Belediye Rumkale
Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikte bir konuşma yapan SANKO Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, bu konferansları üniversitelerin görevleri
arasında olan halkı bilgilendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirdiklerini
söyledi.
Prof. Dr. Dağlı, “Önümüzdeki
on yılda dünyanın en fazla mücadele etmek zorunda kalacağı sorunların başında
gelen aşırı şişmanlık konusu bütün toplumlar için büyük bir tehlike” dedi.
Bu konuda en büyük
risk grubu olan gençler ve ailelere büyük görevler düştüğünü kaydeden Prof. Dr.
Dağlı, gençlere şimdiden bazı alışkanlıklar kazandırılabilirse, obezite
tehlikesinden de korunabileceklerini, bunun da beslenmeyle olduğu kadar
fiziksel aktivitiyle de doğrudan ilişkili olduğuna vurgu yaptı.
PROF. DR. NURTEN BUDAK
Sağlık Bilimleri
Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurten Budak da
ergenliğin, yaşamda büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu dönemlerden birisi
olduğuna dikkat çekti.
Ergenlik döneminde
en önemli hedefin ergenin büyüme ve gelişmesinin sağlıklı olarak gerçekleşmesi
olduğunu anlatan Prof. Dr. Budak, “Sağlığın temeli ‘yeterli ve dengeli
beslenmektir’. Türkiye’de ergenlerin yeterli ve dengeli beslenmemesinden
kaynaklanan sağlık sorunları mevcuttur” diye konuştu.
“Ülkemizin kaynaklarınızdan
yeterince ve bilinçli bir şekilde yararlanmıyoruz. Bu da sonuçta bizlere sağlık
sorunları olarak dönüyor” diyen Prof. Dr. Budak, yeterli ve dengeli
beslenmemekten kaynaklanan ağlık sorunlarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Zayıflık
ve şişmanlık, vitamin ve mineral yetersizlikleri, diş çürümeleri ülkemizde
ergenlerin başlıca sağlık sorunlarıdır. Bu sağlık sorunlarının nedenlerinin
başında; beslenme bilgi yetersizliği ve hatalı beslenme alışkanlıkları
gelmektedir. Üniversitemiz tarafından düzenlenen bu etkinlik kapsamında
ergenlerin yeterli ve dengeli beslenme konusunda bilgilendirilmesini
amaçlıyoruz.”
ÖĞR. GÖR. İPEK KATIRCI KIRMACI
Sağlık Bilimleri
Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Öğr. Gör. İpek Katırcı
Kırmacı da ergenliğin yetişkinliğe ilk adım, çocukluktan yetişkinliğe geçiş
evresi olduğunu bildirdi.
“Bu geçiş evresi;
bireyin kendi kendisiyle en çok meşgul olduğu, nasıl gözüktüğü ile ilgili
endişelerinin en yüksek seviyede görüldüğü dönemdir” diyen Kırmacı, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Neredeyse, kendi
benliğinde, aynaya her baktığında görüntüsü değişmekte ve büyük bir ihtimalle,
orantısızlaşmakta, çirkinleşmektedir. Kolları bacakları büyür, kızlarda
göğüsler gelişir, vücudun değişik yerlerinde kıllar çıkar, sivilceler oluşur ve
bütün bu değişimler, yaşıtlarından çok farklı zamanlarda olabilir. Tüm bu
fiziksel değişimler bireyde ruhsal değişimlere de yol açar.
Ergenlik döneminde
meydana gelen fiziksel ve ruhsal değişikliklerle baş etme yöntemlerinden biri de
fiziksel aktivitedir. Fiziksel aktivite sağlık açısından faydalı olmasının yanı
sıra, beden imajı algısını arttırılmasında, bireyin özgüveninin artmasında
önemli bir yere sahiptir. Yapılan çalışmalarda kendine güven, beden imgesi ve
egzersiz arasında olumlu bir ilişki, beden ağırlığı ile kendine güven arasında
olumsuz bir ilişki olduğunu göstermiştir. Egzersiz sonucundaki beden imgesinin
kendine olan güveni etkileyen en güçlü etken olduğu bulunmuştur.
Özellikle kadınlar
arasında yapılan çalışmalarda egzersiz yapmanın en belirgin sebebinin kilo
kontrolü olduğu saptanmıştır. Ergenlik döneminde spora yönlendirilen bireyler
üzerine yapılan bir diğer çalışmada da; fiziksel aktivite erkek ergenlerin
benlik kavramlarının gelişmesi açısından etkili bulunmuştur. Diğer bir sonuç
ise beden imgelerinden memnun olan öğrencilerin, okulda, sporda ve günlük
hayatta daha güvenli olduklarını göstermiştir.”
Sunumların
ardından Hemşirelik Bölümü Öğr. Görevlisi Zeynep Doğan, hemşirelik
öğrencilerinden oluşan ekibi ile katılımcılardan dileyenlerin kan basıncı
ölçümünü, mezura ile bel ölçümünü ve kan şekeri ölçümünü gerçekleştirdi.
Konferansa Sağlık
Bilimleri Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu da katıldı.
YORUMLAR