HAVAALANI NARLI’YA
YAPILMALIYDI
Eski Belediye Başkanı ve Milletvekili Ali Sezal Mimarlar
Odası’nın yayın organı olan Tavernaküler Bülten’e çarpıcı açıklamalarda
bulundu. Siyaset yaptığı dönemlerde yaşadığı sorunları, yaptığı ve yapamadığı
projeleri, kent siyasetinin dününü ve bugününü Tavernaküler Bülten’e yorumlayan
Sezal, belediye başkanlığı boyunca Havaalanının Narlı’ya yapılmasını çok
istediğini fakat dönemin diğer siyasi parti mensuplarınca engellendiğini
söyledi.
SİGARA İÇTİĞİM
İÇİN ADAM ADAYLIKTAN VAZGEÇTİ
Dünün siyaseti ile bugünün siyasetini de kıyaslayan
Sezal, gitmediği köy ve mezranın kalmadığını, Kahramanmaraş’ı adım adım
bildiğini söyledi. Parti çalışmalarından da bir örnek vererek konuşmasına devam
eden Sezal, “Çağlayancerit’e gittim, partiye üye yapacak adam bulamıyordum.
Hatta belediyede adayları yok denmesin diye ilkokul diplomalı birini bulsam
hemen aday yapacaktım. Çağlayancerit’te birini buldum, yalvarıp yakarıp aday
olmaya ikna ettim. Maraş’a yanıma geldi; ‘aday olurum ama gidip çalışmam’ dedi.
Tamam dedim, yeterki aday ol gidip çalışma dedim. Sonra bir sigara yaktım, ‘ben
sigara içenlerin partisinden aday olmam’ demez mi yarım saat tekrar yalvardım,
adam aday olmadı.
BUGÜN 6’INCI
SIRADA DA OLSAN YERİN GARANTİ
Bugün baktığınız zaman listeye girmek için bir biriyle
kıyasıya yarış var. Listenin 5’ine de girsen 6’ıncısına da girsen yerin
garanti. Bugün seçim kazanmak avucunun içinde, o günün şartlarında seçim
çalışmaları da farklıydı. Her şey değişti, o dönemlerde biner kişilik gruplara
ayaklarına kadar gider konuşurdun bugün basın aracılığıyla milyonlara anında
ulaşabiliyorsun.”
EN BÜYÜK ÜZÜNTÜM;
ERBAKAN HOCAM’A CEVAP VERMEMEMDİ
Siyasi hayatı boyunca çok zorlandığı bir olayı da itiraf
eden Kahramanmaraş siyasetinin duayen ismi Ali Sezal; “Siyasi hayatınız boyunca
mutlaka pişman olduğunuz olaylar olmuştur. Ben bir örnek vereyim; vereceğim
örnekte pişman olmadım ama çok zorlandım. Saadet Partisinin kurucularından
biriyim. Tayyip Bey o dönem beni Ak Partiye davet etti. İstanbul’da uçakta
karşıladı. Bende ‘Tayyip Bey ben gelmeyeyim, Erbakan Hocam beni çok sever
üzülmesin. Saadetten de Ak Partiden de aday olmayayım ama size destek vereyim’
dedim. Partinin seçime girmesi için şuan hatırlamıyorum ama sayı tam
sınırdaydı. Sayı tam sınırda olduğundan, bir milletvekilinin başına bir iş
gelse, bir kaza geçirse parti seçime giremeyecekti. Bende mecburen gitmek
zorunda kaldım. O tarihte tam Ankara’dan dönüyordum, Göksun’a vardığımda
Erbakan Hocam aradı ve telefonu kapattım. O en büyük pişmanlığım ve üzüntüm
oldu.” Dedi.
Belediyeyi ilk devir aldığı dönemde meclis üyelerini
nasıl oluşturduklarını, makam aracını İçişleri Bakanlığının nasıl aldığını ve
hatta o dönemde silah ruhsatı bile alamadığına dikkat çeken Sezal’ın
açıklamalarının detaylarını Mimarlar Odasının yayın organı olan Tevarnaküler
Bültende okuyabilirsiniz.
YORUMLAR