına
neden olur. Filtrasyon ise balın doğal bileşiminde yer alan polenlerin
azalmasına neden olur. Ham bal pastörize ve polenleri tutacak derecede filtre
edilmediğinden besin içeriği tüm doğallık ve saflığıyla korunmaktadır.”
ifadelerini kullandı.
Samancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bal kovandan elde edildikten kısa bir süre sonra
katılaşır yani kristalleşir. Halk arasında bu durum şekerlenme olarak da
adlandırılır. Aslında bu tamamen doğal bir olaydır ve bal kristalleşmiş hali
ile de tüketilebilir. Ancak bu tamamen doğal olan ve sadece fiziksel bir
değişim olan durumu engellemek için, ballara pastörizasyon dediğimiz, 65-76
derece aralığında yüksek sıcaklık işlemi uygulanmaktadır. Süt ve meyve
sularına raf ömrünü sağlamak amacıyla uygulanan bu işlemin ballara uygulanması
hiç gerekli değildir. Zaten bal kovandan çıktığı haliyle bozulmayan, raf ömrü
çok uzun bir gıdadır. Bu işlemin bala uygulanıyor olmasının tek amacı,
balların, raflarda daha uzun süre şeffaf ve berrak bir şekilde kalmasını sağlamaktır.
Ancak bal 45 derecenin üzerinde ısıtıldığında, besin değeri azalmaktadır.
İçerisindeki enzimler, proteinler, vitaminler ve antioksidan özelliğe sahip
fenolik ve flavonoid yapıdaki değerli bileşenler zarar görmektedir. Bu durumda
da balın hiçbir faydasından söz edilememektedir. Dolayısıyla, balın pastörize
ve filtre edilmemiş ham hali ile tüketilmesi daha doğrudur. Ne yazık ki
Türkiye’deki piyasa ballarının yüzde 80’i pastörize ediliyor ve bu durum etiket
üzerinde belirtilmiyor.”
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ateş Kara
ise bal ham halde iken antibakteriyel aktivite gösteren doğal bir gıda olduğuna
işaret ederek, şunları kaydetti:
"Her çocuk ortalama olarak senede 3-8 kez viral üst
solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor. Üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren
çocukların yüzde 76’sında öksürük şikayeti gözlemliyoruz. Ben kendi hastalarıma
ham bal öneriyorum ve çocuklarda görülen boğaz ağrısı, öksürük gibi
şikayetlerin ham bal ile azaldığını birebir gözlemliyorum. Ham Balın içerisinde
aminoasitler, A, C, E ve B grubu vitaminleri, folik asit, demir, çinko ve
antioksidan özellik gösteren fenolik ve flavonoid bileşenler yer alıyor. Bal bu
değerli içeriğiyle antienflamatuvar, antiviral, antibakteriyel ve antioksidan
özellik gösteriyor. Öksürüğün azalmasına yardımcı oluyor. Bal polisakkaritleri
mukoza üzerinde film tabaka oluşturarak irritasyonu engelliyor. Dolayısıyla
balın besin öğelerinin korunduğu ham bal formunu beslenme planına dahil
ettiğimizde hastaların iyileşme süresinde kısalma gözlemliyoruz.”
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Güldane
Koturoğlu ise doktorların, bilim insanlarının takip ettiği veri tabanlarında
ham bal ile ilgili birçok bilimsel çalışma olduğunu belirterek, “Bu
çalışmalardan birinden bahsetmek istiyorum. 2007 yılında American Medical
Association tarafından yayınlanan çalışmada, üst solunum yolları enfeksiyonu
geçiren çocuklarda ham bal kullanımının etkisi araştırılmıştır. Çalışma, 2-18
yaşları arasındaki 105 çocuk üzerinde uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda,
bal uygulanan grupta gece öksürükleri ve uyku kalitesinde iyileşme görüldüğü
belirlenmiş ve destek olarak kullanılabileceği belirtilmiştir. Bu gibi
çalışmalar gösteriyor ki balın tedaviye destek olarak kullanıldığında faydası
olabilmektedir.” ifadelerini kullandı. (AA)
YORUMLAR