Sani Konukoğlu
Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde halka açık konferanslar kapsamında, “Tüp
Bebek Tedavisinde Güncel Gelişmeler” konusunu anlatan Doç. Dr. Temur, tüp bebek
uygulamasını, “Eşlerin kendi döl-soy hücreleri, (kadında yumurta, erkekte
sperm) kullanılarak, laboratuvar ortamında birleştirme ile elde edilen bebek (embriyo)
hücrelerinin, kateter yardımı ile anne adayının rahmine transferi- geri
verilmesi ile elde edilen gebelik işlemi” olarak tanımladı.
Doç. Dr. Temur, bu
uygulamanın kadındaki döngüye ve aylık üreme periyoduna göre ayarlandığını ve gebelik
sağlanana kadar, aralıklarla devam edilebilen bir tedavi yöntemi olduğunu
söyledi.
İLK TÜP BEBEK YÖNTEMİ
İlk tüp bebek
yöntemi ile elde edilen gebeliğin, 1978 yılında İngiltere’de sağlıklı bir doğum
ile sonuçlandığını anımsatan Doç. Dr. Temur, aradan geçen 40 yıllık sürede en
büyük yeniliklerden birinin 1993 yılında, mikroenjeksiyon yönteminin keşfi
olduğuna vurgu yaptı.
Doç. Dr. Temur,
“1993 yılına kadar uygulanan klasik tüp bebek (IVF) yöntemi yerine, cerrahi
sperm elde edilmesi gereken, ağır ciddi erkek nedenli kısırlıkta, çok çok az
sayıdaki spermlerle döllenmeye imkân veren mikroenjeksiyon (intra sitoplazmik
sperm enjeksiyonu: yumurta içine sperm zerkedilmesi) yönteminin keşfi ile
döllenme ve gebelikte daha yüksek oranda başarı mümkün hale gelmiştir” diye
konuştu.
GEBELİK ORANI YÜKSELDİ
Kadına uygulanan
yumurtlama tedavisinde, daha gelişmiş, ileri gen teknoloji ile üretilen ilaçlar
ve başlandığı yıllarla kıyaslanmayacak kadar daha gelişmiş olan IVF laboratuvar
alet, kültür ve havalandırma-iklimlendirme koşulları nedeniyle yüzde 20-25
civarındaki gebelik oranlarının, günümüzde yüzde 40-50’lere kadar artırıldığını
vurgulayan Doç. Dr. Temur, embriyoların laboratuvar ortamında geliştirilmesi,
izlenmesi (embriyoskop) ve bunların kayıt edilebilmesinin son yıllardaki önemli
ilerlemelerden olduğuna dikkat çekti.
Doç. Dr. Temur,
önceki yıllarda embriyo (bebek hücresi) oluşturulduğu dönemde hemen transfer
edilirken, son yıllarda embriyoların dondurulma ve çözülme yöntemindeki
değişiklikler sonucu, bu hücrelerin harap olmadan sağlıklı olarak çözülebilmesi
nedeniyle, dondurulmuş- çözülmüş embriyo kullanım oranlarının daha da arttığını
bildirdi.
Tüm bunların
yanında, genetik bilimindeki ilerlemelere paralel olarak embriyoda genetik
analizlerin daha geniş uygulama alanı bulduğunu ve total embriyo genetiğinin
çalışılabilir hale geldiğine işaret eden Doç. Dr. Temur, bu ilerlemelerin özellikle
bazı hastalıklarda, sağlıklı bebeğe ulaşma imkanını artırdığının altını çizdi.
BAŞARI İÇİN ANNE ADAYININ YAŞI ÇOK ÖNEMLİ
Yardımcı üreme
tekniklerinde (tüp bebek, mikroenjeksiyon vs.) başarı için anne adayının
yaşının çok büyük önem taşıdığını anımsatan Doç. Dr. Temur, şöyle devam etti: “Anne
adayının yaşı ne kadar ileriyse, özellikle 35-37 yaş sonrasında, üreme hücresi (yumurta)
kalitesi ve sayısı azalmakta yani daha az ve kalitesiz yumurta elde
edilebilmektedir. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen çiftler evliliklerinin ilk
yılında ya da evlenmeyi düşündüklerinde, üreme sağlığı açısından mutlaka
değerlendirilmeli, üreme potansiyelinin tespitinin ardından, gerekli
uygulamaların ne zaman yapılacağına karar verilmelidir.”
BÖLGENİN İLK TÜP MERKEZİ
SANKO
Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin bölgenin ilk
tüp bebek merkezini 2001 yılında bünyesinde hizmete sunduğunu hatırlatan Doç.
Dr. Temur, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüp Bebek Merkezimiz, yeni gelişmeleri
takip ederek, son sistem cihazları, yetişmiş tecrübeli ekibi ile halkımızın her
zaman hizmetindedir. Uygulamalar sonucunda dünya ile yarışır gebelik oranları
ve tüp bebek yönetmeliğine göre çiftlerin devlet yardımı ile tüp bebek
yaptırabilmesi için gerekli prosedürleri kendi hastanesi bünyesinde
yapabilmektedir. Çiftlerin üç kez (resmi raporlu) tüp bebek uygulaması için
uygulama raporu ve de ilaç raporları düzenlenebilmektedir.”
SANKO
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, sunumunun ardından katılımcıların
sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Temur’a verdiği bilgiler için kutladı ve belge
takdim etti.
YORUMLAR