Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz
Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Öner Çelik, akıllı telefonların hayatımıza
girmesinden sonra pek çok kişide estetik kaygılarla beraber estetik ameliyat
sıklığının arttığını bildirdi.
Maltepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, görüşlerine
yer verilen Çelik, burnun eğriliği sonucu oluşan nefes alma sorununu
çözmek amacıyla yapılan deviasyon ve estetik olarak burnun şeklini değiştiren rinoplasti
ameliyatlarıyla ilgili merak edilenlere açıklık getirdi.
Özellikle akıllı telefonların hayatımıza girmesinden
sonra pek çok kişide estetik kaygılarla beraber estetik ameliyat sıklığının
arttığını vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
"Selfie merakı, insanların yüzünü fark etmesine ve
bir takım deformeleri görmesine neden oldu. 'Benim burnumun kanadı şöyle',
'Burnumun üstü böyle görünüyor', 'Profilden çekince burnum iyi görünmüyor' gibi
değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Son yıllarda estetik ameliyatların patlama
yapmasının nedeni selfieler. Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde
böyle. Türkiye’ye de yurt dışından gelen pek çok hastamız var. Kanada’dan,
ABD’den, Arap ülkeleri ve İsrail’den çok hasta estetik için bize
geliyor."
Deviasyonun burnu ikiye bölen, kıkırdak ve kemik yapıdan
oluşan ortadaki bölgenin bir tarafa doğru eğri olmasından kaynaklanan ve nefes
almayı güçleştiren anatomik bozukluk olduğunu ifade ederek Çelik, deviasyon
ameliyatlarındaki başarı yüzdelerine özellikle dikkati çekti.
Deviasyonun nedenlerine dikkati çeken Doç. Dr. Çelik şunları kaydetti: "Nefes almada güçlük, burun tıkanıklığı, nadiren baş ağrısı şikayetleriyle doktora başvurulur. Özellikle spor yaparken burnun tıkanması, uykuda horlama, ağız açık uyuma, uykuda solunum kesilmeleri, uyku bölünmeleri şeklinde de ortaya çıkar. Uyku apnesine de yol açabilir. Diş etlerinde problemler, kronik farenjit, daha ileri safhalarda kalp fonksiyonlarını etkileyebilecek bir takım rahatsızlıklar da burun ile ortaya çıkarabiliyor."
Toplumda çok sık görülen bir rahatsızlık olmasına karşın
birçok kişinin horlama ve baş ağrıları ortaya çıkıncaya kadar deviasyon
sorununun farkına varamadığını belirten Çelik, çocuklarda solunum güçlüğü, ağzı
açık uyuma ve buna bağlı olarak bademciklerin büyümesi, geniz etinin ilerlemesi
şeklinde de deviasyonun ortaya çıkabildiğini ifade ederek, kadınlarda 16,
erkeklerde 18 yaşından sonra ameliyat yapabildiklerini vurguladı.
Burun
fonksiyonları devre dışı kalıyor
Deviasyon nedeniyle burnun nemlendirme yapamadığını,
filitrizasyon, havayı ısıtarak akciğerlere gönderme, mikropları tutma gibi
görevlerin devre dışı kaldığına dikkati çeken Çelik, "Bu durumda direkt
olarak ağızdan soluma yapan bir kişide ağızdan başlarsak ağız kuruluğu, diş
etlerinde problemler, farenjit, akciğerlerle ilgili problemler ortaya
çıkabiliyor. Horlamayla birlikte olunca bazen solunum kesikliği dediğimiz uyku
apne hastalığına varıncaya kadar burun tıkanıklıkları yapabiliyor."
ifadelerini kullandı.
Burundan nefes
neden önemli?
Deviasyonun kalbe etkisiyle ilgili yapılan çalışmalarda,
ameliyat sonrası kalbin pompalama gücünde ciddi artışlar saptandığı ve kardiyak
fonksiyonların daha iyiye gittiğinin görüldüğü bilgisini veren Çelik,
kalbin düzenli çalışması, bazı fonksiyonlarını tam yapabilmesi için burundan
sağlıklı nefes almanın önemine dikkati çekti.
Bazı hastaların ise ileri deviasyonları olmasına karşın
durumdan şikayetçi olmadıklarını belirten Çelik, şöyle devam etti: "Deviasyonun
seviyeleri var. Her burundaki ufak tefek eğrilikleri ameliyat etmeye gerek yok.
Hastada sıkıntıya yol açıyorsa cerrahi yapıyoruz. Deviasyon dışında burun
içerisindeki tıkanıklığa bir takım polipler, burun etlerindeki bozukluk ya da
büyümeler, alerjik rinitler de neden olabiliyor. Deviasyon fonksiyonel açıdan
nefes almaya engel patolojik durumlara sebep oluyorsa, baş ağrısı, burun
tıkanıklığıyla birlikte ağzı açık uyumak, uykuda solunum kesilmesi gibi
belirtiler oluşmuş ise kişi ameliyat edilmelidir."
"Nefes yüzde
80 düzeliyor"
Deviasyon ameliyatı sonrası nefes alıp vermenin ortalama yüzde 80 düzeldiğine
dikkati çeken Çelik, hastaların günlük yaşam kalitelerinin arttığını,
bazılarında horlamanın hemen yok olduğunu bildirdiğini kaydetti. Uyku apnesinin
azaldığını, uzun dönemde kalp fonksiyonlarının daha iyi etkilediğini de
vurgulayan Çelik, ameliyatın genel anestezi altında yaklaşık bir saat
sürdüğünü, beraberinde estetik müdahale olduğunda sürenin dört saate
ulaşabildiğini bilgisini verdi. Çelik, hastaların sadece bir süre buruna
takılan tampon nedeniyle sıkıntı yaşayabileceğini ifade etti.
Geçmişte ameliyat sonrası yaşanan enfeksiyonların
kullanılan yeni tür tamponlarla azaldığını, enfeksiyon riskinin azaldığını,
ancak nadiren dikişlerde enfeksiyon veya kan birikmesi yaşanabileceğini
belirten Çelik, en geç iki hafta içinde hastanın rutin hayatına döndüğünü
kaydetti.
Doç. Dr. Öner Çelik, rinoplasti ameliyatlarını Türkiye’de
çok görülen kırık ve eğri burunlar için yaptıklarını, estetik amaç dışında
burun tıkanıklığını gidermek için fonksiyonel açıdan da bu yola başvurduklarını
belirtti. Rinoplasti ameliyatlarının 'burun sırtını koruyan' ve 'korumayan
cerrahi' şeklinde ikiye ayrıldığını, her iki tekniğin de açık ve kapalı olarak
yapılabildiğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti: "Açık teknikte
genellikle burun orta bölmesinin cilt kısmında, dudağın hemen üstünde bir kesi
yapılıyor. Kapalı teknikte ise burun dışında hiçbir kesi olmaksızın işlem
tamamen içeride gerçekleşiyor. Burun üzerindeki tümseklik, hörgüç klasik
tekniklerde kesip çıkartılıyordu. Ancak son yıllarda her vaka için geçerli
olmasa da kesmeden burun içinden bir takım küçültmeler, burun sırtı orijinali
gibi kalarak içeriden çökertmeyle estetik ameliyatı yapıyoruz. Buna burun sırtı
koruyucu cerrahi deniyor. Ameliyat sonrası ağrı minimum oluyor."
Ameliyatı herkesin anlamamasının estetik burun cerrahisi
başarısının bir göstergesi olduğunu söyleyen Çelik, estetik burun
ameliyatlarının 2-2,5 saat arasında sürdüğünü, bu sürenin uygulanan teknik ve
burun yapısına göre değişebildiğini belirtti. Çelik, bazı durumlarda işlem
süresinin dört saate kadar uzayabildiğini belirterek, "Tampon, atelle
birlikte bir hafta kalıyor. Bir haftalık sürede burun içi daha iyi iyileşiyor.
İyileşme süresi iki haftayı da bulabiliyor." bilgilerini verdi
Geçmiş yıllarda ameliyat sonrasında 3-4 hafta burun ve
yüzde morluk, şişlik görüldüğünü, ancak artık morluk ve şişliğin en geç
dördüncü günde kaybolduğunu kaydeden Çelik, son yıllarda kullanılan tekniklerle
ameliyat sonrası burun ucu düşmelerinin de çok azaldığını vurguladı.
Ameliyattan sonra
güneş ve gözlük yasak
Doç. Dr. Çelik, ameliyat öncesi yapılması ve yapılmaması
gerekenleri de şu şekilde sıraladı:
"Ameliyattan bir hafta önce kan sulandırıcıların,
ağrı kesicilerin kesilmesi gerekiyor. Ameliyat sırasında kanamayla ilgili
sıkıntı olmaması için bitkisel ilaçlardan da kaçınılmalıdır. Ameliyattan bir
hafta sonra bu ilaçları alabilirler. Ameliyat sonrası 3-4 kez buz tedavisi
öneriyoruz. Ağır spor yapmaması, egzersizlerden kaçınmasını söylüyoruz.
Ameliyattan sonra üç ay boyunca gözlük takmaması gerekiyor. Güneşe çıkarken
cildin hasar görmemesi için koruyucu kremler kullanılmalıdır. Burun ucunda kesi
yapmışsak iz kalmasını minimuma indirecek bir takım kremler kullanılmasını
istiyoruz. Darbeye dikkat edilmeli, ilk altı ayda ufak tefek travmalardan dahi
kaçınılmalı. Burnun içine normal su çekilmemeli. Burun temizliği için özel
solüsyonlar kullanılmalı. İlk bir-iki ay havuza da girilmemesini
istiyoruz." (AA)
YORUMLAR