Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesinden
Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, çocuğun hayatında önemli dönüm
noktalarından birinin okul dönemi olduğunu söyledi.
Ruhsal iyilik hali
sadece aileye bağlı değil!
İçinde bulunduğumuz dönemde ebeveynlerin çocukları için
en iyi ve en doğru okulu bulmak için çaba gösterdiğini belirten Yrd. Doç. Dr.
Emel Sarı Gökten, “Çocuğunun gideceği okulu belirlemek anne ve babaların belki
de en çok üzerinde düşündükleri ve hata yapmaktan korktukları konulardan
biridir. Özenerek büyüttükleri ve en değerli varlık olarak gördüğü çocuklarının
mutlu olacakları, güzelce şekillenecekleri ve hayata hazırlanacakları bir
ortama sokarken anne ve babalar belirgin bir kaygı yaşarlar. Anne ve babalar bu
kaygıyı yaşamakta oldukça haklılar. Çünkü hayatının ilk yıllarında sadece anne
babası ve aile çevresinin etkisi altında olan çocuklar yavaş yavaş belli sosyal
ortamlara girmeye ve aile dışında insanlarla temas halinde olmaya başlarlar.
Dolayısıyla ruhsal iyilik hali artık sadece ailenin yaklaşımına bağlı olmaktan
çıkar” dedi.
Çocukların ve tabi sonrasında erişkinlerin ruhsal
gelişimi ve iyilik hali için okul hayatının, okuldaki arkadaşlıklar,
öğretmenlerle kurulan ilişkiler ve akademik başarının son derece önemli
olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Psikiyatrik görüşmelerde
bazen erişkin yaşta bile insanların çocukken öğretmenleri ya da okul ortamı ile
ilgili yaşadıkları güçlüklerden ve olumsuz anılardan etkilenmeye devam
ettiklerini görüyoruz. Gelecekte oluşabilecek her türlü olayı ya da travmayı
elbette ki önleyemeyebiliriz ancak yine de çocuğumuza okul seçerken onun mutlu
olacağı bir ortamı belirlemek için dikkatli olunabilir” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, bu noktaları şöyle
sıraladı:
Çocuğun seveceği
bir ortam olmalı: Okul öncesi eğitim döneminde okul seçerken akademik
beklentiden öte çocuğun seveceği, olumlu bir okul algısı oluşturabileceği,
oyunlar oynayıp ilk arkadaşlıklarını kuracağı bir okul ortamı olmasına dikkat
edilmeli. Çocuğun anne ve babası ile kurduğu güzel ilişkiye öğretmen gibi bir
yetişkinin de eklenmesiyle farklı bir boyuta taşınacak huzurlu bir okul ortamı
aranmalıdır. Bu dönemde anne ve babaların mutlaka dikkat etmeleri gereken diğer
bir nokta okulun çocukları için güvenli bir yer olmasıdır.
Okul öncesi dönem
çok önemli: Ortalama 3 yaşlarına gelmiş bir çocuğun artık yavaş yavaş okula
hazırlanmaya başlanması gerekir. Okul öncesi eğitim almış olan çocukların
almamış olanlara göre zihinsel becerilerinin daha olumlu geliştiği ve akademik
başarı ve uyumlarının daha iyi olduğu araştırmalarla desteklenmiştir. Bu
nedenle anne ve babaların bu yaş çocukları için okul araştırmaları doğru olur.
Eğitim şartlarını
araştırın: İlkokul dönemi artık akademik hayata geçişin başlangıç
dönemidir. Çocukların sevecekleri, kendilerini güvende ve mutlu hissedecekleri
bir ortam olmasının yanı sıra okulun asgari eğitim şartlarını da karşılaması
gerekir. Akademik başarı ve gelişime verilen önem ve verilme şekli okuldan okula,
hatta öğretmenden öğretmene değişebilir.
Çocuğunuzun
özelliklerini göz önünde bulundurun: Ailenin akademik başarı konusundaki
beklentisi, çocuğun yapısal ve gelişimsel özellikleri, zekâsı, yerinde
oturabilme, dinleme becerileri, kurallara uymaya ne kadar istekli olduğu gibi
özellikler değerlendirilmeli ve çocuğun gidebileceği okulların bir listesi
çıkarılmalıdır. Öğrenme hızı yüksek, kurallara ve düzene çabuk alışabilen bir
çocuğun akademik başarıyı önde tutan bir okulda eğitim alması uygun olabilir.
Okul öncesi
öğretmenlerinden görüş alın: Ancak akranlarına göre daha zor öğrenen,
dinlemekte zorlanan, tekrarla daha iyi öğrenebilen bir çocuğun akademik
beklentisi yüksek bir okulda eğitim görmeye zorlanması çocuk için olumsuz
etkiler yaratabilir. Çocuğumuzun öğrenme hızı ve okulla ilgili beklentilerimizi
düşünürken mutlaka okul öncesinde ona eğitim vermiş öğretmenlerimizden destek
ve öneri almalıyız. Çünkü anne ve babaların duygusal nedenlerle objektif bir
şekilde değerlendiremedikleri birçok konuyu öğretmenler daha net
değerlendirebilir. Bazen öğrenme kapasitesi çok yüksek ama bununla birlikte
kurallara uymakta ve davranışlarını kontrol etmekte zorlanan ve dıştan bir
kontrole ihtiyaç duyan çocuklarla karşılaşırız. Böyle çocuklar için de
kuralların ve disiplinin tutarlı ve net olarak uygulandığı, bir taraftan sıcak
bir ilişki kurmaya dikkat eden ve sınırları sık sık hatırlatan okul ortamları
ve öğretmenlere ihtiyaç vardır.
Okul değiştirmek
yararlı olabilir: Gerekli tüm araştırmayı ve değerlendirmeyi yapmanıza rağmen
yine de karar verdiğiniz okulla ve öğretmenle ilgili zorluklar ya da problemler
yaşanabilir. Hayatta hiçbir kararın yüzde 100 garantisi yoktur. Zorluklar ve
problemler konusunda kabullenici ve çözüm odaklı olabilmek, gerekli durumlarda
çocuğumuzu da objektif bir değerlendirmeye tutmak, yine de olmuyorsa okul ya da
sınıf değişikliği yapmak gerekli olabilir. Okulu ya da sınıfı değiştirmek demek
mutlaka çocuğun hayatında olumsuz bir etki yapacak şeklinde endişeler
yersizdir. Yeni ortam onun için yeni bir başlangıç ve ruhsal gelişimi için
oldukça önemli bir adım bile olabilir.
Her çocuk özeldir:Unutmamamız gereken çocuklarımızın her birinin çok özel, kendi bireysel güçlü ya da zayıf yönleri olan ve geliştirilebilir varlıklar olduğu, bununla birlikte biz anne babalar, öğretmenler, okul ortamı, doktorlar ve sosyal çevre olarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığımız takdirde her çocuğun kazanılabilecek olmasıdır.”
YORUMLAR