Bu yıl 56'ıncısı düzenlenen Antalya Altın Portakal Film
Festivali'nde "Onur Ödülü"ne
layık görülen sanatçılar Selma Güneri ve Ahmet Mekin sanatseverlerle buluştu.
Antalya Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde
"öze dönüş" temasıyla gerçekleştirilen festival kapsamında sanatçılar
Güneri ve Mekin, Antalya Kültür Merkezi Perge Salonu'nda "60'lardan bugüne
aşk ve sinema" konulu söyleşide sinemaseverlerle bir araya geldi.
Sanatçı Güneri, burada yaptığı konuşmada, izleyici olarak
katıldığı bir oyunculuk yarışmasında birinci olduğunu, sonrasında ise sinema
hayatının süregeldiğini ifade etti.
Sanatçı bir aileden geldiğini ama buna rağmen annesinin
kendisinin oyuncu olmasına müsaade etmediğini söyleyen Güneri, ilk sinema
filminin Halit Refik'in yönettiği "İstanbul'un Kızları", ilk
başrolünün ise Duygu Sağıroğlu'nun "Bitmeyen Yol" filmi olduğunu anlattı.
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin 3'üncüsünün
düzenlendiği yıl "en iyi kadın oyuncu ödülü"ne layık görüldüğünü
aktaran Güneri, "Sinema bir aşktır." şeklinde konuştu.
"Sinema
kalıcıdır, diziler sabun köpüğüdür"
Sinema işinin sevilmeden yapılamayacağına işaret eden
Güneri, "Sinemanın tozunu yutunca bir daha sahneden vazgeçemiyorsunuz.
Sinema benim için çok farklı, özel bir yere sahip. Sinema kalıcıdır, diziler
sabun köpüğüdür." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de çok iyi sinema yapıtları olmasına rağmen
dünyada hala yeterince sesinin duyurulamadığını ifade eden Güneri, Türk
filmlerinin tanıtıma ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Sinema sanatçısı Ahmet Mekin de gençlik yıllarında
futbolla ilgilendiğini ve oyunculuk gibi bir düşüncesinin olmadığını aktardı.
Oyuncu Kenan Pars ve bu alanda çalışan diğer
arkadaşlarının ısrarı ve ekonomik sıkıntılardan dolayı oyunculuğa başladığını
ifade eden Mekin, sinemaya bir kere adım atıldığında artık vazgeçilemediğini
dile getirdi.
"Sinema
dışında başka bir iş yapmayı düşünemiyorum"
Para kazanmaya başladığı sektörde 1956'dan 2019'a kadar
sinema sahnesinde kaldığını belirten Mekin, "Türk sineması bize çok şey
öğretti. Bize kazandırdığı disiplini, azmi ve daha birçok şeyi var. Sinema
dışında başka bir iş yapmayı düşünemiyorum ve bundan sonra da başka bir iş
yapmayı düşünemiyorum." diye konuştu.
Yeşilçam'da yokluklara rağmen film çektiklerini aktaran
Mekin, elle çekilen makine ve sabunların üzerinde yürütülen kameralar ile
çekilen filmler yaptıkları için şimdi çok mutlu olduğunu dile getirdi.
Sinemayı üç defa bıraktığını ama tekrar döndüğünü
belirten Mekin, şöyle konuştu: "Türk sineması bir nevi okul gibiydi,
insanlara güzel konuşmayı, insan gibi yaşamayı öğretti. Biz oynadığımız bütün
filmlerde ağlama sahnelerinde gerçekten ağladık, soğan falan kullanarak
ağlamadık. Bizde gerçekten oyunculuk yeteneği vardı. Alaylı mektepli konusunda
ben şimdi mektepli olmaktan yanayım ama insanda yetenek olmadı mı olmuyor.
Diziler kar etmek istiyor ama bunun karşılığını alamadığında bitiriliyor.
Sinemada ise ticaret artı sanat yapıyor."
Mekin, "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin
kendisi için özel bir yeri olduğunu belirterek, bu filmde ilk defa güçlü bir
kadın karakterinin ortaya konulduğunu ve filmde emek vurgusunun da ön plana
çıktığını sözlerine ekledi. (AA)
YORUMLAR