Konferansın açılış konuşmasını yapan SANKO Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Güner Dağlı, üniversitelerin pek çok görevi olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Dağlı, “Liseden mezun olan öğrenciler gerek bilgiyi gerekse
bilgiyi nasıl kullanacaklarını ve nasıl üreteceklerini gelişim çağlarını
tamamladıkları üniversitelerde öğrenirler” dedi.
Üniversitelerin en önemli görevlerinden birinin de elde ettiği
bilgileri paydaşlarının kullanımına sunması olduğunu belirten Prof. Dr. Dağlı,
“Biz de buradan yola çıkarak, bölgemizde sık karşılaşılan koroner arter
hastalıkları ve korunma yollarıyla ilgili paylaşımda bulunmak istedik. Verimli
bir konferans geçireceğinize inanıyorum. Katılımınız için teşekkür ederim” ifadelerine
yer verdi.
YAŞLA BİRLİKTE RİSK DE
ARTIYOR
ABD Pittsburgh Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
de olan Prof. Dr. Soran koroner arter hastalığının kalbi besleyen damarların
daralması ya da tıkanmasına verilen isim olduğuna vurgu yaptı.
Prof. Dr. Soran, son 20 yıldır hastalığın tedavisinde çok önemli
gelişmeler olmasına rağmen halen bu hastalıktan ölümün Türkiye’de tüm ölüm
nedenleri içinde yüzde 30’luk bir payla birinci sırada yer aldığına dikkat
çekti.
Koroner arter hastalığının birçok risk faktörü bulunduğunu anlatan Prof.
Dr. Soran, “Bunlardan biri de yaştır; 45 yaşın üzerine çıktıkça riskimiz daha
da artmaktadır” diye konuştu.
Epidemiyolojik (toplumda hastalık, sağlık, vb. dağılımı) verileri
incelediklerinde Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olmamıza rağmen, riski yaşla
artan bu hastalıktan ölüm oranında Avrupa’da birinci sırada yer aldığımız
sonucuna ulaştıklarının altını çizen Prof. Dr. Soran şöyle devam etti: “Bu çok
ciddi bir çelişki. Ülkemizde bir yerlerde yanlış yapıyoruz. Bu ya teşhis ya
tedavi ya da birincil korumadaki yanlış. Teşhis ve tedavi ile ilgili rakamları
inceleyip Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda birçok Avrupa ülkesinden
daha ilerde olduğumuz, özellikle girişimsel tedavilerde ön safhalarda yer
aldığımız dikkat çekiyor. Ancak birincil ya da ikincil korumada maalesef
senelerdir yapılanlarla bir başarı trendi yakalayamadık.”
SANKO ÜNİVERSİTESİ DÜNYADA
İLK KEZ KULLANILAN MODEL OLUŞTURDU
Koroner arter hastalığından korunma yolları konusunda özellikle
yöresel faktörler de dikkate alınıp etkin ancak düşük maliyetli bilimsel
yöntemleri kullanmaya başlamanın çok önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr.
Soran, SANKO Üniversitesi olarak, tüm bunları göz önünde tutarak, koroner arter
hastalığı risk faktörleri yönetimi konusunda dünyada ilk kez kullanılan bir
model oluşturduklarını belirtti.
“Dört yıldır yürüttüğümüz çalışmanın ilk aşamasını başarıyla tamamlayarak,
sonuçlarını bu yıl Portekiz’de yapılan Avrupa Kardiyoloji-Europrevent
Kongresi’nde sunduk” diyen Prof. Dr. Soran, konuyla ilgili şu bilgileri
paylaştı: “Bilimsel seviyesi ileri düzeyde olan böyle bir kongrede de bir ilke
imza attık ve çalışmamızın sonuçlarını yetiştirdiğimiz 5’inci sınıf tıp fakültesi
öğrencimize sundurduk. Çalışmamız farklı aşamaları olan, uzun bir eğitim
sürecine yayılmakta.
Yapılandırılmış eğitim ve takip programı aracılığı ile
öğrencilerimiz öğrendiklerini üretkenliğe çevirmekte, sadece yaşadıkları şehri
aydınlatabilmenin mutluluğunu değil, aynı zamanda akademik başarı ile genç
yaşta tanışma şansını da yakalayabilmekte, öğrencilik dönemlerini sadece
öğrenerek değil, üreterek de geçirmekteler.
Bugün çalışmamızın ikinci aşamasına geçtik, ilk aşamada
geliştirdiğimiz eğitim ve takip programını ekonomik seviyesi düşük halkın
hizmetine sunmuştuk, ikinci aşamada ise farklı sosyo-demografik özellikler
içeren mavi yaka eğitim ve takip programına başlıyoruz.”
Çağımızda üniversitelerin sadece eğitim vermekle yetinmemesi
gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Soran, sözlerini şöyle tamamladı: “Üniversiteler,
öğrencileri ve öğretim görevlileri ile bilimsel veriler ışığında halkın eğitim
ve hizmetinde aktif rol almalıdır. Bu tarz çalışmalar ekip işidir. Başarıya
ulaşmada akademik ve idari kadro desteği çok önemlidir. Rektörümüz Prof. Dr.
Güner Dağlı’ya desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.”
Programın sonunda SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi 4’üncü sınıf
öğrencileri uygulama projesinin ikinci aşamasında bilimsel olarak ispatlanmış
yaşam tarzı değişiklikleri konusunda yardımcı olmak üzere çalışmaya başladı.
YORUMLAR