Fikri mülkiyet haklarını ağır biçimde ihlal eden bu
sorunun üstesinden gelmenin yolu, yetkili merciler, hak sahipleri birlikleri ve
diğer paydaşlar arasında etkili diyalog ortamı oluştururken tüketiciyi ne
pahasına bu ürünleri tükettiği konusunda bilinçlendirmekten geçiyor” dedi.
Ticari marka haklarının korunması, sahte, taklit ve kaçak
gibi yasa dışı ürünlerle mücadele ve tüketicilere iyi tercih hakkı sunabilme
misyonuyla kurulan gönüllü özel sektör inisiyatifi Marka Koruma Grubu (MKG), 6
Haziran Dünya Sahtecilikle Mücadele Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
MKG’nin daha önce kamuoyuna açıkladığı, “21. Yüzyılın Sorunu Kaçak, Taklit ve
Sahte Ürünler” isimli rapordan verilerin paylaşıldığı açıklamada, özellikle
teknolojik gelişmeler ve internet kullanımının yaygınlaşmasıyla “sahte, taklit
ve kaçak ürün piyasasında ciddi bir artış görüldüğü” vurgulandı. MKG Sözcüsü
Aslıhan Aydınlık imzasıyla yapılan açıklamada şöyle denildi:
KOBİ’lerin önünü tıkıyor
“Türkiye, dünyada en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler
sıralamasında Çin’in ardından ikinci sıraya yerleşmiştir. Ülkemizde yaklaşık
17,2 milyar dolar büyüklüğe ulaşan sahte, taklit ve kaçak ürün piyasasının
geldiği nokta ekonominin sürdürülebilir gelişimi açısından endişe verici boyuttadır.
Bu büyüklüğe internetten korsan yollarla indirilen ürünler dahil değildir. Yasa
dışı ticaret nedeniyle devlet sahte, taklit ve kaçak ürünlerden 7,2 milyar
dolar vergi kaybına uğramaktadır. Ekonomi Bakanlığı tarafından yayınlanan
yatırım teşvik istatistiklerine göre Türkiye’de bir birim istihdamı yaratmanın
ortalama maliyeti 150.000 dolardır. Dolayısıyla, 7,2 milyar dolarlık vergi
kaybı 90.000 kişinin istihdamına denk gelmektedir. Türkiye’deki 2017 işsizlik
oranı %10,9 ve işsiz sayısının da 3 milyon 330 bin olduğu göz önünde
bulundurulursa, 90.000 kişilik istihdam kaybı oldukça dikkat çekicidir.
Türkiye’de fikri hak ihlallerinin yaygınlığı, marka olma çabasındaki KOBİ’lerin tasarım, özgün ürün ve marka üreterek gelişmesine ket vurmaktadır. Diğer taraftan ülkenin yatırım cazibesi de azalmaktadır. Ekonomilerin sürdürülebilir şekilde büyümesi, inovasyon ve inovasyonla yaratılan özgün ürünlerin fikri mülkiyet hakları çerçevesinde yasalarla korunmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Gerek yerel gerekse uluslararası inovasyona yatırım yapan, AR-GE çalışmaları yürüterek tüketici ihtiyaçları doğrultusunda özgün ürün üreten firmaların marka, patent, endüstriyel tasarım ve telif haklarını koruyan fikri mülkiyet haklarının örnek uygulamalarla sahte, taklit ve kaçak ürünlere karşı korunması, caydırıcı cezaların uygulanması, bu alanda yatırım yapan sanayici ve orijinal fikrin sahibi tasarımcının gelişimine olanak sağlayacak kurumsal ortamı yaratacaktır. Sahte, taklit ve korsan ürünler piyasada; görünürlüğü yüksek, düşük teknolojili, yüksek hacimli ve çok bilinen gıda, kişisel bakım ve ev bakım ürünleri; bilgisayar oyunları, CD, DVD, otomobil ve uçak parçaları gibi ileri teknolojili yüksek fiyatlı ürünler, çok yüksek gelir gruplarına hitap eden lüks giyim eşyası, aksesuar, parfüm, gözlük, saat gibi ürünler, tütün ürünleri ve alkollü içecekler, ileri teknoloji ürünü olan ve yoğun AR-GE gerektiren ilaç ve sanayii ürünlerinde görülmektedir. Sahte, taklit ve kaçak ürünlerin %15’i tüketicinin günlük rutini içinde kullandığı temel ürünlerden oluşmakta olup, tüketici açısından hem kısa hem de uzun vadede büyük sağlık riskleri içermektedir. Bu ürünler, orijinal ürünlerle aynı tasarıma ve pakete sahip olsalar bile, içerikleri bakımından büyük farklılıklar göstermekte ve çok düşük kalitede hammadde ile üretilmektedirler.
Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu’nun uygulanması konusunda;
ilgili alanda uzman savcı ve hakim yetiştirilmesi, gümrüklerde yakalanan sahte,
taklit ve kaçak malların piyasaya sürümünü engelleyici düzenlemelerin
getirilmesi, gümrükten ihaleyle satılan malların sahte, taklit ve kaçak ürünler
olduğu konusunda tüketicinin bilinçlendirilmesi piyasadaki denetimlerin
artırılması, yargılama sürecinin hızlandırılması, gümrüklerde yakalanan sahte
ürünlerin imhasının kolaylaştırılması, cezaların caydırıcı hale getirilmesi
gibi önlemler tüm sektörlerde sahte, taklit ve kaçak faaliyetlerinin
önlenmesinde etkili olacaktır. Yetkili merciler, hak sahipleri birlikleri ve
diğer paydaşlar arasında etkili diyalog ortamını oluşturmak büyük önem
taşımaktadır. Sahte, taklit ve kaçak faaliyetlerinin çoğu kez aslında
uluslararası boyutu da olan organize örgütlenmeler olduğu dikkate alındığında,
bu faaliyetlerle mücadelede başarılı olunabilmesi, ilgili tüm tarafların
sürekli olarak koordinasyon içinde bulunmasını gerektirmektedir.
Sahte, taklit ve kaçak mallarla mücadelede en önemli adım
tüketicinin konuyla ilgili bilinçlendirilmesinden geçmektedir. Kamuoyuna;
sahte, taklit ya da kaçak ürünlerin sadece tüketicinin sağlığına değil, çevre
sağlığına ve ekonomin sürdürülebilir gelişimine de verdiği zararı anlatmak,
tüketicinin sahte, taklit ve kaçak ürünleri tüketmek konusunda değerlendirme
yapmasına olanak verecek verileri sağlamak MKG olarak önceliklerimizdendir. Bu
amaçla MKG, 2001 yılındaki kuruluşundan itibaren sahte, taklit ve kaçak
piyasasını inceleyen verileri içeren raporları öğretim üyeleriyle iş birliği
yaparak üretmiş, yayınlamış ve bu çerçevede birçok organizasyon
gerçekleştirerek bu verilerin kamuoyu ile paylaşılmasını sağlayan
bilinçlendirme çalışmalarını yürütmüştür. Mücadele alanında sağlanacak kurumsal
iyileştirmeler, Türkiye’de ekonominin sürdürülebilir gelişimine ve işsizlik
oranın da hızla düşmesine büyük katkı sağlayacaktır.
YORUMLAR