Şarbon hastalığı ile ilgili uyarılarda bulunan Prof. Dr. Ayaz,
doğrudan temasın bu hayvanların etinin yenilmesi ya da hayvanın kesilmesi
sırasında kanı ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ile gerçekleştiğini
belirterek, “Dolaylı temas ise sanayi ürünlerinde kullanılan hayvan yünleri,
derileri vb. ile temastır” dedi.
Şarbon hastalığının mikrobun vücuda girmesinden itibaren
yaklaşık 2-7 gün sonra ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Ayaz, şöyle devam
etti:
“Ülkemizde en sık görülen şekli deri şarbonudur. Bakterinin
deriden girdiği yerde, ilk önce böcek ısırığına benzer kaşıntılı bir şişlik
oluşur. Bu şişlik 1-2 gün içerisinde 1-3 santimetre çapında siyah renkte bir
yaraya dönüşür.
Bağırsak şarbonu ise şarbonlu hayvanların etinin çiğ
yenmesi sonucu oluşur. Bulantı, kusma, ateş gibi belirtilerle başlar, bunu
karın ağrısı, kanlı kusma ve kanlı ishal izler. Bu tip şarbonda tedaviye rağmen
ölüm oranı yüksektir.
Akciğer şarbonu, sanayi ürünlerinde kullanılan hayvan
yünleri, derileri ve kıllarının solunum yolu ile alınmasıyla bulaşır. Soğuk
algınlığına benzeyen belirtilerle başlar, yüksek ateş, solunum güçlüğü vb. ağır
bulgularla devam ederek ölümle sonuçlanır.”
ŞARBONDAN
KORUNMADA NE YAPILMALIDIR?
Şarbondan korunmak için yapılması gerekenlere değinen
Prof. Dr. Ayaz, “Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya ölen hayvanlar asla
kesilmemeli ve derisi yüzülmemelidir. Şarbondan ölen hayvanlar mümkünse
yakılarak imha edilmeli veya 2 metre derinliğinde çukurlar açılarak üzerine
sönmemiş kireç dökülüp gömülmelidir” diye konuştu.
Hasta hayvanların bulundukları ahırlar ve taşındıkları
araçların dezenfekte edilmesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Ayaz, “Hasta
hayvanların temas ettiği yem maddeleri, altlıklar ve gübre gibi bulaşık materyaller
yakılarak imha edilmelidir. Hastalık şüphesiyle yetkili birimler tarafından
konulan karantina süresi sona ermeden hayvanlar kesilmemeli ve etleri
yenmemelidir. Hastalığın görüldüğü bölgelerde, hayvanlar şarbona karşı
aşılanmalıdır” uyarılarında bulundu.
YORUMLAR