Bazı öğrencilerin çalışmakta zorlandığını, bazılarının pes ettiğini, bazılarının ise hala kafalarını kitaplardan kaldırmadığını söyleyen Acıbadem Adana Hastanesi Psikolog Hande Nacar Baş, tüm bu belirtilerin kaygıya işaret ettiğini dile getirerek sınav kaygısı ile başa çıkmanın yollarını ailelerle paylaşıyor.
Genç yaşlarda
kaygı ile baş etmeyi öğrenmek önemli
Sınav hayatın her yerinde ve dolayısıyla kaygı da devamlı
bizlerle. Bazı insanlar kaygının hayatın bir parçası olduğunu düşünüp bu
duyguyu normal karşılarken, bazısı baş etmekte zorlanıyor. Psikolog Hande Nacar
Baş, kaygı ile baş edemeyen insanların genellikle genç yaşlarda kaygı ile baş
etmeyi öğrenemeyen ve kaygılarının derin bir sebeple alakalı olduğunu fark
edemeyenler olduğuna vurgu yapıyor.
Kaygıyı aileden
öğreniyoruz
Kaygılı yetişkinlerin, gençlerin çocukluk çağlarına
bakıldığında ailelerinin de kaygılı olduğu, dolayısıyla kaygının “öğrenilen”
bir şey olduğu sonucu ortaya çıkıyor. “Kaygılı ailelerde çocuğa güven düşüktür.
Güvenmez ve arkalarını toplamak isterler. Çoğu kaygılı bireyin ailesi
mükemmeliyetçidir. Belki direkt söylenmemiştir ama çocuk hataya yer olmadığını
bilir ve daima doğru olmaya çabalar.” diyen Psikolog Nacar Baş, bu çocukların
genellikle başarısız olmamak için değil, ailelerine başarısız görünmemek için
çabaladığına dikkat çekiyor. Ortaya çıkan bir diğer durum ise bu kişilerin
onaylanmayı çok önemsemeleri ve çok yüksek standartlarla takdir edilmeyi
beklemeleri oluyor. Bu kişiler çoğunlukla kendilerini de takdir edemiyorlar.
Sınavlara büyük
anlamlar yüklemeyin
Sınav kaygısı olan gençlerde sınava yüklenen anlamın
oldukça büyük olduğu kuşkusuz. Sınavdan yüksek not almak sanki hayatın
kurtuluşu, mutluluğun tek formülü gibi algılanıyor. “Örneğin öğrenci tıp
fakültesini kazanınca sonsuz mutluluğa kavuşacağına inanıyor. Bu tıpkı
masallardaki gibi bir mutlu sona inanmaya benziyor. Fakat hayat böyle değil.
Sınav sonucu hayallerindeki gibi olsa da sonsuz mutluluk hayallerindeki gibi
elde edilmiyor.” şeklinde konuşan Psikolog Hande Nacar Baş, sınava yüklenilen
anlam büyüdükçe sınav kaygısının da büyüdüğünün, bu stresle baş edemeyen
kişinin de hem bedenen hem zihnen yorgun düştüğünün altını çiziyor.
Kendi
hayallerinizi çocuklara yüklemeyin
Sınav kaygısı olan çoğu çocuk sınavla kendilerini var
edeceklerine inanıyor ve yedek ya da alternatif bir plan da yapmıyorlar.
Başarılı ve başarısız olmak üzere iki seçenekleri olduğunu düşünen öğrenciler
için sınavı kazanamamak otomatik olarak başarısız olmak anlamına geliyor.
Kendine güvenleri olmayan bu gençler planlarında başarısız olurlarsa,
hayatlarını bitmiş gibi algılayarak kendilerinden vazgeçiyorlar ve mutsuz
oluyorlar.
Çoğu aileden duyduğumuz “Biz yapamadık bari gençler
yapsın” sözü çok da masum bir temenni değil. “Bu, ailenin çocuğuna empoze etmek
istediği hayallerin olduğunu hissettirir. Bazı aileler çocuklarının mesleğini
dahi seçmeye kalkışır, çocukları üzerinden kendi duygularını tatmin ederler”
diyen Psikolog Hande Nacar Baş, ne yaptığını bilmeyen bir gencin başarılı bir
çalışma hayatı olmasını bekleyemeyeceğimizi, önceliğin başarılı değil mutlu
çocuklar yetiştirmek olduğunu belirtiyor.
Ailelere öneriler:
• Çocuğunuzun sınava yüklediği anlamı azaltın
• Kendinizi eleştirin. Hiç hayallerinizi çocuğunuza
empoze ettiniz mi?
• Çocuğunuzun kendisini arkadaşları ile kıyaslamasına
izin vermeyin
• “Senin için her şeyi yaptık, sen de bizim için bu
sınavı kazan” gibi cümlelerle sınavı şahsileştirmeyin
• Çocuğunuz sınavı önemsizleştiriyorsa kendini korumak
içindir. Bir sınav sonucu onun değerini belirlemeyecek, bunu hissettirin.
YORUMLAR