“Buna karşın gençlikte alınacak basit önlemlerle yaşlılık
dönemini sağlıklı geçirmek mümkün. Hele bir de yaşlılıkta dikkat edeceğiniz
bazı kurallar fiziksel ve ruhsal anlamda son derece olumlu katkı yapacaktır.”
diyor. Dr. Yaser Süleymanoğlu 18-24 Mart Yaşlılar Haftası kapsamında sağlıklı
yaşlılığın 10 püf noktasını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Dans edin
Müzik eşliğinde dans edin. Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinde
müzik eşliğinde dans etmenin sağlıklı yaşlanmaya olan etkisi uzun yıllar önce
kanıtlanmış. Dans terapisi günümüzde Avrupa ülkelerinde kurumsallaşmış durumda.
Bu konuda çalışan yaşlılık uzmanları, fizyoterapistler, sağlıklı yaşlanma ve
koruyucu rehabilitasyon kapsamında yaşlıları bu tür dans kulüplerine
yönlendiriyorlar. Dans terapisi yaşlıların kendilerini daha iyi hissetmelerini
sağlıyor, depresyona girmelerini engelliyor. Daha güçlü bir kas sistemine
yardımcı olurken, düşme riskini azaltıyor. Üstelik yalnızlık hissini engelleyip
yaşama daha olumlu ve daha katılımcı bakmayı sağlıyor.
Düzenli egzersiz
yapın
Düzenli egzersiz ve düzenli nefes alıp verme sayesinde
akciğerde biriken karbonmonoksit ve toksik karbon gazları dışarı atılıyor.
Düzenli egzersiz sadece akciğer değil; kas, böbrek ve beyin hücrelerinde
birikmiş olan laktik asidin de atılmasına yardımcı oluyor. Kalp kası
gençleşirken, kılcal damar dolaşımı daha etkin hale geliyor, antioksidan
sistemi daha rahat çalışıyor. Düzenli egzersiz kalp yetmezliğini düzeltirken,
kan şekeri ve tansiyonu da dengeliyor.
Kaliteli uyuyun
Uzun süre uyumak yerine yeterli ve kaliteli uyuyun.
Yaşlılarda 5-6 saatlik kaliteli uyku bağışıklık sistemini güçlendiriyor, derin
uyku sırasında beyinden salgılanan melatonin hormonunun salınması ile vücut
rahatlıyor, antioksidan sistemi devreye girerek toksinlerin vücuttan atılmasına
olanak sağlıyor, kişi kendini daha zinde hissediyor. Melatonin hormonunun
salınımı çok hassas. Gecenin en karanlık ve sessiz ortamında başlıyor, gece
yarısından sonra doruk seviyeye ulaşıp tekrar azalıyor. Bu nedenle uykuya en
geç 23:00’de geçmiş olun. Yatak odasında gece lambası da kullanmayın.
Beyaz undan
kaçının
Beyaz ve rafine gıda insülin salgısını artırırken,
karaciğer yağlanması ve obeziteye neden oluyor. Bu durum damar sertliği, kalp
hastalıkları, diyabet ve kanser riskini artırıyor. Karbonhidrat yerine günde en
az bir porsiyon sebze ve iki porsiyon meyve tüketmeye çalışın. Ancak gut
hastalığı olanlar aşırı protein tüketiminden (et, kurubaklagil, kuru sebze),
diyabet hastaları da aşırı şekerli meyvelerden uzak durmalı. Üzüm ve muz yerine
yeşil elma ve kiviyi tercih edebilirsiniz. Nar suyu gibi sıkılmış meyve suları
karaciğer yağlanması ve şekerin yükselmesine neden olabildiğinden aşırısından
kaçının.
Tuzu kısıtlayın
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yaser Süleymanoğlu “Sofrada
tuzluk kullanmamakla tuz alımını yüzde 15 azaltabilirsiniz. Yemeklerin tadına
bakmadan tuz kullanma alışkanlığından vazgeçin. Yemeklerinizi tuz yerine
baharatlarla tatlandırabilirsiniz. Ketçap, hazır turşu ve salata sosları gibi
yiyeceklerin tuz içeriği yüksek olduğundan bu besinlerden uzak durun ya da çok
nadir tüketin. Hipertansiyonunuz varsa satın aldığınız ürünlerin etiketlerini
mutlaka okuyun; tuzsuz ya da tuzu azaltılmış besinleri tercih edin” diyor.
Düzenli kontrol
yaptırın
Düzenli muayene ve tetkiklerin doğru zamanda yapılmasıyla
birçok ölümcül hastalıktan kurtulmak mümkün. Hiçbir şikayetiniz olmasa da yılda
bir kez yaptıracağınız check-up ile erken dönemde belirti vermeyen ve sinsice
ilerleyen hastalıklar yakalanıp, erken teşhis sayesinde tedavi şansı elde
edebilirsiniz.
Sigara ve sigara
dumanından uzak durun
Sigara, içerisindeki 4 bini aşkın kanserojen madde ile
sağlık için en büyük tehlike. Pasif içiciler de sigara içen kişilerin yanında
durarak 3 bin 700 çeşit kimyasal gazdan zarar görüyor. Bunların büyük bir kısmı
zehirli, geriye kalan kısmını da kanserojen gazlar oluşturuyor. Sigara dumanına
ne kadar çok maruz kalınırsa kalp krizi geçirme ve akciğer kanseri olma riski o
oranda artıyor. Hamilelikte içilen sigara da hem anneye hem bebeğe zarar
veriyor.
Bol bol su için
Mutlaka günde 1,5-2 litre su tüketin. Su ile karaciğer,
bağırsak ve böbreklerden toksinlerin atılımı kolaylaşıyor. Su içmek için
susamayı beklemeyin. Az su içilmesi, ter bezi ve böbreklerin çalışma hızını
yavaşlatması nedeni ile mikroplara davetiye çıkarıyor. Hastalık süreci de daha
uzun sürüyor.
Grip ve zatürre
aşısı yaptırın
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yaser Süleymanoğlu “Dünyadaki
salgın hastalıklar günümüzde kolayca yayılıyor. Son yıllarda grip ve zatürrenin
sıklığı da giderek artıyor. Dünya Sağlık Örgütü bu hastalıklardan en iyi
korunma yöntemini aşılanma olarak bildiriyor. Özellikle riskli olarak kabul
edilen kişilerin (çocukluk çağı, 65 yaş ve üstü, kronik kalp, diyabet, KOAH ve
astım hastaları) hekimine danışarak aşı yaptırmasında fayda var” diyor.
Olumlu düşünün
Zihninizi dinlendirin, olumlu düşünün. Stresinizi
yönetemiyorsanız gerektiğinde bir uzmandan yardım alın. Amerika Psikoloji
Derneği’nin araştırmalarına göre; stres, yetişkinlerin yüzde 40’tan fazlasında
uyku sorununa yol açıyor. Ayrıca araştırmalar yoga, gevşeme egzersizleri, müzik
dinlemek, resim yapmak gibi faaliyetlerin stresin azalmasına yardımcı olduğunu
gösteriyor.
YORUMLAR